Arama

Toplumsal Yapı - Tek Mesaj #3

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
11 Haziran 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Toplumsal Yapı

Kültürel Yapı

Toplumsal ilişkilerden kaynaklanan ögeler genel olarak kültürel (toplumsal) yapıyı meydana getirir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Toplumsal İlişki
İnsanların bir arada yaşamalarından doğan, en az iki insan arasında gerçekleşen, uzun bir süre devam eden, bireylerin birbirinin bilincinde olduğu etkileşimlere toplumsal ilişki denir.
Toplumsal ilişkiler üç tür altında incelenebilir:

  • İnsan - İnsan İlişkisi: Öğrencinin öğretmene soru sorması, ablanın kardeşini bakkala göndermesi insan - insan ilişkilerine örnektir.
  • İnsan - Grup İlişkisi: İnsanlar ister istemez grupların içinde yer alırlar. Bu durum grupla birey arasında karşılıklı hak ve görevleri gerektirir. Örneğin bir futbol takımında görev alan futbolcunun gruba (takıma)karşı sorumlulukları olduğu kadar grubun (takımın) da futbolcusuna karşı yerine getirmek zorunda olduğu görevler vardır. Futbolcunun takımla ilişkisi insan - grup ilişkilerine örnek oluşturur.
  • Grup - Grup İlişkisi: Toplumsal yaşamda, farklı toplumsal gruplar da karşılıklı etkileşim içerisinde olurlar iki futbol takımının maç yapması grup - grup ilişkilerine örnektir.
UYARI
Toplumsal İlişki tanımını okurken şu özelliğe dikkat edilmelidir.
Toplumsal ilişki yardımlaşma, dostluk, arkadaşlık gibi yaklaşımları barındırdığı gibi, düşmanlık, rekabet ve benzeri uzaklaşmaları da içerir.

2. Süreklilik Yönünden Toplumsal İlişkiler
Toplumsal ilişkiler süreklilik yönünden üçe ayrılır:

  • Gelip - Geçici (iğreti) İlişkiler: Kısa süreli ilişkilerdir. Arkadaşınızın doğum günü kutlamasında ilk kez karşılaştığınız kişilerle ilişkiniz kutlama bittiğinde sona ermişse bu, iğreti ilişkiye örnek oluşturur.
  • Devirli (periyodik) İlişki: Belirli zaman aralıklarında insanların bir araya gelmesiyle oluşur. Aynı okulu bitirmiş kişiler yılda bir kez buluşuyor ve ilişkiler yalnızca o günle sınırlı kalıyorsa buna periyodik ilişki denir.
  • Sürekli İlişkiler: Aile, akrabalık, arkadaşlık gibi uzun süre devam eden ilişkilere sürekli ilişkiler denir.
3. Toplumsal Statü
Bireyin toplum içinde işgal ettiği mevkie (konum) statü denir. Başka bir deyişle statü, bireye toplum içinde hak ve sorumluluklar yükleyen konumdur (mevkidir). Birey toplum içerisinde birçok statüye sahiptir. Örneğin sizler; öğrenci, kardeş, dayı, amca, arkadaş, yurttaş statülerinden bir kaçına ya da hepsine sahip olabilirsiniz.

3.1. Statünün İşlevi: Toplumsal grupta belli bir yerin (konumun) öteki yerlere göre durumunu gösterir. Örneğin, bir okul grubunda, müdürün konumuyla, müdür yardımcılarının konumları, onların öğrenciler tarafından derecelendirilmesini sağlar.
Toplumsal statüyü şu faktörler belirler:

a) Demokratik ya da totaliter her toplumda soy bağı, kişinin toplumsal statüsünü belirler.
b) Bireyin sahip olduğu servet miktarı statüyü belirler.
c) Kişinin yaptığı işin işlevsel yararları statüyü belirler.
d) Bireyin eğitim düzeyi statüyü belirler.
e) Bireyin dini statüyü belirleyebilir.
f) Bireyin biyolojik özellikleri (cinsiyet, güzellik, yaş vb.) statüyü belirleyebilir.


