Polemiklere cevap verip oltaya takılmam

Hiç kimseyle polemik yaşamadığını söyleyen Funda Arar, “Cevap verdiğinizde karşı tarafa daha çok prim vermiş oluyorsunuz” diyor

‘Zamanın Eli’ adlı albümüyle hayranlarının karşısına yeniden çıkan Funda Arar, değişen sound’u, gelecekteki hedefleri ve aile yaşamı hakkında Hafta Sonu dergisine konuştu.

‘Zamanın Eli’nde diğer albümlerden ayıran bir özellik var mı?
Çok büyük bir tarz değişikliği yok ama birtakım farklılıklar yaptık. Genel anlamda albümlerim akustiktir. Bu albümde biraz daha teknolojiden yararlandık diyebilirim. Bir şarkıda elektronik davulla canlı davulu bir arada kullandık. Bunu yapmak Türkiye stüdyolarında çok kolay değil. Yurtdışındaki albümleri bakıyorsunuz, bilgisayardan çıkma gibi geliyor ama canlı çalınmış, kemik gibi bir ses geliyor. Çünkü ona uzun stüdyolar yapıyorlar.

Siz nasıl yaptınız?
Kendi stüdyomuz var ve çok güzel davul kaydı çıkıyor. Bunu bilip bize gelip sırf davul kaydı yapan birçok müzisyen arkadaşımız var.

Her albümünüzde eski bir şarkı yer alıyor. Şimdi de ‘Ateş Düştüğü Yeri Yakar’... Bunları nasıl seçiyorsunuz?
Şimdiye kadar hep birden bire karar verdim. Zerrin Özer’i çok severim, sesine hayranım. Onun okuduğu şarkıları araştırdım ve 80’li yıllarda okuduğu ‘Ateş Düştüğü Yeri Yakar’ hoşuma gitti. Biz şarkıya biraz daha yoğun elektrikli gitarlar koyduk, aranjesini biraz değiştirdik, ortaya bu çıktı.

Dört yıl önce Febyo Taşel ile evlendiniz. İkiniz de müzisyensiniz. Müziğin dışında evde neler yapıyorsunuz?
Evde de müzik çalıştığımız bir odamız var. Onun dışında evde genelde film seyretmeyi seviyoruz, arkadaşlarımızla sohbet, muhabbet... Erkekler yukarı çıkıp playstation oynuyorlar.

16 Mayıs’ta Eurovision Şarkı Yarışması var. Bu yarışmaya katılmanız için bir davet gelse cevabınız ne olur?
Bunu hiç düşünmedim. Sertab Erener’e kadar Eurovision bizim yıllardır unuttuğumuz bir şeydi. Şu anda Eurovision’da tarz olarak çok daha başka koreografiler, sahne üstü şovlara ağırlık verilmeye başlandı. Şarkı yarışmasından çok sahne üstü şov yarışmasına döndü.

Sizin gözlemlerinize göre Türkiye’de nasıl şöhret olunuyor?
Şöhret olmak kolay. Bir gün birisine bir şey söylersiniz, bir laf atarsınız anında şöhretsiniz. Ama sadece sanatını yaparak şöhret olmak zor. Bu memlekette yıllarca birbirleriyle polemiğe girerek şöhretlerini devam ettiren, gündemde kalan, onun ekmeğini yiyen insanlar oldu. O dönemler geçti artık. Magazinde çok olmak antipatik bile geliyor. Şöhretle, tanınırlıkla sanatçılığı ayırmak gerekiyor. Bizde böyle bir şey var; Herkes sanatçı. Sanatçı, sanat yapandır, sanat üretendir. Ama iki lakırdı yapan, iki şarkılık bir single çıkartmış da artık sanatçı.

Hiç polemik yaşadınız mı?
Hayır, polemik yaşadığım hiç kimse olmadı. Bundan sonra da olacağını düşünmüyorum. Biri bana bir şey söylese bile cevap vermeyi düşünmem. Cevap verirseniz oltaya takılmış oluyorsunuz. O zaman karşı tarafa daha çok prim vermiş oluyorsunuz.

Önümüzdeki günlerle, yaz ayları ile ilgili ne gibi planlarınız var?
Mayıs ayı ile birlikte yoğun bir üniversite konserlerim var. İsveç’de üç ayrı konser var. Funda Arar yenilendi. Benim için çok keyifli oluyor. Zaman buldukça sorulara cevaplar veriyorum.

Yemekteyiz’e katılabilirim

Ev işleri ile aranız nasıl?
Ev işinden ziyade yemek yapmayı seviyorum.

Sizden özellikle istenen yemekler var mı?
Özellikle mantı istiyorlar. Ayrıca zeytinyağlı sarma, içli köfte, kadayıflı muhallebi isterler.

Siz ‘Yemekteyiz’ programına katılın.
O programı ünlülerle yapsalar katılırım.