Arama


_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
14 Aralık 2009       Mesaj #7
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Blue Blood adlı kullanıcıdan alıntı

Tiyatronun Öğeleri
Bir tiyatro eserinde iki temel öğe vardır:
a) Tiyatroda Olay: Her tiyatro eserinde bir olay ya da olaylar zinciri vardır. Bu olaylar eyleme dönüşmüş tutkular, özlemler, düşler ve isteklerdir. Her oyunda dramatik eylem, bir anadüşünceye, bir duyguya dayanır. Sözgelimi, Shakespeare’nin Kral Lear adlı tiyatro eserindeki olaylarla okuyucuya iletilmek istenen düşünce şudur: “Güzel ve parlak sözlere inanış, körü körüne güven, en güçlü kişileri bile yıkıma götürür.” Oyunda, Kral Lear kızlarının yaldızlı sözlerine inanarak onlarla iktidarı paylaşır. Kızları da devleti ele geçirince babalarını saraydan kovarlar. Bunun üzerine Kral Lear, doğru sözlü olduğu, gerçekleri yüzüne karşı söylediği için mirasından yoksun bıraktığı kızının yanına sığınır. Kızlarının aldatıcı sözlerine kanarak yitirdiklerini düşünür ve sonunda çıldırır. Böylece bir dizi dramatik olay ortaya çıkar.



b) Tiyatroda Kişiler: Tiyatro eserlerinde olaylar bir savaşımdan (mücadeleden) doğar. Bu savaşımda farklı güçler karşı karşıya gelir. Oyun da böylece yeni boyutlar kazanır. Olayların ortaya çıkışında etken olan varlıklara oyunun kişileri denir. Tiyatronun amacı insan ve toplum yaşamını anlatmak olduğuna göre insansız bir tiyatro düşünülemeyeceği açıktır. Romanda olduğu gibi, tiyatroda da yazar tipleş-tirme ya da karakter çizme yöntemine başvurabilir.

Tiyatro eserlerinde olay ve kişiler gibi temel öğeler yanında dekor, giysi ve ışık gibi yardımcı öğeler de bulunur. Bir tiyatro eseri serim (başlangıç), düğüm (gelişim) ve çözüm (sonuç) gibi bölümlerden oluşur.

Tiyatro Eseri (Oyun, Piyes): Sahnede oynanmak için yazılmış eserlerdir. Oluş halindedirler. Yazarın ağzından anlatılmaz.

Olay: Tiyatro eserinin konusudur. Serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur.

Kişi: Tiyatro eserinde kişiler eylem içinde verilir.

Üslup: Söyleyiş özelliğidir.

Oyuncu: Tiyatronun temelini oluştururlar. Rolü canlandırırlar.

Sahne: Olayın geçtiği yerdir. (Fıkra, meclis)

Seyirci: Tiyatro izleyicisidir.



Alıntı
Blue Blood adlı kullanıcıdan alıntı

Tiyatro Biçimleri
Tiyatro türünün başlıca biçimleri şunlardır:

a) Benzetmeci Tiyatro : Sahnede gösterilenlerin gerçek yaşamdan farklı olmadığını anlatan tiyatro eserleri, benzetmeci tiyatronun örnekleridir. Bu tür tiyatronun amacı, seyircileri Sahnede gördüklerinin bir oyun olmadığı, yaşamlarından bir kesit olduğu düşüncesine götürmektir. Benzetmeci tiyatro, seyirciyi böylece yanıltmak ister. Oyuncular, Sahnede rol yaparken sanki hiç seyirci yokmuş gibi davranırlar. Oyunun bitiminde de ortada gözükmeyerek seyircide uyandırdıkları etkinin sürüp gitmesini düşünürler.



b) Göstermeci Tiyatro : Bu tiyatro biçimi benzetmeci tiyatroya karşıt bir anlayışla geliştirilmiştir. Göstermeci tiyatroda Sahnede gösterilenlere aldanmamak gerektiği, bunun bir oyundan ibaret olduğu vurgulanır. Sahne ile seyirci arasında yakın bir diyalog vardır. Oyuncular zaman zaman seyircilere seslenirler ve Sahnede gösterilenlerin bir oyundan ibaret olduğunu hatırlatırlar. Türk halk tiyatrosundaki Orta oyunu, göstermeci tiyatronun tipik bir örneğidir.

c) Epik Tiyatro: Ünlü Alman oyun yazarı Bertold Brecht tarafından ortaya konulan epik tiyatro, göstermeci tiyatronun geliştirilmiş biçimidir. Bu tür tiyatroda amaç, seyirciyi Sahneye iyice yabancılaştırmaktır. Oyundaki olaylar arasında bir bütünlük yoktur.