3.2. Statü Türleri
Üç tür statü vardır ve bunlardan ikisi statülerin elde edilme biçimleriyle ilgilidir. Toplumsal statüler genellikle iki yoldan kazanılır:
  • Verilmiş (edinilmiş) Statüler: Bireyin yaş, cinsiyet, ırk ve öteki fiziki özellikleri gibi doğuştan getirdiği ya da doğar doğmaz toplum tarafından bireye yüklenilen statüler verilmiş (edinilmiş) statülerdir. Örneğin, erkek, kadın olmak, Hintli, Kızılderili olmak doğuştan getirilen verilmiş statülerdir.
  • Kazanılmış Statüler: Bireyin kendi emek, çaba, eğitim ve yetenekleri ile elde ettiği statülerdir. Politikacı olmak, ressam olmak, anne, baba olmak kazanılmış statülerdir.
  • Anahtar Statü: Bireyin sahip olduğu statülerden en baskın olanıdır. Erkek, baba, yurttaş, dayı, arkadaş, komşu, müdür gibi birçok statüye sahip olan bir birey çevresinde de "müdür amca" olarak anılıyorsa bu kişinin anahtar statüsü müdürlüktür.
3.3. Toplumsal Prestij
Bireyin statülerine toplumun verdiği değere prestij denir. Prestij kavramı, toplumdan topluma ve aynı toplumda zaman içerisinde değişen dinamik bir kavramdır. Örneğin, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında öğretmenlerin prestiji (saygınlığı) yüksekken, günümüzde işletme, maliye, bankacılık gibi meslek gruplarının prestiji artmıştır.

3.4.
Toplumsal Rol
Toplumun, belirli toplumsal statülerdeki kişilerden, yapmalarını beklediği davranışlara toplumsal rol denir. Örneğin toplum, doktorlardan, giyimlerinden hastalarıyla ilişkilerine varıncaya kadar belirli davranışlar bekler.
Toplumun bireyden beklediği rollerle, bireyin gerçekleştirdiği roller arasında farklılıklar gözlenebilir.
Farklı statülerin birbirleriyle olan ilişkileri rol pekişmesine ya da rol çatışmasına neden olabilmektedir.

3.4.1. Rol Pekişmesi
Farklı statülerin gerektirdiği rollerden birinin diğer bir rolün oynanmasını kolaylaştırmasına rol pekişmesi denir.


3.4.2. Rol Çatışması
Değişik statülere ilişkin rollerin birbirleriyle çelişmesine rol çatışması denir.

UYARI

Beklenen rollerle, gerçekleşen roller arasında şöyle bir ayrım vardır; Beklenen roller kolay kolay değişmez; ancak gerçekleştirilen roller bireyin kişiliğine bağlı olarak her zaman çeşitlilik gösterir.

4. Toplumsal Gruplar (Kümeler)

Grubun Tanımı ve Özellikleri
Ortak amaçlarını gerçekleştirmek için üyeleri arasında ilişkileri düzenleyen kuralların bulunduğu, her üyenin grubun varlığını ve simgelerini bilinçli olarak ayırt ettiği, sürekliliği olan bireyler topluluğuna grup denir.
Toplumsal grubun oluşması için şu özelliklerin bulunması gerekir:

  • En az iki kişiden oluşmak
  • Ortak amaçlara sahip olmak
  • Bireylerin yerlerini belirleyen statülere sahip olmak
  • Statülere bağlı beklenen rollere sahip olmak
  • Grup içinde ilişkileri düzenleyen kurallar
Bir grubun sürekliliğini sağlayabilmesi için şu fonksiyonları yerine getirmesi gerekir:
  • Grup, grubu bir arada tutan "biz" bilincini oluşturmalıdır.
  • Grup, üyelerinin beklentilerine yanıt vermelidir.
4.1. Grup Türleri
a) Üye Sayılarına Göre Gruplar
— Küçük Grup: Arkadaşlık, aile gibi gruplar
— Büyük Grup: Kent, devlet gibi gruplar
b) Sürelerine Göre Gruplar
— Geçici Grup: Tatilde tanışıp arkadaşlık yapan kişilerden oluşan gruplar bu türe girerler.
— Sürekli Grup: Aile, köy gibi gruplar
c) Katılma Biçimine Göre Gruplar
— Üyelerinin İradeleriyle Katıldığı Grup: Dernek, Siyasi parti bu tür gruplardır.
— Üyelerinin İradeleri Dışında Katıldığı Grup: Aile, akrabalık ya da bir kastın üyesi olarak doğmak bu gruplara örnektir.
d) Kuruluş Biçimine Göre Gruplar
— Resmi Grup: Bir devlet dairesinde çalışanlar, sendikalar, dernekler
— Resmi Olmayan Grup: Akrabalık, arkadaşlık grupları
e) Toplumsal İlişki Biçimlerine Göre Gruplar: Cooley, Tönnies ve Durkheim grupları, üyeleri arasındaki ilişkilere göre sınıflandırmışlardır.
Cooley’in Sınıflandırması
a) Birincil Gruplar: Yüz yüze ilişkilerin ve duygusal bağların güçlü olduğu gruplardır. Grubu birbirine bağlayan "biz" bilincidir. Aile, akrabalık, arkadaşlık grupları birincil gruplardır.
b) İkincil Gruplar: Grubun üyeleri arasındaki ilişkiler sınırlı ve resmi ilişkilerdir. Grupta "ben" duygusu hâkimdir. Bireyler ortak çıkarlarını koruyabilmek için bir araya gelmiştir. Dernek, sendika, siyasi partiler bu tür gruplara örnek oluşturur.


