Arama

Kavak Yetiştiriciliği - Tek Mesaj #3

seramiksır - avatarı
seramiksır
VIP VIP Üye
13 Haziran 2011       Mesaj #3
seramiksır - avatarı
VIP VIP Üye
BİR TARLAM VAR, KAVAK DİKEBİLİR MİYİM?
Bir araziye kavak dikilebilmesinin en önemli önkoşulu sulama imkanının olmasıdır. Bu da tabii ki düz, meyilsiz alanlar gerektirir.
Diğer taraftan, Kavak dikilecek arazi geçirgen, derin, iyi havalanan, taban suyu 1-1.5 m’lerde gevşek yapılı ve hafif bünyeli bir toprağa sahip olmalıdır. Toprağın kimyasal reaksiyonu 6.5-8 arasında olmalı, aşırı kireçli ve tuzlu olmamalıdır. Arazideki durgun su, topraktaki kaba kum veya çakıl tabakası, geçirimsiz ağır topraklar ve tuzluluk kavakların gelişmesini engeller. Sığ topraklar, sulama imkanı olmayan veya sulamaya müsait olmayan dalgalı yamaç araziler, bataklıklar, fazla asit reaksiyonlu, çok tuzlu, kireç oranı yüksek, çok sıkı ve ağır bünyeli topraklarda ise kavak kesinlikle düşünülmemelidir.
Yakında mevcut bir kavaklık, o yörede kavaklık yapılıp yapılamayacağının veya ne derece başarılı olacağının bir göstergesidir. Yine de büyük miktarda bir kavaklık yatırımı için, toprak ve su analizi yapılmasında yarar vardır.

TOPRAK ve SU ANALİZİNİ NEREDE YAPTIRABİLİRİM?

Toprak ve su analizleri, Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüklerinde mevcut Toprak Laboratuvarlarında yaptırılabilir. Bunun için, kavaklık kurulması düşünülen araziden toprak örnekleri alınmalıdır. Bu maksatla, arazinin büyüklük ve yapısına göre birkaç yerde 120 cm derinliğinde çukurlar açılarak, 0-30 cm, 30-60 cm, 60-90 cm, 90-120 cm derinlik kademelerinin her birinden 1.5 kg kadar toprak alınıp, çukur numarası ve derinliği gösteren bir kağıtla birlikte ayrı ayrı torbalara konulmalıdır. Örnekler bu şekilde laboratuvara götürülerek, ayrı ayrı analizlerinin yapılması istenir.
Aynı şekilde, sulamada kullanılacak sudan da 1-2 litre kadar alınarak laboratuvara götürülmelidir.

TOPRAK ve SU ANALİZİNİ NEREDE YAPTIRABİLİRİM?

Toprak ve su analizleri, Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüklerinde mevcut Toprak Laboratuvarlarında yaptırılabilir. Bunun için, kavaklık kurulması düşünülen araziden toprak örnekleri alınmalıdır. Bu maksatla, arazinin büyüklük ve yapısına göre birkaç yerde 120 cm derinliğinde çukurlar açılarak, 0-30 cm, 30-60 cm, 60-90 cm, 90-120 cm derinlik kademelerinin her birinden 1.5 kg kadar toprak alınıp, çukur numarası ve derinliği gösteren bir kağıtla birlikte ayrı ayrı torbalara konulmalıdır. Örnekler bu şekilde laboratuvara götürülerek, ayrı ayrı analizlerinin yapılması istenir.
Aynı şekilde, sulamada kullanılacak sudan da 1-2 litre kadar alınarak laboratuvara götürülmelidir.

ARAZİMİ DİKİME NASIL HAZIRLAMALIYIM?

Kavak dikilecek arazide daha önce hiçbir tarımsal çalışma yapılmamışsa, toprağın güçlü traktörlerle 70-80 cm derinlikte iki yönlü riperlenmesi, daha sonra 40-50 cm derinlikte sürülmesi ve ardından iki yönde ağır diskaro çekilmesi tavsiye edilmektedir.
Eğer sahada daha önce tarım yapılmışsa, sürüm derinliği altında “pulluk tabanı” denilen sert ve geçirimsiz bir tabaka oluşmuş olabileceğinden, daha hafif traktörlerle tek yönlü riperleme, sürüm ve diskaro kullanılabilir.

