Arama


MeLiSSiA - avatarı
MeLiSSiA
Ziyaretçi
21 Şubat 2010       Mesaj #2
MeLiSSiA - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  olomb5.jpg
Gösterim: 1578
Boyut:  66.6 KB

İkinci yolculuk


Kolomb’un “Hint” topraklarıyla ilgili konularda sorumlu kılınan Juan de Fonseca ve öteki krallık görevlileriyle birlikte hazırlıklarını yürüttüğü ikinci yolculuğun temel hedefi koloniler kurarak yeni toprakları ekime açmak, ayrıca Hıristiyanlığı yaymaktı. Büyük ölçüde daha önce el konmuş Yahudi ve converso mallarıyla finanse edilen bu sefere katılan gemilerin sayısı 17’yi, değişik mesleklerden kişilerin ve Kolomb’un kardeşi Giacomo’nun da (Don Diego) yer aldığı mürettebatın sayısı ise 1.000-1.500’ü buluyordu.

Câdiz’den 25 Eylül 1493’te yola çıkan filo, Kanarya Adalarına uğrayarak buradan ikmal malzemeleri ve canlı hayvanlar aldıktan sonra 13 Ekim’de yeniden denize açıldı. Anakaraya ulaşmak için bu kez güneybatı yönünde bir rota izleyen Kolomb, alize rüzgârlarının da yardımıyla sorunsuz geçen bir yolculuğun ardından 3 Kasım’da Marie- Galante’de karaya çıktı. Guadeloupe ve Porto Riko adalarına uğradıktan sonra Espanola’ya geçti. Birinci yolculukta bıraktığı koloninin Yerlilerce ortadan kaldırıldığını görünce, adanın daha elverişli bir yerinde Yenidünya’nın ilk Avrupa yerleşmesi olan Isabella’yı kurdu.

Isabella’dan yolculuğun gelişimini ve yeni tasarılarını bildirmek üzere Antonio de Torres’i Ispanya’ya gönderen Kolomb, bu sırada kendisini hedef alan bir komployu açığa çıkararak elebaşıları sert önlemlerle sindirdi. Ardından Isabella’yı henüz deneyimsiz olan kardeşi Diego’nun yönetimine bırakarak, altın yataklarının bulunduğuna inanılan Cibao bölgesine gitti (12 Mart 1494). Burada Santo Tomâs adıyla müstahkem birryerleşme kurarak başına M. P. Margarite’yi getirdi. Isabella’ya dönüşünde (29 Mart) yiyecek sıkıntısı nedeniyle baş gösteren huzursuzluğu gidermek için başvurduğu baskıcı yöntemler, dinsel işlerden sorumlu rahip Bernardo Buil ile çatışmaya girmesine yol açtı.

Her iki yerleşmede de sorunlar sürerken, Küba’da bir keşif gezisi yapmak üzere 24 Nisan’da yeniden denize açıldı. Beş gün sonra Küba açıklarındayken kararını değiştirerek güneye yöneldi ve 5 Mayıs’ta Santiago adını verdiği Jamaika’ya ulaştı. Yolculuğunu batı yönünde sürdürerek Küba kıyılarını 240 km kadar izledikten sonra, Küba’nın anakara olması gerektiği sonucuna vararak geri dönmeye başladı.

197 Kolomb, Kristof Evangelista adını verdiği Juventud Adasına uğrayarak ve Jamaika’nın güneyinden geçerek 29 Eylül’de Isabella’ya vardı.
Kolomb’un Yenidünya’ya gelmiş olan öteki kardeşi Bartolomeo’yu adelantado unvanıyla komutanlığa getirmesi, Isabella’ da süregelen hoşnutsuzlukları daha da artırdı. Bu sırada Margarite ve Buil de yakınmaları saraya bildirmek üzere Isabella’dan ayrılmış bulunuyordu. Ispanya’dan dönen Torres’in İspanyol hükümdarlardan getirdiği destekleyici mektuplardan cesaret alan Kolomb, Yerlilerin rahat durmadığını öne sürerek Mart 1495’te bir “cezalandırma” seferine girişti.

