Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Nisan 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bundan milyonlarca yıl önce Kapadokya bölgesi bir iç denizmiş. Bölgenin güneyinde yapılan arkeolojik kazılarda ilkel deniz canlılarına ait fosillerin bulunması bu tezi doğrular. Yerkabuğunun hareketlenmesi ile birlikte dünyamızın merkezindeki magma tabakasında bulunan sıcak lav, yerkabuğunda oluşan derin çatlaklardan çıkış yolları bularak Erciyes, Hasan Dağı ve Güllüdağ yanardağlarından yeryüzüne püskürmeye başlar. Bu volkanik hareketlilikle birlikte denizi kurumuş ve denizin bulunduğu yerdeki çukur bölge lav ile dolmaya başlamış. Peri bacalarının oluşmasındaki en birinci etken lavların çukur bir bölgede birikmiş olmasıdır. Yoksa her lav püsküren yerde Peri bacası oluşmaz.

Milyonlarca yıl boyunca lav püskürmesi, püsküren lavın soğuyarak sertleşmesi sonra bu sertleşen katmanın üzerine tekrar lav püskürmesi şeklinde devam eden bu döngü yanardağlar sönerek faaliyetlerini durdurana kadar devam ediyor. Yani bu lav tabakaları tek seferde değil birçok defa lav püskürmesi ve soğuması neticesinde oluşuyor. İkinci bilmemiz gereken nokta da bugün peri bacası oluşumu olarak gördüğümüz kayaç yapılarının dünyanın merkezinden gelen sıcak ve akışkan lavların sertleşmesi ile oluşmuş olmasıdır. Her ne kadar sertleşmiş olsa da aslında basit bir tornavida ile oyulabilecek kadar da yumuşaktır.

Yanardağlar söndükten sonra devreye akarsular giriyor. Sertleşmiş lavın üzerinden akan akarsular kayayı aşındırarak yukarıdaki fotoğrafta gördüğümüz gibi derin vadiler oluşmasına neden oluyor. Bu derin vadilerin yamaç kısımları değişik yönlerden esen rüzgarın aşındırması nedeniyle dalgalı bir görünüm kazanıyor. Bu yapı peribacası oluşumunun birinci evresidir. Rüzgarın aşındırması devam ettikçe bazı bölümler ana parçadan ayrılarak bildiğimiz Peribacası görünümüne kavuşurlar.
Son olarak gelelim üzerinde şapka olan peribacalarının nasıl oluştuğuna.

Bu şekil üst katmanı daha sert ve ağır, alt katmanı daha yumuşak ve hafif lav katmanlarının bulunduğu bölgelerde gözlemleniyor. Şapka kısmında bulunan ağır katman aşağı doğru baskı yaparak alttaki hafif katmanın sertleşmesine neden olduğu için kayanın altında kalan kısım rüzgar aşındırmasına daha dirençli oluyor. Rüzgarın gücü büyük kaya parçalarının aşınarak yokolmasına neden oluyor ama taşın ağırlığı ile sertleşen bölüm yokolmadığı için yukarıda gördüğünüz şekil oluşuyor.
Aşındırma yavaş da olsa devam ettiği için birgün bu şapka bölümü düşecek ve baskıdan kurtulan kısım kolayca aşınacağı için bu peribacaları yokolacak. Ama bu yaşlı peribacaları yokolurken başka yerlerde de başka peribacaları oluşacak. Tabiiki bu işlemin çok uzun yıllar sürdüğünü de unutmamak lazım.