Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Şubat 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÖN BİLGİ OLARAK ROMANIN TANITIMI
Aleksey Maksimoviç Peşkov (Maksim Gorki)’un Çocukluğum adlı bu eserini Türkçe’ye çeviren ve yayına hazırlayan Barbaros Küpçük isimli çevirmendir.
Yazar Çocukluğum adlı bu romanı 1913’te Rusya’ya döndükten sonra otobiyografi serisinin ilk örneği olarak sunar.
Çocukluğum, iç içe girmiş bir çok trajedi’nin romanı…. Dilinin sağlamlığı ve işlediği konunun tutarlılığı ile hak ettiği yeri bulamamış ama okundukça değeri anlaşılmış bir kitaptır.
Yüzyılın başlarının Rusya’nın içler acısı durumun gözler önüne seren eserde, zenginlikten yoksulluğun en alt sınırına gelmiş bir aile dramı işlenirken, baba acısı, bir türlü birlikte olunamayan ve hep uzaktan sevilen bir anne, aile içindeki çıkar ilişkileri ve ülkenin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik durum çarpıcı tahlillerle gözler önüne seriliyor. Bu eser edebi olgunluk çağının boş eserlerinden olup otobiyografik romanın en iyi örneklerindendir.
Bu roman on üç bölüm halinde verilmiştir. Fakat her bölüm bir sonrakiyle bağlantılıdır. Yani bölümler arasında anlatılan konu bakımından bütünlük sağlanmıştır.








ÇOCUKLUĞUM ROMANI’NIN MEKAN TASVİRİ
Çocukluğum romanını mekan unsurunu inceleyecek olursak;
Mekan olarak, merkezi mekan geniş mana da roman kahramanının büyüdüğü kentte, Nijni’de, dar mana da ise romanın vak’asının önemli bir kısmı da roman kahramanı Leksey’in babasının ölmeden önceki yaşadıkları evde, fakat daha geniş olarak Polevaya ve Kanatnaya sokağındaki evlerinde geçer. Bu sokaktaki evler Nijni kentinde yer almaktadır.
Anlatıcı, bu kentteki yaşadığı evleri çok açık bir şekilde gözler önüne sermese de, romanın akışı boyunca bu mekanların tasvirine de yer vermekten kaçınmamıştır. Özellikle Polevoya ve Kanatnaya sokağındaki evlerinin mekan tasvirlerini bizzat romanda sergilemişti



Çocukluğum, Gorki'nin 1921–28 yılları arasında yaşadığı İtalya'da yazdığı eserlerdendir. Babası ölünce Annesi tarafından büyük babasının evine bırakılan küçük Aleksey, oldukça zor şartlarda “hayat okuluna” adım atar. Küçük ve dar bir çevrenin yoksul insanları aralarındaki kaba ilişkiler, çetin koşullar, derin bir gözlemcilikle aktarılır Aleksey'in gözünden.
Çocukluğum, Rus edebiyatının en güzel öz geçmiş romanları sayılan üçlemenin (Çocukluğum-Ekmeğimi Kazanırken-Benim Üniversitelerim) ilk kitabıdır.


Çocukluğum


kitabın konusu: bir çocuğun babasının ölümünden sonra yaşadığı bir dizi trajedik olay ve o dönemdeki aile yaşantılarındaki bozukluk ve düzensizlikler.
kitabın ana fikri:hayatta yüzyüze geldiğimiz bazı zorluklar olacaktır, önemli olan bu zorluklar karşısında yılmamak ve hayat denen dikenli yolda yürümeye devam etmektir.
kitabın kısaca özeti:Aleksey küçük yaşta babasını kaybeder.Babasını kaybettiği gün doğacak olan kardeşi de ölü doğar.Aleksey uzun bir dönem büyükannnesiyle beraber dedesinin evinde diğer akrabalarıyla yaşamaya başlar.Dedesi ve diğerleri günlerini çeşitli kumaşlarla, onları boyamakla geçiriyorlardır.Aleksey diğer akraba çocukları gibi yaramazlık yaptığında dedesi onu cezalandırır ve dayak atar.Aleksey gün geçtikçe bu dayaklara alışır daha önceden babası onu hiç dövmemiştir.Akrabaları arasında sürekli çatışmalar vardır.Yıllar geçer Aleksey dedesi ve büyükannesi ile ayrı bir eve taşınırlar.Annesi de başka bir adam ile evlenir ve bir oğlu olur.Dedesi Aleksey'e okumayı öğretir ve Aleksey bir dönem okula da gider.Yeni babası oturdukları evi kumarda kaybettiği için annesi eski bir evde oturmak zorunda kalır ve annesinin durumu iyice kötüye gider, bir gün ölür.Dedesi de Aleksey'e artık ona bakamayacağını söyler, bunun üzerine Aleksey de ekmek parasını kazanmaya gider.