Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karagöz ve Hacivat’ın “Kütahya Çeşmesi” oyunundan kısa bir bir bölüm:
Hacivat semai okuyarak gelir. “Şu âlemde bir vefalı dostum ol­sa, geliverse karşıma, o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese!”
Karagöz (penceresinden): “Şu Hacivat da benim oğlanın burnu­nu yese.”
Karagöz: “Ve bizi seyreden dostlar eğlenseler. Diyelim, işimiz ne imiş? İşimizi Mevla’m rast getire..
Yâr bana bir eğlence medet… Aman bana bir eğlence medet-”
Karagöz (penceresinden): “Karagöz, defol şuradan, aşağıya gelir­sem görürsün’….”
Hacivat: “Ah bana
Karagöz pencereden Hacivat’ın üzerine atlar ve boğuşmaya başlarlar.
Hacivat- “Karagöz etme, çenem kırıldı.”
Karagöz: “Kırılsın kerata!”
Hacivat: “Yapma birader boğacaksın beni!”
Karagöz: Geber keratal (Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yatar, kalır.) Aman…Öldüm, bayıldım, of aman! Keratayı kaçırdım, ama ben de yerlere yayıldım. (Ayağa kalkar.) Seni gidi sivri sakallı, keçi suratlı herif seni…Gelmiş kapımın önünde Medine dilencisi gibi bağırır durur. Hele bir daha gel de bak seni kuyruğundan tutup da, KafDağı’mn arka­sına kadar atmazsam, bana da Karagöz demesinler. Amma da attık ha…”
Hacivat: “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba .’” Karagöz: “Hoş geldin suda pişmiş balkabağı!” (Tokadı patlatır.)
Hacivat: “Aman Karagöz’üm beni gelir gelmez darp etmenizin se­bebi?”
Karagöz: “Bizim bekçinin ne poturu var, ne de cübbesi.”(Bir tokat daha atar.)
Hacivat: “Yazıklar olsun sana Karagöz! Adam olmamışsın, hâşâ huzurdan şu dünyaya eşek gelmişsin, gidiyorsun.”
Karagöz: “Ona yarabbi şükür.”
Karagöz, tekrar tokat atar, Hacivat kaçar.
“Yürü!. Seni gidi idare fitili, mum bacaklı kerata! Az kaldı beni de eşek yapacaktı. Sen gidersen beni de buraya mıhlamazlar ya, ben de çekilir giderim…” der ve gider.Karagöz ve Hacivat’ın “Kütahya Çeşmesi” oyunundan kısa bir bir bölüm:
Hacivat semai okuyarak gelir. “Şu âlemde bir vefalı dostum ol­sa, geliverse karşıma, o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese!”
Karagöz (penceresinden): “Şu Hacivat da benim oğlanın burnu­nu yese.”
Karagöz: “Ve bizi seyreden dostlar eğlenseler. Diyelim, işimiz ne imiş? İşimizi Mevla’m rast getire..
Yâr bana bir eğlence medet… Aman bana bir eğlence medet-”
Karagöz (penceresinden): “Karagöz, defol şuradan, aşağıya gelir­sem görürsün’….”
Hacivat: “Ah bana
Karagöz pencereden Hacivat’ın üzerine atlar ve boğuşmaya başlarlar.
Hacivat- “Karagöz etme, çenem kırıldı.”
Karagöz: “Kırılsın kerata!”
Hacivat: “Yapma birader boğacaksın beni!”
Karagöz: Geber keratal (Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yatar, kalır.) Aman…Öldüm, bayıldım, of aman! Keratayı kaçırdım, ama ben de yerlere yayıldım. (Ayağa kalkar.) Seni gidi sivri sakallı, keçi suratlı herif seni…Gelmiş kapımın önünde Medine dilencisi gibi bağırır durur. Hele bir daha gel de bak seni kuyruğundan tutup da, KafDağı’mn arka­sına kadar atmazsam, bana da Karagöz demesinler. Amma da attık ha…”
Hacivat: “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba .’” Karagöz: “Hoş geldin suda pişmiş balkabağı!” (Tokadı patlatır.)
Hacivat: “Aman Karagöz’üm beni gelir gelmez darp etmenizin se­bebi?”
Karagöz: “Bizim bekçinin ne poturu var, ne de cübbesi.”(Bir tokat daha atar.)
Hacivat: “Yazıklar olsun sana Karagöz! Adam olmamışsın, hâşâ huzurdan şu dünyaya eşek gelmişsin, gidiyorsun.”
Karagöz: “Ona yarabbi şükür.”
Karagöz, tekrar tokat atar, Hacivat kaçar.
“Yürü!. Seni gidi idare fitili, mum bacaklı kerata! Az kaldı beni de eşek yapacaktı. Sen gidersen beni de buraya mıhlamazlar ya, ben de çekilir giderim…” der ve gider.