Alışverişte bir ödeme aracı olarak kullanılan para, günümüzde genellikle madeni para, kâğıt para ya da banknot ve banka mevduatından oluşur. Banka mevduatı, insanların banka hesaplarında bulunan ve istedikleri zaman kullanabilecekleri paradır.
Para, alım satımlarda bir ödeme aracı olmanın yanı sıra, toplum tarafından kabul edilen ortak bir değer ölçüsü ve servet biriktirme aracıdır. Metrenin insanların boylarını, kilogramın ise ağırlıklarını ölçmekte kullanılması gibi, para da onların ceketlerinin, kitaplarının, bisikletlerinin değerini ölçer. Para, bir malın değerini başka malların değerleriyle karşılaştırarak ölçer, yani malların birbirleriyle değiştirilme oranlarını belirler. Ortak değer ölçüsü olarak, değiştirilecek malların biri karşılığında öbüründen ne kadar verileceği parayla ölçülür.
Malların para olmadan birbirleriyle takas edildikleri bir durumu düşünelim. İki ayrı kişinin elinde eşit değerde olduğu varsayılan bir somun ekmek ile bir parça çikolata bulunsun. Bu iki mal birbirleriyle sahiplerinin hiçbir kaybı olmaksızın takas edilebilir, ama çikolata ekmeğe göre daha değerliyse, bu takastan çikolatanın sahibi zararlı çıkacaktır.
Malların çeşitlendiği ve çoğaldığı bir ortamda malın malla değiştirilmesi olanaksızlasın Böylece bütün malların değerinin ortak bir ölçüyle saptanması gerekir. Bir parça çikolata almak için şekerciye gidildiğinde, ödeme ekmekle değil, parayla yapılır. Para burada çikolatanın değerinin yerine geçer.
Para bir değer ölçüsüdür, ama kilogram ya da metre gibi değişmez bir ölçü değildir. Değeri zaman içinde değişebilir. Para kendi değerini ölçemez, onun değeri satın alabileceği mallarla ölçülür. Paranın değeri düştüğünde satın alabileceği mal miktarı azalır, yani malların fiyatları yükselir.
Paranın değeri insanların ona duydukları güvene bağlıdır. Kendi ödemelerinde bu parayı kullanabileceklerine inanan insanlar, ürettikleri mallar ya da verdikleri hizmetler karşılığında kâğıt ya da madeni para almayı kabul ederler.
Geçmişte bazen paraya duyulan güven azalmış ve ülke parası değerini yitirmiştir. Bunun bir örneği 1930'larda Almanya'da yaşanmıştır. Marka duyulan güven azalınca, Almanlar paradan kaçarak tüketim mallarına yöneldiler. Para olarak ödenen ücretlerini hızla harcadılar. Fiyatlar yükseldi, enflasyon tırmandı ve sonunda bir somun ekmek almak için bile çuvalla para gerekir oldu. Bu sorunu çözmeye çalışan hükümet, ilk önceleri giderek daha yüksek tutarlı, hatta 1 trilyon marklık paralar bastı. Sonuçta yeni bir para yaratarak halkı bu paranın değerini koruyacağına inandırmak zorunda kaldı.
Birçok ülkede ödemeler artık gerçek parayla değil çekler ve kredi kartlarıyla yapılmaktadır. Genellikle güvenlik nedeniyle büyük ödemeler için bu yöntemden yararlanılır. Örneğin, otomobil alımında çek kullanmak banknot destelerinin el değiştirmesinden daha güvenlidir. Böylece, para banka hesaplan arasında yer değiştirir. Küçük alımlarda ise kâğıt ve madeni paraların kullanılması işleri kolaylaştınr.
Para Çeşitleri
Bugün birçok ülkede ödeme aracı olarak kâğıt ve madeni paralar kullanılır, ama tarihte farklı paralar kullanılmıştır. İÖ 2000'den önce Eski Mezopotamya'da kira, vergi ve para cezalarının ödenmesi ile alışverişte gümüşün yanı sıra tahıl da kullanılmaktaydı. Mısır'daki papirüs ile Afrika'daki deniz salyangozu kabukları öteki eski para çeşitleri arasında sayılabilir.
