Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Ağustos 2010       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Peygamberlik mertebesinden sonra gelen ilk mertebeye İslam'da şehitlik mertebesi denir. Allah katında şehitliğin karşılığını bizzat Allah kendisi verir. Bu mertebe büyük bir mertebedir. Allah rızası için, din, vatan, namus için yapılan savaşlarda ölenlere şehit denir. Bakara süresi 154. ayette Allah:
“Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler. Fakat siz bilmezsiniz.”
demektedir. Malını, canını, ırzını, diğer Müslümanları müdafaa ederken, haksız yere öldürülenler mükellef ve Tahir (temiz) bir Müslüman da şehittir. Resulullah (sav) bir hadislerinde:
“Malını muhafaza uğruna öldürülenler şehittir. Kim hayatı uğruna öldürülürse o da şehittir.”
buyurmaktadır. Müslüman sıdkıle şahadete namzet yaşamalıdır. Bu konuda, peygamberimiz bir başka hadislerinde:
“Her kim samimi olarak şahadeti dilerse, Allah o kişiyi şehitlerin mertebesine ulaştırır. Velev ki, yatağında ölmüş olsun.”
Savaş meydanında çarpışma esnasında yaralanıp daha sonra ölenler, hata yolu ile öldürülenler, suda boğulanlar, depremde bina altında hayatını kaybedenler, ateşte yananlar veba, taun, ishal, sıtma, zatülcenp hastalıklarımdan birine veya akrep sokmasıyla ölenler, loğusa halinde ölen Müslüman kadın, gurbet ilinde, ilim yolunda, cuma gecesi ölen, sevabını Allah'tan bekleyen müezzin, ailesinin nafakası için meşru bir işte ölen, evinde veya başkabir yerde öldürülmüş bulunan Müslüman Hükmü şehit mertebesindedir.
Şehid Kimdir?
Allah yolunda canını feda eden bir müslümana şehid denir.
Şehidlik, İslâm'da en büyük mertebedir. Şehidlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin Peygamberlikten sonra şehidlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehidlerin bütün günah ve kusurları Allah tarafından afvedilmektedir.

Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri "ölürsem şehidim, kalırsam gazi..." inancıdır. Bu durum, ayette "iki güzelden biri" şeklinde ifade edilmiştir. (Tevbe Sûresi, 52) Yani, mü´min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır: Ya galip gelecek, ya şehit olacaktır. (İbnu Kesir, IV, 102; Nesefi, II, 130)
Halid b. Velid´in İran komutanına söylediği şu sözler, şehitlik kavramının müslümanlara neler kazandırdığını gösteren güzel bir misaldir:
"Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla size geldim." (Abdü rabbih, s., 387)
Şüheda hayatı, ruhani bir hayat, daha doğrusu hakiki bir hayattır. (Yazır, I, 547) "Şehit kendini hayatta bilir." (Nursi, Hutbe-i Şamiye, s., 122) Ölümün acısını hissetmeden, kendini daha güzel bir alemde bulur.

Hz. Peygamber (asm.), Uhud´da hayatını kaybeden 70 şehitle ilgili olarak şunu bildirmiştir:
"Kardeşleriniz Uhud´da şehit olunca, Allah onların ruhlarını yeşil kuşların cevfine koydu. Cennetin nehirlerinden içerler, meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altından kandillerde yerleşirler. Yiyecek, içecek ve istirahatlerinin güzelliğini görünce "keşke, derler Cennette hayatta olup, rızıklandırıldığımızı biri dünyadaki kardeşlerimize haber verse. Ta ki, cihaddan geri kalmasınlar, savaş esnasında kaçmasınlar". Cenab-ı Hak, "sizin bu halinizi onlara ulaştıracağım" der ve şu ayetlerle bildirir." (Ebu Davud, Cihad, 25)
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler” (Al-i İmran Sûresi, 169-171)
Şehîd-i Kâmil Kime Denir?
Hem dünya hem de âhiret itibariyle şehid sayılan kimselere, şehîd-i kâmil denir. Bunlar muharebede öldürülenler, yahut âsiler, eşkıyalar, anarşistler veya evinde hırsızlar tarafından gadren ve zulmen öldürülen kimselerdir. Bir müslümanın şehîd-i kâmil sayılabilmesi için 6 şart lâzımdır:

