Arama


_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
6 Temmuz 2009       Mesaj #63
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Kişilerarası Çatışma Çözme Yaklaşımlarında Kendilik Algısı ve Kontrol Odağı

Dr. Nesrin HİSLİ ŞAHİN, Dr. H. Nejat BASIM, Fatih ÇETİN


GİRİŞ


Sosyal yaşamın her alanında yaşanan değişim ve gelişimle birlikte artan kişisel farklılıklar, kişilerarası çatışmaları da beraberinde getirmektedir. Kişiler arasındaki geçimsizliğe, uyuşmazlığa veya ahenksizliğe yönelik çatışmalar (Barki ve Hartwick 2004, Deutsch 1973, Hocker ve Wilmot 2001, Rahim 2002); farklı ihtiyaç ve çıkarlardan, kişi veya çatışmaya ilişkin geçmişten, çatışmanın içinde yaşandığı yapıdan, kişisel değerlerden, iletişimsel süreçlerden, karşılıklı engellemelerden, uyumsuzluk ve gerginliklerden, kaygı duygularından, düşmanlık veya olumsuz dışavurumlardan kaynaklanabilmektedir (Barki ve Hartwick 2001, Cahn 1990, Canary ve ark. 1995, Cupach ve Canary 2000, Dökmen 1994, Mayer 2000, Wall ve Callister 1995).

Kişilerarası çatışmalar, ilk bakışta her ne kadar olumsuz ve kaçınılması gereken bir durum gibi görünse de, gelişimin ve yaratıcılığın da kaynağı olarak görülebilmektedir. Bu yönüyle çatışma, sosyal/kişisel değişim ve gelişimin kökünde yer almakta; etkileşimlerin ve bu etkileşimlerde yapılan seçimlerin doğal bir sonucu olarak, pozitif bir değişimi ortaya çıkarma anlamında bir işlev yerine getirmektedir (Lulofs ve Cahn 2000). Özellikle çözümü açısından büyük önem taşıyan bu anlayış, çatışmaları, kaçınılması gereken bir sorun değil; değişimin ve gelişimin başlangıcı, normal karşılanması gereken bir durum olarak değerlendirmektedir. Çatışmaya yönelik bu algılama; kişilerarası ilişkilerin gelişmesine, yaratıcılıkların ortaya çıkmasına, yeni düşünce ve fikirlerin oluşmasına, iyi karar verme ve karşılıklı anlayışın gelişmesine, iş performansının artmasına ve kişilerin daha pozitif ve yapıcı olmalarına katkıda bulunarak, birçok olumlu sonuçları da beraberinde getirmektedir (Deutsch 1973, Chen 2006, Chen ve ark. 2005, Kurtzberg ve Mueller 2005, Pelled ve ark. 1999, Pitt 2005, Rahim 2002).

Çatışmaların anılan biçimlerde olumlu veya olumsuz olarak sonuçlanması, çatışmanın nasıl ele alındığı ve çözümüne yönelik hangi yaklaşımların sergilendiğiyle yakından ilişkilidir. Bu düşünce, çatışmalarda olumlu ve yapıcı çözüme ulaşılmasının önemini ortaya koyarak, çatışma çözme kavramını vurgulamaktadır. Çatışma çözme, taraflar arasında var olan anlaşmazlık ve uyuşmazlığın sona erdirilmesi konusundaki stratejileri ön plana çıkararak, sorunlara yönelik çözümün uzlaşma ile eşit tutulmasıdır (Jandt ve Pedersen 1996, Rahim ve ark. 1992).

Kişilerarası çatışmaların çözümlenmesine yönelik uygulamalardan biri, karşılıklı tarafların yüz yüze geldikleri bir yöntem olan, karşılıklı müzakeredir (Crawford ve ark. 2002). Literatürde, kişilerarası müzakere sürecine ilişkin çeşitli yaklaşımlar ortaya konmaktadır (Billingham ve Sack 1987, Blake ve Mouton 1964, Deutsch 1973, Knudson ve ark. 1980, Philips ve Cheston 1979, Putman ve Wilson 1982, Rahim 1983, Sillars 1980). Çoğunlukla, yönetsel süreçlerin kolaylaştırılmasına odaklanan, örgütsel davranışı veya çeşitli ortamlarında işlevsel olmayan ilişkileri değerlendirmek için ortaya konan bu yaklaşımlar, iletişim sürecinin sonuçlarına veya tarafların çıkarlarına odaklanmaktadır. Kişilerarası çatışmaların karşılıklı bir etkileşim süreci olduğu, kişilerin içinde bulunduğu kültür, ortam veya kişisel yapılar gibi birçok bağlamdan etkilendiği de dikkate alınırsa, iletişim sürecinin, çatışmaların hem nedeni hem de çözümü açısından öneminin, ön plana çıktığı gözlenmektedir.

Ayrıca müzakere süreciyle ilişkili bu yaklaşımlar, diğer bir çözüm uygulaması olan, tarafların ortak ve kabul edilebilir bir sonuca ulaşmalarına yardımcı olmak amacıyla üçüncü bir tarafın müdahalesi biçiminde tanımlanan, arabuluculuk süreçleri (Moore 2003) konusunda da bilgi vermemektedir. Yapılan birçok çalışma, arabuluculuk süreçlerinin kişiler arasındaki çatışmaları olumlu bir biçimde çözümlemede önemli rol oynadığını göstermektedir (Carter 2002, Johnson ve ark. 1994, Johnson ve Johnson 1996, Lane-Garon 2000, Lindsay 1998). Bununla birlikte, arabuluculuk süreçlerinin başarısı, tarafların bu süreçlere karşı sergiledikleri tutumlarıyla yakından ilişkilidir. Kişilerin arabuluculuk süreçlerine yönelik tutumlarının bilinmesi, her iki tarafın da kazançlı çıktığı, işbirliğine yönelik bir çözüme ulaşma açısından ayrıca önem taşımaktadır.

Arabuluculuk gibi, çatışma çözmeye yönelik uygulamalarla ilişkili, ayrıca çatışma süreçlerinde kültürel ve bireysel farklılıkları dikkate alarak, iletişim sürecine odaklanan diğer bir çözüm yaklaşımı da, ?yüzleşme?, ?genel/özel davranış?, ?yaklaşma/kaçınma?, ?kendini açma? ve ?duygusal ifade? gibi boyutlardan oluşmaktadır (Goldstein 1999).

Anlaşmazlığın ortadan kaldırılmasına yönelik atılan ilk adım olan ?yüzleşme?, çatışmalarda kişilerin karşı tarafla yüz yüze gelme isteklerini ifade etmektedir. ?Genel davranış?, kişilerin kendilerini her ortamda rahat hissettiklerini, olduğu gibi davrandıklarını gösterirken; ?özel davranış?, kişilerin davranışlarını ya tam olarak sergileyemediklerini ya da yalnızca belirli ortamlarda sergileyebildiklerini göstermektedir (Goldstein 1999). Kişilerin, çatışmayı genel anlamda nasıl algıladıklarıyla doğrudan ilişkili bir boyut olan, ?yaklaşma/kaçınma? yaklaşımı ise, kişilerin çatışmaya karşı tutumlarına işaret etmektedir. Yaklaşma, çatışmayı yapıcı, olumlu ve hoşgörülü karşılayarak, çatışmaya yaklaşmalarını; kaçınma ise yıkıcı ve olumsuz karşılayarak çatışmadan kaçtıklarını göstermektedir. ?Kendini açma? çatışma çözme süreçlerinde, tarafların rollerini, geçmişlerini, geleceğe yönelik arzu ve isteklerini ortaya koyarak, kişilerin kendilerini karşısındakilere ne derece açtıklarını belirtirken; ?duygusal ifade?, çatışma süreçlerinde duyguları rahat biçimde sergilemenin, çözüme katkı yapacağı düşüncesinden hareketle ortaya konmaktadır (Bodtker ve Jameson 2001).

