Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
10 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Merkezi Yönetimin Bozulması

Osmanlı merkezi yönetiminin bozulmasında;
  • 17. yüzyıldan itibaren tahta çıkan padişahların devlet işlerine ilgisiz kalmaları ve genellikle ordunun başında sefere çıkmamaları.
  • Şehzadelerin sancaklara gönderilmemesinden dolayı, devlet işlerinde yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan devletin başına geçmeleri.
  • Padişahların tecrübesizliğinden yararlanan saray kadınlarının ve ağalarının devlet yönetiminde etkili olmaları.
  • Küçük yaşta tahta çıkmaları (4. Mehmed 6 yaşında tahta çıkmıştır).
  • Önemli makamların liyakata bakılmadan rüşvet ve iltimas yoluyla dağıtılması gibi nedenler etkili olmuştur.
Devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Deneyimsiz kişiler tahta geçmiş, bu nedenle merkezi yönetim bozulmuştur.

Ekonominin Bozulması

16. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı ekonomisinin bozulmasında;
  • Coğrafi Keşiflerin etkisiyle ticaret yollarının yön değiştirmesi ve gümrük gelirlerinin büyük ölçüde azalması
  • 17. yüzyılda Avusturya ve İran ile yapılan savaşların yüklü harcamalara yol açması
  • İhracatın azalması, ithalatın artması ve kapitülasyonların giderek Avrupalı devletlerin sömürü aracı haline gelmesi
  • Sömürgelerden Avrupa’ya yüklü miktarda altın ve gümüşün gelmesi, bu madenlerin bir miktarının Osmanlı ülkesine girmesi ve paranın değerini düşürerek enflasyonu artırması
  • Vergilerin yükseltilmesi üzerine köylerde yaşayan insanların vergilerini ödeyemeyerek tarımsal üretimi bırakmaları
  • Saray masraflarının artması
gibi nedenler etkili olmuştur. Köyden şehre göçler sonucu üretim azalmıştır fazladan asker alımı ile askeri masrafların artması gibi nedenlerde etkili olmuştur·

Askeri Sistemin Bozulması
  • III. Murat döneminden itibaren kapıkulu ocaklarına kanunlara aykırı asker alınarak sayılarının artırılması
  • Yeniçerilerin geçim sıkıntısını ileri sürerek askerlik dışında işlerle uğraşmaları
  • İltizam sisteminin yaygınlaşması üzerine tımar sisteminin önemini kaybetmesi ve eyaletlerde asker yetiştirilmemesi
  • Denizcilikle ilgisi olmayan kişilerin donanmanın başına getirilmesi
  • Avrupa’da meydana gelen harp teknolojisindeki gelişmelerin takip edilmemesi
  • Yeniçerilerin sayılarının artmasıyla kendilerini büyük bir güç olarak görmesi.
gibi etkenler Osmanlı askeri sisteminin bozulmasına neden olmuştur.

Sosyal Alandaki Bozulmalar

Tımar sisteminin bozulması, nüfusun artması ve Anadolu’da çıkan Celali isyanları halkın devlete olan güvenini sarsmıştır. 17. yüzyılda başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin nüfusları hızla artmış, bu durum şehirlerde işsizliğe ve güvenliğin bozulmasına neden olmuştur. Sonuç olarak, devlet bu isyanları güçlükle bastırdı ve halkın devlete güveni azaldı.

Eğitim Sisteminin Bozulması
  • Ahmetli eğitim sisteminin temelini oluşturan medreselerin çağın gerisinde kalması ve Avrupa’da eğitim alanında meydana gelen yeniliklerin takip edilmemesi
  • Pozitif bilimlerin medreselerin müfredatından çıkarılması
  • Medrese öğrenimi görmemiş pek çok kişiye ilmi rütbeler verilmesi
  • Yeni doğmuş çocuklara müderrislik unvanının verilmesi ve beşik uleması diye adlandırılan bir sınıfın ortaya çıkması
Dış Etkenler
  • Coğrafi Keşiflerle zenginleşen ve ekonomilerini güçlendiren Avrupa devletleri, RönesansOsmanlı İmparatorluğu Avrupa’daki teknolojik ve bilimsel gelişmelere ayak uyduramamış, Avrupa’nın gerisinde kalmıştır. ve Reform hareketleriyle düşünce ve bilim hayatında önemli atılımlar yapmıştır.
  • İmparatorluğun batıda iyana,doğuda İran'a kadar ulaşmasıyla imparatorluğun doğal sınırlara ulaşması.
  • Avrupalıların Haçlı anlayışıyla Osmanlı İmparatorluğu’na hep birlikte saldırmaları duraklamaya neden olmuştur.
17. yüzyılda Osmanlı–Avusturya İlişkileri şu şekilde gelişmiştir:

