Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
18 Ocak 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
DÖRT HALİFE DÖNEMİ
(Hulefa-i Raşidin)

Dört halife dönemi Hz Muhammet’in ölümünden sonra Ebu Bekir ile başlar ve Hz Ali ile son bulur Başlıca dört döneme ayrılır:
Hz Ebu Bekir Dönemi:
Hz Muhammet’in ölümü ( 8 Haziran 632, Pazartesi) yeni İslam devleti tehlikeli durumlar yarattı Ömer ve arkadaşlarının önerisiyle Ebu Bekir halife oldu ve “Halifetü Resulullah” (Tanrının elçisinin halifesi) unvanını aldı İşlerini daha kolay bir şekilde yürütebilmesi için Medine’nin merkezinde bir eve taşındı İki yıl süren halifeliğinin büyük bir kısmı, Müslümanlıktan cayma (ridde) olaylarını bastırmakla geçti Hz Muhammet’in ölümünden sonra islama karşı harekete geçen birçok merkez oluşmuştu Bunların dördünde yalancı peygamber adı verilen kişiler ayaklanarak Yemen’de el-Esved el-Ansi, Yemame’de Müseylime, Esed kabilesinden Tuleyha ve Temim kabilesinden Secah adlı kadınlar peygamberliklerini ilan etmişlerdi Ancak “ridde” yerel koşullarına göre, her bölgede ayrıydı İşin içinde zekât’ın ve Medine’den gönderilen görevleri dinlememenin de rolü vardı Ebu Bekir, ridde olaylarını bastırmak üzere Suriye seferinden dönen Halit Bin Velit komutasındaki orduyu yalancı peygamberler üzerine gönderdi Önce Tuleyha Buzaha savaşı’nda yenildi ve egemen olduğu bölge ele geçirildi; arkasından Temim kabilesi Secah’ı bırakıp Ebu Bekir’e bağlandı Ridde hareketine karşı girişilen en çetin savaş Yemame’de Müseylime ile birlikte yapıldı İki tarafında büyük kayıplar verdiği bu savaşta Müseylime öldürüldü ve Orta Arabistan bütünüyle ele geçirildi Muhacir bin Ebu Umeyye komutasındaki orduda Hadramut ve çevresindeki ridde olaylarını bastırdı Peygamber’in, Suriye’de kazanılacak zaferlerin Arap kabilelerinin birleşmesinde etkiliği olacağı yönündeki düşüncelerini benimseyen Ebu Bekir, Müseylime’nin ortadan kaldırılmasından hemen sonra Halit bin Ziyad komutasındaki orduyu Irak’a gönderdi Halit, el-Müsenna bin Haris komutasındaki kuvvetlerle birleşerek Irak’ı yağmaladı ve Hire’yi vergiye bağladı(633) İslam ordusu daha sonra Ecnadeyn’de Bizans ordusunu bozguna uğrattı (Temmuz 634) Bu savaşta Müslümanlar üç bin şehit verirken yüz bin Bizanslı öldürüldü; savaşta İslam ordusunda kadınlarda erkeklerle birlikte savaştılar İslam ordusunun giriştiği bu savaşlarda Kuran’ın ayetleri ve surelerini yassı kemikler, taş levhalar ve deriler üzerine yazmakla görevli vahiy kâtiplerinin çoğu ölmüştüEbu Bekir, halife Osman zamanında tedvin edilecek (kitap olarak bir araya getirilecek) olan Kuran’ın kitaplaştırılması için bir kurul oluşturarak başına Hz Peygamberin kâtiplerinden Zeyd bin Sabit’i getirdi Kurul “Mushaf” adı verilen ilk toplu Kuran’ı yazdı Ebu Bekir, İran’a karşı da harekete geçilmesini istedi; ancak bu isteği ardılı halife Ömer zamanında gerçekleşebildi Bizans’a karşı Ecnadeyn’de kazanılan zaferden kısa bir süre sonra hastalanarak Medine’de öldü ( 23 Ağustos 634); vasiyeti gereği Hz Muhammet’in tabutuna konuldu, cenaze namazını halife Ömer kıldırdı ve Hz Peygamberin yanında toprağa verildi Çok yalın yaşamı, varlıklı olmaktan kaçışı, her türlü gösterişten tiksinti duyması ve insancıl davranışlarıyla İslam büyükleri arasında önemli bir yeri olan Ebu Bekir için Hz Muhammet bir hadisinde şöyle der: “Ebu Bekir’in imanı, bütün Müslümanların imanı ile tartılsa, onunki ağır gelir”