Çatışma süreçlerinde yukarıda ifade edilen yaklaşımlardan hangisinin benimsendiği, kişisel özellikler bağlamında farklılaşabilmektedir. Diğer kişilerle karşılaştırdığında kendisini, genel anlamda olumlu veya olumsuz algılayan kişilerin yanında, davranışları ile sonrasında elde edeceği ödül veya cezalar arasında bir ilişki olduğunu düşünen veya böyle bir ilişkinin olmadığını düşünen kişilerin, çatışma çözme yaklaşımlarında farklılıklar gözlemlenmektedir (Canary ve ark. 1988) Kendilik algısı ve kontrol odağı şeklinde ifade edilen bu kişisel özelliklerin, çatışma süreçlerinde benimsenen davranışların açıklanmasında etkili olabileceği düşünülebilir.

Kendilik, kişinin, diğer kişilerden gelen geri bildirimler, pekiştirmeler ve atıflarla birlikte, tecrübeleri ve çevreyi yorumlamalarıyla biçimlenen, kendisi hakkındaki bakış açısıdır (Shavelson ve ark. 1976). Benlik saygısını da içine alan kendilik, tek bir yapı olarak, birçok çevresel bağlam içindeki etkilere karşı, kişinin yaptıkları ve tepkileri ile elde edilen ve sürdürülen, düzenlenmiş ve öğrenilmiş tepki biçimi olarak da düşünülebilir (Crain ve ark. 1994). Davranışsal yaklaşımla oluşturulan bir model, kendiliğin akademik, sosyal, aile, yeterlilik, fiziksel ve duygulanım boyutlarından oluştuğunu ve birbirleriyle etkileşimli bu boyutların, bünyelerinde genel bir kendilik algısını barındırdığını ortaya koymaktadır. Böylelikle kendilik algısı, teorik açıdan bu boyutların kesişme alanında yer alan bir olgu olmaktadır (Bracken ve Howell 1991).

Literatür incelendiğinde, genel kendilik algısının ve birçok bileşeninin (akademik kendilik algısı, benlik saygısı vb.), çoğunlukla kişilerin akademik ve performans yönleri ile birlikte ele alındığı görülmektedir. Kendilik algısı bu açıdan genel olarak kişilerin motivasyonları, kariyer arzuları, eğitim başarıları, fiziksel performans, ruhsal ve fiziksel sağlıkları ile ilişkilendirilmektedir (Hay ve ark. 1998, Baumeister ve ark. 2003, Brunner ve ark. 2008, Marsh ve ark. 2005, Marsh ve Craven 2006, Marsh ve ark. 2006, Özbay ve ark. 2002, Wang 2006, Wigfield ve Karpathian 1991). Sosyal yönü ele alındığında; kişilerin sosyal yeterlikleri, kişilerarası ilişkilerin başarısı ve devamı, kendilik algısıyla ilişkisi bulunmaktadır. Kendilik algıları olumlu kişiler daha popüler, daha işbirliğine yakın, ısrarcı, konuşkan ve baskın; kendilik algıları olumsuz kişiler ise sessiz ve içe dönük görülmektedir. Bunun yanında düşük benlik saygısı depresyonla, yüksek benlik saygısı ise iyi duygularla ve mutlulukla ilişkilendirilmektedir (Baumeister ve ark. 2003, Comer ve ark. 1986, Hay ve ark. 1998, Keefe ve Berndt 1996, Neuringer ve Wandke 1966). İlgili yazında, her ne kadar kişilerin çatışma çözme yaklaşımlarıyla, kendilik algıları arasındaki ilişkileri ele alan bir çalışmaya rastlanılmamışsa da, yukarıda değinilen çalışmalar kendilik algısının, kişilerarası ilişkilerde sergilenen davranışlarla da ilişkili olabileceğini göstermektedir.

Kontrol odağı ise, bir davranışın istenilen sonuçlara ulaşıp ulaşmayacağı konusunda, kişilerin beklenti içinde olduklarını ve bu beklentilerin, kişilerin yaptıklarının önemli bir göstergesi olduğunu varsaymaktadır (Rossier ve ark. 2005, Rotter 1954). Başka bir ifadeyle, kontrol odağı, bireylerin yaşadıkları pekiştirmelerin, yani elde ettikleri sonuçların nelere atfedildiği ile ilişkilidir. Bazı kişiler, davranışlar ile pekiştireçler arasında bir ilişkinin olduğunu varsayarak, pekiştireçlerin kendi davranışları tarafından kontrol edildiğini düşünürken; diğerleri bu ilişkinin olmadığını, pekiştireçlerin kendisi dışında bir güç tarafından kontrol edildiğini düşünmektedir. Böylece, kişilerin davranışları ve onları takip eden pekiştireçleri arasında etki-tepki ilişkisi olup olmadığına yönelik düşünceler oluşmaktadır. Davranışları ile pekiştireçler arasında bir ilişki olduğunu düşünen kişiler iç kontrol odaklı olarak tanımlanırken; böyle bir ilişki olduğunu düşünmeyenler dış kontrol odaklı olarak tanımlanmaktadır (Oliver ve ark. 2006, Rotter 1954, Twenge ve ark. 2004).

Dış kontrol odağına sahip bireyler, pekiştireçlerin kaderin, şansın veya kendileri dışındaki bazı güçlerin kontrolünde olduğunu düşünmektedir (Rotter 1954). Çevre üzerine denetimlerinin olmadığını düşünmeleri, bu kişilerin daha pasif ve kendilerine ve diğerlerine daha az güvenen kişiler olduklarını göstermektedir (Loosemore ve Lam 2004, Silvester ve ark. 2002). Bunun yanında kendine güveni olmayan bu kişiler, genel anlamda kendilerini yetersiz hissetmekte, edilgen, kuşkucu ve dogmatik olmakta ve sonuçta bu kişilerin anksiyete, stres ve depresyon seviyeleri daha yüksek olmaktadır (Ashby ve ark. 2002, Baydoğan ve Dağ 2008, Yağışan ve ark. 2007, Yeşilyaprak 2000). Ayrıca, bu kişilerin kendilik algılamalarında da sorunlar yaşadığı, kendilerini daha olumsuz gördükleri (Yağışan ve ark. 2007), artan şizofreni ve depresyon ile birlikte, öz saygı seviyelerinin de daha düşük olduğu görülmektedir (Goodman ve ark. 1982).

