Arama


ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
28 Ekim 2011       Mesaj #5
ener - avatarı
Ziyaretçi
Sağlıklı olduğumuzda dilimiz pembe bir renktedir. Ancak renk değişiklikleri beslenme tarzıyla da yakından ilgilidir. Örneğin lifli besinler, tohumlar, çiğ sebze ve meyvelerle beslenen toplumların dil rengi, Batı toplumlarınınkinden çok daha pembedir. Bunun nedeni, tahmin edilebileceği gibi, Batılıların giderek daha fazla endüstriyel besinlere yönelmeleri ve doğal besinlerden uzaklaşmalarıdır.

Dilimizin mukozası, kendi kendini çok çabuk yenileyen hücrelerden oluşur. Bu ölü hücrelerin düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Bu temizlik işlemi, doğal olarak çiğneme sırasında gerçekleşir. Eğer çiğneme sırasında alınan besinler sert ve lifli değilse temizlik tam olarak gerçekleşemez. Çünkü sert ve lifli besinler, örneğin taze sebze ve meyveler dili temizleyen başlıca besinlerdir. Eğer bu besinler yeterli düzeyde alınmazsa dilin o doğal, canlı pembe rengi giderek değişir, bozulur. Genellikle sağlıklı kişilerin beslenme alışkanlıklarına göre bu pembe renk değişik tonlara bürünebilir.

Dilimizin üstünü kaplayan tabakanın sık sık yenilenmesi, hastalıklardan hemen etkilenmesinin nedenini de kolaylıkla açıklar. Dilde görülen bir iltihaplanma, organizmanın demir ya da vitamin eksikliğinin belirtisidir.

Dilinizi kendi kendinize muayene edebilirsiniz. Bunun için küçük bir aynayla incelemek, parmakla dokunarak muayene etmek yeterlidir. Doktorunuz, gerekirse mukozadan hücre alıp laboratuvar incelemesi de yaptırtabilir.

Dil, cildimizden çok daha kolay etkilenebilen, daha zayıf ve daha nemli bir organdır. Bu nedenle en basit doku bozukluğu, zedelenme ya da hasar, görünümünde hemen değişiklikler yaratır. Böyle bir sorunla karşılaştığınızda hiç zaman kaybetmeden doktorunuza başvurmalısınız.

Değişiklik ya dilin renginde, ya da dokusunda ortaya çıkar. Dokuda çıktığında, insan tat alma duyusunda da bir değişiklik hissedebilir. Tat alma duyusu zayıflar; dil, ağızda sertleşmiş gibi bir duyguya kapılırsınız. Hatta dil hissizleşebilir. Böyle durumlarda kişi, kendi kendini tedavi etmekten kaçınmalıdır.

Dildeki yaralar ya da kabarcıklar basit bir gargarayla bile iyileşebilir. Ancak bu durum gerçek bir hastalığı gizlemiş de olabilir. Bu yaralar aft, mantar enfeksiyonları, herpes gibi bir virüsün yol açtığı doku bozuklukları olabilir. Bu gibi durumlarda bir sindirim sistemi uzmanına, bir gastroenteroloğa ya da bir cildiye uzmanına başvurulabilir. Bir dahiliye uzmanı da ilk aşamada teşhis koyabilir.

kaynak
Son düzenleyen ahmetseydi; 25 Nisan 2015 10:21