Arama


HANDSOME - avatarı
HANDSOME
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє
20 Aralık 2011       Mesaj #2
HANDSOME - avatarı
VIP ☪ ɴє мυтŁυ тürĸüм đἶყєɴє

BALIKLAR VE KAVAL ÇALAN ÇOBAN


Anet kıza vurgunTirsis çoban
Öyle yanık türküler söyler
Öyle sesler çıkarırmış ki kavalından
Mezarlarında ürperirmiş ölüler.
Bir gün yine türküleri, kavalıyla
Yürüyormuş bir dere boyunca.
Kırlarda türlü çiçekler açmış
Tatlı yeller esiyormuş çayırda.
Tirsis çoban bir de bakmış
Sevgilisi balık avlıyor oltasıyla.
Ama şu sersem balıklara bak ki sen
Tutulmuyorlar hiçbiri çoban kızına.
İnsan, hayvan, yüreği taştan
Her yaratığı duygulandıran çoban
Balıkları da büyülerim sanmış,
Ama aldanmış;
Şöyle bir türkü döktürmüş onlara:
— Ey bu akarsuların yurttaşları;
Bırakın sizin o ünlü su perisi
Bekleye dursun derin mağarasında da
Bin kez daha güzelini gelin görün;
Tutsağı olmaktan korkmayın bu güzelin.
Onun zulmü bizleredir yalnız;
Sizler güler yüzlü karşılanırsınız.
Korkmayın, canınıza kıymak istemiyor ki,
Billur gibi bir havuzda besleyecek sizi.
Bir kaçınız bu arada can verirse de
Ne mutlu ölene Anet’in ellerinde.
Hiçbir etkisi olmamış bu söylevin.
Sağır ve dilsizmiş hepsi dinleyenlerin.
Tirsis çoban ne diller dökse nafile;
Ya, demiş, demek tatlı söz kâr etmiyor size.
Gitmiş upuzun bir ağ getirmiş
Balıklar sürüyle dolmuş içine;
Hepsini Anet’in ayakucuna sermiş.
Ey krallar, koyun değil insan güdenler,
Kimi zaman beyinsiz bir sürüye
Akıl vermek için boşuna nefes tüketenler:
Tatlılıkla getiremezsiniz onları yola.
Laf anlamazlara başka türlü davranmak gerek
Gücünüzü kullanıp ağlarınızı gererek.

KULAKLARI KESİLEN KÖPEK


— Ben ne yaptım, ne kusur işledim ki
Kendi efendim budadı böyle beni?
Şu maskara halime bakın:
Ben böyle nasıl çıkarım
Öteki köpeklerin karşısına?
Ah hayvanların kralları,
Daha doğrusu baş belaları,
Size yapsalar ne derdiniz buna?
Genç çoban köpeği Karabaş
Böyle yakınıp duruyormuş.
Herkes kılı kıpırdamadan seyretmiş
Kulaklarının kesilmesini insafsızca.
Karabaş çok şey yitirdiğini sanmış,
Ama çok şey kazandığını görmüş zamanla.
Dalaşmayı seven cinsten olduğu için
Kim bilir kaç kez kırlardan
Kulakları paramparça dönecekmiş eve.
Kavgacı köpek yırttırır kulağı her zaman.
Ne kadar az tutamak verirse o kadar iyi
Başka azılıların dişlerine.
Savunulacak bir tek yerin kaldı mı
Saldırıya karşı beslerler orasını,
Karabaşın boynundaki gibi bir gerdanlıkla.
Dibinden kesik de oldu mu kulakların
Kurt, kapacak yerini bulsun da kapsın.

KEKLİKLE HOROZLAR


Bir kekliği getirmiş adamın biri,
Horozlarla bir kümese koymuş.
Kekliği düşünün, hanım hanımcık;
Bir de o edepsiz, o saygısız herifleri.
Car car bağırıp çıngar çıkarmak
Bütün marifetleri.
Ama keklik sevinmiş önce
Kümeste tavuk görmeyince:
— Yaşadık, demiş; bunlar kadına düşkündür;
Âşık oldular mı bana
Kraliçe olduğum gündür.
Gel gelelim azgın ibikliler
Hiç de saygı göstermemişler
Güzelim yabancı bayana.
Bütün gün gagalayan gagalayana.
Fena alınmış kınalı keklik,
Bu ne biçim erkeklik, kadınseverlik!
Ama bakmış işin rengi başka,
Yalnız kendine değil bu kaba şaka;
Horozun horoza ettiği bin yeter;
Nerdeyse birbirlerini yiyecekler.
— Demek âdetleri bövle, demiş;
Bunlara kızmak değil acımak gerek.
Tanrı herkesi bir örnek yaratmıyor ki
Kimini horozca yaşatıyor,
Kimini keklikçe.
Elimde olsa durur muyum içlerinde?
Gider doğru dürüst,
Uslu akıllı erkekler bulurum kendime.
Bırakıyor mu buraların zorbası?
Tuzaklara düşürüyor bizi kör olası,
Atıyor horozların içine,
Kanatlarımızı da kesiyor üstelik.
İbiklilerin bunda suçu ne?
İnsanda bütün kötülük.

