Arama


beyza0 - avatarı
beyza0
Ziyaretçi
29 Mayıs 2011       Mesaj #2
beyza0 - avatarı
Ziyaretçi
Azerbeycan'nın dini islamiyettir.

Azerbaycan’ın Dini ve İnançsal azınlıkları ekstra bir ayrımcılığın kurbanları

Azerbaycan’da "Goran" ve "Ali Allahi" adlanan Ehl-i Hak (Alevi) inancına mensup dört kişi Urumiye’nin merkezi hapishanesinde zor koşullar altında tutulmaktalar.

Alevi köyü olan “Üçtepe” (Miyandoab-Koşaçay) ahalisinden, Sehend Ali MUHAMMEDİ (Muhammed oğlu), Bahş Ali MUHAMMEDİ (Muhammed oğlu), İbadullah KASIMZADE (Kubat oğlu), Mehdi KASIMZADE (Kubat oğlu) Ateşbeyli tarikatına mensup olup Ekim 2005’te Üçtepe köyünün ahalisinden bir grubu ile güvenlik güçleri arasında çıkan silahlı çatışma sonrasında tutuklanarak yargılanmış ve idam cezasına çarptırılmışlar. <H5 align=left>Olayların gelişmesi

2004 yılında kendilerinin baskı altında tutulmaları ve ayrımcılığa maruz kalmaları hakkında yazılı açıklamalar çoğaltıp yayan Ehl-i Hak (Alevi) köyü “Üçtepe” ahalisinin bazıları güvenlik kurumlarının tepkisiyle karşılaşmıştır. Söz konusu yazılı açıklamalar Urumiye’nin “İmam Seccat” askeri eğitim merkezinde Hüseyin MUHAMMEDİ isimli 19 yaşında er rütbesinde bir Ehl-i Hak askerin komutanları tarafından şiddetli eziyetlere maruz kalmasının üzerine yayılmıştı. Askeri merkezin komutanlarından birisi diğer erlerden Hüseyin’e eziyet etmelerini istemiş, ayrıca Alevilerin yaşam tarzı ve özel ilişkileri hakkında gerçeklik dışı iddialarda bulunarak kendisine ağır hakaretlerde bulunmuş ve katlanılmaz ruhi baskılar uygulamıştır.

Sözü edilen yazılı açıklamaları imzalayan beş kişi o cümleden Seyf Ali ŞİRİ, Sultan Ali ve Hüseyin MUHAMMEDİ (Sultan Ali oğlu) 2005 yılının baharında birkaç ay İTTİLAAT’ın (İstihbarat Bakanlığı) Urumiye il merkezi tutukevinde tutuklu kalmışlardır.

Azerbaycan Siyasi Mahpuslarını Müdafaa Komitesi’nin (ASMEK) sözcüsü Ali Rıza CAVANBAHT aynı dönemde Urumiye’nin Şehirçayı semtinde bulunan Urumiye İttilaat’ının tutukevinde gözaltında olduğunda olayların nasıl geliştiğini şahsen Hüseyin MUHAMMEDİ ve Seyf Ali ŞİRİ’nin dilinden duymuştur. Seyf Ali ŞİRİ ayrıca soruşturma esnasında İttilaat (İstihbarat Bakanlığı) görevlileri tarafından işkence yapıldığını ve görevlilerce kendisine ve ailesine ağır hakaretler edildiğini anlatmıştır. ASMEK sözcüsü ayrıca soruşturmacılarca cesaretlendirilen gardiyanların bu mahpuslar ile nasıl uygunsuz davrandığına bizzat tanık olmuştur.

