Arama


karanlık kabus - avatarı
karanlık kabus
Ziyaretçi
18 Şubat 2011       Mesaj #29
karanlık kabus - avatarı
Ziyaretçi

Kutsal bulut


Bilindiği gibi İstanbul'u ciddi bir güçle kuşatan ilk padişah Yıldırım Beyazıd idi. Tarihte geçen anlatımıyla doğuda beliren tehlike ve haçlıların güçlü bir orduyla yardıma geldiğinin duyulması üzerine Yıldırım kuşatmayı kaldırdı ve doğudaki tehlikeyi bertaraf edip haçlıların karşısına dikilecek güçlü bir ordu için hazırlığa başladı. İşin efsane boyutunda ise inanılmaz bir olay anlatılıyor.

Yıldırım'ın orduları İstanbul kuşatmasını çok güçlü bir biçimde günlerce sürdürür ve önemli kahramanlıklar göstererek Bizans direnişini kırar. Osmanlıların Fatih döneminde müthiş bir seviyeye ulaşacak top gücü henüz yeterince kallavi olmamakla birlikte topçuların üstün yetenekleri ve hızı disiplinle birleştirebilen organize yapılanma sayesinde İstanbul surlarında gedikler açılır. Artık sıra son darbeyi vurmaya gelmiştir...

Bu arada Konstantinopolis'te halk panik içindedir. Dışarıdan durmaksızın duyulan mehterin davulları 24 saat taş evlerin bloklarında yankılanmakta, gece surlardan bakıldığında Osmanlı ordusunun uçsuz bucaksız ışıkları İstanbul'u denizden çevirmiş binlerce gemi gibi ışıldamaktadır. Her sabah dev surlara çarpan top sesleri ve yeniçerilerin yeri göğü inleten savaş çığlıklarıyla güne başlayan şehir gece korkunun getirdiği fısıldışmalarla kaplanıp kaderini beklemektedir.

Lâkin şehirde panik yapmayanlarda vardır. İncil'de de geçtiği öne sürülen çok eski bir olaya göre şehirlerin imparatoriçesi bir gün yenilmeye yüz tutarsa Meryem Ana gelip Hristiyan dünyasının Kudüs ile birlikte en önemli kentini kurtaracaktır. Bunu bilen papazlar halka sürekli dua etmelerini söylemekte, bu duaların karşılık bulacağını anlatmaktadır.

Beklenen son gün geldiğinde müthiş darbenin şiddetini artırmak için önden serdengeçtilerin gitmesi kararlaştırılır. Paylaşılabilecek en kısa anlatımıyla serdendeçtiler Anadolu'daki birçok tarikata mensup olan fakat söz konusu savaş Müslüman olmayan bir tarafla gerçekleşiyorsa, oy birliğiyle savaşı yapan Müslüman devlete destek veren seçme insanlardır. Başlıca gayeleri şehitlik mertebesine ulaşmak olan serdengeçtiler, çoğunlukla dualarla su verilmiş keskin bir yalın kılıç ve bellerinde tarikatlarının simgesi renkleri taşıyan bir kuşakla tutturulmuş beyaz kefen giyer. Dinimizce günah olduğu için bile bile intihar etmek gibi bir anlayış içerisine girmeyen serdengeçtiler buna karşın son güçlerine ve etrafta savaşılabilecek son kafiri öldürene kadar savaşa devam etme düsturuyla saldırırlar. Gerek dış görüntülerindeki korkunç boyutlardaki uhrevi ve mistik hava gerek saldırılarındaki şehit olmak isteyenlere özgü kudretli ve akıllara zarar tahrip edicilikle Bizans ve Haçlı ordularının uzun yıllar korkulu rüyası olmuşlardır.

İşte sözü geçen o sabah binlerce serdengeçti rivayet odur ki bizzat Yıldırım Beyazıd'ın imamlığında sabah namazlarını kılmış, kefenlerini giymiş, kılıçlarını kuşaklarına sokmuş müthiş bir narayla surlara doğru akın etmiştir.

Surların arkasında ise din adamları durmaksızın dua ederken, Ayasofya'nın içinde binlerle ifade edilen mahşeri bir kalabalık toplanmıştır. Hepsi Meryem Ana'ya kurtarılmak için dua etmektedir. Nitekim serdengeçtiler oklara ve grejuva ateşlerinde yanmaya aldırmadan surlara ulaştığında ve gedikleri yarmaya başladığı sırada inanılmaz olay yaşanır. Bugün Zeytinburnu tarafında bulunan ana kuşatmanın olduğu surların tarafında, gökyüzünde dev bir Meryem Ana sureti görülür. Aynı efsaneyi duymuş olan Osmanlı askerleri, o ana kadar acaba sorusu içinde beklemişler ve birden gördükleri bu müthiş olay karşısında tabi ki korkudan kaskatı kalmışlardır. Nitekim o dakikada kuşatma kaldırılır ve İstanbul geçici bir süre daha Konstantinopolis olarak mevcudiyetini sürdürür.
Son düzenleyen Safi; 18 Aralık 2017 19:11