KAVAKLIĞIMI KESTİM, YENİDEN KAVAK DİKECEĞİM, KÜTÜKLERİ SÖKMEM GEREKİR Mİ, NASIL?

Tekrar kavak dikilecek bir arazide önceki kütüklerin sökülmesinde yarar vardır. Bu maksatla, özel olarak imal edilmiş traktörlere monteli kök parçalama makineleri kullanılır.
Böyle bir saha gerekiyorsa tesviye edilerek, daha önce tarım yapılmış bir arazide uygulandığı şekilde dikime hazırlanır.

NE TÜR KAVAK DİKEYİM?

Türkiye, farklı coğrafi bölgelere, bunlara paralel olarak da farklı iklim özelliklere sahip geniş bir ülkedir. Bu bakımdan, bölgelere göre dikilebilecek kavak tür ve klonları değişmektedir. Marmara, Ege, Akdeniz, Batı ve Orta Karadeniz bölgelerinde Melez Kavaklar, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yerli Karakavaklar tavsiye edilmektedir. İç ve Güneydoğu bölgelerinde Melez kavak da yetiştirilebilir. Bunun sebebi, Melez kavakların sert kış şartlarından zarar görmesidir. Bu nedenle, bölgelere göre tavsiye edilen Kavak tür ve klonları şunlardır:
Marmara, Ege, Akdeniz, Batı ve Orta Karadeniz, Güneydoğu bölgelerinde: I-214, SAMSUN (I-77/51), I-45/51
İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde: GAZİ (TR-56/52), ANADOLU (TR-56/75), KOCABEY (77/10)
Ülkemizde halen en çok I-214 melez kavağı üretilmektedir.

MELEZ KAVAK NEDİR?

Kavak cinsi, Dünya üzerinde 5 seksiyon halinde yayılış göstermektedir. Bunlar, Fırat Kavakları, Akkavaklar, Titrek kavaklar, Karakavaklar, Balzam Kavakları ve Türkiye’de tabii olarak bulunmayan bir gruptur. Bunların çeşitli türleri vardır. Bazı seksiyonlara mensup türler kendi aralarında tabii olarak veya insan eliyle kolaylıkla çaprazlanarak melez fertler meydana getirebilmektedirler. Özellikle Karakavaklar kendi aralarında ve Balsam kavakları ile Karakavaklar arasında çok kolay çaprazlanma gerçekleşebilmektedir. Bu şekilde tabii olarak ortaya çıkmış veya ıslah alışmalarıyla oluşturulabilen kavak fertlerine Melez Kavak denmektedir. Bunların halen üretimi yapılanları şunlardır:
I-214: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)
I-45/51: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)
NOT: "Samsun" denilen Populus deltoides (Amerika Karakavağı) klonu, bir melez olmamakla beraber, özellikleri itibariyle Melez Kavaklarla aynı kapsamda mütalaa edilmelidir.

KLON NEDİR?

Klonun kelime anlamı, bir canlıdan eşeysiz yoldan üretilmiş ve üretildiği canlı ile aynı genleri taşıyan fert veya bireyler topluluğudur.
Bilindiği gibi, ister bitki, ister hayvan olsun, bireyler birbirinin aynı özellikte değildir. Mesela hayvanların karakterleri, kişisel özellikleri, vücut özellikleri birinden diğerine farklılık gösterir. Hayvanlar kadar belirgin olmamakla beraber, bitkilerde de durum aynıdır. Mesela bazı kavak fertlerinin büyüme, dallanma, olumsuz şartlara ve hastalıklara dayanıklılık, odun özellikleri çok farklı ve uygun olabilmektedir. İşte tabiatta kendiliğinden ortaya çıkmış veya insanlar tarafından çaprazlamalar sonucu elde edilmiş, çeşitli özellikleri bakımından üstün bir ağaç bulunduğunda, bu ağaç vejetatif yoldan üretime alınmakta ve elde edilen fertlere klon denmektedir. Bir kavak klonu, Uluslararası Kavak Komisyonu (IPC) tarafından bir numara veya isimle tescil edilmekte ve isteyen ülkelerde kültüre alınmaktadır. Klonlar, farklı iki türün melezi olabildiği gibi, belli bir türe mensup üstün fertler de olabilir. Kavakçılıkta klonal üretim, tek bir ağaçtan alınmış çeliklerle yapıldığından, bütün fertler genetik olarak birbirinin aynıdır. Halen Türkiye’de üretimi yapılan kavak klonları şunlardır:
I-214: Avrupa -Amerika Karakavakları melezi (Populus nigra × Populus deltoides)
Samsun (I-77/51): Amerikan Karakavağı (Populus deltoides) klonu