  • Müslüman olmak.
  • Akıllı olmak.
  • Bâliğ olmak.
  • Cünüp olmamak, hayız ve nifas hâlinde bulunmamak.
  • Vurulmanın akabinde hemen ölmüş olmak. Vurulduktan sonra, ölmeden önce, yeyip içer, tedavi görürse, vurulduğu yerden başka tarafa taşınırsa veya üzerinden bir namaz vakti geçecek kadar yaşarsa, kâmil şehidlik kısmından çıkar. Uhrevî şehîd olur.
  • Öldürülmüş olmasından dolayı, öldüren kimseye kısas icab etmek. Yani, kasden öldürülmüş olmak. Hatâen öldürülme durumlarında, katile kısas vâcib olmadığı için, maktûl şehîd-i kâmil kısmına girmez. Şehîd-i kâmiller, yıkanmadan kanlı elbiseleri ile gömülürler. Hz. Ömer ile Hz. Ali'de bu şartlardan biri bulunmadığı için yıkandılar; Hz. Osman ise, yıkanmadan gömüldü.
Şehîd-i Uhrevî Kime Denir?
Dünya itibariyle şehid sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat âhirette şehid muamelesi gören kimselere şehîd-i uhrevî denir. Şehîd-i kâmil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler:

  • Suda boğulanlar.
  • Ateşte yananlar. (İbnu Mace, Cihad, 17)
  • Enkaz altında kalanlar.
  • Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler.
  • Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler.
  • İlim yolunda ölenler.
  • Ciğer hastalıklarından ölenler.
  • Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar.
  • Baş ağrısından ölenler.
  • Karın ağrısından ölenler.
  • Ailesinin nafakasını helâlinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler.
  • Cuma gecesi ölenler.
  • Gurbet ilde vefat edenler.
  • Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler...
(Savaş dışındaki şehîdler hakkında hadisler için bakınız: Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu'l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, I, 22, 23, II, 323, 325).

Şehîd-i Hükmî Veya Şehîd-i Dünyevî Kime Denir?
Bunlar münafıklardır. Bunların kalblerinde bulunan nifak emaresini sadece Cenâb-ı Hak bildiği için, dünya itibariyle şehid muamelesi yapılır. Çünkü bunlar, dış görünüşleri itibariyle müslümanlardırlar, fakat kalbleri itibariyle kâfir.

Şehidlerle İlgili Bâzı Hadîs-i Şerîfler:

  • "Malını müdafaada öldürülen şehiddir, ırz ve nâmusunu müdafaa ederken öldürülen şehiddir, nefsini müdafaada öldürülen şehiddir..."
  • "Şehidleri kanları ile sarın. Zira Allah yolunda açılan bir yara kıyâmet günü mahşere geldikte, o yara, rengi kan rengi, kokusu misk kokusu olarak kanar..."
  • "Şehidler cennetin kapısında, nehrin parlak zinetinde, yeşil çadırdadır. Sabah - akşam rızıkları Cennetten onlara gelir."
  • "Ma'rûfu emr ve münkeri nehiyden dolayı katledilen şehiddir."
  • "Kim Cuma günü vefat ederse şehiddir."
  • "Kim hayvanından düşüp ölürse o kimse şehiddir."
  • "Suda boğulan şehiddir, ateşte yanarak ölen şehiddir, gurbette garip ölen şehiddir, zehirli hayvan sokmasından ölen şehiddir, karın ağrısından ölenler şehiddir, bina yıkılıp altında kalarak ölen şehiddir, evinin üstünden (damdan) düşerek boynu kırılıp ölen şehiddir, üzerine büyük taş düşüp ölen şehiddir..."
  • "Din kardeşini müdafaada katlolunan şehiddir, mâsum olan komşusunu savunurken öldürülen de şehiddir..."
  • "Şehidin borçtan başka bütün günahları mağfiret olunur." (Müslim) Bâzı âlimler denizde şehid olmanın, kul borcuna dahi keffaret olacağını ileri sürmüşlerdir. "Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir." (Ebû Dâvud, Tirmizî).
  • "Kıyâmet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler..." (Tâc)
Şehid olan insanların kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilir. Şehid olmak, herkese nasib olmayan büyük bir şereftir ve mü'minler için mükemmel bir nimettir. Güzel bir şekilde yaşamak, ondan sonra Allah yolunda O'nun rızası için şehid olmak, her mü'minin hayal ettiği bir mutluluktur. İmân sahibi olan insanın böyle bir şuur ve düşünce ile yaşaması, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından ne kadar güzel bir şekilde övülmüştür:
  • "Şehid olmayı Yüce Allah'tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehidlerin derecesine eriştirir." (Müslim, İmâre, 156, 157; Ebû Davud, İstigfâr, 26; Neseî, Cihâd, 36; ibn Mâce, Cihâd, 15).
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 4 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!