Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
24 Mayıs 2010       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Lütfen Ya Bulunn... Söyleyin..... Ben değilse başkaları öğrensinn.... Ben 1 Misafir Msn Happy

Yeni İsmi Bölen
Bölme
Bölüm
Bölünebilme
Çarpı
Çarpan
Çarpanlara Ayırma
Çember
Çıkarma
Dikey
Limit
Ondalık
Parabol
Piramit
Prizma
Sadeleştirme
Pay
Payda
Teğet

Eski İsmiMaksumunaleyh
Taksim
Haric-i Kısmet
Kabiliyet-i Taksim
Zarb
Mazrup
Mazrubata Tefrik
Muhit-i Daire
Tarh
Amudi
Gaye
Aşar'i
Kat'ı Mükafti
Ehram
Menşur
İhtisar
Suret
Mahrec


Hatt-ı Mümas Bu Arapça kökenli kelimelerle matematik yapmanın ve yapılanların ne ifade etmek istediğini anlayarak çağdaşlık yolunda ilerlemenin ne denli zor ve zahmetli olacağını anlatmaya gerek olmasa sanırım. Atatürk'ün bulduğu bu ve bunlar gibi bir çok terimler günümüzde hala geçerliliğini korumakta ve matematiği bizler için daha anlaşılır kılmaktadır.
Atatürk bu terimlerin yer aldığı 1937 yılında yayımlanan bir de geometri kitabı yazmıştır. Bu kitapta kullanılan yeni terimler ayrıntılarıyla açıklanmış ve üzerlerine örnekler de verilmiştir. Bu kitap geometri öğretenlere ve bu konuda
bilgi edinmek isteyenlere kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca yayınlanmıştır.
Mustafa Kemal bu geometri kitabını yazarak matematiğe daha anlaşılır yeni terimler kazandırmak isteğini Sivas'ta girdiği bir geometri dersinde ortaya koymuştur. Atatürk 13 Kasım 1937 tarihinde Sivas'a gitmiş ve 1919 yılında Sivas kongresinin yapıldığı lise binasında bir geometri (o zamanki adıyla hendese) dersine girmiştir. Bu derste öğrencilerle konuşmuş ve geometri üzerine çeşitli sorular yöneltmiştir. Ders esnasında eski terimlerle matematik öğreniminin ve öğretiminin zorluğunu bir kez daha saptayan Atatürk "Bu anlaşılmaz terimlerle bilgi verilemez. Dersler Türkçe terimlerle anlatılmalıdır." Diyerek bu konudaki kesin yargısını açıkladıktan sonra, dersi kendi buluşu olan Türkçe terimlerle ve çizimleriyle anlatmıştır. Bu sırada derste Pisagor teoremini de çözümlemiştir.
Elbette ki, matematik ve geometri bilgisi yeterli olmayan bir insanın bilimsel ve dolayısıyla toplumsal açıdan bu denli önemli bir çalışmayı ortaya çıkararak nesiller boyu kabul edilebilir bir forma sokması mümkün değildir. Böylece Atatürk sadece siyasi ve idari alandaki dehasıyla değil, sayısal dünyadaki üstün başarısıyla da karşımıza çıkmış oluyor.
Sizin de gördüğünüz gibi Atatürk’ün yaşamında matematiğin önemi bugüne kadar bildiğimiz veya ilkokullarda öğrenmiş olduğumuz gibi matematik öğretmeninin ona "Kemal" ismini vermesinden çok ötedir. Matematiğin bilimsel gelişme acısından anlaşılır bir dilde öğretilmesi gerektiği düşüncesi ve bu konudaki çalışmaları sayesinde bize kazandırdığı onca güzelliğe bir yenisini daha eklemiştir. Umarım bu yazıyla birlikte onun başlattığı bilimsel gelişme arzusunun bizler için de ne kadar gerekli olduğunu hatırlar ve bunun yanında sade ve anlaşılır bir dile sahip olmanın bir toplumda her alanda ne denli gerekli olduğunu daha iyi anlamış oluruz.