KAVAK FİDANLARINI NEREDEN SATIN ALABİLİRİM?
Halen Çevre ve Orman Bakanlığına ait Devlet Orman Fidanlıkları, bölgelere göre uygun Kavak fidanı üretip satmaktadırlar. Bazı bölgelerde, özel fidanlıklardan da kavak fidanı satılmaktadır. Bu konuda Enstitü’müzden, mahalli orman teşkilatından istenen bilgi alınabilir.
Diğer taraftan, kavak fidanları hakkında Türk Standardları Enstitüsü tarafından hazırlanmış ve halen yürürlükte olan, "TS 3197 Kavak Fidanları (Yerli Karakavak ve Melez Karakavak)" isimli bir standard mevcuttur. Üreticiler, iyi bir kavak fidanının nasıl olması gerektiği hakkında bu standardtan yararlanabilirler.

KAVAK FİDANLARINI NASIL DİKEYİM?
Satın alınan fidanlar, kökleri örtülerek nakledilmeli ve en kısa zamanda dikilmelidir. Fidanlar hemen dikilemeyecekse kökleri asla açıkta bekletilmemeli, dikileceği zamana kadar toprakla örtülmeli veya su dolu bir çukura daldırılmalıdır.
Melez Kavak fidanları genellikle Karakavak fidanlarından daha uzun (iki yaşındakiler 6- 7 m’ye kadar) boylu olmaktadır. Bu sebepten, fidanlar daha sonra kendiliğinden veya rüzgarla devrilmeyecek kadar derine dikilmelidir. İki yaşındaki Melez kavak fidanlarının en az 80-90 cm derinlikte dikilmesi tavsiye edilmektedir. Karakavak fidanları iin ise 60-70 cm derinlik yeterli olmaktadır. Dikim çukurları el ile veya traktöre monteli burgularla açılabilir.
Dikimde her çukura bir teneke iyi yanmış hayvan gübresi konulmalıdır. Fidan çukuru toprak seviyesine kadar toprakla doldurulmalı, toprak ayakla iyice sıkıştırılmalı ve fidan herhangi bir kazığa bağlanmamalıdır. Fidanların diplerine toprak yığılmamalıdır.
Kavaklar araziye sıralar halinde dikilir. Bu durum, daha sonra yapılacak makineli bakım çalışmaları için gereklidir.
Çeşitli nedenlerle kuruyan veya zarar gören fidanların yerine, takip eden yıl tamamlama dikimleri yapılır.

KAVAK FİDANLARINI NE SIKLIKTA DİKEYİM?

Sıklık konusunda, yetişme muhiti şartları (özellikle toprak ve iklim), yetiştirme amacı, kullanılan kavak klonu ve türü ile pazarlama şartları önemli rol oynar. Melez ve Deltoides (Samsun) Kavakları daha geniş dallanma eğiliminde olduklarından, genellikle kültürü yapılmakta olan yerli Karakavaklardan daha seyrek dikilir. Ancak, amaç kaliteli (kalın çaplı ve budaksız) odun elde etmeye yönelik ise, dikim aralığı geniş, kitle üretimine (ince çaplı) yönelik ise dar tutulmalıdır.
Melez Kavak fidanları, genellikle, 4×4, 4×5, 5×5, 5×6, 6×6 m aralık-mesafe düzeninde (sıralar arası ve sıra üzerindeki mesafe) dikilmektedir.
Karakavaklar ise 2×1, 2×2, 2×3, 3×3, 3×4 m mesafe düzeninde dikilebilmektedir.

