Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İskitler (2.Bölüm)




iskitaltnaplikch9
Tüm yaşamları doğa ile savaşım ve kaynaşma olan bu insanlar zaman zaman bazı korkunç ve garip doğa olayları ile karşılaşmışlardır. Açıklayamadıkları bu tür doğal olayları genellikle ruhlara bağlamışlardır. İskitler kutsal saydıkları her şeyin ve cismin bir ruh taşıdığına inanmışlardır. Greklerle temastan önceki İskit dininde Şamanizme ait önemli kalıntılar bulunmaktadır. Şamanizm genellikle Orta Asya ve Sibirya kavimlerinin dini olup, sihirbaz anlamına gelen şaman sözcüğünden türetilmiştir. İskitler'de de Şamanların varolduğu Herodot tarihinden öğrenilmektedir. Şamanizm İskitler aracılığı ile Traklara da geçmiştir. İskit dininde Şamanizm ile beraber görünen öğeler Türk-Moğol kültüründe de bulunmaktadır. Daha sonraları Hıristiyan bağnazlığı içindeki bazı tarihçiler Şamanizmin din sayılmaması gerekliğini savunmuşlardır. Onlar Şamanların din adamı değil, birer sihirbaz olduklarını ileri sürmüşlerdir. Bir kısım tarihçiler ise Şamanizmi göktanrı ile yertanrı arasında yer alan bir din olarak açıklamışlardır.


İskit Sanatı

İskitler göçebe bir ulus olmalarına karşın kendi dönemlerinde önemli bir uygarlık yaratmışlardır. İskit eserleri günümüzde bile o bölgede görülebilmekte, bazıları ise müzelerde izlenebilmektedir. Özellikle İskit vazosu Batı dünyasında çok tanınmıştır. Arabalarda yaşayan İskitler kendi yaptıkları eşyalarını da beraberlerinde taşırlardı. Mücevherden başlayarak çeşitli süs eşyası yapan İskitler, yepyeni bir sanat yaratmışlardı. Daha sonraları aynı bölgeye gelerek yaşayan ve devlet kuran Hunların da İskitlere benzer bir yaşam biçimine ve özelliklere sahip bulunması da İskitlerin Türk olması savını güçlendirmekledir. İskitlerin kültür ve sanat eserleri de bu savı doğrulamaktadır.

İskitlerle ilgili kazılar, İskitlerin gelişmesi hakkında genel bir görüş vermektedir. Başlangıçta İskit kültür merkezi güneydoğu bozkırlarına, Kuban ve Taman Yarımadası'na doğru kaymaktadır.

Martonaşa ve Melgunov kazılarının gösterdiği gibi İskitler Güney Ukrayna'da aşağı Dinyeper ve aşağı Buğ arasında dağınık bir egemenlik kurmuşlardı. Ancak M.Ö.IV. asırda İskit kültürü Ukrayna'da gelişebilmiştir.

iskitaltnaplik2ui5 iskitaltnbro2vd4

Solokha ve Denev kurganlarının gösterdiğine göre ise M.Ö.III. yüzyılda İskit uygarlığı en üst düzeyine çıkmıştır. İskit yayılmasının Batı'da erişebildiği en kuzey uç kuzeydeki ormanlık bozkırların sınırı Voronej yöresi olmuştur.

Kuzeydoğuya doğru İskit yayılması yukarı çıkarak Saratov bölgesine erişmiştir. Bu bölgede yapılan önemli kazılar Savromal adlı bir İskit boyunun bu bölgede yerleştiğini açıklığa kavuşturmuştur. İskitler Ukrayna'da tam bir köylü kültürü yaratmışlardır. İskitler yarattıkları yüksek kültür ile komşu ulusları da etkileri altına almışlardır. Bugün müzelerde bulunan sanat eserleri İskitlerin uygarlık düzeylerinin ne kadar yüksek olduğunu göstermekledir. İskit sanatı doğrudan Yunan sanatını da etkilemiştir. Doğu'dan gelen göçler nedeniyle İskitler Avrupa'nın batısına doğru göç etmeye başlayınca İskit sanatı bütün Avrupa'ya yayıldı. İskitlerin yalnız erkekleri değil, kadınları da usta savaşçı idiler. İskit kadınlarının cesaretleri ve beceriklilikleri dillere destan olmuştur. İskit toplumunda kadının yeri çok yüksekti. Toplumun ve devletin en üst makamlarına kadar kadınlar yükselebiliyorlardı. İskit hükümdarları arasında kadınların da önemli yeri vardır.

İskitler çiftçi ve göçebe olmak üzere ikiye ayrılırlardı. Çiftçiler daha uygardılar. Göçebeler ise arabalarda yaşarlardı. Elverişli buldukları yerlerde uzun süre yaşarlar, sonra da kendilerine yeni yurtlar ararlardı. İklim ve mevsime göre İskitlerin yurtlarını değiştirdikleri anlaşılmıştır. Arabaları iki, üç veya daha fazla öküz ile çekilirdi. Göç zamanında kadınlar araba içinde, erkekler at üstünde, arabaların yanında giderlerdi. Asya'nın kuraklığı yüzünden durmadan göç ederler, ancak elverişli bir yer bulduktan sonra yerleşirler ve ilkel köy toplulukları oluştururlardı. Eski Türkler'de olduğu gibi İskitler'de en geçerli hayvan at idi. Kesilen kurbanlar kazanlarda pişirilerek dağıtılırdı. İskitler şarap yaparlar ve içmeyi severlerdi. Şarabın yanında İskitlerde kımız gibi bir içkinin bulunması da bu kavimin Türklüğünü gösteren başka bir göstergedir. İçkiyi seven İskitler, içki içmenin yöntemini de bilirlerdi. Eski tarih kitaplarında Ispartalılara susuz şarap içmesini İskitlerin öğrettiği yazılıdır.

İskitler M.Ö.VI. yüzyılda Ön Asya'ya akınlar yaptıkları sırada bronz çağını bırakarak demir çağına geçmişlerdir. İskit sanatının başlangıcı Kelt-Tuna bölgesindeki Hallstat demir tekniğinden de geniş ölçülerde yararlanmıştır. Bronz tekniği konusunda ise aynı bölgede İskitlerden önce yaşamış olan proto-Türk bir kavim olan Kimmerlerin İskit sanatı üzerinde geniş etkileri olmuştur. Kuban bölgesinde bulunan İskit dönemi sanat eserlerinin bir kısmında ise Asur ve Babil sanatının etkileri görülmüştür. İskit hayvan sanatı, Asur veya Yunan natüralizminin süsleme biçimine dönüştürülmesiyle meydana gelmiştir.

iskitaltnbropg4
Altın Broş Petersburg/Hermitaj Müzesi


İskitlerde İnanç ve Gelenekler


Atlı kavimler uygarlığının kurucusu olan İskitler Çin'den Tuna'ya kadar olan geniş bozkırlara egemen olmuşlardır. Helenistik dönemde İskit sözcüğü tüm kuzey ve doğu barbarlarını içine almıştır. İskitler her bakımdan atlı bir uygarlığın temsilcisi oldukları için barbar sözcüğü ile tanımlanmışlardır. Tüm göçebelerde ve dağlı kavimlerde olduğu gibi İskitlerde de ruhsal yaşama inanış öncelik taşımıştır.