İç kontrol odağına sahip bireyler ise, başlarına gelen olaylardan kendilerini sorumlu tutmakta ve pekiştireçlerin kendi kontrollerinde olduğunu düşünmektedirler (Rotter 1954). Bu açıdan iç kontrol odaklılar, başarılı, etkili, atılgan, girişimci, güvenli ve bağımsız kişilerdir (Loosemore ve Lam 2004, Silvester ve ark. 2002, Yeşilyaprak 2000). Ayrıca akademik olarak da daha başarılı, yarışma ortamlarında daha üstün ve toplumsal olaylarda daha aktif olmaktadırlar (Anderson ve ark. 2005, Diesterhaft ve Gerken 1983). Bunlara ilaveten, iç kontrol odaklı kişilerin, kendilik algılarının yüksek olduğu (Loosemore ve Lam 2004, Silvester ve ark. 2002), kendilerini daha sağlıklı hissettikleri (Ozolins ve Stenstrom 2003), başa çıkma becerilerinin daha yüksek olduğu (Elise ve ark. 1998) ve içsel motivasyonlarının daha fazla olduğu görülmektedir (Fazey ve Fazey 2001).

Kişilerarası ilişkiler ve sosyal beceriler açısından bakıldığında, dış kontrol odaklı kişiler, kişilerarası ilişkilerde daha yetersiz ve sosyal yetenek açısından daha zayıf olurken; iç kontrol odaklılar ilişkilerinde daha başarılı ve sosyal açıdan daha güçlüdürler (Martin ve ark. 2005). Çatışma süreçlerinde iç kontrol odaklıların bütünleştirici; dış kontrol odaklıların ise kaçınmacı yaklaşım sergiledikleri gözlemlenmektedir (Canary ve ark. 1988). Evlilik literatüründe, iç kontrol odaklıların evlilikle ilgili problemlerini çözmede daha aktif çabalar gösterdikleri (sözlü davranışlar vb.), buna karşın dış kontrol odaklı kişilerin, kendi davranışlarının önemli olmadığını düşündükleri ve kişilerarası ilişkilerde daha pasif bir tutum sergiledikleri görülmektedir (Doherty 1981). Arkadaşlık ilişkilerinde ise, iç kontrol odaklılar kişilerarası ilişkiler kurmak için çabalamakta, bu ilişkilerinde ortaya çıkan problemleri daha aktif yollar kullanarak çözmektedirler. Dış kontrol odaklılar, ilişkilerinde yaşanan problemlere karşı daha pasif tutumlar takınmakta ve kişilerarası ilişkilerin olup olmaması yönünde çok fazla çaba göstermemektedir (Morry 2003).

Görüldüğü gibi kişiler, kendilik algılamaları sonucunda ve belirli beklentiler doğrultusunda hareket ederek, kişilerarası süreçlerde sergiledikleri davranışlarını belirlemektedirler. Bu anlayışla bu çalışmanın amacı, kendilik algısının ve kontrol odağının çatışma çözüm yaklaşımlarındaki rolünü ortaya çıkarmaktır. Literatürde, çoğunlukla tarafların çıkarlarına veya iletişim süreci sonuçlarına odaklanan çatışma çözüm yaklaşımlarından farklı olarak, mevcut çalışmada iletişim süreciyle ve arabuluculuk gibi çözüme yönelik uygulamalarla ilişkili çözüm yaklaşımları ele alınmıştır. Bu çözüm yaklaşımlarının açıklanmasında kendilik algısı ve kontrol odağının rolünü ortaya koyan bir araştırmaya rastlanılmaması, mevcut çalışmanın önemini artırmaktadır. Bu bulgunun, özellikle organizasyonlar açısından etkin ve yapıcı çözüme ulaşabilecek kişilik profilinin ortaya çıkarılması açısından yararlı olacağı değerlendirilmektedir.

YÖNTEMLER

Örneklem

Araştırmada Ankara'da öğrenim gören 352 üniversite öğrencisinden seçkisiz yöntem kullanılarak veri toplanmıştır. Sınıf ortamında ve nezaret altında uygulanan anketlerde, kayıp veriye ve uç değer analizine bakılması sonucu, 7 veri değerlendirme dışı bırakılmıştır. Böylelikle örneklem 345 kişiden oluşmuştur. Örneklemin, 209'u kadın (%60.6), 136'sı erkek (%39.4) olup; yaş ranjı 18-28, yaş ortalaması ise 21.54'tür (Ss=5.76).

Veri toplama araçları

Kişilerarası Çatışma Çözme Yaklaşımları Ölçeği: Kişilerarası çatışma çözme yaklaşımları ölçeği Goldstein (1999) tarafından geliştirilmiş olup, Arslan (2005) tarafından Türkçeye uyarlanmıştır. Ölçek ?yüzleşme?, ?özel/genel davranış?, ?duygusal ifade?, ?yaklaşma/kaçınma? ve ?kendini açma? olarak adlandırılan ve her biri 15 maddeyle ölçülen 5 alt faktörden oluşmaktadır. Toplam 75 maddeden oluşan ve 5'li likert tarzında hazırlanmış olan ölçeğin her faktöründen alınan yüksek puanlar; kişilerin çatışma süreçlerinde daha fazla yüzleştiklerini, kendilerini açtıklarını, duygusal ifade sergilediklerini, genel davranış gösterdiklerini ve çatışmaya yaklaştıklarını göstermektedir. Ölçeğin ülkemizde geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır (Arslan 2005). Mevcut çalışmada ölçeğin alt faktörlerinin Cronbach Alfa güvenirlik değerleri .72 ile .81 arasında değiştiği görülmüştür.

Sosyal Karşılaştırma Ölçeği: Kişilerin kendilik algılarını ölçmek amacıyla, Gilbert, Allan ve Trent (1991) tarafından geliştirilen ?Sosyal Karşılaştırma Ölçeği?nin (Social Comparison Scale) Türkçeye uyarlanması Şahin ve Şahin (1992) tarafından yapılmıştır. Ölçek kişinin başkalarıyla kıyaslandığında, kendisini çeşitli boyutlarda nasıl gördüğüne ilişkin algılarını ölçmektedir. Ölçek iki kutuplu olup, toplam 18 madde içermektedir. İki kutuplu maddeler 6 noktalı boyutlandırma üzerinden alınan puanlara göre değerlendirilmektedir. Yüksek puanlar olumlu kendilik algısını; düşük puanlar olumsuz kendilik algısını işaret etmektedir. Ölçeğin güvenilirlik ve geçerlilik çalışmaları yapılmıştır (Şahin ve Durak 1994). Mevcut çalışmada ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik değeri .83 olarak hesaplanmıştır.

Kontrol Odağı Ölçeği: Kişilerin kontrol odaklarını ölçmek amacıyla Rotter'in (1966) ?İç-Dış Kontrol Odağı Ölçeği? (Internal- External Locus of Control Scale) kullanılmıştır. Türkçeye uyarlaması Dağ (1991) tarafından yapılmış olan ölçek, kişilerin genellenmiş kontrol beklentilerinin içsellik veya dışsallık boyutu üzerindeki konumunu ölçmek amacıyla geliştirilmiştir. Toplam 29 maddelik ölçekte, yüksek puanlar dış kontrol odağı inancındaki artışı göstermektedir. Ölçeğin güvenilirlik ve geçerlilik çalışmaları yapılmıştır (Savaşır ve Şahin 1997, Basım ve ark. 2006, Basım ve Şeşen 2006). Mevcut çalışmada ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik değeri .74 olarak bulunmuştur.

