Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
7 Kasım 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

NEVŞEHİRLİ DAMAT İBRAHİM PAŞA(1670-1730)

, Lale Devri'ni başlatan Osmanlı sadrazamıdır.
O zamanlar Ürgüp'e bağlı olan Muşkara (bugünkü Nevşehir kenti) köyünde doğdu. Genç yaşta İstanbul'a giderek saraya girdi. Bir süre sonra şehzade Ahmed'in yanın­da görevlendirildi. Şehzade 1703'te III. Ahmed adıyla tahta çıkınca o da sarayda çalışma­ya başladı. Saraydan ayrıldığı 1709'dan 1715'e kadar muhasebecilik, defterdarlık gibi görev­lerde bulundu. 1716'da katıldığı Petervaradin Savaşı'nda Sadrazam Silahtar Ali Paşa'nın şe­hit düşmesi üzerine dağılmaya yüz tutan ordu­yu toparlaması yükselmesinin başlangıcını oluşturdu. Kısa sürede vezirliğe yükselen İb­rahim Paşa III. Ahmed'in kızı Fatma Sultan' la evlenerek damat oldu.

Ad:  _Nevşehirli_Damat_Ĭbrahim_Pasa_Rijksmuseum.jpg
Gösterim: 5559
Boyut:  44.8 KB
III. Ahmed Avusturya'ya karşı sürdürülen savaşta uğranılan başarısızlık üzerine İbrahim Paşa'yı 1718'de sadrazamlığa getirdi. İbrahim Paşa ordunun durumunu bildiğinden hemen barış yapmak yanlısıydı. Bu yüzden ilk iş ola­rak Pasarofça Antlaşması'nı imzalayarak sa­vaşı sona erdirdi. Bundan sonra barışçı bir or­tam yaratma isteğiyle Lale Devri'ni başlattı
Bu dönem 1730'da Patrona Halil Ayaklanması'yla sona ererken İbrahim Paşa da tahtını kurtarmak isteyen III. Ahmed'in buyruğuyla boğduruldu.

Osmanlı tarihinde yenilikçi sadrazam tipi­nin öncüsü olan İbrahim Paşa İstanbul Şehza-debaşı'nda kendi adına bir külliye yaptırmış, doğduğu köyü de imar edip göçebe aşiretleri yerleştirerek küçük bir kent durumuna getir­miş, buraya Nevşehir adını da o vermiştir.

Enderun-i Hümayundan, yani Osmanlı saray üniversitesinden yetişen sadrazamların on üçüncüsü ve Osmanlı sadrazamlarının yüz otuzuncusudur. İzdin (Zeytin) Voyvodası Ali Ağanın oğlu olan İbrahim Paşa, Nevşehir'de dünyaya geldi. İş bulmak için İstanbul'a gelmiş ve Eski Saray masraf katibi Mustafa Efendinin delaletiyle (tavsiyesiyle) 1689'da sarayın helvacı ocağına, daha sonra eski saray baltacıları ocağına kaydolmuştur. İbrahim Efendi hizmetleri ile zamanla yükselip Darüssaade ağasının yazıcı halifesi olarak Padişahın bulunduğu Edirne'ye gitti. Şehzade Ahmet'in padişah olmasından sonra 1703'te Darüssaade ağası yazıcılığına tayin edildi. Bu vazifedeyken padişahın itimat ve teveccühünü kazandı. Ancak Sadrazam olan Çorlulu Ali Paşa onu Edirne'ye gönderdi.

1715'te Mora Seferine çıkan Veziriazam Şehit Ali Paşa, İbrahim Efendiyi mevkufatçılıkla beraberinde götürdü. Buranın alınmasından sonra da tahrir (katiplik) işi ile vazifelendirildi.

İbrahim Efendi, 1716 yılında Avusturyalılarla yapılan Varadin Savaşı'nda bulundu. Mağlubiyetten sonra vaziyeti Padişaha arz etmek üzere bir ariza ile ordu tarafından Edirne'ye gönderildi. III. Ahmet çok güvendiği İbrahim Efendiyi geri göndermeyerek birinci ruznameci yaptı. Birkaç gün sonra da 3 Ekim 1716'da sadaret kaymakamlığına tayin etti.

İbrahim Paşa, 1717'de Şehit Ali Paşanın ölümüyle dul kalmış bulunan III. Ahmet'in kızı Fatima Sultanla nikahlanarak Damat oldu. İbrahim Paşanın teşebbüsleri sayesinde Avusturyalılarla barış yapılmasının kararlaştırılmasından sonra, 1718'de veziriazamlığa getirilerek Avusturya ile Pasarofça Antlaşması'nı imzaladı. Aynı yıl Venediklilerle de barış yapıldı.

İbrahim Paşanın on üç yıl süren sadrazamlığı zamanında İran ile bir kez savaş yapıldı. Ancak oluşturulan genel barış ortamında devlet bir huzur dönemine girmiştir.

Lale, Çırağan, Sadabad ve diğer mesirelerde, helva sohbetleri düzenlenmesi de bu dönemde oldu. Bunun yanısıra ilk matbaanın tesisi ve sanayi müesseselerinin kurulması onun gayretleri ile gerçekleşti. İbrahim Paşa, Eylül 1730'da meydana gelen Patrona Halil İsyanında asiler tarafından işkence ile öldürüldü.

Devlet işlerine vakıf, düşünceli, mutedil, kadirşinas, kabiliyetli insanların kadrini bilen bir devlet adamıydı. Padişahın teveccühünü (sevgi ve yakınlık) kazanmakla ve bütün işleri eline almakla şımarmamış, kendisine fenalık yapanlara dahi iyilikte bulunmuştur. Bilinmeyen yönlerinden biri Melami olmasıdır.

Damat İbrahim Paşa'nın hayır eserleri oldukça fazladır. Bunların başında, zevcesi Fatıma Sultanla beraber İstanbul'da Şehzade Camii yakınında yaptırdıkları dershane (Darülhadis), talebeye mahsus odalar, sebil, kütüphane gelir. İstanbul'un muhtelif yerlerinde çeşme, sebil ve mesire yerleri yaptırmıştır. Ayrıca doğum yeri olan ve o tarihte Niğde'ye bağlı olan Muşkara köyünü, başka yerlerden ahaliyi getirip, aşiretleri iskan ile burayı kaza yaptı ve kasabayı sur ile genişletti. Muşkara adını kaldırıp Nevşehir diye adlandırdığı bu yerde iki cami, bir medrese ve medrese talebesiyle fakir halk için imaret yaptırdı.

İstanbul'da kitap satan esnafta bulunan nadide kitapların, ucuz fiyatla satın alınarak Avrupa'ya gönderildiğini öğrenen İbrahim Paşa, bu eserlerin yurtdışına çıkışını yasaklayıp kütüphaneler tesis etti. Ayrıca İstanbul'da bir çini fabrikası ve çuha fabrikasının yanında Hatayi ismi verilen kumaş fabrikasının tesisi, İbrahim Paşa'nın gayret ve çalışmalarıyla olmuştur. Lale Devri ile başlayan park ve bahçelik de bu gayretli sadrazam sayesinde gerçekleşti. Ancak 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile yakılıp yıkılan bu bahçelerin benzerleri daha sonra Avrupa'da görüldü.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 31 Ocak 2017 12:34
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....