Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Kasım 2008       Mesaj #7
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
ÖĞRENME, bilgi, beceri kazanma ve yete­neklerin geliştirilmesi sürecidir. Öğrenmenin çeşitli biçimleri vardır. Okuma yazma ve matematik öğrenirken genellikle bir öğretme­ne gereksinim vardır. Oysa kendi kendine bisiklete binmeyi ya da bir müzik aleti çalma­yı öğrenmek bundan çok farklıdır. Bu gibi durumlarda kişinin büyük bir çabayla ve sürekli alıştırma yaparak öğrenmesi söz konu­sudur. Ne var ki, öğrendiklerimizin çoğu, pek çaba göstermeden ya da herhangi bir öğretim yöntemi uygulanmadan belleklerimize yerle­şir. Yaşamımız boyunca edindiğimiz inançlar, davranışlar, kişisel alışkanlıklar ve genel bilgi­ler, yeni bir şey öğrendiğimizin farkına var­madan öğrenilir.
İnsanların öğrenme yetisi hayvanlardan çok üstündür. Yazılı ve sözlü olarak kullandığımız gelişkin diller aracılığıyla bilgi kuşaktan kuşa­ğa aktarılır. Alışkanlık edinmenin temel ilke­leri insanlarda ve hayvanlarda aynıdır. Alış­kanlık edinme konusundaki bilgilerimiz fare, güvercin, köpek ve şempanze gibi hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucu elde edil­miştir.
Hayvanlarda araştırılan alışkanlık edinme türlerinden biri koşullanma'dır. Rus bilim adamı İvan Pavlov, köpeğine her yemek verişinden önce zil çalmakla, bir süre sonra köpeğin salt zil sesini duyunca ağzının sulan­dığını saptadı. Çünkü köpek, yemek ile zil sesi arasında bağlantı kurmayı öğrenmişti. ABD'li bilim adamları kafeste tuttukları aç bir fareyi, kafes içindeki bir kola her basışında yiyecek vererek ödül­lendirdiler. Yiyecek ödülü kesildikten çok sonra da farenin kola basma alışkanlığını sürdürdüğünü saptadılar. Sağlam bir biçimde yerleşmiş olan alışkanlık, ödül düzenli veril-mese bile, kolay kolay unutulmuyordu. Bura­da şaşırtıcı olan, artık düzensiz aralıklarla yiyecek verilen hayvanın gene de tüm enerji­siyle kola basmayı sürdürmesiydi.
Psikologlar organik bir bozukluğu olmayan sinir ve ruh hastalarını iyileştirmek için koşul­lanma yönteminden yararlanarak, zararlı alış­kanlıkların yerine iyilerini yerleştirmeye çalı­şırlar.

Öğrenme becerileri daha çok insanlarda incelenmiştir. Matematik kuramlarını öğren­mek zihinsel, daktiloda yazı yazmak ya da tenis oynamak hem zihinsel, hem fiziksel becerilerdir. Hepsi de alıştırma yaparak geliş­tirilir. Ne var ki, gelişme hızı beceri arttıkça yavaşlar. Bazen de gelişmenin büsbütün dur­duğu, hatta gerilediği dönemler olur. Sürekli çalışmaktansa, kısa dinlenme araları vererek çalışmak daha verimlidir. Örneğin, daktilo yazmasını öğrenirken, ara vererek yapılan 10'ar dakikalık altı çalışma, 60 dakikalık aralıksız çalışmadan daha iyi sonuç verir.

[flasht=http://img345.imageshack.us/img345/1771/msxbilgi1ld.swf]width=365 height=20[/flasht]

Adların, tarihlerin ve yabancı sözcüklerin ezberlenmesi bilgi edinmek'tir . Bu türden bilgiler edilgin değil, etkin öğren­me yöntemleriyle daha iyi akılda kalır. Örne­ğin, kitap okurken bir kez okuyup geçmek yerine, okuduğumuz konuyu eskiden bildikle­rimizle karşılaştırır, okuma parçası biter bit­mez temel düşünceyi ve olguları aklımızdan birkaç kez geçirirsek, daha kolay öğreniriz.
Belli bir psikolojik konumdayken bellekte yer eden şeyler, benzer koşullarda daha kolay anımsanır. Örneğin, insanlar sıkıldıkları za­man, geçmişte başlarından geçmiş tatsız olay­ları anımsamakla, sıkıntılarını iki katına çıka­rırlar. Dalgıçların sualtında öğrendiklerini karada değil, gene sualtındayken daha kolay anımsadıklarının saptandığı bir deneyden ha­reketle, sınava hazırlananların çalışmalarını sınav koşullarına benzer bir ortamda yapma­larında yarar vardır.
Öğrenilen her şey beynin belli bir bölgesin­de depolanır. Ne var ki, bu süreçle ilgili ayrıntılar henüz açıklığa kavuşmamıştır. Bey­nin belli bölümlerinin zedelenmesi halinde artık yeni şeyler öğrenilemez, ama çoğu zaman eskiden öğrenilmiş hemen her şey geri gelir. Bu türden bir kaza geçirmiş olanlar, söylediklerini ya da kendilerine söylenenleri durmadan unuttukları için doğru dürüst bir konuşma yürütemez, başladıkları bir cümle­nin sonunu getiremezler. Gazetelerde ya da dergilerde daha önce okumuş oldukları yazı­ları anımsamadan ve içeriğini kavramadan tekrar tekrar okurlar.
Beyinsel bir rahatsızlık nedeniyle hastane­ye kaldırılmış olan hastanın durmadan hemşi­reyi çağırarak neden hastanede bulunduğuna ilişkin açıklama istemesi buna örnektir. Beyni yıkıma uğramış olup da yeni bir şey öğrenemeyen kimseler yeni alışkanlıklar ve yeni beceriler edinebilir. Bu da beynin çeşitli bölümlerinin farklı görevler üstlendiğini gös­terir


MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....