Arama


flora - avatarı
flora
Ziyaretçi
27 Aralık 2011       Mesaj #7
flora - avatarı
Ziyaretçi
Türkçe’nin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Türkçe Dünya’nın en eski kültür ve yazı dillerinden birisidir. Lehçeleri ile birlikte 2.000.000 kelimeye sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Bu özelliğiyle de dünyadaki‚ kelime hazinesi en zengin dil konumundadır. Türkçe’yi sırayla Macarca ve Japonca takip etmektedir ki bu dillerin de Türkçe ile çok yakın bir akrabalığı söz konusudur. İşte tüm bu özellikleriye Türkçe‚ diğer dillerle kıyas bile kabul etmeyecek bir yapıya sahiptir. Türkçe gayet ahenkli‚ öğrenilmesi kolay bir dildir. Dil bilimciler Türkçe için matematiksel‚ formüllerden oluşan bir dil tanımını kullanmaktadırlar. Türkçe son derece kurallı bir dildir.

Türkçe‚ yeryüzündeki diller arasında Ural- Altay dilleri grubuna girer. Ural- Altay dillerindeki benzerlik‚ köken birliğinden ziyade yapı birliği şeklinde kendisini gösterir. Ural-Altay dillerinin de aynı kökten çıkmış olmaları çok kuvvetli fakat araştırılmadığından kesinlik kazanmamış bir ihtimaldir. Ural-Altay dillerinin tamamı eklemeli dillerdir ve ünlü uyumuna sahiptirler. Diğer dil ailelerinden etkilenenler dışında cümle yapıları büyük benzelikler gözterir ve hatta aynıdır. Türkçe sondan eklemeli bir dildir. Altay koluna bağlıdır. Moğolca‚ Mançuca‚ Tunguzça‚ Korece ve Japonca ile çok büyük benzerlikler göstermekle birlikte‚ Fince‚ Ugorca‚ Estce‚ Macarca‚ Permce ve Samoyedce ile de takın benzerlikler göstermektedir.



Atatürk’ün Türkçe’ye Verdiği Önem ve Katettiği Yol
Atatürk‚ gerek millî benlik açısından‚ gerekse kültür ve daha bir çok şey açısından dilin önemini anlamış ve Türkçe için elinden gelen çabayı harcamıştır. O bu hususta gayet hassas davrnmış‚ dil inkılâbını yapmıştır. Atatürk’ün Türkçe’ye verdiği önemi görebilmek için Türk Dil Kurumu’nu kurmuş olmasına dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Gazi‚ Türkçe’ye giren yabancı kelimelerden kurtulmak ve Türkçe’yi geliştirmek amacıyla bu kurumu kurmuştur. Bu uğurda kendisi de birçok kitap yazmış‚ bizzat yazdığı geometri kitabında açı‚ üçgen gibi kavramları ilk O kullanmıştır. Ayrıca O’nun yazmış bulunduğu bir de dil bilgisi kitabı vardır.
Atatürk’ün yapmış olduğu Dil Devrimi’ni ve TDK’nın kuruluşunu şöyle özetleyebiliriz:

Dil inkılâbı Türk inkılâbının temel prensiplerine de uygun olarak dilde millîleşrime ve bu akıma güç kazandırma inkılâbıdır.

Türk dilinin gelişmesini rastlantıya bırakmamak‚ bu gelişmeyi kolaylaştırıp‚ hızlandırmak için sürekli çalışmak gerekti. İlkılâplar içerisinde “Türklük şuurunu” en fazla geliştirmeye yarayan‚ dilimiz üzerinde yapılan bu çalışmalardır.

Atatürk‚ bu amacı gerçekleştirmek için 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurdu. Tanınmış dil uzmanlarımızı bu kurumun bilim kadrosu içinde görevlendirdi. Kurumun amacı Türkçenin sözlük‚ terim‚ dil bilgisi‚ cümle bilgisi‚ etimoloji konularını inceleyerek Türkçenin geliştirilmesine çalışmaktır. Ayrıca bu kurumun amaçlarından bir diğeri ise Türkçe’nin Dünya dilleri arasındaki yerini belirlemeye çalışacaktı. Cemiyetin çalışmalarıyla halk dilinde yaşayan kelimeler tekrar dilimize kazandırıldı. İlim dili ile yazı dili arasındaki farklılıklar ortadan kalktı…

Atatürk’ün Türk diline ve Türk tarihine verdiği önemi Falih Rıfkı Atay şöyle dile getirmektedir:

“Türk dili ve Türk tarihi meseleleri‚ O’nun sofrasında tam bir fakültelik zaman tutmuş olduğunu tahmin ediyorum.”

Buradan bir kez daha Atatürk’ün gerçekten de bilinçli davrandığını gözlemliyoruz.

Ayrıca Atatürk’ün yoğun okuma ve ilgi alanları arasında Türk dilinin de olması O’nun bu hususa ne kadar önem verdiğinin göstergelerinden biridir.O‚ Tarih çalışmalarının başladığı dönemde Türk dili ile ilgili çeşitli yayınları okumaya büyük önem vermiştir.
Son düzenleyen Safi; 21 Nisan 2016 21:38