Arama


SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
12 Mart 2009       Mesaj #15
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı

TÜRKİYEDEKİ ENDEMİK VE RELİKT BİTKİ TÜRLERİ

Türkiye endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkelerinden birisidir.
Yurdumuzun siyasi hudutları içerisinde doğal olarak yetiitiği halde başka hiçbir yerde yetişmeyen, diğer bir deyişle dünyada yalnız ülkemizde yetişen bitkiler Türkiye endemikleri olarak adlandırılır.Yurdumuz endemiklerinin sayısı 3000 dolaylarında olup endemizm oranı %33civarýndadır.(Davis, 1965-1988). Ülkemizde endemik tür sayısı diðer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizin bu zenginliği daha iyi anlaşılır.Avrupa ülkeleri arasında en çok türe sahip olan ülke Yunanistan olup 800 civarındadır.Aynı şekilde endemik türlerce zengin İspanya ve Yugoslavya’da ise bu sayı 400-500 arsındadýr.
Ülkemizdeki endemik türelerin en önemlilerinden birkaçı; Kaz dağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak Meşesi (Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasýnda yaygýn olan Sığla veya Günlük ağacý ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndaki Kral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunan Datça Hurması (Phoneix theophrasti)dýr.Yurdumuzun bilhassa dar derin yarılmış dağlık alanlarında endemiklerin sayısı bir hayli yüksektir.Bunun yanında özellikle Pleistosen’deki iklim şartlarına göre yetişmiş ve yayılma imkanı bulmuş, fakat günümüzde bilhassa dağlık bölgelerimize lokal alanlarda hayatiyetlerini sürdüren çeşitli flora bölgelerine ait bitkiler görülür.Örnek olarak, Karadeniz Fitocoğrafya Bölgesindeki Akdeniz elemanları,Nur, Dedegöl, Ağrı, Nemrut,Mercan(Munzur) daðlarındaki nemli ılıman ve nemli soðuk bitkilere örnek verilebilir.
Bunun yanýnda ülkemizde Konzervatif endemikler yanýnda, yeni geliþmekte olan progresif endemikler de bulunmaktadýr.Bu bakýmdan ülkemiz, hem çeþitli familyalara ait hem de endemikler yönündende çok zengindir.
Türkiye’de yetiþen endemik türler tabiatta, aþýrý otlatma, yangýn, bilinçsiz kesim, söküm,ýslah çalýþmalarý, yapýlaþma, þehirleþme ve herbisit kullanýmý gibi çeþitli tehlikelerle karþý karþýyadýr.Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasýna ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkmasý anlamýna gelmektedir.Ekim ve arkadaþlarý(1985) yaptýklarý çalýþmada endemik türlerin 12’sinin neslinin tükendiðini belirlemiþlerdir.Bu olumsuz faktörler zamanla bitkilerin durumlarýný tespit etme ve gerekli önlemleri alma ihtiyacýný doðurmuþtur. Bu ihtiyaca yardýmcý olmak amacý ile “Uluslar arasý Doða ve Doðal Kaynaklarý Koruma Birliði(IUCN)” kurulmuþtur.Bu kuruluþ yapýðý çalýþmalarla bitkiler için tehlike sýnýflarýný belirlemiþ ve kritik durumdaki bitkileri buna göre deðerlendirerek Kýrmýzý Bülten denilen
“ Red Data Book ” isimli eseri ortaya çýkarmýþlardýr.Bu çalýþmalardan sonra ayný kategoriler esas alýnarak “ Türkiye’nin Nadir ve Endemik Bitkileri ” adlý bir kýrmýzý bülten hazýrlanmýþtýr.

Alıntı
Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı

ENDEMİZM
Bir bitkinin yayılış aşanına o bitkinin “areali” denir. Yayılış alanı geniş olan bitkiye “Kozmopolit”, dar olana yani yer yüzünün belirli ve dar bir bölgesinde doğal olarak yetişen bitkiye de “Endemik” bitki denir. Endemik Yunanca Endos-yerlikelimesinden gelir. Buna göre Endemizm: Bir bitki, türünün dar bir bölgede sınırlanmış halde bulunmasıdır. Yani bu deyim, belirli bir bölgeye veya ülkeye özgü bitki taksonu (Subsp. Species, Genus, Familya gibi) için kullanılır.

Bir bitkinin ülkemiz için endemik olduğu söylendiğinde, bitki ister dar bir bölgede, ister Türkiye’nin büyük bir kesiminde yayılmış olsun, söz konusu endemik takson ülkemiz sınırları içerisinde düşünülmelidir. Yayılış alanı Türkiye’nin dışına taşmayan bitkiler endemik olarak anılmalıdır.

