Arama


Deadlylady - avatarı
Deadlylady
Ziyaretçi
22 Kasım 2010       Mesaj #2
Deadlylady - avatarı
Ziyaretçi
Kırmızı, Çinlilerin en sevdiği renklerden biridir. Bu renk, uğur ve mutluluğu simgeliyor. Mesela, her bayramda kırmızı fener asılır, düğünlerde gelinler kırmızı giysi ve kırmızı ayakkabı giyer ve kırmızı tahtırevana biner; kırmızı renk, pürüzsüzlük ve başarının sembolüdür. Ayrıca kırmızıyla güzellik kastedilir. Örneğin güzel kızlara “hong yan” deniliyor. “Hong” kırmızı, “yan” “cilt” demektir.
Batılılar, yemeklerin besin değerine büyük önem verir. Bu nedenle, Batılıların çoğu çiğ sebze yerler. Çünkü, sebzeler pişirilirken içerdiği vietminler kaybolur.
Çin’de şöyle bir ata sözü var: “İnsanlar, yemeği tanrısal olarak görür, ama yemekte önemli olan lezzettir.”. Yani Çin mutfağında, yemeğin rengi, tadı, kokusu ve biçimine önem veriliyor. Bu nedenle, Çin yemekleri yapılıken yağda kızartılması ve uzun zaman pişirilmesi kaçınılmaz. Böylece vitaminler kolayca kaybolur. Ancak günümüzde hem tadı hem de besin değerine özen gösteren Çin’de yemek pişirme yöntemlerinde bazı düzeltmeler yapılıyor.
Çin Kültürü Hakkında Kısa Bilgiler:
Çinli arkadaşlarınıza telefon ederken, sık sık şöyle bir söz duyabilirsiniz: “Zamanınız varsa evime gelin”. Bu, Çinli arkadaşlarınızın sizi resmi olarak evlerine davet etmesi değil, yalnızca size samimiyet gösterme yöntemlerinden biridir.”
Çin’de yakın arkadaşlar sıkça birbirlerini ziyaret eder ve evlerine gitmeden önce ona bir haber vermeniz yeterli olur. Günümüzde yaşam temposunun hızlanması ve modern haberleşme yöntemlerinin artmasıyla birlikte, arkadaşlar ve akrabalar arasındaki karşılıklı ziyaretler gittikçe azalıyor, onun yerine cep telefonuna kısa mesaj ve E-mail göndermek geçiyor ve bu yöntemler yaygınlaşmaya başladı. 2008 yılının Bahar Bayramı sırasında, Çin’de yeni yılı kutlamak için cep telefonuyla gönderilen kısa mesaj 15 milyara ulaştı.
Çinliler selamlaşırken, Batılılardan çok farklı değil. Mesela, buluşulduğunda “merhaba”, ayrılırken “güle güle” deniyor. Ancak, Çinliler bazı durumlarda şu sözlerle selamlaşıyorlar. Mesela: “Nereye gidiyorsunuz?” “İşe mi gidiyorsunuz?” veya “Yemek yediniz mi?”vb. Batılılar, bu şekildeki selamları pek anlamıyor. Çünkü, Batılılara göre, selamda sorulan sorular kişisel işler olarak sayılır ve genellikle sorulmaz. Bu nedenle Batılılar şöyle selamlaşır: “Merhaba! Günaydın! Nasılsınız?” veya havadan bahsediyorlar, örneğin: “Hava çok güzel, değil mi?”
Çinliler, başkalarına yardım etmeyi mutlu iş olarak görüyor. Yaşlılara saygı ve çocuklara sevgi göstermek ve başkalarına yardım etmek, güzel ahlâk olarak kabul edilir. Meslektaşlar arasında, herhangi bir kimsenin bir sıkıntısı varsa, herkes ona yardım eder. Komşular arasında, birinin çocuğu, okuldan eve dönünce, annesi ve babası henüz eve dönmemişse, komşusunun evinde ödev yapabilir ve yemek yiyebilir.
Batılılar arasında kan bağı yoksa, genellikle erkeklere “Bey, Bay”, kadınlara “Bayan, Hanım” olarak hitap edilir. Sıcakkanlılığıyla tanınan Çinliler, tanımadıklarına kibar davranıyor. Samimi göstermek için onlara da “abla”, “ağabey”, “amca” da dahil olmak üzere aile üyeleri ve akrabaları gibi ihtap eder.
Çin’de arkadaşlar veya aile üyeleri bir araya gelirken, sık sık lokantaya gidip yemek yer. Genellikle yuvarlak bir masaya oturarak, masa üzerinde bulunan çeşitli yemekleri kendi istedikleri gibi alırlar. Bazen, sıcaklık göstermek için, evsahibi konuklara yemek alır. Bu yemek yeme yöntemi, Batılı ülkelerden çok farklıdır. Batılı ülkelerde herkes kendi tabağındaki yemekleri yer ve garsonlar, genellikle önce çorba sonra yemek getirir. Çin’de ise önce yemek, sonra pilav ya da hamur işleri, en sonunda çorba verilir.
Çinliler telefon ederken ilkönce “Wei”diyor. “Wei”, Türkçe’deki “Alo” anlamına geliyor. Çinliler telefon alırken ilkönce “Alo, kimsiniz?” veya “Kimi arıyorsunuz?”diyor. Ancak Batılılar ise telefon alırken genellikle ilkönce kendi ismini veya iş yerinin ismini söyler. Mesela, “Alo, ben Ayşe.”
İlginç bir şey daha var. Yani Çinliler “1″ numarasını söylerken “yi” değil, “yao”diyor. Bu, Çinli askerlerın sayıları söylerken kullandıkları bir söyleyiş tarzı. Bunun amacı, telafuzların yakın olmasından dolayı ortaya çıkabilecek yanlış anlamaları engellemektir.
2008 yılından itibaren, Çin’de, yıl boyunca kullanılan yasal tatil günlerinin sayısı eskiden 10′ iken, bu sayı şimdi 11′e yükseldi. Bunlar arasında, yeni yılın ilk günü, “1 Mayıs Emekçiler Bayramı”, Qingming Bayramı, Duanwu Bayramı ve Ay Bayramı için birer günlük tatil, Bahar Bayramı ve Milli Gün Bayramı içinse, üçer günlük tatil yapılır.
Uzun tatiller sırasında, sehayate çıkmak yaygınlaşmaya ve daha çok sayıda kişi arabayla seyahat etmeyi tercih etmeye başladı. Kendi arabasına sahip olmayanlar ise araba kirayarak seyahate çıkıyor.

kaynak:biriyilik.com