BAZI YENİ DİKİLMİŞ KAVAKLIKLARIN ALTINDA TARIM YAPILIYOR, BU DOĞRU MU?

Kavak ağaçlamasının ilk yıllarında tek yıllık tarla bitkileri ile ziraat yapılabilir. “Ara tarım” denilen bu faaliyet, yatırım maliyetini bir miktar azaltmakta veya yetiştiricinin yıllık tarım ürünü ihtiyacını karşılamaktadır. Ancak yapılacak ziraat, kavakların yaz aylarında kafi derecede sulanmasına engel olmamalıdır. Diğer taraftan, traktör çalışması sırasında fidanların kök ve3 gövdelerine zarar vermemeye dikkat edilmelidir.
Kavak altında ara tarım 3 yıl devam edebilir.

KAVAKLIĞIMA GÜBRE ATAYIM MI?

Kavak fidanları dikilirken, dikim çukuruna bir teneke yanmış çiftlik gübresi dökülmesi tavsiye edilmektedir. Bunun dışında, kavaklığa uygun bir arazide başka tabii veya mineral gübrelemeye gerek yoktur. Kavaklar, kökleri tarım bitkileri gibi 20-40 cm’lerde olmayıp derine giden, uzun ömürlü ağaçlardır. Bu bakımdan, bilinçsizce yapılacak bir gübreleme, üreticiye ek masraf getirmekten başka anlam taşımayacaktır.

KAVAKLIĞIMA NASIL BAKIM YAPAYIM?

Kavaklık bakımları, sulama, toprak işleme ve budama-tepe düzeltmesi şeklinde yapılabilir. Bunlardan en önemlisi ve hayati önemi haiz olanı ilk yıllardaki ve kurak dönemlerdeki sulamadır.

KAVAKLIĞIMI NE ZAMANLAR ve NASIL SULAMAM GEREKİR?

Bir kavaklığın sulama ihtiyacı genellikle dikildiği yıldan başlayarak azalmaktadır. Bir kavaklık dikildiği yıl mutlaka birkaç defa sulanmalıdır. Yılın iklim şartlarına göre, bu miktar azalıp artabilmektedir. Henüz sonbahar gelmeden yapraklarda dalların alt kısımlarından itibaren sararmaların başlaması, susuzluğun en belirgin göstergesidir. Ancak sulama için yaprakların sararması beklenmemeli, toprağın nem durumu izlenerek sulama yapılmalıdır. Bunun için toprağın 50-60 cm derinlikteki nemliliğine bakılmalıdır.
Kavaklar, kökleri derinde olduğundan, bol, salma su ile sulanır.
NOT: Yapraklarda zamansız sararma, topraktaki kireç fazlalığından da kaynaklanabilir. Ağacın tüm yapraklarının yaz ortasında sapsarı olduğu ve kloroz denilen bu oluşumun susuzlukla bir ilgisi yoktur. Özellikle İç Anadolu Bölgesinde görülen bu tür topraklarda kavakçılık yapılmamalıdır.

KAVAKLIĞIMI SÜREYİM Mİ?

Sulanan her tarlada olduğu gibi, kavaklıklarda da otlanma olabilir. Bu bakımdan, hafif diskaro ila yapılacak üst toprak işleme, gerek sulama sonucu oluşan kaymak tabakasının kırılması gerekse otların bertaraf edilmesi ile kavakların gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu konuda, “daha iyi olur” düşüncesiyle derin sürüm yaparak hem gereksiz masraftan, hem de oluşacak yüzeysel köklerin kopartılarak ağaçlara zarar verilmesinden kaçınılmalıdır.
Bu tür sürümler, yılda 2 defa olmak üzere, 5 – 7 yıl süre ile yapılabilir.

