Arama


nar7 - avatarı
nar7
Ziyaretçi
18 Nisan 2011       Mesaj #9
nar7 - avatarı
Ziyaretçi

Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde zaman


İslam, zamanı sonsuzluk olarak anlar ve ifade eder Kuran ayetleriyle ve hadislerle insanın yaşadığı hayatın her anından hesaba çekileceği, kendisine verilen zamanı, hayat sermayesini nasıl harcadığından sorguya çekileceği, zamanını boşa harcayan ve değerlendiremeyen insanın pişman olacağı belirtilmiştir İlk pişmanlık ölüm halinde, ikincisi ise ahirette olacaktır

“De ki: 'Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim Her ümmetin bir eceli vardır Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler” (Yunus Suresi, 49)

“Küfredenlere gelince, onlara cehennem ateşi vardır Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden biraz azabı da hafifletilmez, işte Biz, her nankörü böyle cezalandırırız Ve onlar orada şöyle feryat ederler: ‘Ey Rabbimiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım’ (Onlara): ‘Ya size orada düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki? Hem size Peygamber de geldi O halde tadın; çünkü zalimleri kurtaracak yoktur!’” (Fatır Suresi, 36–37)

Zaman kavramının önemini ve değerini, insana verilmiş nimetlerin en büyüğü olduğunu Allah’ın (cc), Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerinde zamana yemin etmesinden de anlıyoruz Asr Suresi’nde Allah, zamana yemin eder

Hadis-i şeriflere göre; Hz Muhammed (sav), insanın dört şeyden hesap vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamayacağını ifade etmiştir Ebu Berse (ra)’ın anlattığı bu hadise göre şöyle buyrulmuştur: “Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları (Rabbinin huzurundan) ayrılamaz: ‘Ömrünü nerede harcadığından, ne amelde bulunduğundan, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, vücudunu nerede çürüttüğünden” (Tirmizî, Kıyamet: 1)

Bu Hadis-i Şerifte, insanın zamanını iyi değerlendirmesine, bu değerli nimetin boşa harcanmaması gerektiğine dikkat çekilerek insana bir nasihat ve uyarı vardır

Başka bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyrulmuştur: “Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil; İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölmeden önce hayatın” (Buhârî ve Müslim)

امرئٍ أخّرَ أجلَهُ حتّى بلغَ ستّينَ سنة
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır"

وعن أبى هريرة قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ قَالَ اللَّهُ يَسُبُّ بَنُو آدَمَ الدَّهْرَ، وَأَنَا الدَّهْرُ، بِيَدِي اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ ‏"‏‏‏
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu söyler: “Ademoğlu zamana söver Halbuki zaman benim; yani gece ve gündüz benim tasarrufumdadır”

الدُّنْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو عابرُ سبيلٍ وكان ابن عمر يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ فلاَ َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ فلاََ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْ منْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ
İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) omuzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu İbnu Ömer şöyle diyordu: "Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap"

وخطَّ إلى جانبهِ خطاً وقال: هذا أجلُهُ، وَخطّ آخرَ بعيداً منهُ وقالَ: هذَا املُ، فبيْنَما هُوَ كَذلِكَ إذ جاءهُ اقربُ
Enes (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir"
Son düzenleyen Safi; 4 Aralık 2018 19:46