Tönnies’in Sınıflandırması
a) Cemaat: Ortak iradenin, ortak mülkiyetin bulunduğu, etnik köken, ırk, din, kültür gibi özellikleri farklılaşmamış gruplardır. Üyeler arasındaki ilişkileri gelenekler sağlar.
b) Cemiyet: Bireysel mülkiyetin, bireysel iradenin hakim olduğu gruplardır. Bireyler arasındaki ilişkiler toplumsal sözleşmelerle (resmi ve yazılı kurallarla) sağlanır. Üyeler arasında akılcı çıkar anlaşmaları egemendir.


Durkheim’in Sınıflandırması
a) Mekanik Dayanışmalı Gruplar: Genellikle sanayi öncesi toplumlarda görülen, benzer statüdeki insanlar arasındaki dayanışmanın güçlü olduğu, iş bölümünün yaygınlaşmadığı, üyelerin birbirlerine duygusal bağlarla bağlı olduğu gruplardır.
b) Organik Dayanışmalı Gruplar: Durkheim e göre nüfus yoğunluğunun artmasıyla birlikte iş bölümü ve işlevsel uzmanlaşma ortaya çıkmıştır. Modern sanayi toplumlarında farklı alanlarda uzmanlaşan farklı gruplardaki insanlar arasında organik bir dayanışma vardır.

5. Toplumsal Yığın
Aynı mekânı paylaşmalarına karşın aralarında karşılıklı ilişkiler bulunmayan insan birikimleridir.
Toplumsal yığınların özellikleri şunlardır:

  • Yığını oluşturan kişiler anonimdirler ve birbirlerine yabancıdırlar.
  • Yığın örgütlenmemiştir. Statü ve işlevlerin oluşturduğu ast - üst ilişkisi yoktur.
  • Yığınlarda toplumsal ilişki yok denecek kadar azdır.
  • Yığınlarda, davranışlarda kısıtlamalar ve düzenlemeler yapmayı gerektiren kuralların sayısı azdır.
  • Yığınlar sürekli değildirler.
5.1. Yığın Türleri
  • Kalabalık: Fiziki olarak birbirine yakın olan, ancak göreli olarak etkileşim içinde olmayan, organize olmamış, kendiliğinden bir araya gelen insan birikimleridir. Örneğin, kırmızı ışıkta duranlar, süpermarkette alış veriş edenler kalabalığa örnektirler.
  • İzleyici Yığınları: Çeşitli gösterileri izleme, dinleme amacıyla bir araya gelen bireylerin oluşturduğu yığınlardır. Örneğin, bir konseri dinleyenler, tiyatro izleyenler izleyici yığınlardır.
  • Gösteri Yığınları: Belli bir düşüncenin, inancın aleyhinde ya da lehinde gösteri yapan kişilerin oluşturduğu yığınlardır. Gösteri genellikle örgütlüdür. Fakat bu örgütlenme oldukça gevşek dokuludur. Örneğin, mitinglerde toplanan insanlar gösteri yığınlarını oluştururlar.
  • Etkin Kalabalıklar (Moblar): Genellikle şiddet içeren, kontrolden uzak, düzensiz, kısa ömürlü, çok sayıda bireyi içeren yığınlardır. Örneğin, linç kalabalıkları, mobları meydana getirirler.
6. Toplumsal Kategoriler
Belli özellikleri bakımından bir arada düşünülen insan topluluğuna kategori denir. Kategoriler üçe ayrılır.

  • Kitle: Aynı uyarıcıdan hoşlanmakla birlikte aralarında mekânsal yakınlık olmayan kategorilerdir. Klasik müzik sevenler, aynı gazeteyi okuyanlar kitleye örnek olarak verilebilir.
  • Toplumsal Azınlık: Bir toplumda, egemen durumda olanların haklarından yararlanamayan insanların oluşturdukları kategorilerdir. Osmanlı İmparatorluğunda gayrimüslimler toplumsal azınlıktır.
  • Toplumsal Sınıf: Ekonomik özellikleri, yaşam biçimleri ve kültürel konumları birbirine benzeyen insanların oluşturduğu kategorilerdir. Bürokrat sınıfı, işçi sınıfı, burjuva sınıfı gibi.
UYARI
Toplumsal kategori gerçekte değil de gözlemcinin düşüncesinde biraraya gelmiş insanları ifade eder. Toplumsal yığınların ise fiziki bir gerçekliği vardır.
Bazı toplum bilimciler sınıfı, üretim araçlarına sahip olup olmamaya göre tanımlamıştır. Örneğin, feodal toplumda üretim araçlarına (toprağa ve onu işlemeye yarayan araçlara)sahip olanlar senyör, üretim araçlarına sahip olmayanlar ise serf (köylü)tir.