Hz Ömer Dönemi:
Halife seçimi için Benî Salde sakifesine toplanan ashabın yanına Ebu Bekir ile birlikte gittiOrtaya çıkan anlaşmazlığı, Ebu Bekir’in halifeliği layık olduğuna toplantıdakileri inandırarak giderdi Ebu Bekir’in halifeliğini kabul ettiğini belirtmek için ona biat etti (632); onun halifeliği sırasında Ömer, girişilen bütün işlerde Ebu Bekir’e yardımcı oldu Ebu Bekir ölürken yerine halife olarak Ömer’i aday gösterdi Ömer halife oldu (634)Ebu Bekir’in sağlığı sırasında Suriye seferine çıkan ordunun baş kumandanı Halid bin Velid’i görevinden alarak yerine Ebu Ubeyde’yi getirdi Halid bin Velid’in Ecnadeyn’de bozguna uğrattığı Bizans ordusundan arda kalanlar Ürdün yakınlarında Fihl’de toplandılar Müslümanlar, başkumandanlıktan alınarak bir savaş birliğinin başına getirilen Halid bin Velid’in kumandasında bunları takip ederek Beysan geçidini aştılar ve Fil’de Bizans ordusuna tekrar yenerek Dimaşk’a çekilmek zorunda bıraktılar (635) Aynı zamnada kuzeyde bulunan Hims üzerine de başarılı bir baskın yapıldı Halid bin Velid buradanda Dimaşk üzerine yürüyerek Bizans’a karşı yeni bir savaşa girişti Bizanslılar bu savaş sonucu şehirde kuşatıldılar 635 yılında Dimaşk alındı Halid ilerlemesine devam ederek Kınnesrin’i aldı ve burayı bir karagâh durumuna getirdiMuaviye Casarca’yı ve Alkame bin Mucazziz Gazze’yi aldı (632), Şurahbil Beysan ve Ürdün’ün fethini tamamladı Amr Übnül As da Kudüs üstüne yürüdü Antakya’da bulunan Bizans İmparatoru Herakleisos 100 000 kişilik bir orduyu güneye gönderdi Yermük’te Sabellarios kumandasındaki Bizans ordusu, 24 000 kişilik Müslüman ordusuyla karşılaştı Bizanslılar büyük bir bozguna uğratıldı Ordu kumandanı öldürüldü (636) Suriye’nin fethi devam ederken Ebu Ubeyde, Hire kumandanı Müsenna’yı da yanına alarak İran üstüne yürüdü İran kumandanları Behmen, Nesri ve Calinus yenilgiye uğratıldı Bu sırada Behmen yeni bir orduyla Medain’den gelerek Fırat kıyısındaki Kussünnatif’in yakınında konakladı Ebu Ubeyde, gemilerden kurduğu bir köprü üzerinden geçerek ona saldırdı Fakat Müslümanlar yenildi ve Ebu Ubeyde şehit düştü Bu arada köprüde yıkıldığından geri çekilen Müslümanlar ağır kayıplar verdi (636) Müsenna, halife Ömer’den yardım istedi Ömer bütün Arabistan’da seferberlik ilan ederek topladığı ordunun başına geçmek istediyse de, sahabeler bunu kabul etmedilerBunu üzerine Ömer, İran’a gidecek ordunun başına Sad bin Ebi Vakkas’ı baş kumandan olarak tayin etti Sad orduyla Kadisiye’ye geldi Burada büyük bir meydan savaşı oldu İran ordusu başkumandanı Rüstem öldürüldü İranlılar’ın yüzyıllarca düşman eline geçmeyen bayrakları “Derefsi Gavyân” Müslümanların eline geçti 30 000 İran’lı asker kaçarken öldürüldü (636) Sad bin Ebi Vakkas, iki ay Kadisiye’de kaldıktan sonra İran’ın başkentine doğru yürüdü Yenilen İran ordusundan kalanları Babil yakınlarında yeniden yendi Sad, Dicle’yi geçti ve savaşmadan İran kisrası Yezdgerd tarafından boşaltılan başkent Medain’e girdi Celûla yakınlarında hendek ve istihkamların arkasında toplanan İranlıları yendi Yezdgerd sığındığı Hulvan şehrini bırakarak Rey’e kaçtı (638) İran’a yapılan sefere katılan gaziler için Hz Ömer’in emriyle Kufe ve Hasra şehirleri kuruldu Öte yandan 636’da Amr İbnül As kumandasındaki Müslümanlar tarafından kuşatılan Kudüs şehri halkı, halife Ömer gelirse şehri teslim edeceklerini bildirdiler Ömer kölesiyle birlikte çölü geçerek