İşlem

Yukarıda tanımlanan ölçeklere demografik değişkenler de eklenerek, bir anket haline getirilmiş ve Ankara'daki bazı üniversitelerde uygulanmıştır. Araştırmaya katılan kişilere, araştırmanın amacı konusunda kısa bilgi verilerek gönüllülük esas alınmıştır. Uygulama süresi 20-30 dakika arasında değişmiş; veri analizleri SPSS 15.0 programıyla yapılmıştır.

İstatistiksel analiz


Çalışmamızın amacı doğrultusunda; öncelikle kişilerarası çatışma çözme yaklaşımları ve kişilerin kendilik algısı ve kontrol odağı puanları arasındaki ilişkileri belirlemek için korelasyon analizi yapılmıştır. İkinci aşamada kendilik algısı ve kontrol odağının, çatışma çözme yaklaşımlarındaki rolünü belirlemek amacıyla, hiyerarşik regresyon analizleri yapılmıştır. İlk adımda katılımcıların cinsiyet değişkeni (Kadın=1, Erkek=2 şeklinde kodlanmıştır), ikinci adımda kontrol odağı puanları, üçüncü adımda ise kendilik algısı puanları analize sokulmuştur. İlk regresyon analizinde bağımlı değişken ?yüzleşme? iken, daha sonra sırayla ?genel/özel davranış?, ?yaklaşma/kaçınma?, ?kendini açma? ve ?duygusal ifade? yaklaşımları, bağımlı değişkenler olarak analize alınmışlardır.

BULGULAR

Yapılan korelasyon analiz sonuçları Tablo 1'de sunulmuştur. Buna göre, kendilik algısı puanıyla, çatışma çözme yaklaşımlarından yüzleşme (r=.404, p<.01), kendini açma (r=.213, p<.01), duygusal ifade (r=.237, p<.01) yaklaşımlarıyla aynı yönlü ilişkilerin olduğu görülmüştür. Kontrol odağı puanının ise, yüzleşme (r=-.143, p<.01), genel/özel davranış (r=-.135, p<.05), yaklaşma/kaçınma (r=-.135, p<.05), kendini açma (r=-.131, p<.05) ve duygusal ifade (r=-.194, p<.01) yaklaşımlarıyla ters yönlü ilişki içinde olduğu ortaya çıkmıştır.

Yapılan regresyon analiz sonuçları ise Tablo 2'de sunulmuştur. ?Yüzleşme? yaklaşımını yordayan değişkenlerin neler olduğuna yönelik yapılan analizde; ikinci adımda toplam varyansın %2.2'lik kısmını açıklayan (F(1,341)=4.598, p<.01) kontrol odağı puanının (b=-.149, p<.01) ve üçüncü adımda toplam varyansın %16.1'lik kısmını açıklayan (F(1,340)=19.088, p<.001) kendilik algısı puanının (b=.396, p<.001) toplu olarak bu yaklaşımın %18.3'lük kısmını açıklayabildiği görülmüştür.

?Genel/özel davranış? yaklaşımı için Tablo 2 incelendiğinde; ilk adımda toplam varyansın %7.6'sını açıklayan (F(2,342)=14.129, p<.001) cinsiyetin (b=.270, p<.001), ikinci adımda ise %1.8'lik varyans açıklayan (F(1,341)=11.786, p<.001) kontrol odağı puanının (b=-.133, p<.05) denkleme girdiği ve bu değişkenlerin toplam varyansın %9.4'lük kısmını açıkladığı ortaya çıkmıştır.

?Yaklaşma/kaçınma? yaklaşımının yordayıcıları ise, ilk adımda %16.3'lük varyans açıklayan (F(2,342)=33.248, p<.001) cinsiyet (b=.395, p<.001) ve ikinci adımda %1.7'lik varyans açıklayan (F(1,341)=24.932, p<.01) kontrol odağı puanıdır (b=-.131, p<.01). Böylelikle toplam varyansın %18'lik bölümü açıklanmıştır.

?Kendini açma? yaklaşımını yordayan değişkenlere bakıldığında, ilk adımda analize sokulan ve toplam varyansın %3.8'ini açıklayan (F(2,342)=6.687, p<.01) cinsiyet (b=-.163, p<.01); ikinci adımda analize sokulan ve toplam varyansın %1.9'unu açıklayan (F(1,341)=6.878, p<.01) kontrol odağı puanı (b=-.140, p<.01); son adımda ise %3.2'lik varyans açıklayan (F(1,340)=8.271, p<.01) kendilik algısı puanının (b=.180, p<.01) anlamlı olduğu ortaya çıkmıştır. ?Kendini açma? yaklaşımının %8.9'luk kısmı, bu model ile açıklanmıştır.

Son olarak ?duygusal ifade? yaklaşımında ise, yine ilk adımda analize sokulan cinsiyetin (b=-.219, p<.001) yordayıcı olduğu ve toplam varyansın %5.1'ini açıkladığı (F(2,342)=9.150, p<.001); ikinci adımda %3.6'lık varyansı açıklayan (F(1,341)=10.869, p<.001) kontrol odağı puanının (b=-.191, p<.001) yordayıcı olduğu; üçüncü adımda ise kendilik algısı puanının (b=.196, p<.001) %3.8'lik varyans açıklayarak (F(1,340)=12.126, p<.001) yordayıcı olduğu belirlenmiştir. Böylelikle toplam varyansın %12.5'lik kısmı açıklanabilmiştir.

TARTIŞMA

Bu çalışma, kişilerarası çatışma çözme yaklaşımlarıyla, kişilerin kendilik algısı ve kontrol odağının nasıl bir ilişkisi olabileceğini ortaya çıkarmak amacıyla ele alınmıştır. Elde edilen bulgulardan biri, çatışma çözme yaklaşımlarından yüzleşme yaklaşımının yordanmasında, kendilik algısının rolüdür.

Bu bağlamda, kişilerin kendilik algılamaları olumlu oldukça, yüzleşme davranışlarının da arttığı, yüzleşme yaklaşımının toplam varyansının %16.1'lik kısmının, kişilerin kendilik algısı tarafından açıklanabildiği görülmektedir. İlgili yazında kendilik algısıyla yapılan bir başka çalışmada, kişilerarası ilişkilerin başarısı ve devamı ile kişilerin kendilerini olumlu algıması arasında aynı yönlü bir ilişkinin olduğu ortaya konmuştur (Neuringer ve Wandke 1966). Diğer bir çalışmada ise, olumlu kendilik algısının artmasıyla, sosyal yeterliliğin de arttığı gösterilmiştir (Comer ve ark. 1986). Kendilik algısının bir yönü olarak benlik saygısıyla yapılan bir başka çalışmada da, kişilerin benlik saygısı arttıkça, arkadaşlık ilişkilerinin sürekliliği ve kalitesinin de arttığı görülmüştür (Keefe ve Berndt 1996). Söz konusu bu bulgular, çalışmamızda elde edilen bulgularla örtüşmektedir. Kendilik algısı olumlu kişilerin, çatışma süreçlerinde yüzleşme davranışını benimsemeleri, bu kişilerin kişilerarası ilişkilerini korumaya ve geliştirmeye yönelik olarak, çatışmalarda yapıcı çözüme ulaşma isteklerinin bir sonucu olarak değerlendirilebilir.

