Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Aralık 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı Devlet Yönetimi

Osmanlı Devleti mutlak monarşi ile yönetilirdi. Devletin başında Osmanlı soyundan gelen bir padişah bulunurdu.Hükümdarlık babadan oğla geçerdi.Osmanlı hükümdarları; Bey, Padişah, Gazi, Han, Hakan, Sultan, Hünkâr, Hüdavendigar gibi unvanlar kullanırlardı.Padişahlar, Yavuz Sultan Selim’den itibaren “halife” unvanını da kullanmaya başladılar.Padişah çocuklarına “çelebi” veya “şehzade” denilirdi.Şehzadeler sancaklara atanır ve yanlarına “lala” adı verilen bir öğretmen verilirdi.
Hükümdarlık alameti; adına hutbe okutmak ve para bastırmaktı.

Divan-Hümayun (Divan)

Devletin önemli işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kuruldur. Divan bir danışma organıdır, yani son söz padişaha aittir. Divan’ın başkanı padişahtı. Divan’a Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nden itibaren sadrazamlar (Veziriazam) başkanlık etmiştir. Divan Orhan Bey döneminde kurulmuş, II. Mahmut tarafından kaldırılarak yerine nazırlıklar (bakanlıklar) kurulmuştur. Divan bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışırdı.

Divan Üyeleri

Sadrazam (Veziriazam)


Padişahtan sonra en yetkili devlet adamı, padişahın vekilidir.Büyük devlet memurlarını atama, ilerletme, görevden alma yetkisine sahiptir.Padişah sefere çıkmadığı zamanlarda orduya komuta ederdi.Padişahın mührünü taşırdı.Padişah adına sözlü ve yazılı emirler verirdi.Sadrazam bugünkü “başbakan”ın görevini yürütürdü.

Vezirler

Bilgili ve değerli devlet adamlarıyla komutanlar arasından seçilirdi.Sadrazamın verdiği görevleri yerine getirirlerdi.Sadrazamdan sonra en yetkili kişilerdi.Bugünkü “milletvekilleri” nin (Devlet Bakanı) görevini yürütürlerdi.

Kazaskerler

Adalet işlerine bakarlar, kadıların ve müderrislerin atama, ilerletme ve görevden alma işlerini yaparlardı.Adalet, eğitim, kültür ve din işlerinden sorumlu Divan üyesiydi. Askeri davalara bakarlardı.Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki kazasker bulunuyordu. Rumeli Kazaskeri yetki bakımından daha üstündü.Bugünkü “yargı” görevini yürütürlerdi.Günümüzde “Adalet, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı” karşılığındadır.

Defterdarlar

Maliye işlerine bakar, bütçeyi hazırlarlardı, devletin gelir ve giderlerini denetlerdi.Anadolu ve Rumeli Defterdarı olmak üzere iki defterdar vardı. Rumeli’deki defterdar baş defterdardı.Bugünkü “Maliye Bakanı” görevini yürütürlerdi.

Nişancı

Kanunları iyi bilir, gerektiğinde Divan’da açıklamalarda bulunurdu, eski ve yeni yasaların farklarını incelerdi.Fethedilen toprakları gelirlerine göre ilgili defterlere kaydederdi.Devletlerarası yazışmaları sağlardı.Dirlikleri kaydeder ve dağıtımını yapardı.Tapu ve kadastro işlerine bakardı, ele geçirilen toprakları tapu defterine geçerdi.Yazışmalarda, ayrıca padişah ferman ve beratlarına padişahın “Tuğra” sını (imzasını) çekerdi.

Şeyhülislam

Ülkedeki din adamlarının, din işlerinin, medresenin ve ulemanın (bilim adamlarının) başı kabul edilirdi.
Devlet işlerinin, Divan’da verilen savaş, barış ve idam kararlarının, İslam dinine uygun olup olmadığına karar verirdi. Verdiği bu karara “fetva” denirdi.Padişahlar ve sadrazamlar yapacakları işler için şeyhülislamdan fetva alırlardı.Kuruluş döneminde Divan’ın asli üyesi olmayan şeyhülislam, Kanuni Dönemi’nde Divan’ın asli üyesi haline geldi.I. Mahmut dönemine kadar, müftü diye anılmıştır.

Kaptan-ı Derya

Deniz kuvvetlerinin başkomutanı idi.Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumluydu.Yükselme döneminde Divan’ın asli üyesi oldu.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 27 Nisan 2012 15:21 Sebep: Sayfa Yapısı