Bu tutuklular geçici olarak tahliye edildikten sonra Sultan Ali MUHAMMEDİ tarafından Ehl-i Hak inancı hakkında bir kitapçık yazılıp çoğaltılarak yayılmıştır. Bu kitapçığın yayılmasının sonrasında onlara uygulanan baskı daha da artmış ve bunun akabinde ise güvenlik güçleri ile tarikat (Alevi inancına bağlı Ateşbeyli tarikatı) mensupları arasında çatışma çıkmıştır. Bu silahlı çatışmalar sırasında altı kişi o cümleden Sultan Ali MUHAMMEDİ ve Seyf Ali ŞİRİ güvenlik güçlerince öldürülmüştür. Ağır yaralı olan Mehdi KASIMZADE tutuklanmış; Sehend Ali MUHAMMEDİ, Bahş Ali MUHAMMEDİ, İbadullah KASIMZADE çatışmalardan sonra kendilerini teslim etmişlerdir. Bu üç kişinin söylediğine göre, onlar yetkililerin soruşturmalardan sonra kendilerini serbest bırakacakları ve bölgenin huzur ve güven ortamını bozmayacakları teminatı karşısında kendilerini teslim etmişler.

İdam Hükmünün İndirgenmesi İhtimali

Mahpuslardan birisi, kendilerini teslim eden üç kişiye verilen idam hükmünün Ülke Yüce Divanı tarafından indirgenebileceği hakkında ASMEK’e bilgi vermiştir. Fakat aynı bilgilere esasen çatışmalarda yaralı olarak tutuklanan ve bu yaralanma olayı kendi aleyhinde kanıt olarak kullanılan Mehdi KASIMZADE’nin hükmünün indirgenmesine bir umut yoktur.

Ayrıca elde edilen bilgilere göre, yapılan incelemelerde polis albayının ölümüne neden olan merminin Üçtepelilerin silahlarından değil güvenlik güçlerinin kendi kullandıkları silahlardan ateş edildiği ortaya çıkmıştır.

Urumiye Merkezi Hapishanesindeki Uygunsuz Durum

Güvenlik güçlerince ayağından kurşunlanan Mehdi KASIMZADE kurşunun ayağından çıkarılmasından sonra hala yürümekte zorluk çekmektedir. Kendi söylediğine göre yapılan işkencelerin de etkisi ile ayağı iltihap etmiştir. Bununla birlikte hapishanede kol kemiği çatlayan Sehend Ali MUHAMMEDİ gerekli tıbbi müdahale görmediğinden tam olarak iyileşmemiş hala ciddi sorunlar yaşamaktadır.

Urumiye’nin merkezi hapishanesinden aldığımız bilgilere esasen; sadece bu dört inançsal mahpus hapishane yetkililerin eziyet ve ayrımcılığa maruz kalmamaktadır. Farklı suçlardan hapse düşen inançsal azınlıklara mensup başka tutuklular da aynı baskıları görmekteler. Onlar ayrıca hapishane görevlilerince tahrik edilen tehlikeli mahkûmlar tarafından eziyetlere maruz kalmaktalar.

Sehend Ali MUHAMMEDİ, Bahş Ali MUHAMMEDİ, İbadullah KASIMZADE ve Mehdi KASIMZADE 31 Ağustos 2006’da yazdıkları bir mektupta Urumiye’nin "Güldanlı" köyünden olan Mevlakulu MUHAMMEDİ isimli bir Alevi mahpusun hapishanenin 3 No’lu öğütevinin sorumlusunca eziyet edildiğine değinmişler.

Bu dört kişi ayrıca 20 Ekim 2007’de altı sayfalık bir mektup yayınlayarak geçmiş 29 yıl içinde (1979 devriminden sonra) Alevilerin (Ehl-i Hak - Goran) İran İslam Cumhuriyeti tarafından haksızlığa uğradığını bildirmişler. Söz konusu mektupta Azerbaycan Alevilerin Tahran yönetimi eli ile katledilmesine, toplumsal ve kültürel faaliyetlerine müsaide edilmemesine, üniversite ve yüksek eğitim merkezlerine alınmamalarına, askeri merkezlerde eziyet ve haksızlığa uğradıklarına ve farklı nedenlerle uygunsuz davranışlara maruz kaldıklarına değinilmiştir. Onlar bu mektupta dini öğretilerine göre evlerinin dışında yapılan yemekleri yemediklerini ve hapishane yetkililerince ailelerinin kendilerine yemek getirmelerine müsaide edilmediğinden uzun süreler aç kaldıklarını ve dolayısıyla çok zayıfladıkların da ifade etmişler.

