“Gençlerin yaşlılara yapabileceği en büyük yardım onları sürekli uyanık ve tetikte tutmaktır.”
"(...) Gençler akıl yürütmekten çok uygulamaya, kalıplaşmış işlerden çok yeniliklere yatkındırlar. Yaşlılığın verdiği olgunluk, geçmiş deneyimlerle ilgili işlerde yol gösterici olabilir, ama yeni durumlar karşısında insanı şaşırtır. Gençlerin yanılgıları işleri alt üst edebilir. Buna karşılık yaşlıların yanlışları olsa olsa işleri biraz yavaşlatır, verimi biraz düşürür. Gençler altından kalkamayacakları işlere el atarlar; işleri yoluna koyacaklarına daha çok karıştırırlar. Eldeki olanakları ve araçları düşünmeden hemen sonuca gitmek isterler. Rasgele öğrendikleri birkaç ilkeye saçma bir bağlılık gösterir, yenilik yapmaktan çekinmezler. Böylece beklenmedik güçlüklere başvururlar. Yanlışlarını bir kat daha arttıran şey de yanıldıklarını kabule yanaşmayıp ne duran ne giden dik başlı bir ata benzemeleridir. Yaşlılar ise serüvene yanaşmaz, uzun uzun düşünür, danışır hep eksikler bulurlar. Çabuk cayar, bir işi seyrek olarak sona erdirirler; orta başarılarla yetinirler. Yaşlılarla gençlerden birlikte yararlanmak en yerinde iş olur. Böylece ika çağın karşılıklı üstünlükleri eksikliklerini giderir."
“Anne-baba, çocuğunun her alanda çalışıp çabalayıp geleceğe hazırlanmasını istiyor. Genç ise çevrede gördüğü ve kendi ailesinde de sahip olmak istediği yasam tarzıyla, geleceği düşünmeden gününü geçirmek istiyor. Diğer yandan eğitimin veya öğrenilen mesleğin ileride yaşamını kazanması için yeterli olmadığını ve nitelikli kişilerin bile issiz kaldığını gören gençler, bir sok yasamaya başlıyor. Gelecek sokuna giren gençler, (çalışsam da olmayacak) görüsünü taşıyor. Bu da aile içinde çatışmaya yol açıyor.”