Olaylar, durumlar parça parça verilir; arada bir şarkılar, Türküler söylenir, anlatıcılar devreye girer. Seyirci tam bir gözlemci olarak kalır. Acı duymak, sevinmek, coşkulanmak yerine durumlar üzerinde düşünür; kendisini ve olayları nasıl değiştirebileceğini anlamaya çalışır.

Brecht’in “halkçı tiyatro” adını verdiği epik tiyatro, Sahneyi bir ideolojinin propaganda aracı olarak kullanır; seyircilerin kalbine değil, kafasına seslenir. Bizde, Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı” adlı oyunu ilk epik tiyatro denemesidir.
kaynak


Tiyatro Nedir?
Tiyatro, çeşitli tiyatro gösterilerinin izleyici önünde oynandığı yere denir. Tiyatro sözcüğü Yunanca’da “seyirlik yeri” anlamına gelen teatron’dan türetilmiş, dilimize İtalyanca’daki teatro sözcüğünden geçmiştir. Tiyatro, hayatta gelip geçmiş veya olabilecek yada tümüyle imgesel olayların belli yerlerde, yetenekli kişilerce (artistlerce) seyirciler önünde canlandırılması sanatıdır. İçinde bu sanatın gösterildiği yapıya tiyatro, burada temsil edilmek üzere hazırlanmış yazıya da tiyatro yapıtı (piyes) denir. Günümüzde modern bir tiyatro binası başlıca üç bölümden oluşur. İzleyicilerin oturarak oyunu izlediği oditoryum, oyunun sergilendiği sahne, sahnenin iki kenarında ve arkasında çeşitli dekor ve gereçlerin bulunduğu sahne arkası yada kulis.


Tiyatro yapıtları Anadolu’nun Eski Çağ’da gelişmiş büyük kentlerinde (Side, Aspendos, Efes, Bergama vb.) ve Ege uygarlığının geliştiği ülkelerde, üstleri açık olarak (açık hava tiyatrosu), özellikle dağların ve tepelerin yamaçlarında, eteklerinde kuruludur. Seyircilerin oturacakları yerler, basamaklar ve yarım daireler oluşturacak biçimde yükselirdi (anfiteatro). Yarım dairenin ortasında ve en alt sıranın önünde orkestra, gerisinde oyuncuların soyunma odaları ile depolar vardı.

Tarih boyunca toplumların değişimine paralel olarak tiyatro çeşitli evrimler geçirmiştir. Mesela Romalılar ayrı biçimde taştan, büyük tiyatrolar yaptılar. Roma tiyatrosunda basamaklı sıralara duvarlar destek oldu. Sahnenin de değişik bir görünüşü vardı. Yerler sınıflara göre ayrılmıştı.
Ortaçağ Avrupa’sında dinsel konularla ilgili temsiller kiliselerde verildi. Daha sonra tiyatro kiliseler dışında da gelişti. Temsiller kent meydanlarına kurulan salaş sahnelerde verilmeye başlandı.

Rönesans sonlarında tiyatro büyük önem kazandı. Opera türünün doğuşu da bu çağda olmuştur. XVIII. Yüzyılda birer sanat anıtı olan opera binaları yapıldı. Tiyatro uluslar arası bir sanat kolu haline geldi; tiyatro için okullar açıldı. XX. Yüzyılda tiyatro yapıları ve temsiller her yönüyle büyük gelişmeler gösterdi.
Tiyatro sanatı hareket ve sözle bir öyküyü canlandırma sanatıdır. Sahnelenen oyunun izleyici üzerinde güçlü bir etki oluşturması için dekor ve kostümün yanı sıra çeşitli ışıklandırma ve ses aygıtlarından da yararlanılır. Bir yada daha çok oyuncunun tanrılarla ilgili öyküleri canlandırdıkları dinsel törenlerden doğan bu sanatın ortaya çıkış tarihi tam olarak bilinmemektedir. Gene de tiyatro oyunları bir çok eski toplulukta ilkel biçimde de olsa sahneleniyordu.

Tiyatro sanatı Eski Yunan’da altın çağını yaşadı. Acı çekme ve ölüm gibi acıklı konuları işleyen ve mutsuz bir sonla biten trajedi ile yaşamın gülünç yanlarını ortaya koyan komedi türlerini Yunanlılar ortaya çıkardı. Klasik tiyatro olarak bilinen Eski Yunan oyunları, tıpkı daha yeni sayılan yazarların bir yüzyıl öncesine kadar yazdıkları oyunlar gibi koşuk biçiminde yazılıyordu. Bugün yazılan oyunların hemen hemen tümü ise düz yazıyla kaleme alınmıştır


Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

tiyatro nedir ozellikleri nelerdir