(1126-1198). Tam adı Ebu Velid Muhammed bin Ahmed bin Rüşd olan Arap filozofu İbn Rüşd, jbatıda Averroes adıyla bilinir. Batı ve İslart) düşüncesi üzerinde en çok etkili olan filozoflardan biridir.
Muvahhidler'in egemen olduğu dönemde İspanya'nın Kurtuba kentinde doğan İbn Rüşd, ünlü din bilginleri yetiştirmiş bir ailenin çocuğuydu. Kurtubâ'da din, felsefe, tıp ve edebiyat başta olmajk üzere döneminin tüm bilimlerini öğrenerek iyi bir eğitim gördü. Derin bilgisiyle kısa zamanda Endülüs'ün ünlü kişileri arasına girdi. Filozof İbn Tufeyl onu Muvahhidler'in $miri Ebu Yakub Yusuf la tanıştırdığında İbn Rüşd 30 yaşındaydı. Aristo felsefesine çok merajklı olan Emir Yusuf, İbn Rüşd'e Aristo çevirilerinin güç anlaşılır olmasından yakındı. Aristo'nun düşüncelerini anlaşılır bir dille yorumlamasını istedi.
İbn Rüşd 1169'da atandığı İşbiliye (Sevil-la), daha sonra da Kurtuba kadılığı sırasında Aristo üzerine çalıştjı. 1182'de Fas'ta Marakeş kentine yerleşen İbn Rüşd, saray başhekimi olarak emirden saygı ve ilgi gördü. Ama İbn Rüşd'ün düşünceleri "kelam" bilginlerini rahatsız ediyordu. Tanrı'dan, Tanrı'nın birliğinden söz eden ve inanç ilkelerini akıl yoluyla açıklamaya çalışan bir İslam bilimi olan kelam ile uğraşanlar felsefeyi gereksiz ve dine aykırı buluyorlardı. Bir gün biliciler (kâhinler) Tanrı'nın halka ceza (vermek için şiddetli bir fırtına çıkaracağını ye büyük bir felaket yaşanacağını söylediler. Halk korku ve telaşa kapılarak mahzenlere saklandı. Korku ve telaşı önlemek için valinin çağırdığı din adamları ve aralarında İbn Rüşd'ün de bulunduğu filozoflar tartıştılar. İbn Rüşd, kutsal kitaplara dayandırılsa da bu tür bilgilerin hayal ürünü olduğunu söyledi. Bu sözü onun dinsizlikle suçlanmasına yol açtı. İbn Rüşd görevinden ayrıldı ve Kurtuba'ya yerleşerek sessiz bir yaşam sürdü.
Aristo'nun görüşlerini benimseyen İslam filozoflarına ve onların görüşlerini savunanlara "gezinenler" anlamına gelen Meşşaiyun (Gezimciler) adı verilir. İbn Rüşd, Meşşaiyun felsefesine bağlı filozofların en ünlüsüdür.
Felsefesinin temel konularından biri akıldır. İbn Rüşd'e göre akıl insanı doğruya ulaştıran ve gerçeği kavramasını sağlayan tek yetidir. Kişi Tann'yı ancak aklı ile düşünebilir. Akıl bütün insanlarda vardır. İbn Rüşd'e göre ölümden sonra dirilme, ruhun ölümsüzlüğü gibi savlar akla aykırıdır. Evrende ölümsüz olan tek şey akıldır. İyilik de, kötülük de. mutluluk da içinde yaşadığımız evrendedir. İnsan bu evrende mutluluğu aramalıdır. Mutluluk ise varlığın özünde saklı olan gizini bize açıklayan bilgiye ulaşmakla elde edilir.
İbn Rüşd Platon'un Devlet adlı yapıtından da etkilenmiş ve toplumu bilge kişilerin yönetmesini önermiştir. İbn Rüşd'ün bir başka önemli düşüncesi kadınlarla ilgilidir. Filozof, kadın ile erkek arasında vücut yapılarının farklılığı dışında bir ayrım olmadığını ileri sürer.
İbn Rüşd'ün ilk büyük yapıtı el-Külliyat fi't-Tıb ("Tıp Bilimi Konusunda Toplu Yapıtlar") döneminin tıp bilgisini kapsar. Kitabu Faslü'l-Mahal'de ("Söyleşi Konusunda Kitap") din ile felsefeyi uzlaştırmaya çalışır. Akıl yürütme üzerine yazdığı Kitabu Keşfü'l-Menahicü'l Edille ("Kanıtların Yollarını Gösteren Kitap"), din ve hukuk konularını kapsayan Bidayetti'l-Müctehid ("Görüş Bildirmenin Başlangıcı") ve Gazali'nin görüşlerini tartıştığı Tahafatu t-Tahafüt ("Yıkılışın Yıkılışı") başlıca yapıtlarındandır. İbn Rüşd'ün çok sayıda yapıtı Endülüs Devleti'nin yıkılışı sırasında Hıristiyanlar'ca yakıldığı için günümüze ulaşamamıştır.
MsxLabs & TemelBritannica