Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
9 Mayıs 2011       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Deneme


MsXLabs.org &Temel Britannica
Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür.
Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır. Kendi diliyle konuşuyormuş gibi bir hava içindedir.
Deneme her konuda yazılabilir. Ancak daha çok tercih edilen konu her devrin, her ulusun insanı ilgilendiren, kalıcı, evrensel konulardır. Ele alınan konu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır.
Denemenin özelliğini Nurullah Ataç’ın şu sözleriyle özetleyebiliriz:
“Deneme, ben’in ülkesidir. ‘Ben’ demekten çekinen, her görgüsüne, her görevine ister istemez bir parça kattığını kabul etmeyen kişi denemeciliğe özenmesin.”
Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir. Daha sonra İngiliz yazar Bacon türü geliştirmiştir.
Edebiyatımızda Cumhuriyet’ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örnekler vermişlerdir.

AHMET ÇELİK

Deneme, bir yazarın tek bir konuya ilişkin kişisel duygu ve düşüncelerini anlattığı ya da çevresindeki dünyayı kendi bakış açısından betimlediği kısa metinlere denir.
Bu tür ilk yazıları 16. yüzyılda Fransız yazar Michel de Montaigne yazdı ve kendisinin ilgisini çeken konu­ları ele aldığı bu yazılarını "Essais" (Denemeler) adıyla yayımladı.Bugün birçok ülkede ilgiyle okunan edebiyat türünün de adını koymuş oldu. Zamanla bu yazın türü başka yazarlarca da benimsenerek yaygınlık kazandı.
Deneme, yazarın belli bir konuda görüşlerini kısa biçimde anlattığı edebiyat türüdür. Denemelerde, edebiyat, sanat, insanlar, gelenekler, hatta gülünç olaylar gibi değişik konular ele alınabilir. Örneğin, İngiliz yazar Charles Lamb 19. yüzyılın başlarında, "Domuz Rostosu Üzerine" adlı bir deneme yazmıştı. Bu denemede ateşle oynamayı seven bir Çinli çocuğun rastlantı sonucu kızarmış domuz etini tadan ilk insan olduğu mizah yollu anlatılıyordu.

Deneme Yazılarının Tanımı ve Niteliği


Deneme yazıları, herhangi bir edebiyat, sanat veya bilim konusunu yeni ve kişisel görüşlerle ele alarak etkili bir anlatım içinde sunan düz yazılara eskiden “kalem tecrübesi” denilirdi.
Deneme türünden yazılarda, kesin sonuçlara erişme, bir savı benimsetmeye çalışma, kesin bir değerlendirmeye gitme gibi bir amaç söz konusu değildir.
Deneme yazıları, iddiasız bir tutumla herhangi bir konu üzerinde bireysel düşüncelerini içtenlikle ve çok kez bir söyleşi havası içinde açıklamaya çalışır. Hatta bazı deneme yazılarında veya günlüklerde rastlanan bir içtenlik, bir gelişi güzellik havası vardır.
Deneme yazıları genellikle kısa bir makale veya köşe yazısı gibi bir solukta okunabilecek uzunlukta olur. Bununla birlikte, çok daha uzun denemelere de rastlanabilir. Denem yazıları, bir inceleme veya makalede olduğu gibi belirli bir plana göre oluşmaz.
Denemeci, duygu ve düşüncelerini rahat, serbest bir tutum içinde kendi kendisiyle konuşur gibi anlatır, bazen bir konudan öbürüne atlamakta sakınca görmez.
Deneme türünde yazarın kişisel duyguları, düşünceleri inançları, tutkuları, beğenileri ön plandadır. Bu nedenle bu tür yazılarda gerçeklik, doğruluk, genellemelere varma, kural ve yöntemlere uymak gibi hususlar söz konusu değildir.
Deneme yazarı birtakım felsefe öğretilerinden, edebiyat akımlarından ve sanat görüşlerinden yararlanmakla birlikte daha çok kişisel yaşantılardan esinlenir.
Deneme yazarlığı, geniş bir dünya görüşü ve zengin bir edebiyat, sanat veya felsefe kültürü ile birlikte açık, özgün ve sürükleyici bir anlatış özelliğine sahip olmayı gerektirir.
Bu özellikleri taşıyan denemecilerin kaleminden çıkan yazılar okurun genel kültürünü artırır, onun önüne daha önce bilmediği veya sezemediği düşünce ve duygu ufukları açar.
Deneme türünde yazıları eleştiriden ayıran özellik şu noktada gösterir: Deneme yazılarında amaç, yaratıcılık ve özgünlüktür, eleştiri yazılarında ise amaç belirli bir sonuç veya yargılara varmaktır.

