Arama


Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Kasım 2009       Mesaj #16
Avatarı yok
Yasaklı
Alıntı

yha bilgi verirseniz çok sevinecem evrendeki eşsiz düzen din dersi prfrmns

Yaşadığımız dünyada herşey alıştığımız düzende işler. Suyun akışkanlığı ve yoğunluğu tüm canlıların yararlanabileceği ideal bir orana sahiptir, sinir sistemimiz mühendislerin tasarladığı en iyi iletim ağlarından bile daha iyi çalışır. Elektronların hız ve yüklerinin gerektiği gibi olması evrenin bugünkü düzeninin temel nedenlerindendir. Camlar şeffaftır, yağmur damlaları ise zararsız bir büyüklüktedir. Acaba bir sabah uyandığımızda yukarıda saydıklarımızın tamamen tersi gibi olaylar ile karşılaşsaydık, dünyadaki düzeni yine olağan bulur muyduk? Her yeni günde tüm olaylar, aynı kurallar içinde gerçekleşir. Birçok insanın, alışkanlık nedeniyle normal karşıladığı olaylar, gerçekte evrendeki kusursuz tasarımın örneklerindendir. Evreni Allah yaratmıştır, Allah yaptığı her şeyi kusursuzca yaratan, üstün güç sahibi olandır.

Milyarlarca yıldızdan her birinin ayrı ayrı gezegenleri ve uyduları bulunduğu gözönüne getirilirse bir galakside trilyonlarca gökküre olduğu söylenebilir. Yalnız Palamar'daki Hale teleskopunun görüş alanı içinde bir milyar nebula olduğu düşünülürse evrenin büyüklüğü hakkında az çok fikir sahibi olabiliriz.

Evrende her şey hareket halindedir. Ancak yıldızlar galaksileri ile, uydular da yıldızları ile birlikte döndükleri için birbirlerine olan mesafeleri ve sistem içindeki yerleri pek değişmez. Güneş de kendi ekseni etrafında, bütün gezegenleri ve uyduları ile birlikte Samanyolu etrafında ve ayrıca, Samanyolu ile beraber evrende dönmektedir.


Hiç şüphesiz bu uçsuz bucaksız kâniat, Yüce Allah'ın eseridir. Nasıl ki basit bir elbiseyi düşünürken, onu diken bir terzinin olduğunu; bir bina gördüğümüzde, onu yapan bir ustanın bulunduğunu biliyorsak, kesin olarak biliyor ve inanıyoruz ki; evreni, evren içinde galaksileri, galaksiler içinde samanyolunu; Samanyolu içinde yıldızları, yıldızlar içinde güneşi ve diğer gezegenlerle birlikte dünyamızı; dünyamız içinde dağları, denizleri, nehirleri, ormanları, bitkileri, hayvanları, ormanları, bitkileri, hayvanları ve insanları yaratan yüce bir Rab vardır.



Alıntı

evrende bir düzen olduğuna dair örnekler

Dünya kendi ekseni etrafında saatte bin mil yapar. Eğer böyle değil de saatte yüz mil yapacak kadar dönseydi, gündüz ve gece şimdi olduğundan daha uzun olurdu. Bu takdirde bitkiler gündüz yanar kavrulur, geri kalan olursa uzun gecede onlar da donardı.

- Dünyamız güneşten o kadar ölçülü uzaklıktadır ki, bizi tam ısıtmaktadır. Eğer güneşin bu sıcaklığı (hidrojen patlamalarının helyuma dönüşmesi) yarı yarıya azalacak olsa soğuktan donardık, yansı kadar fazla olsa yanardık.

- Dünyanın 23, 5 derecelik eğik durması mevsimleri doğurmakta, kıtaların birer buz parçası haline dönüşmesini önlemektedir. Bu eğiklik şayet iki derece fazla ya da iki derece noksan olsaydı yeryüzünde yaşama imkânı kalmazdı.

- Ay dünyamıza şimdiki noktasında ellibin mil ötede olsaydı yeryüzünde, med-cezir (gel-git) olayları çok müthiş olurdu ve bütün kıtalar günde iki kere su altında kalırdı.

- Eğer yeryüzünün kabuğu bugünkünden bir miktar daha kalın olsaydı bitkilerin yetişme imkânı kalmazdı.

- Dünyanın çevresindeki atmosfer tabakası biraz daha ince olsaydı, bizden uzakta yanıp parçalanan binlerce meteor, dünyamızın her bölgesine çarpar ve her yeri yakardı.

-Bundan yaklaşık yüz yıl öncesine kadar insanlar ısınma ve enerji ihtiyaçlarını odunla karşılıyorlardı. Şayet kömür ve petrol çıkmasaydı bugün ormanlardan iz kalmayacak, dünyamız yaşanmaz ir duruma gelecekti. Halbuki Yüce Allah yeryüzündeki tüm insanlara yetecek ölçüde kömür ve petrol vererek insanlığın imdadına yetişti. "Göklerde ve yerde neler var, bir bakın" (Yunus, 10/101). Ve "O, yeşillikler bitirmiştir, sonra da kapkara kupkuru hale getirmiştir" (el-A'la, 87/4-5) âyetlerinin yeraltı zenginliklerinden kömür ve petrole işaret ettiği söylenir.

- Yeryüzündeki elementler Allah tarafından insanlığın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlenmiştir. Meselâ silisyum, potasyum, demir bileşiklerinden biri bile yeryüzüne verilmeseydi insanlık çok sıkıntıya düşerdi.

-Fizik kanunları yüksekten düşen bir cismin gittikçe hızlandığını söyler. Buna göre kilometrelerce yukarıdan dökülen yağmur suları dünyaya birer mermi gibi inmesi gerekirdi. Bir sağanağın yeryüzünde ne var ne yoksa tahrip etmesi, kafataslarımızı delip beyinlerimize işlemesi gerekirdi. Halbuki yüce Allah'ın koyduğu eşsiz düzen ve kanunla göklerden inen yağmur damlaları bizi okşarcasına akar gider ve ölüm yerine hayat, felâket yerine bereket getirir.

- Yeryüzünü kaplayan bunca bitki, fotosentez yolu ile bize oksijen hazırlamakta; havanın terkibini, yaşayabilmemiz için gerekli dengede tutmaktadır. Şayet havadaki karbon miktarı daha fazla olsaydı canlılar için solunum zorlaşacaktı.

Gözlerimizi etrafa çevirip dikkatle baktığımızda atom çekirdeğinden hücreye, hücreden insan beynine, tohumdan ağaca, kum zerrelerinden kâinatın en uzak köşelerindeki galaksilerle kadar her şeyde ayın ölçünün geçerli olduğunu görüyoruz. İşte bir, her şeyi yoktan vareden Yüce Allah'ın, kâinata yerleştirdiği hassas düzen ve dengedir.

Kur'an-ı Kerim sık sık evrendeki ilâhî dengeyi hatırlatarak "akıllı insanlar için bunda ders ve ibret olduğunu" belirtir ve onları insana çağırır