ÖRÜMCEKLE KIRLANGIÇ


— Ey Zeus, beyninden çıkartıverdiğin,
Dltimaslı yarattığın Pallas Athena
Kıskanıp Lidya’da dokuduğum kilimleri
Örümceğe çevirdi bıraktı beni.
Ne olur, bir kez de benim derdimi dinle.
Bülbülün bacısı kırlangıç
Yiyecek bırakmıyor bana hiç.
Fırıl fırıl dönüp,
Havadan, su üstünden süzülüverip
Kapıyor sineklerimi ben kapmadan.
Sineklere benim diyebilirim,
Ağlarımı özene bezene
Onlar için germişim;
Dolacaklar sürüyle içine
Bu kör olası kuş olmasa
Böyle saygısızca yakınmış örümcek,
Eskiden dokumacı, şimdi örücü Arahne:
İstediği de ne?
Bütün uçan böcekleri o avlayacak.
Bülbülün kız kardeşi, inadına,
Gösterip en ince marifetlerini
Kapmadık sinek bırakmıyormuş havada,
Hem kendisi, hem yavruları için,
İnsafsız, amansız bir av sevinciyle
Obur yavruları yuvada, ağızlan açık,
Yarım yamalak seslerle ciyak ciyak,
Sinek bekliyorlar çünkü ille de sinek.
Bir deri bir kemik kalmış zavallı örümcek,
Ve kendisi de gitmiş gürültüye:
Kırlangıç bir saldırısında,
Yürütmüş ağları mağları
Örümceğin kendisiyle birlikte
Zeus’un iki sofrası var her yerde:
Birinde usta, uyanık, güçlü olanlar yer;
Ötekinde küçükler artıkları bekler.

BAYAN KAPLUMBAĞA İLE İKİ ÖRDEK


Kaplumbağanın biri,
Doğuştan biraz serseri,
Bıkmış yaşadığı delikten
Başka dünyalar görmek istemiş.
Yabancı ülkelere can atan çoktur:
Hele topallar arasında
Yurdunu seven pek yoktur.
Bizim kaplumbağa iki ördeğe
Dünyaya açılmak istediğini söyleyince:
— Sen bize bırak, demiş ördekler;
Bizim yolumuz şu gördüğün gökler;
Hiç üzme kendini,
Aldık mı yanımıza
Ta Amerikalara uçururuz seni.
Neler görürsün, neler!
Ne krallıklar, ne cumhuriyetler,
Ne görülmedik milletler!
Görgünü, bilgini arttırırsın.
Odysseus da öyle yapmamış mı?
Kaplumbağa Homeros’u okumamış ama
Peki, demiş ördeklere kahramanca.
İki kuş bir uçak uydurmuş:
Bir değnek almışlar, ağızlarına
Hacı bayan futunsun diye:
— Haydi, demişler, bu değneği dişle;
Ama yolda sakın,
Ağzını açmaya kalkmayasın!
Üçü birden havalanmış böylece:
İki uçta ördekler, ortada kaplumbağa.
Görenlerdeki şaşkınlığı seyret:
Mucize diye bağırmış millet.
— İster misin, demişler, bir yerde;
Bu sırtı kabuklu kraliçe olsun,
Gezdirtsin kendini göklerde!
Kraliçe! Evet! demiş bizimki;
Kraliçe ya! Siz ne sandınız beni!
Mübarek hayvan, konuşmasan olmaz mı?
Bırak söylesinler, sen yoluna git.
Dişleri kurtulunca değnekten,
Kraliçe inmiş baş aşağı gökten.
Seyircilerin önüne düşmüş:
Dili yüzünden canından olmuş!
Son düzenleyen Safi; 30 Temmuz 2016 02:31
Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..