Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hz. Muhammed (S.A.V.)'in Hayatı
Yaratılış ve ahlâk itibariyle insanların en üstünü idi.
Bütün Peygamberlerin en güzeli o idi.
Boynu uzun ve gümüş gibi saf, omuzları ve pazuları kalın, parmakları uzundu.
Kendisi şişman değildi.
Uzuna yakın orta boylu, güçlü ve kuvvetli idi.
Mübarek cildi ipekten yumuşaktı.
Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları hilâl gibi idi.
Kirpikleri uzun, gözleri kara, büyük ve son derece güzeldi.
Saçları ne pek kıvırcık, ne de pek düz idi.
Sakalı sık ve tamdı. Uzun değildi.
Cismi güzel, kokusu hoş idi.
Sünnetli olarak ve göbeği kesik vaziyette doğmuştu.
Yüzü gül gibi kırmızıya benzeyen beyaz ve nuranî, berrak ve ışıklı idi.
Dişleri inciler gibi beyazdı.
Konuşurken ön dişlerinden nurlar saçılır, gülerken ağzında ışıkların bile aydınlandığı sanılırdı.
Koku sürünsün veya sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan daha güzel kokardı.
Mübarek eliyle bir çocuğun başını okşasa, o çocuk diğerleri arasından hemen seçilir, belli olurdu.
Pek uzaktan işitir, kimsenin göremeyeceği mesafeden görürdü.
Bir yere giderken sağına soluna bakıp yürümez, vakar ve süratle ilerlerdi.
Yüzünde nur, sözünde kuvvet, lisanında bir güzellik vardı.
Herkesin aklına göre söz söyler, herkese güler yüz gösterirdi.
Kimsenin sözünü yarıda kesmez, haşin davranmaz, mütevazi yaşardı.
O'nu ansızın görenler heyecan ve sevgiyle ürperir, konuşunca hayran olurdu.
Bütün insanları hoş tutar, hizmetçilerine şefkatle muamele ederdi.
Kendisi ne yer, ne giyerse, hizmetçilerine de onları yedirir, onları giydirirdi.
Çocukları çok sever, saçlarını okşar, onlarla konuşurdu.
Son derece cömert, sözüne sâdık ve merhametli idi.
Güzel ahlâk bakımından insanların en üstünü idi.
Hülasa kâinatın efendisi, Allah'ın sevgilisi, mü'minlerin baş tacı, hasta gönüllerin ilâcı, çaresizlerin yardımcısı, mazlumların koruyucusu, düşünülebilen her türlü üstünlüğün sahibi idi.
Allah'ın salât ve selamı O'nun ve O'na yakın olanların üzerine olsun.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, iki şey arasında özgür bırakılınca, günah olmadığı sürece, mutlaka kolay olanı tercih ederdi. Eğer iş, günah olursa, ondan herkesten fazla uzak dururdu.
Kendi nefsi için hiç intikam almamıştır, lâkin Allahın bir haramı çiğnendiğinde, hemen Allah için intikam alırdı.
(Aişe radıyallahu anha. Buhârî.)

Allah yolunda yaptığı savaşların dışında, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, eliyle ne bir kadına, ne de bir hizmetçiye vurmamıştır.
(Aişe radıyallahu anha. Buhârî.)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi, bir adam karşılayıp da elini tutunca, adam elini bırakmadıkça, elini çekmezdi. Adam yüzünü çevirinceye kadar, mübarek yüzünü ondan çevirmezdi. Oturduğu adamın huzurunda kesinlikle bacaklarını uzatmazdı.
(Enes radıyallahu anh. Tirmizî.)

Tam on sene Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme hizmet ettim. Bir kerecik olsun "Öf!" bile demedi. Yaptığım bir şey için "Niye böyle yaptın!" yapmadığım bir iş için de "Neden yapmadın!" dememiştir.
(Enes radıyallahu anh. Buhârî.)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, gönül bakımından insanların en cömerdiydi. insanların en doğru ve sağlam sözlüsüydü. Ahlâken en yüce ve en görgülü olanıydı. ilk defa gören korkuya kapılırdı, fakat yakından tanıyınca onu mutlaka severdi. Ondan bahseden kişi, "Ne ondan önce, ne de sonra onun gibisini görmedim," derdi.
(Ali radıyallahu anh. Tirmizî.)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden daha çok gülümseyen birini görmedim.
(İbn Haris radıyallahu anh. Tirmizî.)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin ellerinden daha yumuşak olan ne bir ipeğe, ne de bir kadifeye dokundum. Onun kokusundan daha güzel ne bir misk, ne de bir anber kokladım. Kırk yaşındayken kendisine vahiy geldi.
(Enes radıyallahu anh. Buhârî.)]
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2016 22:12