Denemenin Gelişimi


Deneme türünün Fransız yazar Montaigne ile başlamış olmasına karşın, Fransa'da dene­me daha sonraki yıllarda İngilizlerin etkisin­de kaldı ve
İngiliz yazarlar tarafından geliştirildi.Ünlü İngiliz denemecileri arasında Sir Francis Bacon, Joseph Addison ile İrlandalı Richard Steele sayılabilir.
Montaigne’den sonraki ünlü Fransız deneme yazarları arasında Theophile Gautier, Anatole France ve Hippolyte Taine sayılabilir.ABD'li denemecilerin en ünlüleri arasında ise Ralph Waldo Emerson ile Henry David Thoreau sayılabilir. Edgar Allan Poe şiir üs­tüne, James Thurber de mizah türünde yazdı­ğı denemelerle İngilizce okuyup yazan kitlele­rin hayranlığını kazandılar.
Geniş anlamda deneme biçiminde eserlere çok eskiden beri bütün dünya edebiyatlarında rastlanır. Hatta bazı edebiyat tarihçileri deneme türünün Avrupa’dan önce Japonya, Çin ve Hindistan gibi Doğu ülkelerinde başladığını öne sürmektedirler.
Ancak, bu ünitenin giriş bölümünde de değindiğimiz gibi denemenin, bağımsız bir yazı türü olarak başlaması 16.yüzyıldan sonradır.Bu oluşumda Fransız yazarı Monteigne’nin (1533-1592) büyük payı bulunduğunu bir kez daha belirtmek isteriz. Gerçekten Monteigne ilk iki cildi 1580’de, üçüncü cildi de 1595’de yayımlanan “Esasis” (Denemeler) adlı ünlü eseriyle bu türün hem öncüsü hem de en büyük temsilcilerinden biri olmuştur.
Monteigne, denemelerinde yalın, akıcı ve içten bir anlatışla kendi gözlemlerine ve yaşantılarına dayanarak arkadaşlık, yalnızlık, yakarış, kitap, ahlak, eğitim gibi çok değişik konular üzerinde kişisel görüşlerini dile getirir. Denemelerin tümünde onun huzur verici, sevecen kişiliği yansır.
Montaigne’den sonra deneme türünün eser veren en ünlü edebiyatçılardan biri, İngiliz F. Bacon (1561-1626) dır. Bacon, “Denemeler” adlı eseriyle deneme türünü biçim, anlatım ve içerik bakımından daha başka bir nitelik kazandırmıştır.
Onun derli toplu, özlü ve sağduyuyu yansıtan düşünce ve görüşlerini içeren denemeleri uzun süre hayatta başarı ve mutluluğun yolarını arayan kimseler için yol gösterici bir rol oynamıştır.
İngiliz J. Addison (1672-1719) ile İskoçyalı J. Boswell (1740-1795) ve İrlandalı O. Goldsmith (1725-1774) gibi yazarları göstaerebiliriz.
Diğer edebiyatçıları ise şunlardır: T. S. Eliot (1888-1965) ve A. Huxley’yi (1894-1963) anmak gerek.
XIX. yüzyılın sonlarında deneme, özellikle edebiyat ve sanat konuları eleştiri yönü ağır basan bir nitelik kazanmaya başlar. R. De Gourmont, C. Maurras, A. Camus, E. C. Alain ve J. P. Sartre gibi sanatçılardır.

Deneme Çeşitleri


Deneme türünde eserleri içerik ve anlatım özellikleri bakımından “senli benli” (resmi olmayan veya kişisel) ve “düzenli” (resmi) olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür.
“Senli benli deneme” Fransa’da Montaigne ile başlamıştır denebilir. Bu çeşit deneme yazılarında önyargılarına, kesin bir sonuca yönlendirici düşüncelerine ve belirli eğilimlere rastlanmaz.
Bu gibi yazılarda canlı ve içten bir konuşma dili kullanılır; betimlemeye, gülmeceli anlatmaya (mizah) ve ince anlamlı sözlere (nükteye) geniş yer verilir.
Düzenli denemenin ilk örneklerini ise İngiltere’de Bacon vermiştir. Bu tür deneme yazılarında anlatım biçimi olabildiğince nesnel, yoğun, ciddi, kısa ve özlüdür.
Bu çeşit deneme yazıları, zamanla ele alınan konular, anlatım biçimi ve uzunluk bakımından değişikliklere uğramış, başlangıçtaki özelliğini yitirmiştir. Bugün, düzenli denemelere özelliklerine göre daha çok “makale”, “inceleme” veya “tez” adı verilmektedir.