Gerçekte Yerlileri köleleştirmeye yönelik olan seferin başarıyla tamamlanmasından sonra, Torres’i ve kardeşi Diego’yu 500 kadar Yerli tutsakla birlikte İspanya’ya gönderdi. Ama bu girişim Margarite ve Buil’in Ispanya’da Kolomb aleyhine yarattığı olumsuz havayı dağıtamadı. Sarayın durumu incelemekle görevlendirdiği Juan de Aguado Espanola’ya ulaştığında (Ekim 1495), Kolomb’un koymuş olduğu altın vergisi nedeniyle Yerlilerin ayaklanmanın eşiğine geldiğini gördü. Aguado ile girdiği yetki çatışmasında büyük ölçüde yıpranan Kolomb, Bartolomeo’yu valiliğe atadıktan sonra adada inşa edilen bir karavelayla 10 Mart 1496’da İspanya’ya doğru yolculuğa çıktı. Birkaç haftayı yolu üzerindeki adalarda kalarak geçirdikten sonra 20 Nisan’da okyanusa açıldı ve 11 Haziran’da Cadiz’de demirledi.

Üçüncü yolculuk


İspanya’ya ulaştığında yeni topraklar için hazırladığı kolonileştirme programıyla hakkındaki olumsuz yargılan silmeyi başaran Kolomb, eski ayrıcalıklarını koruduğu gibi bazı yeni maddi destekler de elde etti. Ayrıcalıklarının bütün Yenidünya’yı kapsadığı düşüncesiyle, sarayın markilik unvanıyla birlikte önerdiği Espanola’daki geniş bir mülkü geri çevirdi. Mali güçlükler nedeniyle hazırlıkları ancak 30 Mayıs 1498’de tamamlanan üçüncü yolculuğuna altı gemiyle Sanlücar’dan başladı. Kanarya Adalarına ulaştıktan sonra üç gemiyi doğrudan Espanola’ya göndermeye ve öteki üç gemiyle güneybatı rotasını izlemeye karar verdi. Cabo Verde (Yeşil Burun) Adalarına uğrayarak bir süre Sâo Tiago’da demirledi.

Burada daha güneyde bazı adaların varlığından söz edildiği için 13 Temmuz’a değin güney yönünde ilerledi, ardından batıya döndü. Amazon’un ağzına dört günlük bir mesafeye ulaştığında rotasını değiştirdiği için anakaraya koşut olarak yol almaya başladı. Anakarayı bulma umudunu yitirerek rotayı kuzeye çevirme emri verdiği bir sırada üç doruğun yükseldiği bir kara parçasını gördü. Trinidad adını verdiği adanın çevresinde dolaşarak Paria Körfezine girdikten sonra anakaraya ayak bastı. Ama çıktığı yeri yeni bir ada sandığından bir an önce Küba’ya ulaşmak üzere yeniden denize açıldı. Körfeze büyük miktarda tatlı su boşaldığını gözlemekle birlikte, bunu armut biçimli olarak tasarladığı Yer’in tepesindeki dört efsanevi Cennet ırmağından birinin ağzına ulaştığı biçiminde yorumladı. Bu arada Paria Yarımadasına çıkan bir ekibin inci gerdanlıklar takmış Yerli kadınları görmesi, Doğu’ya ulaşıldığının bir kanıtı olarak İspanyollar arasında büyük heyecan uyandırdı.

Kolomb Espanola’ya vardığında, Isabella’ ya alcalde olarak atamış olduğu Francisco Roldân’ın adanın güneybatısındaki Xaraguâ’da bulunan kardeşlerine karşı başkaldırdığını gördü. Uzun çabalardan sonra çeşitli ödünler vererek ayaklanmayı bastırdı.

Bu sırada Paria’daki incileri duyarak keşif izni alan Alonso de Ojeda’nın küçük bir filonun başında Espanola’ya ulaşması (Eylül 1499) Kolomb’a yeni güçlükler çıkardı. Ojeda’yı karşılamak için gönderilen Roldan’ın Xaraguâ’daki karışıklıkları bastırmak için Kolomb’un emriyle giriştiği baskılar, Kolomb’un İspanyol sarayındaki konumunu iyice sarstı.