Yüzleşme yaklaşımı, etkili ve olumlu çatışma çözümünde yapıcı rol oynamasına karşın; kültür başta olmak üzere, ortamsal veya kişisel birçok faktörden etkilenebilmektedir. Çatışan tarafların toplum içinde çatışmayı bir felaket veya aşırı hakaret olarak değerlendirmesi ve her iki tarafın ?küçük düşmesi? endişesi (Carter 2002, Gudykunst ve Ting-Toomey 1988), genel olarak neden yüz yüze gelmekten kaçınıldığını açıklayan bir sebep olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda olumlu kendilik algısı, ?küçük düşme? endişesinin daha az yaşamasına yol açabilecektir. Bu durumda kişilerin kendilik algılarını olumlu yönde artırmak için verilecek eğitimlerin, çatışmalarda pozitif ve yapıcı sonuçların elde edilmesi yönünde büyük katkılar sağlayabileceği ileri sürülebilir.
Tarafların yüzleşmesi ise genellikle olumlu ve yapıcı arabuluculuk ile sağlansa da, arabuluculuğun başarısı, iletişim süreçlerinin kalitesine bağlıdır (Nix ve Hale 2007). Arabulucuların bu konularda da iyi eğitilmiş olması, çatışma çözme süreçlerinin başarısı açısından önem taşımaktadır (Harris 2000). Çatışma süreçlerinde iletişimin önemli rol oynadığı bu bağlamda elde edilen bulgular, kendilik algısı ile yüzleşme yaklaşımı arasındaki ilişkiyi ortaya koyarak, arabuluculuk süreçlerinde hangi kendilik profilinin daha başarılı olabileceğini göstermesi bakımından da ayrı bir öneme sahiptir.

Yüzleşme yaklaşımını kendilik algısıyla birlikte yordayan diğer değişken ise kontrol odağıdır. Elde edilen bulgu, çatışma süreçlerinde iç kontrol odaklı kişilerin yüzleşmeyi, buna karşın dış kontrol odaklıların yüzleşmeden kaçmayı tercih ettikleri şeklinde yorumlanabilir. Dış kontrol odaklıların, kişilerarası ilişkilerde pasif olmaları (Doherty 1981), kendilerine güvenmemeleri, kendilerini genel olarak yetersiz görmeleri (Ashby ve ark. 2002, Yeşilyaprak 2000) ve öz saygı seviyelerinin düşük olması (Goodman ve ark. 1982) gibi özellikler, çatışma çözme süreçlerinde neden yüzleşmeden kaçtıklarını açıklamaya yardımcı olabilir.

Çatışma çözümleme yaklaşımlarından biri olan genel/özel davranış yaklaşımında ise, kontrol odağının yordayıcı olduğu, diğer deyişle, davranışları ile sonrasında elde edeceği ödül veya ceza arasında ilişki kuran iç kontrol odaklıların, çatışma çözme süreçlerinde genel davranış sergilerken; böyle bir ilişki kurmayan, ödül veya cezaları şans, kader vb. güçlerin belirlediğini düşünen dış kontrol odaklıların, özel davranış sergiledikleri söylenebilir. İç kontrol odaklıların kendine güvenlerinin yüksek olmasının, daha bağımsız olmalarıyla ilişkili olduğu (Silvester ve ark. 2002, Loosemore ve Lam 2004) bunun yanında, dış kontrol odaklıların daha pasif ve edilgen olduklarına ilişkin bulgular (Ashby ve ark. 2002, Yeşilyaprak 2000), mevcut çalışmada elde edilen bulguyu desteklemekte ve iç kontrol odaklıların, çatışma çözme süreçlerinde daha rahat olabildiklerine işaret etmektedir.

Kişilerin genel olarak çatışmayı nasıl gördükleri ve algıladıklarıyla ilişkili yaklaşma/kaçınma yaklaşımında ise, yine kontrol odağının yordayıcı olduğu ortaya çıkmıştır. Yine etkili, atılgan ve girişimci (Yeşilyaprak 2000, Silvester ve ark. 2002) olan iç kontrol odaklıların yaklaşma; kendilerini yetersiz hisseden, kendine güvenmeyen ve edilgen (Loosemore ve Lam 2004, Ashby ve ark. 2002) olan dış kontrol odaklıların kaçınma yaklaşımını tercih ettikleri ileri sürülebilir. Ayrıca çatışma süreçlerinde iç kontrol odaklıların bütünleştirici; dış kontrol odaklıların ise kaçınmacı yaklaşım sergilemeleri konusunda elde edilen bir başka çalışma bulgusu da (Canary ve ark. 1988), mevcut çalışma bulgularını desteklemektedir.

Kişilerin kendilik algısıyla, bir diğer çatışma çözme yaklaşımı olan kendini açma yaklaşımı arasında bir ilişkinin olduğu da ortaya çıkmıştır. Çatışma süreçlerinde tarafların rollerini, geçmişlerini, geleceğe yönelik arzu ve isteklerini, ihtiyaçları doğrultusunda ifade etmeleri anlamında değerlendirilen kendini açma, çatışma çözme süreçlerinin yapıcı çözümlere ulaşmasında önemli rol oynamaktadır (Goldstein 1999). Çatışma süreçleri bu bağlamda bir problem olarak görüldüğünde; tarafların bu süreçde, korkuya kapılmadan ve kendini savunma davranışları içine girmeden, tutum, davranış ve bilgilerini paylaşarak kendilerini açmaları, süreç sonunda elde edilecek olumlu ve yapıcı çözümlere ulaşılmasına katkıda bulunabilecektir.

Çalışmada kişilerin kendilik algıları olumlu oldukça, çatışma çözme süreçlerinde kendilerini daha fazla açtıkları ortaya çıkmıştır. Yapılan önceki çalışmalar dikkate alındığında; kişilerarası ilişkilerde, benlik saygıları yüksek kişilerin, ne düşündüklerini açıkça söyleme konusunda daha çok istekli oldukları ve sonuçta daha girişken davrandıkları görülmüştür (Baumeister ve ark. 2003). Bunun yanında, olumlu kendilik algısına sahip kişilerin kendilerini daha fazla açtıkları, kendilik algısı konularında daha esnek davrandıkları ve daha iyi arkadaşlık ilişkileri yaşadıkları da ileri sürülmektedir (Shapiro ve Swensen 1977, Swensen 1973). Bu özelliklere sahip kişilerin ayrıca, daha popüler, işbirliğine daha yakın, daha ısrarcı, konuşkan ve baskın oldukları, buna karşın kendilik algıları olumsuz olanların, daha sessiz ve içe dönük oldukları belirtilmektedir (Hay ve ark. 1998). Anılan tüm bu çalışma bulguları, mevcut çalışmada elde edilen bulgularla tutarlılık göstermektedir.

Kendini açma konusunda bir diğer bulgu da kontrol odağının da bu yaklaşımı yordadığıdır. Dış kontrol odaklıların anksiyete, stres ve depresyon seviyelerinin daha yüksek olması ve kendilerini daha olumsuz görmeleri (Ashby ve ark. 2002, Yağışan ve ark. 2007, Yeşilyaprak 2000) yanında, iç kontrol odaklıların kendilik algılamalarının olumlu ve içsel motivasyonlarının yüksek olması (Fazey ve Fazey 2001, Silvester ve ark. 2002), iç kontrol odaklıların dış kontrol odaklılara göre kendilerini daha çok açtıkları yönünde elde edilen bulgularla paralellik göstermektedir.

