Arama

John Dalton - Tek Mesaj #6

ocean97 - avatarı
ocean97
Ziyaretçi
18 Aralık 2011       Mesaj #6
ocean97 - avatarı
Ziyaretçi
JOHN DALTON (1766-1844)

John Dalton, en çok atom teorisi'ni savunması, kendi adı verilen atom modeli ve onuruna bazen Daltonizm de denen renk körlüğü hakkında yaptığı araştırmalarla tanınır.
19. yüzyılın başlarında atom konusunda ilk bilimsel yaklaşımı yapan atomcudur. Ona göre atomlar içleri dolu ve parçalanamayan berk kürelere benzemektedir. John Dalton, maddeleri çok küçük yapı taşlarının topluluğu halinde bulunduğu fikrini ileri sürdü.
Dalton un atom teorisi olarak ortaya konulan temel özellikler şunlardır.
- Tüm maddeler atomlardan yapılmıştır.
- Farklı cins atomlar farklı kütlelerdedir.
- Atom katı, sert, içi dolu küre şeklindedir.
- Bir elementin bütün atomları birbirinin aynıdır.
- Atomlar parçalanamaz.
1790 yılları civarında hukuk veya tıp okumayı planlıyordu fakat ailesi tarafından destek göremeyince 1793 yılına kadar Kendal'da kalmak zorunda kaldı. Daha sonra Manchester'a taşındı ve bilimsel bilgisinin çoğunu borçlu olduğu kör filozof John Gough sayesinde Manchester Akademisine matematik ve doğa felsefesi konularında öğretmen olarak atandı. Kolejin York'a taşındığı 1803 senesine kadar da bu pozisyonda kaldı. Daha sonra matematik ve kimya konularında özel ders vererek geçimini sağladı. 1800'lü yıllarda Dalton, her elementin kendine özgü bir atomun varlığını gösterdi. Ancak Dalton, atomların içi dolu ve bölünemez olduğu fikrindeydi. John Dalton, 27 temmuz 1844 tarihinde İngiltere'nin Manchester şehrinde hayatını kaybetti.
John Dalton ilk kez modern atom teorisine yol açan bir atılım içine girer. Atom, molekül, element ve bileşiklere ilişkin kimya alanında günümüze değin süren başlıca gelişmelerin bu atılımdan kaynaklandığı söylenebilir.

John Dalton, 6 Eylül 1766 yılında Eaglesfield, Cumbria, İngiltere'de geçimini el dokumacılığıyla sağlayan yoksul bir köylünün çocuğu olarak dünyaya gelir. Küçük yaşında dinin yanı sıra matematik, fen ve gramer derslerine de programında yer veren bir tarikat okulunda öğrenimine başlar. Özellikle matematikte sergilediği üstün yetenek ona yerel çevrede ün kazandırır. On iki yaşına geldiğinde, kendi okulunu açmak için yetkililerden izin alır. Aralıksız on beş yıl sürdürdüğü öğretmenliği döneminde genç adam yüzlerce köy çocuğunu eğitmekle kalmaz, matematik ve bilime olan merak ve tutkusu doğrultusunda kendini de yetiştirir.

Onun ömür boyu süren bir yan tutkusu da hava değişimleri üzerindeki gözlemleriydi. Çeşitli yörelerden topladığı hava örneklerini konu alan çözümlemeleri, havanın hep aynı kompozisyonda olduğunu gösteriyordu.

Dalton'un anlamadığı birkaç nokta vardı:
Gazlar neden tekdüze bir karışım sergiliyordu? Karışımda, örneğin, karbondioksit gibi ağır bir gazın dibe çökmesi niçin gerçekleşmiyordu? Sonra,gazların karışımı yalnızca esinti veya termal akımlara mı bağlıydı, yoksa başka etkenlerde var mıydı?

Bu çalışmalarıyla bilim çevrelerinde adı duyulmaya başlayan Dalton, 1793'te Manchester Üniversitesi'ne öğretim görevlisi olarak çağrılır. Üniversitede matematik ve fen dersleri veren genç bilim adamı,meteorolojik gözlemlerini yayınlaması üzerine, Manchester Yazım ve Bilim Akademisi'ne üye seçilir. Elli yıl süren üyelik döneminde Dalton, Akademiye yüzden fazla bildiri sunar, bilimsel konferanslarda aktif rol alır.

Dalton bir bakıma kimyayı ve kimyasal çözümlemeyi tanımlayan ilk kişidir. Ona göre, kimyanın başlıca işlevi maddesel parçacıkları birbirinden ayırmak ya da birbiriyle birleştirmektir. Bu parçacıklar maddenin, o zaman bölünmez, parçalanmaz sayılan en ufak ögeleri, yani atomlardı.

Dalton,kimi değişik atomların göreceli ağırlıklarını da belirler. En hafif madde olarak bilinen hidrojenin atomik ağırlığını ''1'' diye belirler. Ardından suyun ayrıştırılmasıyla ortaya çıkan her parça hidrojene karşılık sekiz parça oksijen olacağını söyleyerek, oksijen atomlarının hidrojen atomlarından sekiz kat daha ağır olduğunu ileri sürer. Bu yanlıştı kuşkusuz.Dalton suyun H2O değil, HO olduğunu sanıyordu. Ama bu yanlışlık onun düşünce düzeyindeki büyük atılımın önemini azaltmaz elbette. Unutulmamalıdır ki, atomların nasıl bir araya gelip şimdi 'molekül' dediğimiz bileşik atomlar oluşturduğunu gösteren kimyasal simgeler dizgesinde de ilk adımı ona borçluyuz.

Renk körlüğü de tıp diline 'daltonizm'diye geçer. Dalton renk körüydü, zamanının bir bölümünü bu hastalığı incelemekle geçirmişti.

Dalton'un çalışmalarıyla kimyanın matematiksel bir nitelik kazandığı, bir bakıma fizikle birleştiği söylenebilir. Maddenin elektriksel olduğu düşüncesini de ona borçluyuz.


Derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.