Arama

Dede Korkut - Tek Mesaj #4

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Haziran 2011       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Dede Korkut(?-?), ozan.

Dede Sultan ve Korkut Ata diye de adlandırılmış ve "Dede Korkut Kitabı"ndaki hikâyelerin ilk kez bu ozanbaşı tarafından anlatıldığı kabul edilmiştir. "Kitab-ı Dede Korkut alâ Lisan-ı Taifei Oğuzhan" adıyla bilinen Dede Korkut hikâyeleri, dünya edebiyat uzmanlarınca Türk dilinin İlyadası olarak kabul edilen bir destandır. Dede Korkut edebiyat alanında ilkin Alman araştırmacı Von Diez'in "Denkwürdigkeiten von Asien" adlı eserinde Tepegöz adlı hikâyesinin çevirisiyle (1815) gün ışığına çıkmıştır. Daha sonra yine bazı Alman araştırmacıları tarafından kimi bölümlerinin çevrilmesine çalışılan destan, Kilisli Muallim Rifat'ın Berlin yazmasına dayanarak yayımladığı kitap yoluyla kazanılmıştır. Bundan sonra büyük çoğunluğu Türkçe edebî araştırmalar olmak üzere Rusça, İtalyanca, Almanca çevirileri yapılmış ve araştırmacılar destanın edebî nitelikleri üzerinde durmuşlardır. "Dede Korkut Kitabı", Oğuz boylarının diliyle yazılan on iki hikâyeden meydana gelmiştir. Ve genel olarak, bireyin öyküsü anlatılmak yoluyla toplumun töreleri, ahlâk yapısı yansıtılmıştır.

İşleniş ve töreler yönünden Oğuz yaşayışına uygun görülen bir yapıya sahiptir. İçinde geliştiği toplumun özelliklerini, kişilerin doğa ve çeşitli olaylar karşısındaki davranışlarıyla, birbirleriyle olan ilişkilerini (savaş, kahramanlık, ana-baba, erkek-kadın sevgileri) çok yalın, ama derin bir duyarlık içinde işleyen hikâyelerde anlatış ve benzetiler yönünden Acem ve Arap edebiyatlarının etkisine rastlanmaz. Bu yüzden destan sonraki yüzyıllarda gelen büyük şairlerin en önemli kaynaklarından biri olmuştur. Türkçenin temiz ve duru olanaklarıyla doğanın aydınlık izlenimleri birleştirilerek yaşantının gerçek yönleri verilmiştir. Değişen toplumsal ilişkilere rağmen Dede Korkut destanının yarattığı kahramanlar canlı durumlarını bu güçten alırlar."Oğul sana varacak yerin Dolamaç yolları olur Atlı batıp çıkama Anın balçığı olur." örneğinde görüldüğü gibi, söyleyiş bir tür serbest nazım tekniğine bağlanmış ve özellikle iç uyum büyük bir rahatlıkla sağlanmıştır. Destan ve halk hikâyesi tekniklerinin bir arada yürütüldüğü kitapta "nazım"la "nesir" hemen hemen aynı ölçüde tutulmuştur."Yiğidim ben sana bir yol bakam Bir yılda gelmez isen iki yıl bakam İki yıl gelmez isen dört yıl bakam Dört yılda gelmez isen beş altı yıl bakam Altı yol ayrıdına çadır dikem." örneğinde de destanın geliştiği toplumun insanına özgü ahlâksal özellikler çok belirgin olarak duyulmaktadır. Manzum parçalar kuruluş yönünden incelendiği zaman, Azerî lehçesinin ağır bastığı, çok sık kullanılan deyim ve özdeyiş süslemelerinin en belirgin özellik hâlinde olduğu görülür. Düzyazı bölümlerinde, cümlenin, kendi içinde en etkili sözcüklerin tekrarıyla başka bir etkinlik kazanması sağlanır ve çoğu zaman aliterasyona başvurularak harf ya da hece uyumlarıyla genel bir harmoni yaratılması olanakları öngörülür. "Altındaki alca altın ne öğersin" ve "Kurumsu kırk tutam kara saçlım" mısralarından birincisinde "a"; ikincisinde "k" harflerinin tekrarından sağlanan uyum, destanın şiirsel örgüsünün iç yapı özelliğine yeterli bir örnektir. Dilimizin yüzyıllardan beri gösterdiği gelişme ve aşamalar içinde anıtsal değer taşıyan Dede Korkut, yıllar boyunca yetişen şairlerin esin kaynağı olan Türk kültür ve benliğinin tarihsel köklerine bağlı bir başyapıt bütünlüğündedir.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi