Arama

Louis Pasteur - Tek Mesaj #1

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

PASTEUR (Louis)

Ad:  Louis Pasteur.jpg
Gösterim: 2799
Boyut:  57.6 KB

fransız kimyacı ve biyoloji uzmanı (Dole 1822 - VilleneuveTE- tang, Marnes-la-Coquette, 1895). Bir sepicinin oğluydu, Arbois koleji'nde, daha sonra Besançon Krallık koleji’nde öğrenim gördü. 1843’te Ecole normale supörieure'e kabul edildi. 1847'de fizik ve kimya alanlarında doktora tezlerini verdi. 26 yaşında, kristalografi üstüne yayımladığı incelemeyle bilim dünyasında ün kazandı. Birkaç yıl kristalografi, kimya ve optiği birleştiren araştırmalar yaptıktan sonra, bir kristalin dış biçimi, molekül yapısı ve polarmış ışık üstündeki etkisi arasındaki bağlantıyı buldu. Bu araştırmalarıyla stereokimyanın temelini attı.

1854 sonlarında, Pasteur Lille Fen fakültesine dekan olarak atandı. 1857 ile 1863 arasında, laktik, alkolik, butirik vb. mayalanmalar üstüne incelemeleri yayımlandı. Mayalanmalara bir mikroorganizmanın neden olduğunu ve her mayalanmanın özgül bir mayayla gerçekleştiğini gösterdi. Anaerobileri, yani yaşamak için havada bulunan oksijene gereksinim duymayan mikroorganizmaları buldu. Ancak bir sorunun yanıtını vermek gerekiyordu: mikroorganizmalar, mayalanabilen bir ortamda kendiliklerinden mi doğarlar? Deneysel yöntem örneği deneyler sonucu, 1862’de, kendiliğinden üremenin bir hayal olduğunu ortaya koydu. Bu konuda, Rouen doğabilimleri müzesi müdürü Pouchet ile polemikleri ünlüdür. Pasteur, mayalanmalar üstüne yaptığı çalışmalar sırasında sirkenin oluşumunu (1862) ve şarap hastalıklarını inceledi. Şarabın Mycoderma aceti'nin etkisiyle sirkeye dönüştüğünü ve şarap hastalıklarına özel mayaların neden olduğunu buldu. Şarapların bozulmaması için bunları 55 °C’ta ısıtmayı önerdi (pastörizasyon).

„ 1857 sonlarında, Lille'den ayrılarak Ecole normale'de yönetici ve bu okulun bilimsel incelemeler yönetmeni oldu. 1862'de Bilimler akademisi’ne seçildi. 1865'te, öğretmeni Jean-Baptiste Dumas kendisinden ipekböceklerini öldüren bir hastalığı incelemesini istedi. Bu araştırmalar bulaşıcı hastalıklar üstüne çalışmalarının ilk adımı oldu. Bulaşıcı hastalıkların, mayalanmalarda olduğu gibi mikroorganizmalardan kaynaklandığını düşünüyordu. ipekböceklerinde görülen "karataban" hastalığının bulaşıcı ve kalıtsal olduğunu gösterdi. Bu hastalıkla savaşmak için hücre tohumculuğu yöntemini buldu ve yok olmaya yüz tutan ipekböcekçiliğini kurtardı. Daha sonra başka bir ipekböceği hastalığını, sütleğeni inceledi ve parazitten kaynaklanan bulaşıcı bir hastalığın gelişmesinde ortamın etkili olduğunu gösterdi.

1870-71 savaşı’ndan sonra, Pasteur mayalanmalar üstüne yaptığı araştırmalara yeniden başladı: iyi bir bira üretiminin hangi koşullarda sağlanabileceğini inceledi, bu içkide görülen hastalıkları ortaya çıkardı ve pastörizasyonla bu hastalıklardan kaçınma yollarını kanıtladı. 1870 ile 1886 arasında en verimli çalışmalarını yaptı. Arkadaşları Chamberland ve Roux ile birlikte koyunlarda görülen şarbon hastalığını kendinden önce Rayer ve Davaine tarafından keşfedilen bir çomakçığın, şarbon bakterisinin yaptığını kesin olarak tanıtladı; hasta hayvanlarda kangrenli septisemiye yol açan ve anaerobi bir mikrop olan septik vibriyonu buldu; kançıbanla- rının ve kemikiliği iltihabının (bugün "stafilokok" adıyla anılan mikrop) nedenini ortaya koydu; loğusa hummasının bugün “streptokok" olarak bilinen bir mikroptan kaynaklandığını belirledi.
Pasteur yıllar boyunca Tıp akademisinde, eski öğretilerin yandaşlarıyla savaşarak mikroorganizmaların, tıpta bulaşıcı hastalıklara neden olduğunu, cerrahide enfeksiyonun yayılmasına yol açtığını kanıtlamaya çalıştı.

Chamberland ve Roux ile birlikte 1879’ da tavuk kolerasını incelerken, hastalık yapma gücü zayıflatılmış mikroplar vere rek koruyucu aşı yapma ilkesini keşfetti. Şarbon hastalığına karşı aşıyı gerçekleştirdi. Daha sonra Thuillier ile birlikte de muz kızılı mikrobunu inceledi ve bir organizmadan değişik türde başka tür bir organizmaya geçen mikrobun hastalık yapma gücünün değiştiğini gösterdi.

1881’de Roux ile birlikte kuduz araştırmalarına başladı. Bu araştırmalar sonunda iki bilim adamı kuduz bir hayvanın ısırdığı insana da uygulanabilen bir aşı elde ettiler (1885). Bu buluş Pasteur'ün zafe riydi. 1888’de Pasteur enstitüsü'nün başına geçti, insan ve hayvan hekimliği, cerrahi, kadın doğum ve koruyucu hekimlik, onun buluşlarıyla büyük bir atılım yaptı; kimya ve mayalanma olayına dayanan sanayi kolları, onun çalışmalarıyla yeni bir görünüm kazandı. (Fr. akad., 1881.)

Pasteur enstitüsü, Pasteur'ün kuduz üzerindeki çalışmalarından hemen sonra uluslararası yardımlarla kurulan ve 14 kasım 1884'te açılan bilimsel kurum. Pasteur enstitüsü kamuya yararlı sayılan özerk bir kurumdur; bir yönetim kurulu, bir genel kurul ve üç sene için seçilen bir müdür, üç müdür yardımcısı ve bir genel sekreter tarafından yönetilir. Merkezi Paris'tedir ve dış ülkelerde (Cezayir, Yunanistan, Madagaskar, Senegal, Tunus, Vietnam) şubeleri vardır. Pasteur enstitüsü üyelerinin görevi mikrobiyoloji ve daha genel olarak biyoloji alanındaki bilgilerin ilerlemesini sağlamak, yeni tedavi maddeleri bulmak, hazırlamak ve uygulama servislerinin çalışmalarını düzenlemektir. Aslında Pasteur enstitüsü, Fransa’nın en büyük serum ve aşı üretim merkezidir (İnstitut-Pasteur Production). Öte yandan özellikle mikrobiyoloji ve bakteriyoloji alanlarında bir eğitim öğretim kurumudur.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Mayıs 2016 02:21