Arama


SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
18 Kasım 2008       Mesaj #4
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Yaşlı Söğüt
Alıntıdaki Ek 64249

Evvel zaman içinde.. Doğanın bile kıskandığı ormanlık bir yer varmış; bu ormanın en yaşlı ağacı bir söğütmüş. Ormandaki huzurun kaynağıymış bu söğüt ağacı..
Söğüt ağacıyla gururlanırmış ormandaki diğer ağaçlar ve çoğu zaman da kıskanırlarmış yaşlı söğüdü. Çünkü en çok suyu o istermiş topraktan fakat herkesi de neşelendirirmiş çoğu zaman. Bir çok kuş yuva yapmak için söğüdün dallarına, yarışırlarmış birbirleri arasında.. Yazın insanlar da gelirmiş söğüdün gölgesine, serinliğine.Her ormana gelen mutlaka yaşlı söğüde uğruyormuş; yaşlı söğüdün dallarında salıncaklar kurarak huzura ortak oluyorlarmış. Bu mutlulukmuş söğüdü öldürmeyen. Doğada bir işe yaradığının farkındaymış yaşlı söğüt ağacı.
Yaşlı söğüt, dallarının kuvvetini yitirdiğini anlıyormuş içinden; genç ağaçlara belli etmemeye çalışıyormuş bu yaşlılığını. Her yıl son gücüyle yarışıyormuş o da gençlerle, doğanın bahçesinde. Ve her yıl kuş sesleriyle insan sesleri söğüt ağacının gölgesinden yayılıyormuş ormana ve tekrar hayat buluyormuş gelecek yıl için yaşlı söğüt, fakat günden güne eriyormuş.
Bir sabah ormanın sesine alışılmadık bir ses eklenmiş. Bu korkutucu sesle adeta tüm ağaçlar sararmış. O anda ne kuş sesi kalmış ormanda ne de insan. Sarı, büyük, demir makineler ağaçlara saldırıyormuş. Hiç kimsenin sesi duyulmuyormuş ormanda, tüm sesleri bastırıyormuş koca iş makinelerinin gürültüsü. Ormandan ilk kaçanlar kuşlar olmuş ve sadece gözyaşı bırakabilmişler yaşlı söğüt ağacına. Kuşların peşinden ceylanlar, kurtlar, domuzlar, tavşanlar kaçmışlar ormandan; zavallı kelebekler yıkılan ağaçların tozlarında boğularak ölmüşler. Yaşlı ağaç ise sadece içten gelen sızısıyla boğuşuyormuş. Ölümünün geldiğini düşünüyormuş.
Sesler günlerce devam etmiş. Sesin bittiği gün, yaşlı söğüt ağacının çevresindeki tüm ağaçların yerini asfalt yollar, koca koca binalar ve henüz büyümeye başlayan küçük çiçeklerle fidanlar almış. Yaşlı söğüt ağacının içinden de yol geçiyormuş, "içimden gelen sızının sebebi buymuş, demek ki" diyormuş arkadaşlarının yokluğunu unutmak için. Hiçbir zaman geri gelmeyeceklerini biliyormuş yaşlı söğüt; yolların arasında, hava kirliliğinde fazla da yaşayamayacağını düşünüyormuş ve beton kente dönüşen ormanın anılarıyla fazla yaşayamamış söğüt ağacı; günler geçtikçe dalları çürümüş; sararan yaprakların yerini dolduracak mutluluk kaynağı bulamadığı için içten içe kuruyarak otoyolda süs olarak, cansız bedeniyle ayakta kalmış.
İnsanlar ise anlayamamışlar neden hastalıklarla acı çektiklerini; ölen söğüt ağacının hayatını kimse düşünmemiş.
Her kirliliğin insan kaynaklı olduğunu düşünmeden ömrünüzü tamamlamayın. Sağlıcakla kalın.
Son düzenleyen Safi; 6 Haziran 2017 02:58