Arama


Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Kasım 2009       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

atatürkün basın ve yayın ile ilgili çalışmalarını bilen varmı?

arkadaşlar atatürkün basın ve yayın ile ilgili çalışmalarını detaylı ve kısa bir şekilde bilen var mı?



Atatürk'ün kendi anlatımından basın ve yayın hakkındaki düşüncelerini ekliyorum. Okuyunuz:


“Biz, cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan “en büyük cahiller” çıktığı gibi, klâsik tahsil görmemiş olanlardan da ‘hakikati gören âlimler’ çıkabilir.”

“Memlekette basın hürriyetinin de; (namuslu) demokrat (ve dürüst) bir idareye lâyık olgunlukla kullanılmasında daha dikkatli bulunulacağını ümit ederim. Hürriyeti kötüye kullanmanın doğurduğu birçok felâketleri çekmiş olan bu memlekette, bu dikkate özellikle gerek olduğu kanaatindeyim.

“Basın Hürriyetinin sakıncalarının giderilmesinin, yine basın hürriyeti ile mümkün olduğuna dair, bu büyük meclisin yol gösterme ve düzenleme sahasında tespit ettiği saygı duyulan esaslar, eğer Cumhuriyetin ruhu olan “faziletten” yoksun kendini bilmezlere, basında eşkiyalık fırsatı verirse, eğer halkı aldatan ve doğru yoldan çıkanların fikir sahasındaki kötü ve uğursuz etkileri, tarlasında çalışan masum vatandaşların kanlarını akıtmasına, yuvalarının dağılmasına sebep olursa ve en sonunda bozgunculuğun en zararlısını göze alan bu gibi doğru yoldan sapanlar, kanunlarda mevcut aksaklık ve açıklıklardan yararlanma imkânını bulurlarsa, BMM’nin yola getirici ve ezici kudretinin müdahale ve uyarması elbette görevi olur.
“Bununla birlikte, basın serbestisinden meydana gelecek kötülükleri ortadan kaldıracak etkili vasıta, asla geçmişte zannedildiği gibi, basın hürriyetini kısıtlayan hususlar değildir. Aksine, basın hürriyetinden doğacak sakıncaların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetinin kendisidir.”

“Gazeteler, kanunun ve toplum çıkarlarının aksine bir olaya şahit ve bir bilgiye sahip oldukları taktirde gerekli yayında bulunmalıdırlar.,
Memlekette kalem hürriyetinin de, demokrat bir idareye lâyık olgunlukla kullanılmasında daha dikkatli olunacağını ümit ederim. Şuradan ve/veya buradan gelecek günlük fikirlere, sahte ve yanıltıcı sözlere asla önem vermeyecek bir olgunluk esastır.

“Vatandaşı; Millete karşı milletin büyüyüp yaşaması için alınan tedbirlere karşı harekete geçirmek en büyük ihanettir. “Demokrasi müesseselerinin başında basın hürriyeti olduğuna inananlar asil bir davanın takipçisidir. Basının üç işlevi vardır. 1.si: Basın, halkı ülke sorunlarından ve siyasi partilerin bu sorunlarla ilgili önerilerinden halkı haberdar etme ve eğitme yükümlülüğü., 2.si: Basın, vatandaş şikâyetinin serbest bir kürsüsü’ dür., 3.sü: Basın hükümetlere yön vermelidir. Çünkü, “Bugün memlekette vazifesini bilen, güçlüklerle uğraşabilen siyasilere rağmen, siyaset adamlarına akıl verebilecek dirayette ve basirette gazetecilerimiz vardır. İşte, TC’nin Gazetecilik ve Basın (medya) ilkeleri budur.
Bu ruh, anlam ve bağlamda Cumhuriyetin temel hedef ve ilkeleri korunarak çıkartılan 5680 S. Basın Kanunu, 1960′dan bu güne paçavraya dönen mevzuat ve 5846 S. K.’la kaim telif hakları kavramına dair hukuki prosedür ile 5187 S.K; Atatürk’ün koyduğu ilkeler, milli standart ve normlar muvacehesinde derhal TBMM’de ele alınmak; Gazetecilik mesleği te’dip ve terbiye edilmek ve “Medya Terörü” ne ivedilikle son verilmek zorundadır.