Arama

İsmet İnönü - Tek Mesaj #1

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

İnönü, (Mustafa) İsmet

Ad:  İsmet İnönü1.jpg
Gösterim: 5876
Boyut:  48.9 KB

(d. 24 Eylül 1884, İzmir - ö. 25 Aralık 1973, Ankara)
asker, devlet ve siyaset adamı. Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanıdır.

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında çok önemli bir rol oynamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak dünya sahnesinde yerini almasını sağlayan Lozan Antlaşmasını imzalamış, birçok kez de başbakanlık yapmıştır.
Öğrenimi ve ilk görevleri. Ortaöğrenimini Sivas Askeri Rüştiyesi’nde (1894) tamamladı.

Mühendishane-i Berri-i Hümayun’u (1903) topçu teğmeni olarak birincilikle bitirdi. 1906’da Erkân-ı Harbiye Mektebi’ni gene birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı rütbesiyle Edirne’deki 2. Ordu’nun 8. Alay’mda bölük komutanlığına atandı. Bu görevi sırasında, Makedonya’daki örgütlenmesinden etkilenerek İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye oldu (1907). Ama uzun süre cemiyet içinde herhangi bir etkinlik göstermedi; askerliği ön planda tuttu. 1908’de kolağası (önyüzbaşı) oldu ve 31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) olarak bilinen ayaklanmayı Selanik’ ten gelerek bastıran Hareket Ordusu’nda görev aldı.

1910’da Yemen Ayaklanmasını bastırmakla görevlendirilen Ahmed İzzet Paşa’ mn karargâhında görevlendirildi. Buradaki hizmetleri nedeniyle kendisine dördüncü dereceden Mecidiye Nişanı ve bir yıl kıdem verildi. 26 Nisan 1912’de binbaşılığa yükseltildi ve Yemen Mürettep Kuvvetleri kurmay başkanı oldu. Balkan Savaşı çıkınca (1912) İstanbul’a döndü (1913), Çatalca’daki sağ cenah komutanlığı emrine verildi. 1914’te harbiye nazırlığı ve erkân-ı harbiye-i umumiye reisliğine (genelkurmay başkanlığı) atanan Enver Paşa’nın başlattığı ordunun yenileştirilmesi hareketinde etkin rol oynadı. 29 Kasım 1914’te kaymakam (yarbay), 14 Aralık 1915’te miralay (albay) oldu ve Çanakkale’deki 2. Ordu’nun kurmay başkanlığına atandı. I. Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesi’nde görevlendirildi. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa da (Atatürk) bu ordunun 16. Kolordu komutanlığına atandı.

İsmet Bey, 1916’nın yaz aylarında bir süre çarpışmaları yönetti. Ocak 1917’de 2. Ordu komutan vekili Mustafa Kemal Paşa’nın önerisiyle 4. Kolordu komutanlığına atandı; stratejik birliklere komutanlık dönemi de bu göreviyle başladı. Mayıs 1917’de Suriye Cephesi’nde 20. Kolordu komutanlığına, 19 Haziran’da da 3. Kolordu komutanlığına atandı. Bir süre sonra İstanbul’a geri çağrıldı ve Halep’te 7. Ordu’nun oluşturulmasında görev aldı. Daha sonra bu orduda kolordu komutanlığına getirildi ve 7. Ordu’nun komutanlığını üstlenen Mustafa Kemal Paşa ile gene yakın ilişki içinde oldu.

Mütareke ve Milli Mücadele dönemleri. Mondros Mütarekesi’nin (30 Ekim 1918) imzalanmasından az önce rahatsızlanarak İstanbul’a dönen İsmet Bey, 24 Ekim 1918’de Harbiye Nezareti’nde müsteşarlığa atandı. 29 Aralık’ta Paris Barış Konferansı’ na (1919) hazırlık için kurulan komisyonda askeri müşavir oldu; 4 Ağustos 1919’da yalnızca sekiz gün için Askeri Şûra Muame- lat-ı Umumiye müdürlüğüne, bir ara da jandarma ve polis örgütünün iyileştirilmesi için kurulan komisyona üye olarak atandı. Bütün bunlar genellikle birkaç günlük görevlerdi.

1919 yılında Mevhibe Hanım’la evlenen İsmet Bey, ilk kez 8 Ocak 1920’de, yalnız ca bazı danışmalarda bulunmak için Ankara’ya gitti ve kısa bir süre Mustafa Kemal’le çalıştı. Yeni kurulan Ali Rıza Paşa hükümetinde harbiye nazırı olan Fevzi Paşa’nın (Çakmak) çağrısı üzerine şubat sonlarında İstanbul’a gitti. 9 Nisan 1920’de Mustafa Kemal’in çağrısı üzerine Ankara’ya döndü ve İstanbul’la bütün resmî bağlarını kopardı.

23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) Edirne milletvekili olarak katılan İsmet Bey, 3 Mayıs’ta İcra Vekilleri Heyeti’nde erkân-ı harbiye-i umumiye vekili (o dönemde genelkurmay başkam) oldu. Bu görevi üstlendiğinde albaydı ve kendisinden hem rütbe, hem kıdemce çok ileride komutanlar (örn. Kâzım Karabekir ve Ali Fuat [Cebesoy] paşalar) vardı. İsmet Bey, 6 Haziran’da İstanbul’da divanıharp tarafından gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı.

10 Kasım 1920’de milletvekilliği ve vekillik görevi saklı kalmak üzere Garp Cephesi Kuzey Kesimi Komutanlığına atandı; 4 Mayıs 1921’de de Garp Cephesi komutanı oldu. Çerkeş Ethem ayaklanmasının ve iç isyanların bastırılmasında etkin rol oynadı. Ocak ve Nisan 1921’de I. ve II. İnönü savaşlarında Yunan ilerlemesini durdurdu (bak. İnönü Savaşları). 1921-22 yıllarında Sakarya Savaşı, Büyük Taarruz ve Başkumandanlık Meydan Savaşı’nda etkin rol oynadı.

Siyasal yaşamı.


Milli Mücadele’nin sonunu belirleyen Mudanya Mütarekesi görüşmelerinde (3-11 Ekim 1922) Türk tarafını temsil eden İsmet Paşa, 26 Ekim 1922’de hariciye vekili oldu. Lozan görüşmelerinde murahhas heyetin başkanlığını yaptı; yeni devletin bağımsızlığını ve egemenliğini onaylayan, Sevres Antlaşması ve Mondros Mütarekesi’ ni geçersiz kılan Lozan Antlaşması’nı imzaladı.

İkinci dönem (1923-27) TBMM’de Malatya milletvekili olarak bulunan İsmet Paşa, Fethi Bey’in (Okyar) kurduğu İcra Vekilleri Heyeti’ne gene hariciye vekili olarak girdi. 23 Ağustos’ta Lozan Antlaşmasının TBMM’de kabulü, siyasal-diplomatik başarılarının en önemlisi oldu.

29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile sonuçlanan süreçte, Mustafa Kemal’le yakın siyasal işbirliği içindeydi. İlk Cumhuriyet hükümetini kurdu (30 Ekim); aynı zamanda Halk Fırkası (sonradan Cumhuriyet Halk Partisi-CHP) genel başkan vekilliğini üstlendi. Böylece hükümet ve parti üzerinde otorite kurma olanağı elde etti. Muhalefet partisi olarak kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TpCF) karşısında istediği yetkileri elde edemediği için 8 Kasım 1924’te başvekillikten istifa etti; 21 Kasım 1924’te yeni hükümeti Fethi Bey kurdu. Doğudaki Şeyh Said Ayaklanması üzerine 3 Mart 1925’te İsmet Paşa yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ayaklanmanın bastırılmasında hükümet başkanı olarak önemli rol oynadı. Bu tarihten sonra, yeni devletin ve tek parti yönetiminin oluşumunda Mustafa Kemal ile birlikte en önemli siyasal kişilik olarak belirdi.

1934’te Soyadı Kanunu çıktığında Atatürk’ün verdiği İnönü soyadını alan İsmet Paşa, 1924’ten 1937’ye değin başvekillik görevini aralıksız sürdürdü. Bu dönemde ülkedeki bütün önemli siyasal gelişmelere damgasını vurdu. Siyasal muhalefetin etkisizleştirilmesinde, Kemalist reformların ilanında ve uygulanmasında, iktisat politikasında devletçilik ilkesinin kabulünde ve uygulamasında çok önemli rolü oldu.

