Arama

Kuşak Çatışması - Tek Mesaj #6

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
15 Nisan 2009       Mesaj #6
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kuşak Çatışması

16. Gençler ve Kuşak Çatışması Baz Alınarak Elde Edilen İstatistiksel Bulgular

Genellikle aile ve arkadaş (grup) iki ayrı dünyadır. Bu çerçevede aile bağı ile arkadaş birbirinden bağımsızdır. Gencin hangisini önemli göreceği (hangi durumda) tamamıyla kendisinin bireysel seçimiyle ilgilidir. Gencin gelecekleriyle ilgili önemli kararlarda arkadaşlardan çok ebeveynlerine danışma ihtiyacı içinde olmaları ve bu ihtiyaç önemi her zaman için evrenseldir. Aile hiçbir zaman yerini arkadaş grubuna bırakmamıştır. Bu programın ilki “Gençlere Yönelik Soru Kâğıdı” başlığı altında toplam 261öğrenci üzerinde uygulanmıştır.Programların ikincisi ise “Gençler ve Kuşak Çatışması” konusunu baz alarak 520 öğrenci üzerinde uygulanmıştır. Araştırmada ana değişkenler cinsiyet, yaş, ekonomik durum, ana-babaların öğrenim düzeyi olarak belirlenmiştir. Bu değişkenlerin ailede karar verme, ailede yönetim biçimi, gençlerin çeşitli konulardaki tercihleri, gençlerin grup davranışına uyma, ebeveyn kuşak çatışması konularındaki etkileme biçimlerine bakılmıştır.
Tablo 1: Gençlerin kendileriyle ilgili kararlarda kime danıştıkları
tablo1

Gençlerin kendileriyle ilgili karar almada zorlandıklarında öncelikle kime danıştıkları sorulmuştur. Bu konuda gençlerin yarısı (%50) annesine danışmakta iken, %35’i anne ya da babasının her ikisine birden danıştıklarını ifade etmişlerdir. Bu konuda erkeklerin %43’ü anne ve babasına danışmakta, %37’si ise sadece annesine danışmaktadırlar. Bunu %18 ile sadece babasına danışanlar izlemektedir. Arkadaşlarına danışanların az sayıda olması ilginç bir tespittir. Kız öğrencilerde ise daha farklı sonuçlar söz konusudur. Kızların %61’i bu konuda annesine danışmakta iken, bunu %29 ile hem anneye hem babaya danışanlar izlemektedir. Kızların erkeklere göre anneleri ile daha yakın ilişki içerisinde oldukları görülmüştür. Nitekim kızlarla erkekler arasında istatisti ki açıdan önemli farklılık vardır.
Tablo 2: Gençlerin aile fertleri ile tartışıldığında kimin sözünün geçerli olduğu konusundaki düşünceleri
tablo2

Anne-baba ya da diğer aile fertleri ile tartışıldığında kimin sözünün geçerli olduğu sorusuna erkeklerin %59’u duruma göre değişir derken, %25’i anne-babanın, %16’sı da benim cevabını vermişlerdir. Kızlardan ise %71’i duruma göre değiştiğini, %20’si anne-babanın, %9’u da kendilerinin sözünün geçerli olduğunu belirtmişlerdir. Cinsiyete göre aile fertleriyle bir konuda çalıştığınızda kimin sözü geçer değerlendirmesine bakıldığında kadınların %71’i çatıştığında kimin sözü geçerli olduğunu duruma göre değişir derken, erkekler de bu oran %59’a düşmektedir.

Tablo 3: Ailelerinin gençlere karşı tutumları
tablo3

Cinsiyet ile ailelerin gençlere karşı tutumu arasındaki ilişkiye bakıldığında, her iki cins açısından genel olarak ailelerin tutumunun %42 ile demokratik olduğu görülmektedir. Bunu %40 ile koruyucu aileler, %12 ile otoriter aileler ve %16 ile ilgisiz aileler izlemektedir. Ailelerin demokratik tutumu, ebeveynlerin eğitim düzeyi ve meslekleri ile yakından ilgili olabilmektedir. Nitekim anket uygulanan gençlerin ekonomik durumlarının orta ve yüksek düzeylerde yoğunlaşması da bu bulguyu destekleyen değişkenlerdendir. Türk aile yapısında, ebeveynlerin çocuklarına karşı tutum, düşünce ve davranışlarında koruyucu, kollamacı ve bağımlı kılıcı özelliklerine ait değer yapısı bu araştırmanın sonuçlarınca da desteklenmektedir. (p<0.05) Gençlere göre ailelerinin %40’ının koruyucu tutum içerisinde olmaları, gençlerin içinde bulundukları yaş dilimi ve bu döneme ait özellikler sebebiyledir. Ergenlik dönemi diye adlandırılan bu evrede genç ve ebeveyn arasındaki ilişkiler değişebilmektedir. Genç açısından fiziksel, biyolojik ve psikolojik olarak yoğun değişimler yaşanması ailelerin de koruyucu olmaları sonucunu getirmektedir.
Tablo 4: Gençlerin günlük faaliyetleri kimlerle yürüttüğü
tablo4

