Arama


DiSs-eR - avatarı
DiSs-eR
Ziyaretçi
8 Nisan 2010       Mesaj #3
DiSs-eR - avatarı
Ziyaretçi
ABSOLUTİZM
Mutlak hükümet idaresi prensibine verilen ad. Halkın devlet idaresinde ne temsil etmek hakkı, ne oy vermek, ne de başka bir hakkı vardır.

ARİSTOKRASİ
Sınıf farkı güden memleketlerde, soylu sayılan sınıfın idaresi. Yunanca bir kelime olan Aristokrasi (Aristocratie), “en iyinin saltanatı” anlamına gelir. Türlü zamanlarda, birçok bilginler tarafından çeşitli tarifleri yapılmıştır.

Yunan felsefesinde aristokrasi, hükümetin, insan olgunluğu ülküsüne en çok yaklaşan kimseler tarafından idare edilmesi, kafaca ve ahlâkça üstün olanların saltanatı demektir. Bir doktor nasıl hastalarının iyiliği için çalışırsa, aristokratlar da, idare ettikleri toplumun yararları için çalışırlar.

CUMHURİYET
Devlet Başkanının millet tarafından belirli süreler için seçildiği devlet şekli. Yeryüzünde bulunan çeşitli devletlerin idare biçimleri, türlü şekiller gösterir. Bir kısım ülkelerde bütün idare, tek bir İnsanın elinde toplanmıştır. (mutlakiyet idaresi). Bir kısım ülkelerde de idare, bir kişinin elinde değil küçük bir topluluğun elinde toplanır, (oligarşi). Bir kısım ülkelerde de idare, bir kişinin ya da bir topluluğun elinde değil, o ülkenin sınırları içinde bulunan bütün vatandaşların elidedir. Halkın, halk tarafından, halk için idaresi diye özetlenen bu idare şekli de “demokrasi” dir. Demokrasi ile idare edilen devletlerde, iki şekil görülür. Meşrutiyet ve Cumhuriyet. Meşrutî demokrasilerde, milletin oyu ile meydana gelmiş bir Millet Meclisi ve bu Meclisin kontrolü altında bulunan bir hükümet ve idare mekanizması olmasına karşılık, devlet başkanlığı, “kral” tarafından temsil edilmektedir. Kralın yetkileri ve vazifeleri, kısıntılar içindedir ve devleti yönetme yetkisi, Meclis'le bu Meclisin kontrolü altında bulunan Bakanlar Kurulunda toplanmıştır.

Demokrasi ile yönetilen ülkelerdeki öbür şekil de “Cumhuriyet” tir. Cumhuriyet idaresinde, kesin olarak, “bir halk idaresi” görülür. Bu idare şeklinde halk, kanun yapmak kudretini doğrudan doğruya kullanabileceği (vasıtasız hükümet) gibi, bu kudreti, bizzat seçtiği bir heyete de verebilir (temsilî hükümet). Her iki şekilde de devletin temsilcisi, belli bir süre için seçilmiş bulunan “Cumhurbaşkanı” dır. Cumhuriyetlerde yürütme (icra kuvveti) erki, halk tarafından seçilmiş olan başkan ya da diktatör gibi bir şefe bırakılmış ya da bir heyete verilmiş olabilir.

DEMOKRASİ
Halk egemenliğine dayanan yönetim şekli. Bu deyim Yunanca “demokratla” kelimesinden gelmektedir. Yunanca demos halk, kratos iktidar demektir.

Mutlak demokrasi'de halk devleti doğrudan doğruya yönetir. Temsili demokrasi'de ise idare, halk tarafından seçilen ve zaman zaman değişen temsilcilerin elindedir.

Uzun tecrübeler ve düşünceler demokrasi mefhumunda zamana ve mekâna göre başka başka şekiller meydana getirmiştir. Böyle olmakla beraber, demokraside değişmeyen genel fikirler şunlardır:

a) — Demokraside, toplumun idaresinde çoğunluğun menfaatine uygun bir yol tutulur. Bunu bir kişiye ya da bir sınıfa bırakmak doğru değildir. Böylece, bir toplumun idaresinde, o topluma bağlı her ferdin bir sözü ve bir oyu bulunur ve yönetim çoğunluğun isteğine göre yürütülür.

b — Toplumda, sosyal, iktisadî ve siyasî alanlarda herkese tam bir eşitlik sağlanır.

c — Kanun karşısında herkes tam bir eşitlik altında bulunur. Kanun karşısında herkes eşittir ve kanunlar her ferde aynı surette uygulanır.

Tarih : Demokrasi fikri, kök saldıktan ve yayıldıktan sonra, tatbiki, her memlekette şartlara göre değişik şekiller göstermiştir.

DİKTATÖRLÜK
Bir devletin idaresinin, kayıtsız şartsız bir kişinin elinde bulunduğu yönetim şekli. Yöneten kimseye de “diktatör” adı verilir. Kelimenin aslı, Lâtince “dictator” kelimesidir. Bu yönetim şekli, ilkin Roma Cumhuriyeti devrinde kullanılmıştır. Memleketin güvenliğini ilgilendiren acele bir durum karşısında, bir kimse senato tarafından yedi yıl süresince “diktatör” olarak tâyin edilir ve memleket bu yıllar içinde, o kimsenin, kayıtsız-şartsız idaresinde bulunurdu. Bu devrenin sonunda ise, çekilmeye mecburdur.

KOMÜNİZM
İnsanların saadeti için, herkesin ihtiyacına göre her türlü mala ortak olması gerektiği fikrini güdenlerin mesleği. Komünizm, istihsal vasıtalarının birlikte kullanılmasını savunan “kollektivizm” den daha ileri olarak, servetin bölünmesinde de beraberlik fikrini kabul eder. Komünizm, Rus Bolşeviklerinin elinde türlü gelişimler göstermiş, sonunda Sovyetler Birliği'nin dünyayı tek bir devlet haline getirebilme ihtirasında bir alet haline gelerek hür dünya milletleri için bir tehlike durumuna girmiştir.

PARLAMENTER REJİM
Bir devlet yönetiminin bir yandan sorumsuz bir devlet başkanı, öte yandan parlâmentoya karşı sorumlu olan bir Bakanlar Kurulu kanalı ile belli şartlarda ortaklaşa yürütülen yönetim sistemidir. Parlamenter rejimlerde, devlet başkanlığında bir kral bulunsa bile yönetim şekli, parlâmentoya karşı sorumlu bir Bakanlar Kurulunun olması halinde, parlamenter rejim olur.

Parlâmento, devlet başkanlığı ve bakanlar kurulunun sorumluluk dereceleri ve yetkileri, her devlette değişiklikler gösterebilir.

MONARŞİ
Bütün siyasî kuvvet ve nüfuzun, hiç kimseye karşı sorumlu olmayan bir şahısta toplanması rejimi.

İSLAM CUMHURİYETİ
Bu yönetim şekli bazı İslam ülkelerinde geçerlidir; Afganistan, İran, Moritanya, Pakistan gibi. İslami yasaların anayasanın üzerinde olduğu, bunun yanında yönetimin monarşik olmayıp yöneticilerin seçimle işbaşına geldiği bir düzeni amaçlar.

RAŞİDİ HİLAFET
İslâm şeriatının hükümlerinin hakim kılınıp İslâm davetinin tüm insanlığa taşınması için yeryüzündeki tüm müslümanların önderliğidir ,İslami siyasi ve hukuki yönetim şeklidir bir bakıma...

Yönetim Şekilleri.