Türk Edebiyatında Deneme


Türk edebiyatına batının etkisiyle Tan­zimat'tan sonra giren deneme türü, daha çok Cumhuriyet'ten sonra gelişti. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmed Haşim ve Falih Rıfkı Atay başarılı denemeleriyle tanındılar. Deneme türünün en güzel örneklerini ise Nurullah Ataç verdi. Ataç denemelerinde akıcı ve arı bir dil kullanmasıyla ünlüdür. Bu türde örnekler veren öbür önemli yazarları­mız arasında ise Ahmed Hamdi Tanpınar, Sa­bahattin Eyüboğlu, Suut Kemal Yetkin, Ve­dat Günyol, Melih Cevdet Anday, Memet Fuat, Salah Birsel, Nermi Uygur, Fethi Naci, Cemal Süreya, Füsun Altıok ve Selim İleri sayılabilir.

Edebiyatımızda bugünkü anlamıyla deneme türünde ilk yazılar ancak 20. yüzyılın başlarında görülür. Bu alanda öncülük edenlerin başında Ahmet Haşim’in geldiğini söyleyebiliriz.
Onun, “Bize Göre” (1928) ve “Gurebahane-i Laklakan” (1920) adlı kitaplarında yer alan bazı parçalar birer örneksel deneme yazısıdır.
Eserleriyle çağdaş edebiyatımızda deneme türünün gelişmesine büyük katkılarda bulunan yazarlarımız arasında Suut Kemal Yekin’i (1903-1980), Ahmet Hamdi Tanpınar’ı (1901-1962), Selahattin Batu’yu (1905-1973), Nurullah Ataç’ı (1898-1957), Sabahattin Eyüboğlu’nu (1908-1972), Orhan Burian’ı (1914-1953) ve Mehmet Kaplan’ı (1915-1986) gösterebiliriz.
Yukarıda adları sayılan edebiyatçılarımız arasında Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin ve Sabahattin Eyüpoğlu’nun eserleri edebiyatımızda deneme türünün gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Edebiyatımızda özellikle son yıllarda deneme türünde yazıların çoğaldığı bir gerçektir. Çeşitli yazı dallarında eser veren birçok şair ve yazarımız bazı konular üzerindeki düşünce ve gürüşlerini deneme biçiminde anlatmaya çalışmışlardır.
Düzyazımızın gelişmesine de büyük ölçüde hizmet eden bu yazıların önemli bir bölümü kitap haline getirilmiş,böylece kalıcı bir nitelik de kazanmıştır.
Günümüzde deneme niteliği taşıyan yazılarıyla dikkati çeken yazarlarımız arasında şunları sayabiliriz: Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salah Birsel (1919-1999), Adnan Binyazar, Mermi Uygur, Oktay Akbal.

Deneme yazmak için birkaç öneri


İyi bir deneme yazmanın yollarından biri, belli bir konudaki düşünceleri önce bir kâğıda gelişigüzel not etmektir.Bundan sonra not edilen düşünceleri, anlaşılmalarını kolaylaştıracak bir düzene sokmak gerekir. Dene­me yazan, her zaman okurun ilgisini çekecek ve denemenin sonuna kadar okunmasını sağ­layacak nitelikte, ilginç bir giriş cümlesi bul­maya çalışır. Denemenin sonu da aynı ölçüde önemlidir, çünkü burada da okur, yazarla birlikte çıktığı düşünsel yolculuğun işe yarar bir deneyim olduğunu görmeli, yazı onu düş kırıklığına uğratmamalıdır. Denemenizi ya­zarken, girişin ve sonun nasıl olması gerekti­ğini iyice düşünün ve bu bölümlerin elinizden geldiğince ilginç olmasına çalışın.
Bir deneme için her zaman, okurun ilgisini çekecek ve denemeyi sonuna kadar okunmasını sağlayacak bir giriş cümlesi çok önemlidir. Deneme, aynı ölçüde dikkat çekici bir biçimde de bitirilmelidir. Denemeyi okurken yazarla birlikte düşünsel yolculuğa çıkan okurun sonunda düş kırıklığına uğramaması, deneme yazarı açısından dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Öte yandan, düşüncelerin paragraflara göre düzenlemesi gerekir. Öne sürülen her yeni düşünce için ayrı bir paragraf kullanılmalı ve her paragrafta bir ana düşünce işlenmelidir. Birçok deneme üç ya da daha fazla paragraftan oluşur.
Denemeyi paragraflara bölmek, düşüncelerin başı sonu belli olmayan, birbirinin içine geçmiş bir biçimde anlatılmasını önler, söylemek istedi­ğinizi kolay ve açık bir biçimde ortaya koyma­nızı sağlar.

Bknz.>>
Michel de Montaigne
Sir Francis Bacon
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 9 Temmuz 2017 14:10