Arama

Cahit Sıtkı Tarancı - Tek Mesaj #5

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
29 Nisan 2009       Mesaj #5
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Cahit Sıtkı TARANCI


(1910-1956)

Kendine özgü. duygulu, biçime önem veren yapıtla­rıyla çağdaş Türk şiirinin öncüleri arasında yer alan Cahit Sıtkı Tarancı'nın yalnızlık ve ölüm konularını işlediği şiirlerinde hem yaşam sevinci, hem de yoğun bir karamsarlık vardır.

Diyarbakır'da doğan Tarancı ilköğre­nimini burada tamamlayarak ortaöğrenimine İstanbul'da Saint Joseph Lisesi'nde başladı Daha sonra geçtiği Galatasaray Lisesini 1931'de bitirerek o sırada İstanbul'da bulunan Mülkiye Mektebine (bugün Ankara Üniver­sitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) yatılı olarak girdi. Ama üç yıl okuduğu Mülkiye Mektebi'ndeki eğitimini tamamlamayarak İstanbul Yüksek Ticaret Okuluna geçti. Bir yandan da Sümerbank'ta memur olarak çalışmakta ve öyküler yazmaktaydı. 1938'de sıittigi Paris'le bir yanda siyasal bilgiler öğrenimini sürdürür ken öte yanda Paris Radyosunda Türkçe yayınlar spikeri olarak çalışıyordu.

II. Dünya Savaşı çıkıp Paris Almanlarca işgal edilince Türkiye'ye döndü. Askerliğini 1943te bitiren Cahit Sıtkı bir süre İstanbul'da ticaretle uğra­şan babasının yanında çalıştı. 1944'te Ankara' ya giderek Anadolu Ajansı'nda çevirmen olarak göreve başladı. Daha sonra Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığı'nda çevirmenliği sürdürdü. 1954'te ağır bir felç geçiren Cahit Sıtkı Tarancı konuşma yetisini yitirdi. Tedavi için götürüldüğü Viyana'da öldü.
Cahit Sıtkı Tarancı şiir yazmaya lise öğren­ciliği sırasında başladı. İlk şiirleri Muhit ve Servetifünun-Uyanış dergilerinde yayımlandı.

Bu yapıtlarında özenli bir şiir diliyle birleştir­diği hece ölçüsünü yeni bir uyum sağlayarak kullanmaktaydı. Ankara'da öğrenciyken şiir­lerini gönderdiği Peyami Safa'nın 1932'de Cumhuriyet gazetesinde yazdığı onunla ilgili yazılar Cahit Sıtkı'nın tanınmasında etkili ol­du. 1933'te ilk şiir kitabı Ömrümde Sükût'm yayımladı. 1946'da Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yanşması'nı "Otuz Beş Yaş" şiiriyle ka­zandı. Cahit Sıtkı Tarancı'nın ödül kazanan bu şiiri kısa sürede ünlenmesine yol açtı. Aynı yıl, 1933'ten sonra yazdığı şiirlerinden bir bö­lümünü Otuz Beş Yaş adını verdiği kitabında topladı. Tarancı'nın bu kitabı büyük bir ilgi gördü. 1952'de üçüncü şiir kitabı Düşten Gü­zel'i yayımladı. Ölümünden sonra, kitapların­da bulunmayan şiirleri, Fransızca'dan yaptığı çeviriler ve ölümü üzerine yazılanlar Sonrası (1957) adlı kitapta toplandı. Ayrıca şair Ziya Osman Saba'ya yazdığı mektuplar da bir ara­ya getirilerek Ziya'ya Mektuplar adıyla 1957'de yayımlandı.

Ortaöğrenimi sırasında tanıştığı Fransız şii­rinden, özellikle de Charles Baudelaire ve Paul Verlaine gibi şairlerden etkilenen Cahit Sıtkı Tarancı hiçbir akıma bağlanmadı; duy­gulu ve kendine özgü bir şiir geliştirdi. Ga­rip Akımı'nın etkili olduğu dönemde serbest şiir örnekleri de veren Tarancı hece ölçüsün­den hiçbir zaman vazgeçmedi. Bu ölçünün çok kullanılmayan 9-10-12 hecelik kalıpla­rından yararlanarak, gelenekselleşmiş durak­lar yerine, hece ölçüsüne serbest şiir dokusu kazandıran serbest duraklı şiirler yazdı. Dö­neminin en çok okunan ve sevilen şairlerin­den olan Cahit Sıtkı Tarancı Türkçe'nin olanaklarını çok iyi değerlendirmiştir. Akıcı ve yapmacıktan uzak bir söyleyişi vardır. Yapıtlarında yalın konuşma dilini kullanmış­tır. Şiirlerinde ölüm, aşk, yalnızlık, uzak ülkelere, geçmiş zamana duyulan özlem gibi temaları işlemiştir. Yaşantısını, duygusal dal­galanmalarını olduğu gibi şiirine aktaran Ca­hit Sıtkı Tarancı, Garip Akımı'nın gündeme getirdiği yeni şiirsellik anlayışına kapılmamış­tır. Birçok kez yeniden basılan ve yeni kuşak­lar tarafından da sevilerek okunan Otuz Beş Yaş kitabının etkili olmasında, Tarancı'nın yansıttığı güçlü yaşama sevincinin de payı vardır.

MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 7 Aralık 2016 16:45 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!