Bir diğer çatışma çözme yaklaşımı, çatışma süreçlerinde duyguları rahat biçimde sergilemenin, çözüme katkı yapacağı düşüncesinden (Bodtker ve Jameson 2001) hareketle ortaya konan duygusal ifadedir. Duygular, çatışmanın ortaya çıkışını olduğu kadar çatışma çözmeyi de besleyen enerjiler olarak, çatışmaları hafifletebilmekte, önleyebilmekte veya kontrol altına alabilmektedir. Bu çalışmada kişilerin olumlu kendilik algıları ile duygularını ifade edebilmeleri arasında aynı yönlü bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Ancak çeşitli araştırmacıların da belittiği gibi, kişilerin duygularını göstermesi, kişilik özelliklerine göre de farklılaştığından (Kokkonen ve Pulkkinen 2001, Mehl ve ark. 2006, Trierweiler ve ark. 2002); kendilik algısının, duygusal ifade yaklaşımını açıklamadaki gücünün düşük olması bu bağlamda anlaşılabilir bir olgu olarak değerlendirilebilir.

Kişilerin iyi arkadaşlık ilişkileri ile karşılarındaki kişilerin duygusal desteği ve olumlu kendilik algıları arasında aynı yönlü ilişkiler elde edildiği gibi (Cauce 1986, Vernberg 1990); düşük benlik saygısının da depresyonla (Hay ve ark. 1998), yüksek benlik saygısının ise iyi duygularla ve mutlulukla ilişkilendirildiği gözlenmektedir (Baumeister ve ark. 2003). Böyle bakıldığında, kişilerin kendilik algılarının olumlu olmasının, çatışma çözme süreçlerinde de duygusal anlamda rahat davranmalarına yol açabileceği, dolayısıyla etkili ve yapıcı çözümler açısından duygusal ifadelerin sergilenmesine de katkıda bulunabileceği düşünülebilir. Yine kontrol odağı da kişilerin duygusal ifade sergilemesini yordayan bir değişken olarak karşımıza çıkmıştır. İç kontrol odaklıların dış kontrol odaklılara göre duygularını daha fazla açmaları konusundaki bu bulgu, bu kişilerin kendine güvenli, aktif ve kendilik algılarının olumlu olması gibi özellikleriyle (Anderson ve ark. 2005, Loosemore ve Lam 2004) bağdaşmaktadır.

Bu çalışmada, demografik değişkenlerden cinsiyetin de çatışma çözme süreçlerinde benimsenen yaklaşımın açıklanmasında etkisi olduğu görülmüştür. Buna göre kadınların çatışmalarda erkeklere kıyasla daha fazla özel davranış sergileyip, kaçınmacı tutum izlerken, kendilerini daha çok açtıkları ve duygularını daha rahat ifade ettikleri belirlenmiştir. Cinsiyete ilişkin önceki çalışmalar incelendiğinde, kadınların iş ortamında çatışmadan kaçındıkları; buna karşın evde yaşanan çatışmalarda kaçınmayarak işbirliğine yönelik tutumlar takındıkları, erkeklerin ise tam tersine iş ortamında daha işbirliğine yatkın oldukları belirtilmiştir (Chusmir ve Mills 1989). Bir başka çalışmada, kadınların çatışma çözme süreçlerinde kaçınma yaklaşımını, erkeklerin ise baskınlık yaklaşımını tercih ettikleri gözlenmiştir (Brewer ve ark. 2002). Bir diğer çalışma, kadınların erkeklere nazaran çatışma çözme süreçlerinde daha problem çözücü ve uyumlu davrandıklarını ortaya koymuştur (De Wied ve ark. 2007). Tüm bu bulgular, bu çalışmada da ortaya çıkan, kadınların daha kaçınmacı davrandıklarına, kendilerini ve duygularını daha çok açtıklarına ilişkin bulguları destekler niteliktedir.

Sonuç olarak mevcut çalışmada, kendilik algıları olumlu ve iç kontrol odaklı kişilerin, çatışma çözme süreçlerinde pozitif ve yapıcı çözüme ulaşmada, daha etkili yaklaşımlar benimsedikleri ortaya çıkmıştır. Kendilik algısı ile iç kontrol odağı arasındaki ilişkinin karşılıklı olduğu ve birisini artırma çabalarının diğerini de artırdığı dikkate alınırsa (Marsh ve ark. 2005, Marsh ve Craven 2006), özellikle kendilik algısı konusunda verilecek eğitimlerle, kişilerin iç kontrol odaklı düşüncelerinin arttırılabileceği, dolayısıyla çatışma çözme becerilerinin de geliştirilebileceği değerlendirilebilir. Böylelikle gelişen iç kontrol odaklı düşünceler, kişilerin kendilik algılamalarının daha da olumlu yönde artmasına da katkıda bulunabilir.

Bu çalışmada elde edilen, çatışma çözme yaklaşımlarıyla kişilerin kendilik algıları arasındaki ilişkiler, seçilen örneklem çerçevesinde sınırlılık arz etmektedir. Ayrıca, bu yaklaşımlara etki eden ortamsal, kültürel ve ilişkisel etkilerin de ortaya çıkarılmasıyla, çözüm yaklaşımlarının daha iyi açıklanabileceği değerlendirilmektedir. Tüm bunlara ilaveten, elde edilen bulguların, bu alanda nitel ve nicel olarak farklılaşmış örneklemlerden elde edilecek verilerle birlikte değerlendirilmesi, daha genellenebilir sonuçlara ulaşılması açısından önem taşımaktadır.