Kudüs’e geldi Halka çok iyi davrandı Bir süre şehirde kaldıktan sonra geri döndü (637) 638’de Halep ve Antakya şehirleri alındı İyad bin Ganem kumandasındaki bir İslam ordusu Mezopotamya bölgesindeki bütün şehirleri aldı (641) Yezdgerd’in seferberlik ilan ederek Nihavend’de büyük bir ordu toparlamakta olduğunu öğrenen Ömer, Numan bin Mukarin okumandasındaki islam ordusunun İranlılar üzerine saldırmasını emrettiO sırada Ramhürmüz ve İzec’i alan Numan, Kûfelilere kumanda ediyordu; sonra, Medine’den gelen yardım kuvvetleri ile birlikte Niha vend’e doğru hareket etti Nihavend’de Feyruzan kumandasındaki İran ordusuyla karşılaştı ve İranlılar büyük bir bozguna uğradı; fakat Numan savaş sırasında şehit oldu Müslümanlar Hemedan ve Nihavend’i aldılar (641)
Halife Ömer İran’ın fethini tamamlamak için Kûfe ve Basra’da iki büyük ordu topladı Bu ordulara birçok kumandan tayin etti ve kumandanların almakla görevli oldukları yerlri kendilerine bildirdi Kısa bir süre içinde İran’ın fethi tamamlandı İyad bin Ganem Mezopotamya’da fetihlerini sürdürürken Amr İbnül As da Mısır seferine çıktı (640) 3 500 kişilik bir orduyla Babil’i kuşatan Amr’a halife Ömer, Zübeyr kumandasındaki 10 000 kişilik bir yardım gönderdi Babil’i alan Amr, İskenderiye üzerine yürüdü ve Kiriaun yakınında bir Mısır ordusunu yendi İskenderiye’de bulunan Mısır kralı Mukavkıs ile yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamayınca Amr şehri kuşattı ve üç ay sonra ele geçirdi İskenderiye’nin alınışından sonra Amr doğuya yöneldi Pentapolis şehri teslim oldu Bu arada Manuel kumandasında bir Bizans ordusu İskenderiye’yi ele geçirdi Fakat Amr, şehri Bizanslılardan geri alarak surları yıktırdı (642)Halife Ömer’in emriyle Mısr’da Fustat şehrini kuran Amr İbnül As yakınlarından Ukbe bin Nafi el Fihri’yi Kuzey Afrika’nın fethiyle görevlendirdi Kısa bir süre içinde Bingazi ve Trablusgar İslam ülkesine katıldı (643)
Sabah nazmını kıldırırken Zerdüşt dininden bir köle olan Ebu Lülüe Feyruz tarafından öldürülen (644) Hz Ömer’in halifeliği, İslam devletinin birçok siyasi kurumunun doğduğu dönemdi, İlk adli teşkilatı Ömer kurdu Mahkemelere tayin ettiği kadıların yolsuzluk yapmalarını engellemek için onlara en yüksek maaşın verilmesini emretti (500 dirhem) Bu mahkemelerin yanında halkın şer’i hükümlerde şüpheye düştükleri konuları öğrenebilmeleri için İfta mahkemelerini kurdurdu Hapishane olarak kulanılmak üzere Mekke’de bir ev satın aldı Sonraları öteki şehirlerde de mahkemelerin kurulmasını emretti Sürgün cezası ilk olrak halife Ömer döneminde uygulandı
Vergilerin toplatılması ve maliye ile ilgili işlerin yürütülmesi için defterler tutturdu Bu defterlerin tutulma işini Bizanslı memurların bilgisinden yararlanarak bir sisteme bağladı (Suriye valisi Muaviye’ye yazdığı mektupta şöyle diyordu: “Bize hesaplarımızı bir rumî gönder”) Antlaşmaların ve kayıtların korunması için arşiv kurdurdu Askerin maaşını tayin eden bir kayıt defteri (divan), Ömer zamanında tutulmaya başlandı
Hicretin, tarih başlangıcı kabul edilmesi Ömer zamanında oldu Üzerlerinde Elhamdülillah, Muhammedürresulullah, Lailaheillallah yazılı sikkeler bastırdı