Bir endemik bitkinin yayılış alanının genişliği değişik büyüklüklerde olabilir. Örneğin, Lysimachia minoricensis (Primulaceae) yalnızca Minorka adasında birkaç m2 lik bir alanı kaplar. Buna karşılık yurdumuz için endemik olan bir takson ise km2 lerce yer kaplayabilir. Fakat bir kıta için endemik türler olamaz. Çünkü endemikler bir kıtanın her yerinde yayılış göstermeyip, kıta içerisindeki bir dağ, dağ sırası veya herhangi bir bölgede bulunurlar. Ayrıca bir kıtanın veya bölgenin ancak belli kesimleri endemizm açısından ilginç olabilir. Örneğin Yeryüzünde Afrika’nın güneyi (Kap bölgesi), Hawai Adaları, Madagaskar, yurdumuzda ise Güneybatı Anadolu, Toroslar, Tuz Gölü çevresi, Çankırı ve Sivas yöreleri endemik türler yönünden zengin olan yerlerdir.

Endemizm, floristik bölgeleri tanımak ve o yerin floristik özelliklerini tayin etmek açısından oldukça önemli bir kriterdir. Belli bir floristik bölgeye has endemikler bir araya gelerek floristik bölge sınırını oluştururlar.

Endemizm Çeşitleri

Endemik bitkiler başlıca iki grup altında incelenebilir.

1.Paleoendemikler (Relikt, Konservatif endemikler)
2.Neoendemikler (Mikro, Progresif endemikler)

1. Paleoendemikler: Bu tür bitkiler jeolojik devirlerde geniş yayılma göstermiş ve bir değişime uğramadan günümüze kadar gelmiş ancak bugün yayılış alanları oldukça daralmış ve sınırlanmış olan endemiklerdir. Eskiden tüm Kuzey yarımkürede yayılış gösteren ancak günümüzde sadece Kuzey Amerika’nın batı kesimlerinde yetişen Sequoia (Mamut ağacı) türleri, III. zamanda geniş bir areale sahip olan bugün ise sadece Çin’nin dağlık kesimlerine sıkışıp kalan Ginko biloba bitkisi paleoendemiklere örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca ülkemizde Muğla çevresinde bulunan Liquidambar orientalis bitkisi de Tersiyerde Avrupa ve Asya’nın geniş bir bölümünde yayılış göstermiş bu tip bir endemiktir.

2. Neoendemikler: Evrim sonucu meydana gelmiş, yani değişime uğramış kökeni eskilere dayanmayan endemik bitkilerdir. Çoğunlukla tür ve tür altı taksonları içerirler ve birbirlerinden çok az farklarla ayrılırlar. bu nedenle bunlara Mikroendemikler de denir. Centaurea karduchorum, C. hakkariensis, Alyssum filiforme ülkemize has neoendemik bitkilerdir.

Bitkiler genetik yada coğrafi bir engel tarafından birbirlerinden ayrıldıklarında yeni formlar meydana gelir. Yeni bitki formlarının oluşumunda başlıca şu faktörler rol oynamaktadır.

·Mutasyonlar
·Genetik rekombinasyonlar
·Doğal seleksiyon
·Coğrafi yada genetik izolasyonlar

Türkiye’de Endemizm

Coğrafi konumu, iklim ve toprak faktörlerinin farklılığı ve üç fitocoğrafik bölgenin birleşme noktasında bulunması gibi nedenlerle zengin bir bitki örtüsüne sahip olan yurdumuz, 9000 civarındaki eğrelti ve tohumlu bitki türü içermesinden dolayı da dünyanın zengin floraya sahip ülkeleri arasındadır. Avrupa kıtası florasının 12000’e yakın tür içerdiği düşünülürse, yurdumuzun flora zenginliği daha iyi anlaşılacaktır. Türkiye florası tür zenginliği yanında çok sayıda endemik taksonu içermesi ile de ilginçtir. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yetişen endemik türler toplamı 2750 kadar iken bu sayı Türkiye’de 3000 civarındadır.

Endemik bitkilerin yurdumuzda dağılışı: Yurdumuz endemik bitkileri tek tek ele alındığında bunlardan 1700 kadarının ülkemiz coğrafik bölgelerinden yalnız birine özgü oldukları saptanmıştır. buna göre:

Güney Anadolu’da 631 tür
Doğu Anadolu’da 371 tür
Orta Anadolu’da 253 tür
Karadeniz’de 203 tür
Ege’de 147 tür
Marmara’da 67 tür
Güneydoğu Anadolu’da 33 tür

Bunların dışındaki endemik türler birden fazla bölgemizde yayılış göstermektedir.
Floramızda endemik türler yönünden zengin başlıca familyalar ve içerdikleri tür sayıları aşağıda belirtilmiştir.