7. Toplumsal Tabakalaşma

Toplumda yer alan sınıf ve tabakaların, toplumsal hiyerarşide alt, orta, üst diye derecelendirilmesidir. Toplumsal tabakalaşma, tabakalaşma piramidi ile gösterilir.

7.1. Tabakalaşma Türleri
Toplumsal tabakalaşma tarihsel gelişim sürecinde üç şekilde görülür:

  • Kapalı Toplumsal Tabakalaşma: Bu tabakalaşma sisteminde bir tabakadan diğer tabakaya geçiş yasaktır. Birey hangi tabakanın ya da sınıfın içerisinde doğmuşsa o tabakanın (sınıfın) üyesidir, tabaka değiştiremez. Hindistan daki kast sistemi ve köleci toplumlardaki tabakalaşma modeli kapalı toplumsal tabakalaşmanın tipik örnekleridir.
  • Yarı Kapalı Toplumsal Tabakalaşma: Bir tabakadan diğer tabakaya geçiş imkânsız değildir. Ancak bu geçiş din kurallarıyla sınırlandırılmıştır. Örneğin, lonca üyesi olmayan bir kişinin kent içinde ticaret yapması yasaktır veya belirli mesleklerden olmayanlar toprak sahibi olamazlar.
  • Açık Tabakalaşma: Bir tabakadan diğer tabakaya geçişi engelleyen kurallar yoktur. Herkes yeteneği ve çabası ölçüsünde bir statüden diğer bir statüye geçebilir. Demokratik toplumlarda görülen bir tabakalaşma modelidir.
8. Toplumsal Hareketlilik
Toplumsal tabakalar arasındaki geçişkenliğe toplumsal hareketlilik denir. Toplumsal Hareketlilik ikiye ayrılır:

  • Yatay Hareketlilik: Bireyin gelirinde ya da prestijinde belirgin artışlar yaratmayan, meslek ya da coğrafi mekân değiştirmelerine yatay hareketlilik denir. Bir işçinin işini bırakıp pazarlama şirketinde çalışması yatay hareketliliğe örnektir.
  • Dikey Hareketlilik: Bireyin gelirinde veya prestijinde belirgin artışlar ya da azalışlar ortaya çıkaran hareketliliğe dikey hareketlilik denir. Bir köy ağasının topraklarını kaybettikten sonra pazarlamacılık yapması, aşağıya doğru dikey hareketliliğe örnektir.
9. Toplumsal Kontrol Mekanizmaları
Toplumda düzeni sağlayan kuralların, toplumda yer alan birey ve grupları, ortak değer, inanç ve ölçülere uymaya zorlamasıdır.
Toplumsal kontrol üç araçla sağlanır:

  • Toplumsal Değerler: Toplumdaki bireylerin davranışlarında ölçü olarak aldığı iyi-kötü yargılardır.
  • Toplumsal Normlar: Toplumsal değerlere yaptırım gücü kazandıran, yani bireyin toplumdaki davranışına sınır koyan emir ve yasaklardır. Hukuk normları, din kuralları, ahlak kuralları, görgü kuralları, örf ve adetler başlıca norm biçimleridir.
  • Toplumsal Kurumlar: Toplumsal değer ve normların birlikte örgütlenmeleri sonucu oluşan, toplumsal bütünlüğü (yapıyı) korumayı amaçlayan, nispeten sürekli örgütlenmelerdir.
UYARI
Toplumsal değerlerin yaptırım gücü yoktur. Toplumsal değerler, normlar sayesinde yaptırım gücü kazanırlar.

10. Toplumsallaşma (Sosyalleşme)
Biyolojik varlık olarak dünyaya gelen insanın, toplumun değerlerini öğrenmesi sürecine toplumsallaşma (sosyalleşme) denir.
Toplumların bireye yönelik amaçları şunlardır:

  • Toplumun istediği davranış biçimlerini, rolleri öğretmek
  • Toplumun hedefleri doğrultusunda hedef göstermek
  • Yetenek ve becerilerin ortaya koyulmasına fırsat vererek bireyin kişilik sahibi olmasını sağlamak
Toplumsallaşma araçları şunlardır:
  • Birincil toplumsallaşma araçları: Aile, akran grupları, akrabalık, mahalle, köy gibi gruplardır.
  • İkincil toplumsallaşma araçları: Sendika, dernek, askerlik, kitle iletişim araçları, okul vs.
UYARI
Birincil toplumsallaşma araçlarının birey üzerindeki etkisi daha fazladır. Ancak televizyonun gittikçe artan etkisi, ikincil toplumsallaşma araçlarının da birey üzerindeki etkisini azımsanmayacak derecede artırmıştır.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!