Arama

Ezop (Aisopos) - Tek Mesaj #4

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
15 Nisan 2011       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
"Ezop fabl denen öyküleriyle ünlüdür. Anlattığı öyküler yaşama ilişkin bir öğüt ya da ders verir. Kahramanları ise hayvanlardır. Ezop'un öykülerinde hayvanlar konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Öyküden çıkarılacak ders, sonunda okura öğüt biçiminde verilir . Ezop'un en ünlü öykülerinden biri ''Karınca ile Ağustosböceği" dir. Karınca yaz boyunca çalışarak soğuk kış günleri için yiyecek toplar. Oysa ağustosböceği geleceği umursamadan gülüp oynar. Kış gelince karıncanın yiyeceği bol, keyfi yerindedir. Ağustosböceğinin ise bir lokma yiyeceği yoktur. Ezop bu öykü ile, ''Gününü gün edeceğine geleceğini düşün '' demek ister. Ezop'un yaşamına ilişkin çok az şey bilinir. İÖ 620'de doğduğu ve Eski Yunan'da zengin bir adamın kölesi olduğu sanılmaktadır. Adının Y unanca biçimi Aisopos 'tur. Öykülerini insanlara hoşça vakit geçirtmek için anlattığı söylenir. Ezop'un öyküleri İÖ 300 dolayında derlenerek yazıya geçirilmiştir. ''Tilki ile Üzümler'' ve ""Çoban ile Kurt"" bunların en ünlüleri arasındadır ."

KENT FARESİ İLE KIR FARESİ


Eski zamanlarda her nasılsa bir kent faresi ile bir kır faresi arkadaş olmuşlar. Kısa sürede dostlukları ilerlemiş,aralarından su sızmaz olmuş .Gel zaman,git zaman,bir gün kent faresi arkadaşı kır faresini evlerinde yemeğe çağırmış.-Gel de midem bayram yapsın biraz, demiş .Tatlısıyla,tuzlusuyla san bir şölen çekeyim de yedi göbek sülaleme hayır dua et ! Zavallı yoksul kır faresi bu çağrıya çok sevinmiş. Kırk yerde baklavayı, böreği nerede bulsun da yesin fukaracık ? Şölene koşa koşa gitmiş.
Bakmış kent faresi gerçekten görkemli bir masa hazırlamış .Ömründe görmediği yiyecekler bu masada .Kuş sütü bile eksik değil .Kır faresi neyi düşlemişse sofrada onu bekliyor. Hoş beşten sonra ev sahibi kent faresi ,arkadaşı kır faresini sofraya buyur etmiş. Tam yemeğe girişecekleri sırada bir yerden sesler, gürültüler,patırtılar gelmeye başlamasın mı ? Kent faresinin beti benzi atmış, kireç gibi olmuş yüzü .Kısık bir sesle : _Şşşşşşştt, aman! demiş. Kulaklarını dikmiş,çevreyi dinlemiş, sonra duyulur duyulmaz bir sesle : _ Yürü çabuk ,düş ardıma ! demiş kır faresine. Soluk soluğa bir kovuğa dar atmışlar kendilerini _ Kedi mi ? demiş,kır faresi. - Belki,-Yoksa insanoğlu mu ? - O da olabilir. Korkudan yürekleri güm güm ederek beklemişler,beklemişler . Sonunda 'tamam geçti' deyip çıkmışlar ortaya. Kent faresi ezik , boynu eğri:- Haydi buyur kardeş , soğutmayalım yemeklerimizi,demiş . Kır faresi bir arkadaşına bakmış , bir yemeklere... İstemem eksik olsun , demiş. Ben şölenden vazgeçtim. Şimdi yesem bile gönül rahatlığıyla boğazımdan geçmez Korku dağları bekler demişler, doğru demişler . İyisi mi sen kalk bize yemeğe gel .Gerçi senin sofran gibi bir sofra kuramam ama hiç değilse acı soğan kuru ekmek bile yesen ne kedi korkusu duyarsın , ne insanoğlu korkusu . Benim evimde acı soğan tatlılaşır , kuru ekmek ballaşır.
Hür yaşamak , baskı altında yaşmaktan her koşulda iyidir..
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Temmuz 2016 16:06