KAVAKLARIMI NE ZAMAN ve NASIL BUDAMAM GEREKİR?

Kavaklarda budama, öncelikle bu ağaçlardan elde edilecek odunun hangi sanayi dalında kullanılacağına bağlıdır. Soyma ve kereste sanayii düzgün, budaksız odun tercih ederken, yongalık odun için böyle bir şart yoktur. Ancak, sadece Melez Kavakların soymalık olarak kullanılabildiği unutulmamalıdır.
Yeni dikilen bir kavaklıkta, ilk yıllarda fidanların alt kısımlarında sürgünler oluşabilir. Bunlar sonbaharda alınmalıdır. Sağlıklı bir kavaklık, ikinci yıldan itibaren hızla boylanmaya başlar. Bu esnada, gövdenin istenmeyen kısımlarında dallanmalar, tepede çatallanmalar olabilir. Odunun soyarak değerlendirildiği kontrplak, kibrit gibi bazı sanayii dallarında budaksız, düz, kalın gövdeler tercih edildiğinden, gövdenin alttan itibaren 6-8 m’lik kısmı odunun soyulabildiği 8-9 cm çap kalınlığından itibaren dalsız tutulmalıdır. Bir başka ifadeyle, gövdenin alttan 1/3’ü dalsız olmalıdır. Budama işlemine, 6-8 yaşlarında son verilir.
Ağaçlar hiçbir zaman aşırı budanmamalı, budanan dallar gövde yüzeyinde çıkıntı bırakmayacak şekilde kesilmelidir. Budama yıl içinde kavaklık sahibi tarafından uygun görülen bir zamanda yapılabilir.
Budamanın yanında diğer önemli bir uygulama, düzgün bir gövde oluşumu için gerekli görülen tepe düzeltmeleridir. Tepelerde oluşabilecek çatallanma veya hakim yan dal oluşumları, uygunsuz dal kesilip uzaklaştırılarak özellikle ilk yıllarda önlenmelidir.
Budama, oldukça zor ve maliyeti artırıcı bir bakım uygulaması olduğundan, kavakçı kendine göre bir yol çizerek bu işlemi yapmalıdır.

KAVAKLIĞIMIN GELİŞMESİ NORMAL Mİ?

Ormancılıkta bir saha üzerindeki ağaçların gelişme derecesi, yetişme ortamı endeksi (bonitet endeksi) ile belirlenir. Buna, ağaçların belli boylara hangi yaşlarda eriştiklerine bakılarak karar verilir. Ancak Melez kavaklarla Karakavakların gelişme dereceleri farklıdır.
Kavaklık sahibi, ağaçlarının ortalama boyunu belirleyerek, arazisinin bonitet sınıfına göre gelişmenin normal olup olmadığını izleyebilir. Bir başka ifadeyle, bir kavaklıktaki ağaçların ortalama boy ölçüleri bunlardan hangilerine uyuyorsa, kavaklığın arazisi o bonitet sınıfında sayılır.

KAVAKLARIMI NE ZAMAN KESEBİLİRİM?

