Arama


UnknowN - avatarı
UnknowN
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2009       Mesaj #1
UnknowN - avatarı
VIP VIP Üye
Hz. Muhammed'in Kişiliği

o Daima düşünceliydi...

o Susması, konuşmasından uzun sürerdi...

o Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanırdı...

o Dünya işleri için kızmazdı...

o Kötü söz söylemezdi...

o Affediciliği tabii idi...

o İntikam almazdı...

o Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi...

o Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle çekişmezdi. Çok konuşmazdı. Boş şeylerle uğraşmazdı...

o İmanı, umutsuzluğa düşürmezdi...

o Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı...

o Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınar ve ayıplardı...

o Kimsenin kusurunu araştırmazdı...

o Kimseye, hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi...

o Yanında en son konuşanı, ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi...

o Bir toplulukta bulunduğu zaman bir şeye gülerlerse, o da güler; bir şeye hayret ederlerse, o da onlara uyarak hayret ederdi...

o Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi...

o Her zaman ağırbaşlıydı...

o Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı...

o Kelimeleri, parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı...

o Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü...

o Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi...

o Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti: "Sen dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi ol!"

o Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir haletle dururdu...

o Adet üzere sarfedilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı...

o Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı...

o Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi...

o Önüne ne konulursa yerdi...

o Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı...

o Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı...

o Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi: “İlahi, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.”

o Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşardı.

o O, Hz. Peygamber'di. Efendimizdi.

o Daima düşünceliydi...

o Susması, konuşmasından uzun sürerdi...

o Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanırdı...

o Dünya işleri için kızmazdı...

o Kötü söz söylemezdi...

o Affediciliği tabii idi...

o İntikam almazdı...

o Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi...

o Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle çekişmezdi. Çok konuşmazdı. Boş şeylerle uğraşmazdı...

o İmanı, umutsuzluğa düşürmezdi...

o Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı...

o Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınar ve ayıplardı...

o Kimsenin kusurunu araştırmazdı...

o Kimseye, hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi...

o Yanında en son konuşanı, ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi...

o Bir toplulukta bulunduğu zaman bir şeye gülerlerse, o da güler; bir şeye hayret ederlerse, o da onlara uyarak hayret ederdi...

o Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi...

o Her zaman ağırbaşlıydı...

o Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı...

o Kelimeleri, parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı...

o Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü...

o Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi...

o Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti: "Sen dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi ol!"

o Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir haletle dururdu...

o Adet üzere sarfedilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı...

o Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı...

o Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi...

o Önüne ne konulursa yerdi...

o Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı...

o Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı...

o Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi: “İlahi, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.”

o Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşardı.

o O, Hz. Peygamber'di. Efendimizdi.

Binlerce Selat Ve Selam olsun iki Cihan Günesine ......

Son düzenleyen ThinkerBeLL; 4 Temmuz 2009 01:06 Sebep: Kaynak bilgisi eklendi.