Arama


_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
6 Ocak 2010       Mesaj #24
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
musty1225 adlı kullanıcıdan alıntı

haberbuton
Ormanların korunması yukari ileri Ülkemiz nüfusunun 9 milyonu sayıları 17 bin 445 olan ormaniçi ve kenarı köylerde yaşamaktadır. Bu da göstermektedir ki, Türkiye nüfusunun yaklaşık altıda biri ormanlarla iç içe yaşamaktadır

İçinde bulunduğumuz Yüzyıl'da çağdaş ormancılığın amacı, ormanın sürekliliğini sağlayarak optimal yararlanmayı temin etmektir. Ormanlar varlıkları ve sağladıkları yararlar itibarıyle, toplumların yaşama düzenlerini etkileyen doğal kaynakların başında gelmektedir. Ormanlar ülkelerin ekonomik yaşamında olduğu kadar, sosyal yaşamlarında da büyük öneme sahiptirler.

İnsanlığın varoluşundan beri ormanlara ve elde edilen çeşitli ürünlere ve hizmetlere sürekli gereksinme duyulmuştur. Ormanlar varoluşlarıyla topluma temiz hava, çevre sağlığı, görsel zenginlik, toprağı koruma, iklimi iyileştirme ve su rejimini düzenleme gibi hizmetleri aracısız olarak sunabilirler. Bununla birlikte ormanlar, çeşitli nitelikteki ürünlerin kaynağı olarak büyük oranda öneme sahiptirler. Bilindiği gibi bugün orman ürünlerinin (ana ve yan ürünler) 6 bin dolayında kullanım yeri bulunmaktadır. Ancak, orman kaynaklarının bu fonksiyonlarını gerçekleştirip topluma sunabilmeleri için öncelikle ülkemiz ormanlarının sağlıklı bir yapıya kavuşturularak korunmaları ile mümkündür.

Türkiye'de son yıllarda orman varlığının saptanması amacıyla yapılan çalışmalardan (Türkiye Orman Envanteri) anlaşılacağı üzere 20.2 milyon hektardır. Buna göre ormanlarımız ülke alanının yüzde 26'sını kaplamaktadır. Ormanlarımızın yüzde 44'ü ürün verebilen 'verimli orman' niteliğinde olup, geri kalan yüzde 56'sı da verim gücü düşük ya da bozuk makilik ve çalılıkların oluşturduğu 'verimsiz orman' niteliğindedir. Canlı bir varlık olan orman açıkta bulunması nedeniyle, canlı ve cansız birçok etkenin oluşturduğu çeşitli tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır.

* * *

Ülkemiz ormanları için en tehlikeli yaratığın insan olduğu söylenebilir. Çünkü yurdumuz ormanları, bir taraftan çok eski tarihlerden bu yana cereyan eden sürekli savaşlar ve istilalalar, diğer taraftan da insanların ormanda yaptığı zararlar arasında orman yangınları, hayvanlarını otlatmaları, tarla açmaları, kaçakçılık, ortam kirlenmesi vb. nedenlerle büyük oranda tahrip edilerek alanları daralmış ya da tamamen çıplaklaşmıştır. Türkiye, topraklarının önemli kısımları itibarıyle erozyonun çok ilerlemiş olduğu bir ülkedir.

Ormandan beklenen maddi ve manevi yararların sağlanabilmesi, onun iyi bir şekilde korunması ile mümkün olacaktır. Bugün en önemli doğal kaynaklardan biri olan ormanların zararlı etkenlere karşı korunması devletin ve bu arada vatandaşların en önemli görevleri arasında yer almalıdır.

Türkiye'nin de dahil olduğu Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden meydana gelen Avrupa Tarım Konfederasyonu (CAE), 1971 yılı ekim ayında yapılan toplantıda 'Dünya Ormancılık Günü' kurulmasına karar vermiş ve bu günün tarihini de 21 Mart olarak saptanmıştır.

* * *

Bu düşünce Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) tarafından da kabul edilerek bu konuda üye devletlerle işbirliği yapılması tavsiye edilmiştir. Türkiye'de ilk defa 1975 yılında kutlanan Dünya Ormancılık Günü'nün amaçlarını aşağıdaki şekilde açıklamak mümkündür:

Orman kaynaklarına gereken önemin verilmesi

Radyo-Televizyon ve basın organlarından yararlanarak genel ormancılık faaliyetlerinin kamuoyuna duyurulması

Ormanların maddi ve manevi faydaları yanında doğayı koruma ve rekreasyon yönünden hizmetlerin açıklanması

Çevre sorunları içinde doğal kaynaklardan biri olan orman konusunun tabiat-insan ilişkileri yönünden incelenmesinin sağlanması

Orman ürünlerine dünya çapında duyulan gereksinme ile orman kaynakları arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılması ve ağaçlandırmaların öneminin belirtilmesi

Ormanlardan çok yönlü yararlanma yanında tüm ormancılık çalışmalarının sosyo-ekonomik değerlerinin belirtilmesi ve geliştirilmesi.

Dünya Ormancılık Günü'nde de genel hatları ile ortaya konulan yukarıdaki amaçların gerçekleştirilmesi için ormanların iyi bir şekilde korunması gerekmektedir.