Familya Adı
Endemik Tür Sayısı
Compositae
430
Fabaceae
375
Scrophulariaceae
241
Labiatae
240
Cruciferae
194
Caryophyllaceae
187
Liliaceae
118
Umbelliferae
117
Boraginaceae
108
Rubiaceae
74

Endemik bitkiler ile ilgili veriler daha ayrıntılı incelendiğinde, yurdumuzdaki bazı yöreler ile dağ silsilelerinin endemik türlerce zengin olduğu ortaya çıkmaktadır. Amanos Dağları ile Ilgaz Dağları, dağ silsileleri arasında ön sırayı almaktadırlar. Ege Bölgesinin güney ucu ile Akdeniz’in batısı, Taşeli platosu, özellikle Ermenek-Mut-Gülnar çevreleri, Boklar Dağları ile Aladağlar ve Antitoroslar yurdumuzun güneyindeki önemli endemik merkezleridir. Kuzeyde ise Kaz Dağı, Uludağ, Gümüşhane çevreleri, Artvin-Rize çevreleri, endemizm açısından önemli yörelerimizdir. Sivas-Darende-Gürün ve Çankırı civarındaki jipsli arazilerde de bu yörelere has çok sayıda endemik tür yetişmektedir. Doğu Anadolu’daki önemli yöreler ise Munzur Dağları ile Van-Bitlis-Hakkari çevreleridir.

Bitki Coğrafyası Bölgelerindeki Endemizm Durumu

1. Mediterranean (Akdeniz) fitocoğrafik bölge: Bu bölge 3 kısımda incelenir.

ØBatı Anadolu ve Doğu Ege Adaları
§Malope anatolica
§Linum aretioides
§Eryngium thorifolium
ØToroslar
§Dorystoechas hastata
§Globularia davisiana
§Ballotaq cristata
ØAmanos Dağları
§Ajuga postii
§Origanum amanum
§Helleborus vesicarius

2. Irano-Turanian fitocoğrafik bölge: İç Anadolu platosunun hemen tamamını kaplayan bu bölge, kuzeyde Euro-Siberian, batı ve güneyde ise Akdeniz flora bölgesiyle çevrilidir. Bu bölgedeki önemli endemizm merkezleri ve endemik türeler aşağıdaki gibidir.

ØErzincan, Erzurum yöresi yüksek dağları
§Delphinium albiflorum
ØVangölü çevresi yüksek dağları
§Trifolium longidentatum
ØMezopotamya ovasının kuzeyi
§Papaver clavatum
ØVangölü çevresi yüksek dağları
§Trifolium longidentatum
ØTuz gölü çevresi
§Consolida stenocarpa
ØÇankırı ve Sivas yörelerinin jipsli sahaları
§Salvia vermifolia

3. Euro-Siberian fitocoğrafik bölgesi: Bu bölge yaprak döken ve yüksek iğne yapraklı ormanlardan meydana gelir. Ordu ilinin doğusunda yağış ve nem artar. Ordu yakınlarındaki Melet nehrinin doğusunda Kafkasya türleri ve endemik türler aniden artar. Bu bölüme “Colchis bölümü” denir.

Endemikler Batı ve Orta Karadeniz’de Doğu Karadeniz’e göre daha az bulunurlar. Bu bölüme de “Öksin bölümü” denir.

ØColchis bölümü
§Medicaryon orientale
ØÖksin bölümü
§Allium olympica

Ülkemizin ana fitocoğrafik bölgeleri dışında kalan ara bölgeleri endemik tür yönünden zengindir. Endemik bitkiler özellikle bu sahalar içinde ortaya çıkmıştır.

Bu geçiş alanlarındaki türler, tolerans sınırında bulunurlar. Farklı iklim ve toprak koşulları altında farklı vejetasyonla rekabet ederler. Göçün sebep olduğu bu koşullar altında seleksiyon baskısı yeni çevreye adapte olan ekotipik varyeteler ortaya çıkarır. Farklı floraların karşılaştığı yerlerde hibritleşme ve hibrit dölün stabilizasyonu da vardır.

Çoğu, bu saydığımız bölgelerde ve bir kısmı da diğer yörelerde olmak üzere, Türkiye’de toplam 3000 civarında tohumlu bitki türü endemiktir. Türkiye’de bugüne dek bilinen kadarıyla yaklaşık 9000 kadar doğal eğrelti ve tohumlu bitki türü vardır. Bunların yaklaşık % 30’u ülkemiz için endemiktir.


Endemizm

..