Girit'te İkinci Saraylar dönemine rastlayan zaman dilimi içerisinde (M.Ö. 1600'ler), Yunanistan'da önemli değişimler meydana gelmekteydi. Mykenai bir anda zenginleşmiş ve güçlü bir yönetim merkezi olmuş, çok geçmeden Anadolu, Yakın Doğu ve Batı Akdeniz ile sıkı ilişkiler kurmuştu. Bundan sonraki 400 yıl içinde Kıta Yunanistanı ve çevre bölgelerde görülen arkeolojik bütünlük, bu uygarlığa en önemli temsilcisi Mykenai'a atfen "Miken" denmesine yol açmıştır, fakat aslında Miken terimi bu uygarlığın Mykenai tarafından kontrol edildiği anlamına gelmez. Diğer bir deyişle siyasal bir çağrışımı yoktur. Bununla birlikte, Miken kültürü en açık ve geniş bir biçimde Mykenai'da izlenir. Burada bulunan A ve B Mezar Halkaları, hiçbir önceli olmaksızın ortaya çıkar ve Miken Uygarlığı'nın en belirgin ve göz kamaştırıcı özelliklerini taşırlar.
Geleneksel olarak M.Ö. 1600'e tarihlendirilen B ve ondan bir yüzyıl sonraya ait A Halkası'nda yapılan kazılarda altın ölü maskeleri, altın diskler, kılıçlar ve kaliteli işçilik gösteren lüks mallar ele geçirilmiştir. Bu mezarlar, kuşkusuz yönetici sınıfa -belki de bizzat krallara- aittir. Bu yeni toplumun ortaya çıkışı, savaş arabaları ile Yunanistan'a gelen Hint-Avrupalı topluluklara bağlanır (aslında B Mezar Halkası bu göçlerden biraz daha erkene tarihlendirilmektedir).
Miken kültürünün gelişimi en açık biçimde, Orta Yunanistan'da ve Peloponnesos'ta izlenebilmektedir. Bu gelişimin en önemli kanıtlarından biri, yuvarlak planlı, dromos'lu ve bindirme tekniğiyle inşa edilmiş tholos mezarlardır. Bunların inşa edildiği dönem, aynı zamanda Mikenlerin faaliyetlerini arttırdığı zaman dilimine denk düşer. Özellikle Batı Akdeniz'de (İtalya ve Sicilya) Miken çanak çömleği yoğunlaşmaya başlar ve GH II'den itibaren Rhodos, Kıbrıs, Anadolu ve diğer birçok yerde görülür. Arkeolojik bulgular ve metinler, Miken Çağı'nda Yunanistan'ın savaşçı bir aristokrasi ile yönetilen, uzmanlaşmış iş gücüne sahip, geniş ticarî ilişkiler sürdüren bürokratik bölgelerden oluştuğunu gösterir.
M.Ö. 1200-1190'da, Mikenlerin çağdaşı Hitit İmparatorluğu yıkılır. Hitit arşivleri bunun sebebi hakkında bilgi vermemekle birlikte, aynı zaman dilimi içerisinde Mısır'da başıboş Akdeniz halklarından meydana gelen bir kalabalığın neden olduğu büyük karışıklıklardan söz edilir. Firavun III. Ramses, "Deniz Kavimleri" olarak adlandırılan bu halkları M.Ö. 1191'de bozguna uğratmıştır. Bu dönemin sonunda kuzeyde Thessalia'dan güneyde Lakonia'ya kadar Pylos, Mykenai, Iolkos, Gla gibi önemli merkezler tahrip edilmiştir. Bu hareketlerin sonucunda Akdeniz bir kargaşaya sürüklenmiş, hâlâ tam açıklığa kavuşmamış sebeplerden dolayı aynı dönemde Miken merkezlerinin bürokratik yapısı tamamen çökmüş, bu yapının temel taşlarından Linear B yazısı terkedilmiş ve bir daha da kullanılmamıştır.
Megaronun sütunlu girişinin önünde, çeşitli odaların ve büroların açıldığı bir avlu bulunur. Minosluların saraylarıysa dikdörtgen biçiminde geniş bir avlunun çevresinde kurulmuşlardır; bu avlu, belki de dinsel nedenlerle, kuzey-güney yönündedir. Girit'i ele geçiren Mykenaililer Phaistos, Maliia ve Zakros saraylarını yıkmışlar, buna karşılık Knossos'taki sarayı yıkmayıp, kendilerine uyarlamışlardır. Phaistos yakınındaki Haghia Triada'daysa, küçük bir Minos sarayının kalıntıları üstüne, yarımada tipi bir saray kurdukları sanılmaktadır.