Kavakçılığın bazı yıllık tarım bitkilerine nazaran avantajı, belli bir yıl veya mevsimde ürünün –yani odunun- mutlaka hasat edilip elden çıkarılmasının şart olmayışıdır. Kavaklar, uzun yıllar yaşayabilmekte ve istenildiği zaman kesilebilmektedir. Ancak bu konuda aşağıda açıklanan bazı olgular dikkate alınmalıdır.
Ağaçların yıllık genel ortalama odun artımı belli bir yaşta azami miktara ulaşmakta, daha sonra düşmektedir. Kavaklıklar, genellikle en yüksek odun veriminin (hasıla) sağlandığı bu yaşta veya bu yaşa yakın yıllarda kesilmektedir. Ancak, bu yaşlarda kesim yapmak, karlılığın da en yüksek olduğu anlamına gelmemektedir. Bu bakımdan, mevcut kavaklıkta en yüksek karlılığın sağlandığı kesim yaşını tam olarak belirleyebilmek için, fayda-masraf analizlerinin yapılması gerekmektedir. Bu analizlerine dayalı olarak bulunan ve karlılığın azami olduğu yaşlara mâli idare süresi denilmekte; bu süre, I-214 melez kavaklarında dikim sıklığı ve toprak verimliliğine bağlı olarak 8-14 yıl arasında değişmektedir.
Normal bakımları yapılmış melez kavak ağaçlandırmalarında, genel ortalama artımın azami olduğu ve araziden en yüksek odun veriminin (hasıla) sağlandığı kesim yaşları da dikim sıklığı ve toprak verimliğine bağlı olarak değişmekte ve 11-13 yıl arasında olmaktadır. Enstitü’müzde yapılan araştırmalara göre, değişik bonitet sınıfları ve dikim aralıklarında tesis edilmiş I-214 kavakları için, genel ortalama odun artımının azami olduğu yaşlara göre kesim yaşları aşağıdaki tabloda verilmiştir:
Normal bakımları yapılmış Karakavak ağaçlandırmalarının genel ortalama odun artımının azami olduğu yaşlaradayalı kesim yaşları da, melez kavak ağaçlandırmaları ile benzerlik göstermektedir. Kavaklık sahibi kavaklığının gelişmesini izleyerek, kavaklarını kesip satacağı en karlı yılı tahmin etmeli ve buna göre planlarını yapmalıdır.

KAVAKLIĞIMDA NE MİKTARDA ODUN VAR?

Ağaç gövdeleri hacım ölçüsü (m3) üzerinden değerlendirilir. Ormancılıkta yaygın olarak üretilen ağaç türleri için hacım tabloları geliştirilmiştir. Bunlar gövdenin yerden 1.3 m yüksekliğinden ölçülen çapına göre (tek girişli hacım tablosu) veya hem çapına, hem boyuna göre (çift girişli hacım tablosu) düzenlenmiş olabilir. Ağaçlarda gerekli ölçüler yapılarak ve bu tablolardan yararlanılarak, sahadaki odun miktarı hesaplanabilir.
Yine kavaklıklardaki odun miktarını belirlemek için, bonitet sınıfı ve dikim aralıklarına göre her yaş kademesi için birim alandaki (hektardaki) odun hacmını veren hasılat tablolarından da yararlanılabilir.

KAVAKLARIMI TON ÜZERİNDEN SATIN ALMAK İSTİYORLAR, NE DERSİNİZ?

Odun ticareti, hacım (m3) ve ağırlık (ton) üzerinden yapılabilir. Soymalık ve kerestelik odun daha çok hacım üzerinden alınıp satılırken, yongalık odun ticaretinde ağırlık kullanılmaktadır. Yuvarlak odunların hacmının belirlenmesi için her tomruğun çap ve boyunun ayrı ayrı ölçülmesi ve o ağaç türü için belirlenmiş özel hacım tablosu gerektiğinden, bu işlemler de üretim masraflarını artırdığından, kavak odunu ticaretinde son yıllarda her türlü odun ağırlık üzerinden alınıp satılmaya başlanmıştır.
Ancak yıl içinde dikili haldeki kavak odununun ağırlığı değişmektedir. Enstitü’müzde yapılan bir araştırmaya göre, I-214 melez kavağının 1 m3’ü kesildiği anda mevsimlere göre şu ağırlıklarda olmaktadır:
Kış mevsiminde: 860 kg
İlkbahar mevsiminde: 830 kg
Yaz mevsiminde: 800 kg
Sonbahar mevsiminde: 730 kg
Buradan anlaşılacağı üzere, üretici kış kesimlerinde oldukça karlı çıkmaktadır.

KAVAKLARIMI KENDİM KESTİRİP SATMAK İSTİYORUM, NASIL TOMRUKLAMAM LAZIM?