KAYNAKLAR

Arbuckle JL (2006) Amos 7.0 User's Guide. Amos Development Corporation.
Anderson A, Hattie J, Hamilton RJ ve ark. (2005) Locus of Control, Self-Efficacy, and Motivation in Different Schools: Is Moderation the Key to Success?. Educational Psychol, 25(5): 517-535.
Arslan C (2005) Kişilerarası Çatışma Çözme ve Problem Çözme Yaklaşımlarının Yükleme Karmaşıklığı Açısından İncelenmesi (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Ashby JS, Kottman T, Draper K ve ark. (2002) Social Interest and Locus of Control: Relationship and Implications. J Individual Psychol, 58(1): 52-61.
Barki H, Hartwick J (2001) Interpersonal Conflict and Its Management in Information System Development. MIS Q, 25(2): 195-228.
Barki H, Hartwick J (2004) Conceptualizing The Construct of Interpersonal Conflict. Int J Conflict Management, 15(3): 216-244.
Basım HN, Şeşen H (2006) Kontrol Odağının Çalışanların Nezaket ve Yardım Etme Davranışlarına Etkisi: Kamu Sektöründe Bir Araştırma. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16: 159-168.
Basım HN, Tatar İ, Şahin NH ve ark. (2006) İzlenim Yönetiminde Kendilik Algısı, Kontrol Odağı; Mesleki Hedeflere Ulaşma Düzeyi ve Stres: Bir Kamu Sektörü Örneği. Türk Psikoloji Dergisi, 21(58): 1-14.
Baumeister RF, Campbell JD, Krueger JI ve ark. (2003) Does High Self-Esteem Cause Better Performance, Interpersonal Success, Happiness, or Healthier Lifestyles? Psychol Sci in The Public Interest, 4(1): 1-44.
Baydoğan M, Dağ İ (2008) Hemodiyaliz Hastalarındaki Depresiflik Düzeyinin Yordanmasında Kontrol Odağı, Öğrenilmiş Güçlülük ve Sosyotropi-Otonomi. Türk Psikiyatri Dergisi, 19(1): 19-28.
Billingham RE, Sack AR (1987) Conflict Resolution Tactics and the Level of Emotional Commitment Among Unmarrieds. Hum Relations, 40: 59-74.
Blake RR, Mouton JS (1964) The Managerial Grid. Key Orientations for Achieving Production Through People. Houston, Texas: Gulf Publishing Company, s.350.
Bodtker **, Jameson JK (2001) Emotion in Conflict Formation and Its Transformation: Application to Organizational Conflict Management. Int J Conflict Management, 12(3): 259-276.
Bracken BA, Howell KK (1991) Multidimensional Self Concept Validation: A Three-Instrument Investigation. J Psychoeducational Assessment, 9: 319-328.
Brewer N, Mitchell P, Weber N ve ark. (2002) Gender Role, Organizational Status and Conflict Management Styles. Int J Conflict Management, 13(1): 78-94.
Brunner M, Lüdtke O, Trautwein U ve ark. (2008) The Internal/External Frame of Reference Model Revisited: Incorporating General Cognitive Ability and General Academic Self-Concept. Multivariate Behav Res, 43: 137-172.
Cahn DD (1990) Intimates in Conflict: A Communication Perspective. New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates, s.264.
Canary DJ, Cunningham EM, Cody MJ ve ark. (1988) Goal Types, Gender, and Locus of Control in Managing Interpersonal Conflict. Commun Res, 15(4): 426-446.
Canary DJ, Cupach WR, Messman SJ ve ark. (1995) Relationship Conflict: Conflict in Parent-Child, Friendship, and Romantic Relationships. Thousand Oaks: Sage Publications, s.192.
Carter CC (2002) Conflict Resolution at School: Building Commpassionate Communities. Social Alternatives, 21(1): 49-55.
Cauce ** (1986) Social Networks and Social Competence: Exploring the Effects of Early Adolescent Friendships. ** J Community Psychol, 14: 607-628.
Chen G, Liu C, Tjosvold D ve ark. (2005) Conflict Management for Effective Top Management Teams and Innovation in China. J Management Stud, 42(2): 277-300.
Chen M (2006) Understanding the Benefits and Detriments of Conflict on Team Creativity Process. Creativity and Innovation Management, 15(1): 105-116.
Chusmir LH, Mills J (1989) Gender Differences in Conflict Resolution Styles of Managers: At Work and at Home. Sex Roles, 20(3): 149-163.
Comer JP, Haynes MN, Hamilton-Lee M ve ark. (1986) Dimensions of Children's Self-Concept as Predictors of Social Competence. J Soc Psychol, 127(3): 321-329.
Crain M, Bracken R, Bruce A ve ark. (1994) Age, Race, and Gender Differences in Child and Adolescent Self-Concept: Evidence from A Behavioral Acquisition, Context-Dependent Model. School Psychol Rev, 23(3): 496-511.
Crawford DK, Schrumpf F, Bodline RJ ve ark. (2002) Okulda Çatışma Çözme ve Akran Arabuluculuk Program Rehberi. (Çev.: D Karaduman, FG Akbalık) İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2007, s.372.
Cupach WR, Canary DJ (2000) Competence in Interpersonal Conflict, Waveland Pres, s.279.
Dağ İ (1991) Rotter'in İç-Dış Kontrol Odağı Ölçeği'nin (RİDKOÖ) Üniversite Öğrencileri İçin Güvenirliği ve Geçerliği. Psikoloji Dergisi, 7(26): 10-16.
De Wied M, Branje SJT, Meeus WHJ ve ark. (2007) Empathy and Conflict Resolution in Friendship Relations Among Adolescents. Aggressive Behav, 33: 48-55.
Deutsch M (1973) The Resolution of Conflict, New Haven and London: Yale University Pres, s.448.
Diesterhaft K, Gerken K (1983) Self-Concept and Locus of Control as Related to Achievement of Junior High Students. J Psychoeducational Assessment, 12(1): 367-375.
Doherty WJ (1981) Locus of Control Differences and Marital Dissatisfaction. J Marriage and the Family, 43(2): 369-377.
Dökmen Ü (1994) İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık, s.363.
Elise RH, Bryan H, Kathleen C ve ark. (1998) Adolescent Health: The Relationships Betwen Health Locus of Control, Beliefs and Behaviours. Guidance & Counseling, 13(3): 23-30.
Fazey DMA, Fazey JA (2001) The Potential for Autonomy in Learning: Perceptions of Competence, Motivation and Locus of Control in First-year Undergraduate Students. Stud in Higher Education, 26(3): 345-361.
Gilbert PS, Allan S, Trent D ve ark. (1991) A Social Comparison Scale: Psychometric Properties and Relationship to Psychopathology. Pers and Individual Differences, 19(3): 293-299.
Goldstein SB (1999) Construction and Validation of a Conflict Communication Scale. J Appl Soc Psychol, 29(9): 1803-1832.
Goodman JH, Cooley EL, Sewel DR ve ark. (1982) Locus of Control and Self-esteem in Depressed, Low Income African-American Women. Community Mental Healt J, 30(3): 259-269.
Gudykunst WB, Ting-Toomey S, Chua E ve ark. (1988) Culture and Interpersonal Communication, Newbury Park: Sage Publications, s.280.
Harris IM (2000) Peace-Building Responses to School Violence, NASSP Bulletin 84(614): 5-24.
Hay I, Ashman AF, Van Kraayenoord CE ve ark. (1998) Educational Characteristics of Students With High or Low Self-Concept. Psychol in the Schools, 35(4): 391-400.
Hocker JL, Wilmot WW (2001) Interpersonal Conflict, Benchmark Boston, MA: McGraw-Hill, s.384.
Jandt FE, Pedersen PB (1996) Constructive Conflict Management: Asia-Pacific Cases, Sage Publications, s.310.
Johnson DW, Johnson R (1996) Reducing School Violence Through Conflict Resolution Training. NASSP Bulletin, 80: 11-18.
Johnson DW, Johnson R, Dudley B ve ark. (1994) Effects of Conflict Resolution Training on Elementary School Students. J Soc Psychol, 134Msn Demon: 803-817.
Keefe K, Berndt TJ (1996) Relations of Friendship Quality to Self-Esteem in Early Adolescence. J Early Adolescence, 16: 110-129.
Knudson R, Sommers A, Golding S ve ark. (1980) Interpersonal Perception and Mode of Resolution in Marital Conflict. J Pers Soc Psychol, 38: 751-763.
Kokkonen M, Pulkkinen L (2001) Examination of the Paths Between Personality, Current Mood, its Evaluation and Emotion Regulation. European J Pers, 15: 83-104.
Kurtzberg TR, Mueller JS (2005) The Influence of Daily Conflict on Perceptions of Creativity: A Longitudinal Study. Int J Conflict Management, 16(4): 335-353.
Lane-Garon PS (2000) Practicing Peace: The Impact of A School-Based Conflict Resolution Program on Elementary Students. Peace & Change, 25(4): 467-482.
Lindsay P (1998) Conflict Resolution and Peer Mediation in Public Schools: What Works? Mediation Q, 16(1): 85-99.
Loosemore M, Lam ASY (2004) The Locus of Control: A Determinant of Opportunistic Behaviour in Construction Health and Safety. Construction Management and Economics, 22: 385-394.
Lulofs RS, Cahn DD (2000) Conflict from Theory to Action, Boston: Allyn and Bacon, s.384.
Marsh HW, Chanal JP, Sarrazin PG ve ark. (2006) Self-Belief Does Make a Difference: A Reciprocal Effects Model of The Causal Ordering of Physical Self-Concept and Gymnastics Performance. J Sports Sci, 24(1): 101-111.
Marsh HW, Craven RG (2006) Reciprocal Effects of Self-Concept and Performance From a Multidimensional Perspective. Perspectives on Psychol Sci, 1(2): 133-163.
Marsh HW, Trautwein U, Lüdtke O ve ark. (2005) Academic Self-Concept, Interest, Grades, and Standardized Test Scores: Reciprocal Effects Models of Causal Ordering. Child Dev, 76(2): 397-416.
Martin R, Thomas G, Charles K ve ark. (2005) The Role of Leader-member Exchanges in Mediating the Relationship Between Locus of Control and Work Reactions. J Occupational and Organizational Psychol, 78: 141-147.
Mayer B (2000) The Dynamics of Conflict Resolution, San Francisco: Jossey-Bass, s.263.
Mehl MR, Gosling SD, Pennebaker JW ve ark. (2006) Personality in Its Natural Habitat: Manifestations and Implicit Folk Theories of Personality in Daily Life. J Pers Soc Psychol, 90(5): 862-877.
Moore CW (2003) The Mediation Process: Practical Strategies For Resolving Conflict, San Francisco, Jossey-Bass, s.624.
Morry MM (2003) Perceived Locus of Control and Satisfaction in Same-sex Friendships. Personal Relationships, 10: 495-509.
Neuringer C, Wandke LW (1966) Interpersonal Conflicts in Persons of High Self-Concept and Low Self-Concept. J Soc Psychol, 68: 313-322.
Nix CL, Hale C (2007) Conflict within the Structure of Peer Mediation: An Examination of Control Confrontations in an At-Risk School. Conflict Resolution Q, 24(3): 327-348.
Oliver JE, Jose PE, Brough P ve ark. (2006) Confirmatory Factor Analysis of the Work Locus of Control Scale. Educational and Psychol Measurement, 66: 835-851.
Ozolins AR, Stenstrom U (2003) Validation of Health Locus of Control Patterns in Swedish Adolescent. Adolescence, 38(152): 650-658.
Özbay MH, Örsel S, Akdemir A ve ark. (2002) Ergenlerde Kendilik Algısı ile Psikopatoloji Arasında Bağıntı Var mı? Türk Psikiyatri Dergisi, 13(3):179-186.
Pelled LH, Eisenhardt KM, Xin KR ve ark. (1999) Exploring the Black Box: An Analysis of Work Group Diversity, Conflict and Performance. Administrative Science Q, 44: 1-28.
Philips E, Cheston R (1979) Conflict Resolution: What Works? California Management Rev, 21(4): 76-84.
Pitt M (2005) A Dynamic Model of Strategic Change in Growth-oriented Firms. Strategic Change, 14: 307-326.
Putman LL, Wilson CE (1982) Communication Strategies in Organizational Conflicts: Reliability and Validity of a Measurement Scale. In Burgoon M. (Ed.), Communication Yearbook 6: 629-652, Beverly Hills: Sage Publications.
Rahim MA (1983) A Measure of Styles of Handling Interpersonal Conflict. Academy of Management J, 26(2): 368-376.
Rahim MA (2002) Toward a Theory of Managing Organizational Conflict. Int J Conflict Management, 13(3): 206-235.
Rahim MA, Garrett FE, Buntzman GF ve ark. (1992) Ethics of Managing Interpersonal Conflict in Organizations. J Business Ethics, 11: 412-439.
Rossier J, Dahourou D, Mccrae RR ve ark. (2005) Structural and Mean-Level Analyses of the Five-Factor Model and Locus of Control: Further Evidence From Africa. J Cross-Cultural Psychol, 36: 227-246.
Rotter JB (1954) Social Learning and Clinical Psychology, New York: Prentice-Hall, s.478.
Rotter JB (1966) Generalized Expectancies for Internal Versus External Control of Reinforcements. Psychol Monographs, 80:1-28.
Savaşır I, Şahin NH (1997) Bilişsel-Davranışcı Terapilerde Değerlendirme: Sık Kullanılan Ölçekler, Ankara, Türk Psikoloji Derneği Yayınları.
Shapiro A, Swensen CH (1977) Self-Disclosure as a Function of Self-Concept and Sex. J Pers Assessment, 41(2): 144-149.
Shavelson RJ, Hubner JJ, Stanton GC ve ark. (1976) Self-Concept: Validation of Construct Interpretations. Rev Educational Res, 46(3): 407-441.
Sillars AL (1980) Attributions and Communication in Roommate Conflicts. Commun Monographs, 47(3): 180-201.
Silvester J, Anderson-Gough FM, Anderson NR ve ark. (2002) Locus of Control, Attributions and Impression Management in the Selection Interview, J Occupational and Organizational Psychol, 75: 59-76.
Swensen CH (1973) Introduction to Interpersonal Relations. Glenview, IL: Scott and Foresman Co, s.474.
Şahin NH, Durak A (1994) Kısa Semptom Envanteri: Türk Gençleri için uyarlanması. Türk Psikoloji Dergisi, 31: 44-56.
Şahin NH, Şahin N (1992) Adolescent Guilt, Shame and Depression in Relation to Sociotropy and Autonomy. World Congress of Cognitive Therapy. Haziran 17-21, Toronto, Canada.
Trierweiler LI, Eid M, Lischetzke T ve ark. (2002) The Structure of Emotional Expressivity: Each Emotion Counts. J Pers Soc Psychol, 82Msn Demon: 1023-1040.
Twenge MJ, Zhang L, Im C ve ark. (2004) It's Beyond My Control: A Cross-Temporal Meta-Analysis of Increasing Externality in Locus of Control, 1960-2002. Pers Soc Psychol Rev, 8(3): 308-319.
Vernberg E (1990) Psychological Adjustment and Experiences with Peers During Early Adolescence: Reciprocal, Incidental or Unidirectional Relationships. J Abnorm Child Psychol, 2: 187-198.
Wall JA, Callister RR (1995) Conflict and Its Management. Journal of Management, 21(3): 515-558.
Wang J (2006) An Empirical Study of Gender Difference in the Relationship between Self-Concept and Mathematics Achievement in a Cross-Cultural Context. Educational Psychol, 26(5): 689-706.
Wigfield A, Karpathian M (1991) Who ** I and What I Can Do? Children's Self-Concepts and Motivation in Achievement Situations. Educational Psychol, 26(3&4): 233-261.
Yağışan N, Sünbül **, Yücalan ÖB ve ark. (2007) Müzik Bölümü Öğrencilerinin Benlik İmgeleri ve Denetim Odaklarının İncelenmesi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22: 243-262.
Ybrandt H (2008) The Relation Between Self-Concept and Social Functioning in Adolescence. J Adolesc, 31: 1-16.
Yeşilyaprak B (2000) Eğitimde Rehberlik Hizmetleri. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, s.379.