Bugün bile bazı halklar arasında sığır ya da çeşitli kabuklar para yerine geçmektedir. Para olarak seçilen nesneler bir değer taşır ve bu değerini koruyabilirdi. Örneğin, çilek çabuk çürüdüğü için para olarak kullanılamaz. Aynı biçimde taşın değeri de o kadar düşük tür ki, para yerine kullanılırsa alışverişe giden insanların tonlarca taş taşımaları gerekecektir. Para olarak kullanılacak madde kıt olmalı, ama çok da ender bulunmamalıdır. Kolay aşınmayan ve yıpranmayan, niteliğini zaman içinde koruyan bir madde olmalıdır. Elmas sağlam bir taştır. Ama o kadar ender bulunur ki, para olarak kullanmak için çok küçük parçalara ayırmak gerekir. Her bölünüşünde niteliği de çok değişeceğinden her küçük parçanın değerinin yeniden saptanması gerekecektir.
Önceleri tuz, hayvan, hayvan derileri ve çeşitli kabuklar para görevini görürken, zamanla kolayca taşınabilen, bölündüğünde değeri değişmeyen, aşınmayan ve bozulmayan altın ve gümüş bu malların yerini aldı. Yüzlerce yıl boyunca gümüş ve altından madeni para yapıldı. Ama günümüzde bu metaller para olarak kullanılmak için fazla değerli olmuştur. Bunların yerine bakır ve bakır-nikel alaşımı gibi daha bol bulunan metaller kullanılmaktadır.
Madeni Para
Madeni para, belirlenmiş ağırlıkta olan ve parayı bastıran yetkili makamın nişanını ya da damgasını taşıyan bir metal parçasıdır. İlk madeni para İÖ 7. yüzyılda Anadolu'da yaşamış zengin bir halk olan Lidyalılar tarafından kullanılmıştır. Bir fasulye tanesi büyüklüğünde ve biçimindeki bu madeni paralar yüzde 75 altın ve yüzde 25 gümüş alaşımı olan elektrumdan yapılmıştı. Lidya Kralı Krezüs, daha sonra saf altın ve gümüş paralar bastırdı. Kısa bir süre sonra Eski Yunan, Anadolu, Ege Adaları, Sicilya ve Güney İtalya kentleri kendi paralarını bastırmaya başladılar. En değerli olanlar altın paralardı. Sonra sırasıyla gümüş ve bakır paralar geliyordu.
Yunan madeni para basımı 500 yıl sürdü. İlk madeni paralarında tunç, daha sonraları gümüş kullanan Romalılar da benzer yöntemlerle para bastılar. Çin'de ise, ortasında kare delikler olan tunç madeni paralar »ünümüzden en az 2.500 yıl önce kullanılıyordu.
İlk İslam parası Hz. Ömer (634-644) döneminde bastırıldı. İlk Osmanlı gümüş parası alan akçenin 1326'da Orhan Gazi döneminde bastırıldığı kabul edilmişse de, yakın dönemle babası Osman Bey'in bastırdığı bir akçe bulunmuştur. Osmanlılar Fatih Sultan Mehmed yönetimine kadar akçe ve pul denen »ümüş ve bakır sikkeler bastılar. İlk Osmanlı iltın parası Fatih tarafından 1477'de çıkarıldı. Üzeri tuğralı ilk Osmanlı parası III. Mehmed döneminde (1595-1603) basıldı. 1687'de bütün madeni paralara darphane damgası vurulmaya başlandı. Kâğıt para çıkarma yetkisi 1863'te Osmanlı Bankası'na verildi. Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı madeni paralarının kullanımı sürdü. 1924-25'te çıkarılan yasalarla altın ve gümüş paralar kaldırıldı.
Madeni Para Yapımı
İlk madeni paralar önce dökülür, daha sonra üzerlerine kaba bir desen basılırdı. Yunanlılar bu yöntemi daha da geliştirdiler. Kalıba dökülmüş metal parçası soğumaya bırakılır ve daha sonra yeniden ısıtılarak üzerinde sanatçılar tarafından yapılmış desenlerin bulunduğu iki kalıp arasına yerleştirilirdi. Üst kalıp alt kalıbın üstüne konur ve çekiçle vurularak baskı yapılırdı. Bu yöntem bugünkü yöntemlere göre oldukça ilkeldi. Ne var ki, bugüne kadar yapılmış sanat değeri en yüksek paraların bazıları bu biçimde basılmıştır.
Madeni para yapımı Romalılar'dan sonra geriledi. İS 500-1400 arasında basılan paralar inceldi, gösterişsiz ve ilkel bir biçim aldı. Ticarette takas ağırlık kazandı. 15. yüzyılda, özellikle Amerika'da değerli madenlerin bulunmasıyla metal bollaştı ve madeni para basımı yeniden önem kazandı. Yetenekli sanatçılar yeniden kalıplara desen işlemekle görevlendirildi.
MsXLabs.org & Temel Britannica