Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Şubat 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
“Özgüven” Güvensizlik Yapmaya Başladı…!

Bir “özgüven” kavramıdır aldı başını gidiyor…! Gidiyor ama ardında ciddi bir “güvensizlik” oluşturarak uzaklaşıyor. Gençler, ergenler, orta yaştaki insanlar, okumuşlar/okumamışlar, üniversite mezunu veya değil hiç fark etmiyor… herkes özgüven sorunu yaşadığını söylüyor. “…kendime güvenim yok…” “…yaptığım hiçbir şeyden emin değilim…”
“…herkes yaptıklarıma bir bahane uyduracak sanıyorum…” “…kendimi ifade edemiyorum…” “…yapmak istediğim hiçbir şeyi beceremiyorum…” “…yanlış şeyler yaptığımı düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum…”…vs. şeklinde birçok söylem.
… Aslına bakarsanız özgüven herkes için gereklidir. Yaşamak için… yemek için… çalışmak için… koşmak için… başımızı göğe kaldırıp, gökyüzünde uçuşan kuşlara bakmak için… sevdiğimize, ona olan duygularımızı açmak için… patronumuzdan hafta sonu izin istemek için… öğretmenimize, yapamadığımız ödevin gerekçelerini açıklamak için… annemize, dağıttığımız odayı, en kısa zamanda toplayabileceğimizi söylemek için… akşam eve yorgun argın gelen babamıza, onu ne kadar çok sevdiğimizi söylemek için… alışveriş yapmaya gittiğimiz markette, uğradığımız haksızlığı dile getirmek için… üzerimize atılan bir iftirada, kendimizi temize çıkarmak gibi bir sorumluluğumuzun olmadığını bilip, iftirayı atanların bu iftirayı belgelemelerini talep edebilmek için… başörtümüzden dolayı bizimle alay edenlere, aslında alay edilecek kişilerin kendileri gibi düşünen kişiler olduklarını hatırlatabilmek için… vs. … Yazılanları okuyup da “Ee iyi de bunlar bende zaten var… ama ben yine de kendime güvenemiyorum. Bende özgüven sorunu var…” diyorsanız lütfen okumaya devam edin.
… Dikkatimi çekiyor, kendisinde özgüven olmadığını dile getiren kişiler, aslında aynı şeyleri söylemiyorlar. Yani kimi okula gitmekten rahatsız, kimi eve gelen misafirlerine ikram yapamamaktan… kimi kayınvalidesinin haksızlıklarına göğüs gerememekten rahatsız kimi kocasının hakaretlerine cevap verememekten… …herkes bir şeylerden şikayet ediyor ama temelde yapabildikleri farklı başarıları görmüyor. Eşinden yana ezilen bayan, komşularla ilişkide iyi olduğunu göremiyor çoğu zaman……kız kardeşiyle çatışmaları olan bayan, okulda öğrencileriyle kurduğu olumlu diyalogdan habersiz……patronunun aşırı isteklerinden rahatsız olup bir türlü dile getiremeyen beyefendi, vakıf toplantılarında inanılmaz başarılı işler yapıyor……tıp fakültesinde veya mühendislik fakültesinde okuduğu halde, özgüven sorunu yaşadığını söyleyen genç, arkadaşlarıyla kurduğu iyi ilişkilerin farkında değil…
…sorun ne…?? Bana göre sorun şu… etrafta bir “özgüven sorunum var…!” furyasıdır almış başını gidiyor. Önüme çıkan herkeste özgüven sorunu var…! Sanki tüm yurtta kendine güvenen bir Allah’ın kulu kalmamış gibi… Oysa… sevgili okurlar… herhangi bir alanda kendinize güvenememeniz, falanca konuda ne yapacağınız konusunda şaşkınlık yaşamanız, belirlenen bir tarihte yetiştirilecek işler için koştururken bocalama yaşamanız, sizde özgüven sorunu olduğu anlamına gelmez. Hayat içinde kendinize olan güveninizi sarsacak engeller vardır. Ama bu engeller aşıldığında, üstesinden geldiğinizde hayatın bir de bakarsınız ki işler yoluna girmiş. O nedenle altını çizerek tekrar söyleyeyim ki, sürekli özgüven sorununuzun olduğunu söyleyip durmanız, bu konuya vurgu yapmanız sizi yıpratır. Belirli bir alanda varolan sorun, farklı alanlara da kayar. Örneğin; diyelim ki araba kullanma konusunda kendinize yeterince güvenemiyorsanız, “Bende özgüven sorunu var… bir arabayı bile kullanamıyorum… millet ne güzel kullanıyor… kahretsin! Ben ne zaman özgüvenimi kazanıp da bu işi halledeceğim…” diye kendinizi kahretmenize gerek yok ki… ne olmuş yani bir arabayı kullanamıyorsanız. Eminim ki sizin de yaptığınız işleri yapamayan başka kişiler vardır. Hem “yeryüzüne gönderilen kişiler mutlaka araba kullanmayı da öğrenecekler” diye bir kural yok ki… kimileri kullanır, kimileri kullanamaz… burada geliştirmeniz gereken düşünce aynen şu olmalı… “Denedim, araba kullanmayı bir türlü öğrenemedim. Demek ki benim bu konudaki yeteneklerim tam olarak gelişmemiş. Belki tekrar denerim… olmazsa? Aman ne yapayım canım… olmazsa olmaz…
Mehtap KAYAOĞLU (Psikolog&Psikoterapist)
Quo vadis?