Kolomb’un kötü yönetimine ilişkin haberler üzerine sarayın Espanola valisi ve başyargıcı olarak geniş yetkilerle donattığı Francisco de Bobadilla, Ağustos 1500’de Santo Domingo’ya vardı. Bu sırada adanın her yanma yayılmış olan ayaklanmayı sindirmek için Kolomb Concepciön’da, Diego Santo Domingo’da, Bartolomeo da Xaraguâ’ da geniş çaplı idamlara girişmiş bulunuyordu. Santo Domingo’yu zorla ele geçiren Bobadilla, Kolomb kardeşleri tutuklatarak Ispanya’ya götürmek üzere gemiye bindirdi. İdam edilmekten çekinen Kolomb, yolculuk boyunca kendisine iyi davranılmasma karşın zincirlerinin çözülmesini reddetti. Kasım 1500’de zincirli olarak Câdiz’de karaya çıktıktan sonra saraydan yakınlık görmekle birlikte, Yenidünya’nın yönetiminin elinden alınmasını önleyemedi. Bunun üzerine yeni topraklar üzerinden bir geçit bularak Kudüs’ü ele geçirmeye yönelik bir sefer için saraydan izin almaya çahştı.

Dördüncü yolculuk


Bobadilla’nm yerine atanan Nicolas de Ovando’nun yola çıkmasından birkaç ay önce (Ekim 1501) sefer hazırlıklarına başlayan Kolomb, dört gemi satın aldı ve yeni bir mürettebat oluşturdu. En büyük oğlu olan 21 yaşındaki Diego’yu temsilcisi olarak sarayda bırakırken, 13 yaşındaki Femando’yu yanına aldı. Bu arada Espanola’ya uğramak için izin alma girişimi sonuçsuz kaldı. 9 Mayıs 1502’de Câdiz’den yola çıktı.
Ad:  kolomb3.JPG
Gösterim: 1819
Boyut:  103.1 KB
Gene Kanarya Adalan üzerinden okyanusa açılarak 15 Haziran’da Matininö (bugün Martinik) adını verdiği adaya ulaştı. Daha sonra krallık yasağını çiğneme pahasına Santo Domingo’ya yöneldi; Bobadilla’nm el koyduğu mülklerini geri verme emri verilmiş olan Ovando’nun kendisiyle görüşmemesi üzerine Jamaika’ya geçti. Filosundaki bir ayaklanmayı bastırdıktan sonra Honduras kıyılan boyunca ilerleyerek 14 Temmuz’da Gracias a Dios Burnuna ulaştı. Adamlarının disiplinsizliği, Yerlilerin saldınlan, yiyecek sıkıntısı ve şiddetli fırtınalar nedeniyle büyük güçlükler içinde geçen bir yıllık yolculuğundan önemli bir sonuç elde edemedi. Sonunda bitkin ve terk edilmiş olarak Jamaika’da bir koya sığındı (23 Haziran 1503).

Ovando’nun gönderdiği iki karavelayla Espanola’ya giderek dönüş yolculuğuna başladı. Kasım 1504’te eklem iltihabından kötürümleşmiş olarak Sanlûcar’da karaya çıktı. Güçlükle sürdürdüğü bir yolculuğun ardından Mayıs 1505’te Segovia’da Kral Femando’nun huzuruna çıktı. Ferüando Kolomb’un isteği üzerine eski dostu Diego de Deza’ya sorunlarıyla ilgilenme görevini vermekle birlikte, “Hint Adalarının yönetimi ve mülkiyeti”yle ilgili hak iddialarını kabul etmedi.

Bu arada yolculuklarına ilişkin anılarını yazan Kolomb, hastalığının giderek kötüleşmesi üzerine Valladolid’de vasiyetini yazdırdı, iki gün sonra da öldü. Aynı yerde gömülen cenazesi 1513’te Sevilla’daki bir Chartreuse manastırına taşındı. 1542’de mezarından çıkarılan kemikleri Espanola’ya götürülerek Santo Domingo Katedrali’ne gömüldü.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 1 Ağustos 2016 21:54