1593–1606 Devlet-i Aliye(osmanlı)–Avusturya Savaşları

Sokullu Mehmet Paşa döneminde imzalanan antlaşma tarafların karşılıklı saldırılarıyla bozulmuş ve iki devlet arasında savaşlar başlamıştır. İki devlet arasındaki savaş Avusturya’nın isteğiyle Zitvatorok Antlaşması imzalanarak sona erdirilmiştir (1606). Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı Devleti;
  • Kanije, Eğri ve Estergon kaleleri Osmanlıya bırakılacak.
  • Avusturya vergi ödemeyecek ama savaş tazminatı ödeyecek.
  • Avrupa’daki üstünlüğünü kaybetmiştir.
  • Avusturya kralı Osmanlı padişahına denk hale gelmiştir. Böylece, Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletleriyle hukuki eşitlik dönemi başlamıştır.[İstanbul Antlaşması ile başlayan siyasi üstünlük bu antlaşma ile son bulmuştur]
II. Viyana Kuşatması ve Osmanlı-Avusturya Savaşı

Ana madde: II. Viyana Kuşatması Avusturya, Orta Avrupa’da gücünü artırmak için Macaristan’a egemen olma politikası izlemiştir. Macarlara yardım etmeyi kabul eden Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sefere çıkarak Viyana’yı ikinci defa kuşatmıştır (1683). Osmanlı orduları Viyana önlerinde bozguna uğrayarak geri çekilmiştir.
Osmanlıların Viyana önlerinde bozguna uğraması, Avrupa’da büyük bir sevinç meydana getirmiş ve Papa’nın gayretleriyle Türkleri Avrupa’dan atmak amacıyla Kutsal İttifak kurulmuştur (1684). Bu ittifaka; Avusturya, Lehistan, Venedik, Malta şövalyeleri ve sonradan Rusya katılmıştır. 16 yıl devam eden savaşlarda Osmanlı Ordusu yenilmiş, kutsal İttifak devletleriyle Osmanlı Devleti arasında Karlofça Antlaşması imzalanmıştır (1699). Karlofça Antlaşması'yla;
  • Osmanlı Devleti batıda ilk kez toprak kaybetmiştir.
  • Osmanlı Devleti Orta Avrupa'daki egemenliğini kaybetmiştir
  • Avrupa devletleri savunmadan saldırıya geçmiş ve askeri bakımdan üstünlükleri ortaya çıkmıştır.
Daha çok bilgi için: Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları

İstanbul Antlaşması

Karlofça Antlaşması’ndan sonra Rusya ile Osmanlı Devleti arasında İstanbul Antlaşması imzalanmıştır (1700). Osmanlı Devleti, Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları’yla kaybettiği toprakları geri alabilmek amacıyla 18. yüzyılda Avusturya, Venedik ve Rusya ile savaşlar yapmıştır.

İç İsyanlar ve Sonuçları


İstanbul İsyanları

İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinden yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılmıştır. İstanbul isyanlarının çıkmasında;
  • Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri
  • Kapıkulu sisteminin değişmesi ve ocağa askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması
  • Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük paralarla ödenmesi
  • Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmek istemeleri
  • Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtması
  • Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri
  • Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması
gibi nedenler etkili olmuştur. İstanbul isyanları devlet düzeni değiştirmeye olmayıp, yönetimi şahıslara karşı yapılmıştır.İstanbul isyanları sonucunda;
  • İsyanların zayıflaması
  • Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı davranarak halkı zor duruma düşürmeleri
  • Osmanlı–İran ve Osmanlı–Avusturya savaşları
gibi nedenler etkiancılar, daima isteklerini yaptırmayı başarmışlar ve Osmanlı merkezi idaresi üzerinde kapıkulu (özellikle yeniçeriler) askerlerinin etkisi artmıştır.
  • İsyancılar, padişah ve devlet adamlarını görevden almışlar, hatta öldürmüşlerdir.
  • İsyanlar İstanbul’da asayişin bozulmasına, halkın zor durumda kalmasına, şehirde yangınların çıkmasına ve yağmalamaların yapılmasına neden olmuştur.
Celali İsyanları

Ana madde: Celali isyanları 17. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” denilmiştir. Celali isyanlarının sebepleri;
  • Eyaletlerde devlet yönetiminin bozulması ve vergi toplamada adaletsiz davranılması
  • Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında haksızlıkların yapılması
  • 17. yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da eşkiyalığa başlaması
  • Devşirme asıllı devlet adamlarının Anadolu halkıyla kaynaşamamaları
  • Merkezi otoriteli olmuştur. Celali isyanlarının sonucunda;
  • Anadolu’da devlet otoritesi sarsılmıştır.
  • Anadolu’da huzur ve güvenlik bozulmuş, birçok şehir ve kasaba harap olmuştur.
  • Üretim faaliyetleri azalmış, ekonomi bozulmuştur.
  • Vergiler toplanamamış ve devletin gelirleri azalmıştır.
  • Psikolojik değerlerin bozulması
  • Vikipedi, özgür ansiklopedi
Quo vadis?