Melez Kavak odunu soyulmadan alınıp satılmaktadır. Melez kavaklardan elde edilen yuvarlak odun; soymalık tomruk, kerestelik tomruk ve yongalık odun olmak üzere, genellikle üç sınıfta toplanmaktadır. Soymalık tomruk, kabuklu ince uç çapı en az 25 cm olan tomrukları; bıçkılık tomruk, kabuklu kalın uc çapı 25 cm’den az, ince ucu çapı en az 17 cm olan tomrukları; yongalık odun, kabuklu kalın uc çapı 17 cm’den az, ince uc çapı en az 5 cm olan odunları kapsamaktadır. Piyasa şartlarında soymalık tomruklar genellikle 3’er m halinde kesilmekte, kerestelikler farklı boylarda olabilmektedir. Yongalık odunda boy önemli değildir. Ağaçların, ince uç çapı 5 cm’ye kadar olan dalları da yongalık olarak değerlendirilmektedir.
Karakavaklar ise soymalık odun olarak kullanılmamakta, kerestelik, kabukları soyulmuş yuvarlak odun ve yongalık odun olarak değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, kavak tomrukları hakkında Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanmış olan aşağıdaki standardlar halen yürürlüktedir. Üreticiler, bu standardlardan da yararlanabilirler.
TS 674 Kerestelik Karakavak Tomruğu
TS 1067 Kibritlik Kavak Tomruğu
TS EN 1316-2 Sert (Yapraklı) Yuvarlak Yapacak Odun- Kalite Sınıflandırması- Bölüm 2: Kavak
TS 3273 Soyma Kaplamalık Kavak Tomruğu
TS 4711 Kesme Kaplamalık Kavak Tomruğu

KAVAKLIĞIMDAKİ SOYMALIK, KERESTELİK ve YONGALIK ODUNU HESAPLAYABİLİR MİYİM?

Enstitü’müzde yapılan araştırmalar sonucu, I-214 Melez Kavağı için geliştirilen odun sınıfları hacım tablosu ve hasılat tabloları yardımı ile bir kavaklıktan elde edilebilecek soymalık, kerestelik ve yongalık odun hacmını hesaplamak mümkündür.

KAVAKLIĞIMDA NE ZAMAN İLAÇLAMA YAPMALIYIM?
Zararlılarla mücadelede ilaçlama son çare olarak düşünülmelidir. Öncelik; henüz başlangıç aşamasında iken doğru yer ve fidan seçimi ile arazi hazırlığına verilmelidir. Daha sonraki bakım ihtiyaçlarının da usulüne uygun olarak yapılmasına dikkat edilmelidir. Buna rağmen bir zararlı görülürse, türü, zararın boyutu, biyolojik safhası gibi kriterler göz önüne alınarak ilaçlamaya karar verilebilir.

AĞAÇ GÖVDELERİNDE AKINTILAR VAR, NE YAPABİLİRİM?
Gövdelerde akıntı çeşitli sebeplerle olabilir. Bunlar arasında en önemlisi Agrilus ater denilen böcektir. Bu böcek sağlık durumu oldukça bozulmuş ağaçlara musallat olmaktadır. Topraktaki taban suyu ile ilgili problemler, özellikle ağır bünyeli topraklarda yapılan aşırı sulama, taban suyu seviyesinin ani düşmesi, aşırı tuzluluk, aşırı kuraklık, aşırı budama bu böceğin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Arazideki bu tür problemlerin giderilmesi gerekir.

FİDAN GÖVDELERİNDE ŞİŞKİNLİKLER OLUŞTU, SEBEBİ ve GİDERMENİN ÇARESİ NEDİR?
Ağaçlandırmaların ilk 1-2 yılında gövdelerde galeriler açan ve galerilerin olduğu kısımda şişkinlikler oluşturan böcek Sciapteron tabaniformisRott.’dir. Bu zararlıdan korunmak için alınacak ilk önlem, ilkbaharda budama yapmamak ve fidanları yaralamaktan kaçınmaktır.
Bu böcekle mücadele için, erginlerin görülmesinden 20 gün sonra ilk gövde ilaçlaması, 20 gün ara ile ikinci, gerekiyorsa üçüncü ilaçlama yapılabilir. İlaç olarak 120 g/hl konsantrasyonda Fenitrothion aktif maddeli ticari ismi Folithion olan ilaç kullanılabilir.