Ülkemizde ormanların işletilmesi, korunması ve alanlarının genişletilmesi devlete ait bir görev olarak benimsenmiştir. Nitekim yürürlükte olan 1982 tarihli Anayasamız'ın 169. maddesinde, 'Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni ormanlar yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz, münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz' denilmekte ve bu suretle ormanların önemi üzerinde durulmaktadır.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Anayasamız orman yangınları konusuna özel bir önem vermiş olup, bu amaçla işlenen suçların genel ve özel af kapsamı dışında tutulmasını öngörmüştür.Ormanlar insanlık tarihi boyunca önemini korumuştur. Bu gün için ülkemiz nüfusunun yaklaşık olarak 9 milyonu, sayıları 17 bin 445 olan ormaniçi ve kenarı köylerde yaşamaktadır. Bu rakamlar göstermektedirler ki, Türkiye nüfusunun yaklaşık altıda biri ormanlarla iç içe yaşamaktadır. Bu insanların ormanla olan ilişkileri ve ona olan sevgileri istenen düzeyde olmadıkça bundan daima zarar gören orman ve sonuçta yine insan olacaktır.

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi - Yrd. Doç. Dr. Ali KÜÇÜKOSMANOĞLU

Orman Yangını, Nedenleri ve Korunma Yolları
MsXLabs & Temel Britannica & Vikipedi, özgür ansiklopedi

800px Wsa lightning complex fire ron gregory
"Bir Orman Yangını"

Orman Yangını, doğal yada insani sebeplerden ortaya çıkan ormanların kısmen veya tamamen yanmasıdır.Yıldırım düşmesi,yanardağ patlaması ve yüksek sıcaklık gibi doğal sebeplerle çıkan yangınlar ve sigara,tarımsal ürünler nedeyli çıkan insan kaynaklı orman yangınları vardır. Ormanların yanması ekolojik olarak bir çok zarara sebep olur.İklim değişikliği ve kuraklık başlıca sonuçlardır.

Orman Yangınları
Orman yangınları, özellikle uzun süre yağmur yağmayan yaz aylarında büyük bir tehlikedir. Avustralya'nın bazı bölgeleri, Afrika, Fransa ve ABD orman yangınlarının çok olduğu yer­lerdir. Dikkatsizce üzerine bir sigara fırlatılan kuru yapraklar bir süre kimsenin dikkatini çekmeden için için yanabilir. Sonra bir rüzgâr eser, yapraklar alevlenir ve eğer hemen görü­lüp söndürülmezse yangın büyüyerek dene­timden çıkar. Ormanlık bölgelerde yangın gö­zetleme kuleleri ve yangın tehlikesine karşı uyanık orman görevlileri vardır. Zaman za­man devriye uçaklarıda hangi bir duman olup olmadığını havadan denetler. Eğer bir yangın yayılmaya başlamadan önce saptanabilirse kolayca söndürülebilir. Ama yangın çok büyükse, itfaiyeciler ya helikopterle yada uçaklardan paraşütle atlayarak hızla yangın yerine ulaşırlar. Uçaklar yangına havadan kimyasal söndürücüler püskürtür. Yangının yayılmasını önlemek için yangının çevresinde­ki bir kuşak boyunca bitkiler buldozerlerle te­mizlenir. Genellikle bu kuşak çevresindeki ağaçlar denetim altında yakılarak yangın bu­raya gelince yanacak bir şey kalmamış olması sağlanır. Ağaçtan ağaca atlayarak genişleyen yangın buraya ulaştığında ateşin atlayabilece­ği bir ağaç olmadığı için yangının yayılması durur. Yangın söndürme ekipleri son ateş parçası sönene kadar çalışmalarını sürdürür­ler. Bütün bu gelişmiş söndürme yöntemleri­ne karşın orman yangınları her yıl büyük za­rarlara neden olmaktadır.

Ormanları yangınlara karşı korumak için öncelikle şunlara dikkat edilmesi gerekir:
  • Ormanlara cam ve cam kırıkları atılmamalı. Cam, güneş ışığını bir büyüteç gibi çimenlere çeker. Çimenler, tutuşarak çimenlerin alevlenmesine yangının oluşmasına neden olacaktır.
  • Mangal küllerini soğutmadan dökmemeliyiz. Çünkü çimenler tutuşabilir.
  • Sigara izmariti yanık olarak atılmamalı,çünkü sigara izmariti çimenleri yakar ve yangın oluşur.
  • Bir yangın gördüğümüz zaman 0 yangın ihbar hattına bildirmeliyiz.
  • Halk görevli kişiler ve çevre örgütleri tarafından bilinçlendirilmeli, bu konuda seminerler ve konferanslar düzenlenmelidir.
Orman Yangınlarının Sebepleri Şunlardır
  • İhmal ve dikkatsizlik nedeniyle çıkan orman yangınları:
  1. Ormanda güvenlik tedbiri almadan ateş yakmak.
  2. Yakılan ateşi söndürmeden bırakmak. Özellikle mangal için yakılan ateşin söndürülmeden bırakılması.
  3. Sönmemiş sigara izmariti ve kibriti yere atmak.
  4. Orman içinde veya bitişiğindeki tarlalarda istenmeyen otları veya tarla anızını yakmak.
  5. Gece aydınlatma için ormanda ateşle dolaşmak.
  6. Cam ve cam kırıklarını ormanda bırakmak, güneş ışığının camdan yansıyarak otları yakması.
  7. Çocukların orman içinde ateşle oynamaları
  8. Eğlence veya gösteri için ormanda ateşle bir şeyler yapılması ateş yakılması
Kasıtlı çıkarılan orman yangınları
  1. Orman içinde veya bitişiğindeki tarla veya otlakları genişletmek.
  2. Orman içinde yapılan kanunsuz işleri gizlemek için çıkarılan yangınlar.
  3. Yabani hayvanları uzaklaştırmak.
  4. İş ve çıkar elde etmek.

Kaynak: MsXLabs & Temel Britannica & Vikipedi, özgür ansiklopedi


Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ormanları nasıl koruyabiliriz aci !!!!!