Ömer, İslam ülkelerinde yaşayan gayri müslim tebaanın (zimmî) bağlı olduğu idari esasları (ahkâmı ehli zimme) tespit ettirdi ve zimmîlere geniş bir din hürriyeti tanıdı Çok kuvvetli birliklerle donattığı orduya ayrıca hekimler, katipler, mütercimler tayin ettirdi Sonra da büyük şehirler haline gelen ordugâhları kurdurdu Halife Ömer, bu kurumların yanında, içtihat alanına giren bazı dini meselelerde de yenilikler getirdi, içki içemlere verilen cea,zayı ağırlaştırdı, teravih namazlarını cemaatle kıldırdı, dinî hüküm çıkarmada (istinbat) kıyas usulünü getirdi
Ömer halifeliğinin bütün gücüne rağmen bir hükümdar gibi yaşamadı Valilerine gönderdiği mektuplarda onlara sade yaşamayı öğütledi Halife deyimini bir kenara bırakarak emirülmüminîn (müminlerin emiri) unvanını aldı Yaptığı işlerdeki adaleti ve doğruluğuyla tanındı Bu yüzden kendisine Faruk (“doğruyu eğriden ayıran”) lakabı verildi
Kûfe valisinin iranlı kölesi tarafından mescitte hançerlendi; üç gün sonrada öldü

Hz Osman Dönemi:
Üçüncü halifedir Hz Osman halife olduktan (644) sonra Ömer’in siyasetini izleyip geliştirdi Göreve başlar başlamaz eyalet valilerini değiştirip yerlerine kendi ailesinden olanları atadı Küçük rütbeli görevliler içinde aynı biçimde davrandı; Ömer’in devlete egemen olma ve yönetimde birlik ve beraberlik içinde olma isteğini, devlet görevlerine kendi akrabalarını yerleştirmekle yerine getirmeyi umdu Ancak halk, yönetimdeki tüm aksaklıkların Osman’ın bu davranışları ile ilgili olduğunu düşünmeye başladı Gerçek sorun, Ömer tarafından kurulan “divan sistemi” ile ilgiliydi Ömer döneminde savaşlarda ede edilen ganimet belirli sayıdaki askere yettiği halde, Osman döneminde asker sayısının artması nedeniyle yetmemeye başladı Ganimetin çoğaltılması için fetihlere hız verildi Başta Sasani İmparatorluğu’nun Ermeniye eyaleti olmak üzere, Kuzey Afrika kıyıları ve Anadolu’nun bir kısmı ele geçirildi Ancak buralardan gelen ganimetlerin valiler ve Osman’ın ailesi arasında bölüşülmesi asker ve Halk arasında hoşnutsuzluk uyandırdı Osman, ganimetin askerler arasında hemen bölüşülmesi yerine, ganimetten devlet eliyle yararlanılması politikasını güttü Ayrıca İslam İmparatorluğunda Bizans ve İran modellerine uygun bir yönetim biçimi oluşturulmaya çalışıldı Bu arada asker aylıklarında indirim yapılması hoşnutsuzluğu daha da yaygınlaştırdı Osman’a karşı bir başka hoşnutsuzlukta Kuran metninin saptanmasında ortaya çıktı Zeyd bin Sabit’in başkanlığında hazırlattığı Kuran metinlerini esas alıp, öncekileri yok etmesi, onları daha öne halka açıklayanları güç durumda bıraktı Bu nedenle birçok kura kendisine karşı çıktı Kamuoyu, katı merkeziyetçiliğin yerini Hz Peygamber tarafından getirilmiş olan eşitçilik ilkesinin alması yolundaki düşüncelere sahip çıktı Ayrıca Talha, Zübeyr, Ali gibi islamın önde gelenleri kendisine karşı cephe aldılar Gerçekten, Osman sayesinde Emevi ailesi aşırı zengin olmuştu Bu zenginlik, Hz Peygamberin gösterişsiz, sade yaşamını özleyen ve dünya nimetlerine önem vermeyenler arasında da geniş tepkiler yarattı
Osman, on iki yıl süren halifeliğinin ilk yarısında başarılı, ikinci yarısında başarısız oldu; kendisine karşı ilk hareket, ekonomik bir bunalımın baş gösterdiği Irak’ta başladı (650) Ardından Kûfe’de Kurra’nın etrafında toplanan halk ayaklandı (652-653) ve bu ayaklanma sonucu Emevi kökenli vali Sait İbnülas görevinden alınarak yerine Osman’ın karşıtı Ebu Müseleşari getirildi Mısır’da Osman’ın evlatlığı Ebu Huzeyfe halifeye karşı ayaklandı ve Emevi valisi Ebu Sarh’ı görevden alarak yerine kendisi geçti 655’te eyaletlerdeki ayaklanmalar Medine’ye doğru kaymaya başladı Medine’ye ilk ulaşanlar