Gençlerin günlük faaliyetlerini kimlerle yürüttükleri konusunda, her iki cinste de ailelerinin ilk sırayı aldıkları, bunu da arkadaşlarının takip ettiği görülmektedir. Ailenin bireyin yaşamında her zaman ilk grup olma fonksiyonu araştırma bulgularınca da desteklenmektedir. İkinci sırayı arkadaş grubunun alması da ergenin içinde bulunduğu yaşam evresini tanımlaması bakımından çarpıcı sonuçlardan biridir. (P<0.05) Gençler için ailelerin önemli olması beklenmektedir. Ancak günümüzde sanki bu gerçek değişmiş gibi değerlendirmelerde sıkça yapılmaktadır. Erkek çocukların ailelerine daha çok bağlı olmaları gerçeği ilginçtir.
Tablo 5: Cinsiyetin gençlerin grup faaliyetlerine katılımına etkisi
tablo5y

Grup faaliyetlerine katılım cinsiyete göre değerlendirildiğinde kız ve erkek çocuklar açısından benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır. Örneğin, erkek öğrencilerin %43’ü (yarıya yakını) grup faaliyetlerine çok katılırken, bunu %42 ile orta düzeyde katılanlar izlemektedir. Her iki grupta da en az oranı grup faaliyetlerine az katılanlar oluşturmuştur. Gençlerin çoğunluğu grup faaliyetlerine önem vermektedirler.
Tablo 6: Aile büyükleri ile ilişkiler bakımından Anne-Baba ile anlaşmazlığa girilen hususlar
tablo6

Anne babanızla hangi hususlarda anlaşmazlığa giriyorsunuz sorusuna gençlerin %77’si eğlence ve dinlenme faaliyetleri ile kendi kararlarına önem verilmesini istemektedirler.
Gençler aile büyükleri ile ilişkilerimiz bakımından anne-babanızla hangi hususlarda anlaşmazlığa giriyorsunuz sorusuna şu şekilde cevap vermişlerdir. Erkeklerin %79’u eğlence, ders çalışma, meslek seçimi, saygı derken, kızların %76’sı eğlence, temizlik, karşı cinsle ilişkiler, saygı, şefkat, kıyafet seçiminde anlaşmazlık yaşadıklarını belirtmektedirler.
Tablo 7: Gencin çevresinde davranışlarını, düşüncelerini beğendiği ve özellikle benzemek istediği kimse
tablo7

Gençlerin davranışları düşüncelerini beğendiği ve özellikle benzemek istediği kimse hususunda görüşleri alınmıştır. Örneklemede kızların %24’ü annelerine, %23’ü öğretmenlerine, %16 diğer aile büyükleri (amca, dayı, teyze) ve bazı kişiler (Atatürk, gitarist, artist ve kendisi), %11 babam,%11 arkadaşım,%9 ablam,%5 ağabeyine benzemek isteği ortaya çıkmaktadır. Erkeklerin %21 annesine,%20babasına,%19 diğer aile büyüklerim (amca, dayı, teyze) %15 arkadaşlarına, %10 ağabeyine,%7 öğretmenlerine,%6 ablasına benzemek istemektedir.
Tablo 8: Kuşaklar arasındaki anlaşmazlıkların en önemli nedeni
tablo8

Gençler kuşaklar arasındaki anlaşmazlıkların en önemli nedenini %59 oranı ile düşünce farklılığından ortaya çıktığını belirtmektedirler. Kızların %62’si düşünce farklılığından anlaşmazlık doğduğunu belirtirken, erkeklerinde %56’sı düşünce farklılığının kuşaklar arasında anlaşmazlıkların en önemli nedeni olduğunu ifade etmektedir. Bunu sosyokültürel değişme ve eğitimsizlik izlemektedir.
Tablo 9: Anne Babaların ve yetişkin kuşakların en beğenilmeyen tarafları
tablo9

Gençler anne babası ve yetişkin kuşaklarda en beğenmediği taraflar hususunda, kızlar %78’i ailelerinin iletişimsizlik, her şeyi ciddiye alıyorlar, beni anlamıyorlar, her şeye karşılar, katı kuralları var, görüş farklılığı gibi eleştiriler getirirken, erkeklerin %72’sinde aynı şekilde ilgisizlik, iletişimsizlik, her şeye karşılar, her şeye karışıyorlar gibi beğenmedikleri tarafları vurgulamaktadırlar. Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi kızlar erkeklere göre ailelerinin tutumlarıyla ilgili daha eleştirisel bir tutum sergilemektedirler.
Tablo 10: Ailede alınan kararların önem derecesi
tablo10

Gencin hayatı için önemli kararlar verirken ailenin bu kararlarda ne derece rol oynadığı hususunda kızların %53 normal olduğunu belirtirken, erkeklerin %51’i de normal olduğunu belirtmektedirler.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!