Bu mahpusların üçü, Kum kentinde Gonabad Dervişlerine yapılan saldırılar ile bir zamanda (10 Şubat 2008) 20 gün İttilaat’ta (İstihbarat Bakanlığı) tecritte tutulmuşlar ve ancak ölüm orucuna başladıktan sonra Urumiye hapishanesine geri gönderilmişler. (Mehdi KASIMZADE ayağındaki enfeksiyondan dolayı tecride konulmamıştır). Bu tutuklular ayrıca hapishanenin durumuna da itiraz etmişler. Hapishaneyi ziyarete gelen makamlar ile görüşme imkânı bulmamak, bazı koğuşlarda AIDS ve Hepatit dâhil olmakla farklı bulaşıcı hastalıkların bulunmasına rağmen yeterli sağlık ve temizlik önlemlerin alınmaması, tehlikeli ve ruhi dengesi yerinde olmayan mahkûmların siyasi ve inançsal tutuklulara zarar vermeye tahrik edilmesi onların itiraz nedenlerindendir.

11 Aralık 2006’dan beri Urumiye hapishanesinde tutuklu bulunan Azerbaycan milli faali, üniversite öğrencisi Hadi HAMİDİ ŞAFİK son günlerde bu dört Alevi mahkûma haklarını aramakta yardımcı olduğundan ve onlara destek verdiğinden dolayı hapishane yetkililerinin baskılarına maruz kalmış ve bir hafta tercide konulmuştur.

Azerbaycan’ın Dini ve İnançsal azınlıkları ekstra bir ayrımcılığın kurbanları

Goran, Ehl-i Hak ve Ali Allahi adları ile de anılan Azerbaycan’ın Alevi toplumunun sayısı hiçbir zaman tam olarak belirlenmemiştir. Onların birçoğu baskı ve ayrımcılıktan kurtulmak için kendi inançlarını gizlemek zorunda kalmaktalar. Azerbaycan Alevileri Güney Azerbaycan’ın her tarafına dağılmışlar. Verilen bazı gayri resmi istatistiklere göre Batı Azerbaycan, Doğu Azerbaycan, Erdebil, Zencan, Hemedan, kazvin, Kum, Merkezi, Tahran, Kürdistan (Kurve ve Bicar) ve Kirmanşah (Sungur) illerinde yaşayan Alevi Türklerinin sayısı iki milyona yakındır.

Yönetim tarafından ayrımcılığa tabi tutulan inançsal azınlıkların sadece Aleviler olmadığını belirtmekte fayda vardır.

Ayrımcılığa maruz kalan başka bir grup da Batı Azerbaycan’da Urumiye, Hoy, Salmas ve Piranşehir’de (Hana) ve Erdebil ilinde Nemin, Halhal ve Enberan bölgelerinde yaşayan ve nüfüsları da 400 bin civarında olan Azerbaycan’ın Sünni Türkleridir. Azerbaycan’ın Sünni Türkleri ekonomik, kültürel, toplumsal ve siyasi ayrımcılıklara maruz kalmaktalar.

Sünni Türkler birçok kez dini okul açabilmek için yetkililere başvurmalarına rağmen hiçbir zaman bu izini alamamışlar ve takipçiler ise dış ülkelere bağlanarak tutuklanmakla tehdit olunmuşlar.

Güney Azerbaycan’da inançsal mahpusların sayısı çok fazla olmasa da nüfusları küçümsenmeyecek kadar çok olan inançsal azınlıklar toplumsal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Bu bir hâldadır ki onlar başka Azerbaycanlılar gibi dil ve kültür ayrımcılığına da maruz kalmaktalar. Son yıllarda milli faaliyetlerden dolayı tutuklanan Azerbaycanlı aktivistlerin içinde Sünni ve Alevi Türkler de az olmamıştır. Güney Azerbaycan’da dini ve inançsal azınlıklar ekstra bir ayrımcılığın kurbanlarıdırlar.

</H5>