Mısırlılar oldu Yapılan görüşmeler sonucunda Osman bütün isteklerini kabul ettiği için bir çarpışmaya gerek duymadan geri dönmek için yola çıktılar Ancak, yolda bir habercinin üzerinde Osman tarafından Mısır’daki valiye yazılan bir mektup ele geçirildi Mektup’ta Osman kendisiyle görüşme yapanların Mısır’a varır varmaz öldürülmelerini istiyordu Bunun üzerine Mısırlılar, Medine’ye dönerek Osman’ın evini kuşattılar Osman mektubun sahte olduğunu söylediyse de kimseyi inandıramadı İslamın dört halifesinden üçüncüsü, aralarında Ebu Bekir’in oğlu Muhammet’in de bulunduğu kişiler tarafından evinde Kuran okurken öldürüldü; kanı, okumakta olduğu Kuran’ın üzerine aktı, evi yağmalandı Osman, karısı ve bir dostu tarafından gizlice gömüldü Muaviye’nin Osman’ı kurtarmak için Şam’dan yolladığı ordu, halifenin öldürüldüğünü öğrenince geri döndü
Osman’ın halifeliği ve kanlı sonu İslam tarihinde bir dönüm noktası sayılır Nitekim öldürülmesinden sonra islamın siyasal ve dinsel birliği sona erdi; iç savaşlarla birlikte dinsel ayrılıklarda belirgin biçimde ortaya çıktı
Hz Ali Dönemi:
Hz Osman’ın şehit edilmesi üzerine Medine meclisinde biatı kabul ederek dördüncü halife oldu (24 Haziran 656)
Ali’nin halife olması ile birlikte İslâm camiasında iç mücadeleler başladı Görünüşte Ali’ye taraftar olan sahabeden Talha ve Zübeyr ile Peygamber’in hanımı Ayşe, Ali’ye biat etmediler ve beraberce Mekke’ye, oradan da Basra’ya giderek şehri ele geçirdiler Ali, kendisini himaye edecek birliklerin azlığı sebebiyle Ekim 656’da Medine’yi terk etti Kûfe muhafızlarından topladığı kuvvetlerle Basra üzerine yürüdü Talha ve Zübeyr ile yapılan müzakereler sonuçsuz kalınca harp başladı Ayşe, taraftarlarını cesaretlendirmek için bir deveye binerek savaş meydanına girdi
Tarihte “Cemel vakası” diye bilinen bu savaşı Ali kazandı (4 Aralık 656) Böylece bütün Irak Ali’ye biat edildi Bundan sonra karşısına Suriye valisi Muaviye Ebu Sufyan çıktı Emevi ailesinin reisi olduğundan, Osman’ın katlinin intikamını almak bahanesiyle yola çıkan Muaviye, Mısır’ı ele geçirerek iktidar mücadelesine hazırlandı Ali, 657 ilkbaharında Suriye üzerine hareket etti İki ordu Sıffin’de karşılaştı Muaviye, Osman’ın katillerinin kendisine teslim edilmesini istedi Ali bunu reddetti; müzakereler neticesiz kaldı Mayıs başlarında savaş başladı Bazı fasılalarla 110 gün devam eden muharebeler sonunda Ali, zaferi kazanmak üzere iken Amr bin As’ın tavsiyesi üzerine Muaviye’nin birlikleri, Kuran’ın hakemliğine müracaat ettiklerine işaret olarak mızraklarının ucuna Kuran sayfaları takarak ortaya çıktılar Bu, Irak birliklerine tesir etti ve Ali hakem usulünü kabule mecbur oldu Hakem olarak Ali tarafından Ebu Musa el-Eşarî, Muaviye tarafından ise Amr bin As tayin edildi Hakemler, Şubat 658’de Ezruh’ta toplandılar Uzun müzakereler sonucunda Amr’ın bir hilesiyle Ali, hakemi tarafından azledilince Amr, Muaviye’yi halife seçti Bu hadise taraflar lehine katî bir sonuç doğurmadı, fakat Ali’nin durumunu biraz sarstı
Hakem olayını protesto etmek maksadıyla Ali’nin ordusundan ayrılan 4 000 kişi Medain’e çekildiler Şehri zaptederek yağma ve tahrip ettiler Bunun üzerine Ali, İslâm tarihinde “Hariciler” olarak bilinen bu âsiler üzerine yürüdü Nehruvan’da onları mağlup etti, fakat kuvvetlerinin azalması sonucu Kûfo’ya çekilmek zorunda kaldı Burada Haricilerden Abdurrahman bin Mulcem tarafından şehit edildi (24 Ocak 661)