AĞAÇLARIN GÖVDELERİNDE KÜÇÜK DELİKÇİKLER ve BUNLARDAN ÇIKAN ODUN TALAŞI GÖRÜLÜYOR, NE YAPABİLİRİM?
Bazı böcekler, kavak gövdelerinde, kabuk altında ve odun dokusunda galeriler açarak zarar yaparlar.Bunların en önemlileri Melanophila picta Pall. (Kavak süslü böceği), Sciapteron tabaniformis Rott. (Kavak odun arısı), Cryptorhychus lapathi L. ve Agrilus ater L.’dir.
Özellikle Melanophila picta tasallutundan kaçınmak için kavaklık susuz bırakılmamalıdır. Sciapteron tabaniformis’e karşı ise bakım işlemleri ihmal edilmemelidir.
C. lapathi ile yapılacak ilaçlı mücadele için, ilkbahar başlangıcında ilk gövde ilaçlaması, 15 gün ara ile ikinci ilaçlama yapılmalıdır. İlaç olarak; 30 ml/hl konsantrasyonda Deltamethrin aktif maddeli (Decis), 50 ml/hl konsantrasyonda Cypermethrin aktif maddeli (Imperator) veya 150 g/hl konsantrasyonda Fenthion aktif maddeli (Lebaycide) ilaçlar kullanılabilir.

AĞAÇLARIN GÖVDE ve DALLARI BEYAZIMSI PULLARLA KAPLI, NE YAPABİLİRİM?
Bunlar muhtemelen ağaçların gövde ve dallarında özsu emerek yaşayan ve üstlerinde koruyucu bir kabuk olmasından ötürü kalkanlı bitler de denilen zararlılardır. En önemlileri Chionaspis salicis L., Lephidosaphes ulmi L.'dir.
İlaçlı mücadelede en uygun zaman larvaların yumurtadan çıkıp uygun beslenme yeri aradığı zaman ile koruyucu kalkanın ilk oluşma zamanlarıdır. İlaçlı mücadelede için, 150 ml/hl konsantrasyonda Fenthion aktif maddeli (Örnek ilaç: Lebaycide) veya 100 ml/hl konsantrasyonunda Methidation aktif maddeli (örnek ilaç: Supracide, Suprathion) ilaçlar tasallutlu yere fırça ile sürülmelidir.

YAPRAK ve İNCE DALLARDA ÇOK MİKTARDA BÖCEK ve KARINCA GÖRÜLÜYOR, NE YAPMALIYIM?
Yaprak ve ince dallarda özsu emerek yaşayan ve benekler, renk değişimi ve kurumalara sebep olabilen bu böceklere aphit denilmektedir. Karıncaların kavağa bir zararı yoktur; bu böceklerin vücut salgılarıyla beslenmektedirler.
Yoğun olmadığı sürece mücadele ihmal edilebilir. Çok yoğun tasallut hallerinde ilaçlı mücadelede için, 100 ml/hl konsantrasyonda Dimethoate aktif maddeli (Örnek ilaç: Rogor) veya 100 ml/hl konsantrasyonunda Fenthion aktif maddeli (örnek ilaç: Lebaycide)ilaçlar kullanılabilir.

YENİ DİKTİĞİM FİDANLAR YAPRAK ÇIKARIRKEN KURUDU, NE YAPILABİLİR?
Fidanların dikim sonrası tam yapraklanamadan kuruması birkaç sebepten olabilir. Bunlardan bazıları, kökleri veya gövdesi ölmüş fidan dikilmesi, dikim hataları ve bunların sonucunda ortaya çıkan mantar hastalıkları olabilir.
Kurumuş fidanları söküp sahadan uzaklaştırmak; sağlıklı fidanlarla yeniden dikim yaparken, dikim usul ve esaslarına uymak gerekir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
SIKINTILARINIZ YILDIZLAR KADAR UZAK, HAYALLERİNİZ GÜN GİBİ PARLAK OLSUN DOSTLAR...