Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
24 Ocak 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Harita
Yeryüzünün ya da bir bölümünün belli bir orana göre küçül­tülerek çizilen taslağına harita denir. İyi bilmediğimiz ülkelerin ya da bölgelerin yolla­rını, kentlerini, coğrafi özelliklerini tanımak için haritalardan yararlanırız. Gezginler, gemi kaptanları, uçak pilotları gidecekleri yolu planlamak ve onu izleyebilmek için haritalar­dan yararlanırlar. Maden mühendisleri yer­yüzündeki kayaç türlerini gösteren özel hari­talar kullanır. Yağışın, nüfusun, bitki örtüsü­nün, yetiştirilen ürünlerin ve hayvanların yeryüzündeki dağılımını gösteren özel harita­lar da vardır. Haritaların içerdiği bilgilerin gerçeğe en uygun olarak gösterilebilmesi için geliştirilen özel yöntemler ve kurallar harita­cılık bilimini oluşturur.

Haritacılığın Gelişimi


İlk haritaların yapımında çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Yüzlerce yıl önce, Büyük Okyanus'un güneyindeki adaların yerlileri yolcu­luklarında izledikleri yolları birbirine bağ­lanmış kamışlarla gösteren yol haritaları ya­parlardı. Amerika Yerlileri haritalarını geyik derisi üzerine çizerlerdi. Eski Asurlular hari­talarını kil tabletler üzerine kazır, sonra bu tabletleri fırınlayarak sertleştirirlerdi.

Dünya üzerinde yeni yerlerin keşfi daha geniş bölgeleri gösteren haritalar gerektirdi. Haritacılar bu haritaları yapmakta güçlükl karşılaştılar. Dünyanın uzak bir yerindeki bir adanın ya da bir ülkenin yerini harita üzerin­de nerede gösterecekleri konusunda, denizci­lerin ve gezginlerin anlattıkları dışında bil­giler yoktu. Bu sorunun çözümünü İS 2. yüzyılda yaşayan Yunanlı astronomi bilgini Batlamyus sağladı. Batlamyus, büyük bir top gibi yuvarlak olduğuna inandığı Dünya'yı, kuzey-güney doğrultusunda belirli aralıklarla uzanan çizgiler (boylam) ile doğu-batı doğrul­tusunda uzanarak onları kesen çizgilerin (en­lem) oluşturduğu bir çizgiler ağıyla sarılmış olarak çizdi. Batlamyus o harita üzerinde bildiği yerleri, kendi yaşadığı Mısır'ın İsken­deriye kentine uzaklığına ve yönüne göre ha­ritaya yerleştirdi. Böylece bir yerin harita üzerinde gösterilmesinde enlem ve boylam­dan yararlanıldı. 1300'lerde denizciler kıyı çizgisini gösteren, parşömen üzerine çizilmiş haritalar kullandı­lar. Portolan adı verilen bu haritalarda, örüm­cek ağını andıran çizgiler bütün limanları birbirine bağlardı. Denizciler yolculuklarında pusula yardımıyla bu çizgileri izleyerek liman­lar arasındaki en uygun yolda gitmiş olurlardı. Bunlara ve denizcilerin kullandığı öbür hari­talara deniz haritaları denir.

Bir dünya haritasını en doğru ve kolay olarak yapmanın yolu haritayı bir kürenin dış yüzeyine çizmektir. Nasıl bir portakalın kabu­ğu düz hale getirilemezse, Dünya'nın küresel olan yüzeyi de düz bir yüzeyde tam doğru olarak gösterilemez. Düzlem bir haritada ancak bazı öğeler gerçeğe uygun bir biçimde gösterilebilir. Çok büyük olmayan bir alanı göstermek için ise birçok yönden gerçeğe oldukça yakın, ama tam da gerçeği yansıtma­yan haritalar yapılabilir.

Bütün haritalar enlem ve boylamlardan oluşan bir çizgiler ağı temeline dayalıdır. Enlem ve boylamların düzlem bir yüzeye aktarılması için izdüşüm yöntemi kullanılır. Genellikle dünya ve deniz haritalarında, ilk kez 1568'de Mercator'un yaptığı ve onun adıyla anılan basit bir izdüşüm yöntemi kulla­nılır. Bu yöntemi anlamak için, içi boş say­dam bir kürenin dış yüzeyine dünya haritası­nın çizildiğini, yalnızca karaların koyu renge boyandığını düşünelim. Bir kâğıdı ekvator boyunca bir silindir oluşturacak biçimde küre­nin çevresine saralım. Kürenin merkezine yerleştirilen parlak bir ışık, küre yüzeyindeki haritanın görüntüsünü bir film görüntüsü gibi o kâğıdın üzerine aktaracaktır. Kâğıt üzerin­deki bu görüntü bir kalemle üzerinden gidilerek çizildikten sonra kâğıt, kürenin çevresin­den alınıp açılınca düzlem bir dünya haritası elde edilmiş olur. Buna silindirik izdüşüm yöntemi denir.

Mercator izdüşüm yöntemiyle yapılan bir haritada enlem ve boylamlar birbirini dik açıyla keser. Böylece iki yerin birbirine göre yönü, harita üzerinde gerçeğe uygun olarak gösterilmiş olur. Ama öte yandan, böyle bir haritada gösterilen yerlerin büyüklükleri, ek­vatordan uzaklaştıkça gerçek büyüklüklerin­den daha fazla olur ve kutup bölgeleri harita­da hiç gözükmez. Örneğin, bu yöntemle yapılmış bir haritada İzlanda gerçek büyüklü­ğünün yedi katı büyüklükte görülür.

Dünya haritalarının yapımında çok kullanı­lan başka bir izdüşüm yönteminde ise, yalnız­ca alan büyüklükleri gerçeğe uygun bir biçim­de gösterilebilir. Konik izdüşüm yönteminde, kürenin çevresine sarılan kâğıt, silindir biçi­minde değil, koni biçimindedir. Birçok yön­den gerçeğe yakın bir sonuç alındığı için bu yöntem atlaslarda çok kullanılır. Düzlemsel izdüşüm yönteminde ise, üzerinde izdüşüm alınan kâğıt, küreye bir noktada değer. Ge­nellikle kutup bölgelerinin haritasını yapmak­ta kullanılan bu yöntemde haritanın tam ortasında yer alan kutup noktalarını enlem daireleri çevreler; boylam daireleri (meridyenler) kutup noktalarından her yöne yayılan ışınlar görünümündedir.

Geometrik yöntemlerle gerçekleştirilen iz­düşümler, atlaslardaki haritaların yapımında ve denizcilikte karşılaşılan seyir sorunlarının çözümlemesinde kullanılır; ama "izdüşüm" sözcüğü birçok harita için yanıltıcıdır. Bunun nedeni, izdüşümlerin gerçekleştirilmesinde yararlanılan geometrik yöntemlerin Dünya' nın küre biçiminde olduğu varsayımına da­yanmasıdır. Ama gerçekte Dünya kutuplardan basık bir küre biçiminde­dir. Bu yüzden geometrik yöntemlerle izdüşü­mü almak yerine, karmaşık matematik for­müller kullanarak Dünya'nın düz bir yüzey üzerinde gösterilmesi gerçeğe daha yakın so­nuçlar verir.

Haritacılık


Haritacılar için gerekli olan bilgiler uzaydaki uydulardan, hava fotoğraflarından ve yerölçümlerinden elde edilir. Birçok ülkede, hari­taların hazırlanmasını ve basımını bir kamu kuruluşu üstlenmiştir. Günümüzde haritala­rın hazırlanmasında kullanılan bilgilerin çoğu özel donanımlı uçaklarla çekilen hava fotoğ­raflarından derlenir. Belirli bir yükseklikte, düz bir doğru üzerinde giden uçaktan düzenli aralıklarla yeryüzünün fotoğrafları çekilir. Bu fotoğraflar birbirine eklenerek bir arazi şeridinin fotoğrafı oluşturulur; bu şeritler yan yana getirilerek de haritası yapılacak tüm alanın fotoğrafı elde edilir. Daha sonra fotoğ­raflarda açıkça görülen noktalar arasında yerölçümleri yapılır. Böylece fotoğraflar bir­biriyle doğru bir biçimde ilişkilendirilir ve haritanın ölçeği tam olarak belirlenir.

Bir çizim makinesinde fotoğrafların üç bo­yutlu bir modeli incelenerek, haritanın çevre çizgileri ve bütün ayrıntıları çizilir. Daha sonra orman, demiryolu, karayolu, bataklık gibi yerleri belirten özel işaretler de çizilerek harita tamamlanır. Kullanılan özel işaretlerin anlamları genellikle haritanın bir köşesinde bulunan küçük bir çizelgede açıklanır.

Msxlabs & TemelBritannica
Son düzenleyen Safi; 10 Nisan 2017 20:07
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....