İnönü, Atatürk’le aralarındaki bazı görüş ayrılıkları yüzünden ve onun isteğiyle Ekim 1937’de başvekillikten ayrıldı. CHP’nin genel başkan vekilliğinden de alındı. Görüş ayrılıkları büyük ölçüde İnönü’nün devletçilik uygulamalarından doğmuştu. Atatürk devletçilik uygulamalarının İnönü’nün düşündüğü biçimde genişletilmesinden yana değildi ve aynı görüşü paylaşan iktisat vekili Celal Bayar’ı İnönü’ye karşı siyasal bir seçenek olarak görüyordu. İnönü ikinci kez başvekillikten ayrılınca yerine Celal Bayar atandı. İnönü bu dönemde yalnızca TBMM’de Malatya milletvekili olarak görev yaptı.

Cumhurbaşkanlığı ve çok partili dönem.


İsmet İnönü Atatürk’ün ölümü üzerine 11 Kasım 1938’de cumhurbaşkanlığına seçildi. Etkin siyasal yaşamdan çekildikten bir yıl sonra cumhurbaşkanı seçilebilmesi, büyük ölçüde Cumhuriyet’le özdeşleşmiş olmasıyla ilgiliydi. Cumhurbaşkanlığının yanı sıra CHP genel başkanlığına da getirildiğinden yönetim üzerinde geniş otorite sahibi oldu. CHP’nin 26 Aralık 1938’de toplanan I. Olağanüstü Kurultay’mda partinin “değişmez genel başkan”ı seçildi. Ayrıca kendisine “Milli Şef” sıfatı verildi. Cumhurbaşkanı seçilmesinden 8 ay sonra başlayan II. Dünya Savaşı (1939-45) döneminde İnönü ülkeyi savaştan uzak tutmaya çalıştı. Savaş yıllarındaki ekonomik ve toplumsal sıkıntılar ise, dönemin unutulmayan mirası olarak kaldı. Gene bu dönemde İnönü’nün öncülüğünde Köy Enstitüleri kuruldu ve geliştirildi.

II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi. İnönü, çok partili yaşama geçişte ülkedeki siyasal liberalleşme hareketinde etkin rol oynadı; hem CHP içinde yeni politikaya karşı çıkan muhalefet grubunun güçlenmesini önlemeye çalıştı, hem de yeni ve güçlü bir muhalefet partisinin kurulmasını destekledi.

14 Mayıs 1950 genel seçimlerinden sonra CHP iktidarı Demokrat Parti’ye (DP) bırakırken, İsmet İnönü de cumhurbaşkanlığından ayrıldı ve ana muhalefet partisi genel başkanı olarak siyasal rolünü sürdürdü. On yıllık muhalefet döneminde partisinin başında kaldı ve iktidarın zamanla sertleşen siyasal baskılarına karşın, CHP’nin yeniden güçlenmesine katkıda bulundu.

DP, 27 Mayıs 1960 hareketiyle iktidardan uzaklaştırıldı. Yeni anayasa kabul edilip, 15 Ekim 1961 genel seçimlerinden CHP birinci parti olarak çıkınca, İnönü yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi. Bu dönemde CHP-AP, CHP-YTP-CKMP ve CHP-Ba- ğımsızlar koalisyon hükümetlerine başkanlık etti. Yeni kurulan siyasal sistemin sağlıklı biçimde işlemesi için çaba gösterdi. 27 Mayıs hareketinin doğurduğu sorunlarla da uğraşarak 22 Şubat ve 21 Mayıs 1963’te iki darbe girişimini önledi. 1964 Kıbrıs olayları sırasında ABD’nin Türkiye’nin adaya müdahalesini önlemesi üzerine dış politikada çok yönlü arayışlara girdi. Planlı ekonomi, sendikalar, grev ve toplu sözleşme yasalarının çıkarılması Avrupa Ekonomik Topluluğu’na ortak üye olmak üzere Ankara Anlaşmasının imzalanması, SSCB ile iyi ilişkiler kurulması da bu döneme rastlar. İnönü hükümeti 6 Şubat 1965’te yerini Suat Hayri Ürgüplü hükümetine bıraktı. 10 Ekim 1965 seçimlerinde partisinin seçimi kaybetmesi üzerine, parti içi görüş ayrılıkları derinleşti. İnönü’nün desteklediği “ortanın solu” politikası parti tarafından benimsendi.
Ad:  İsmet İnönü2.jpg
Gösterim: 1861
Boyut:  42.7 KB

Silahlı Kuvvetler’in 12 Mart 1971’deki müdahalesinden sonra, CHP’nin tutumu konusunda parti içinde önemli görüş ayrılıkları belirdi ve İnönü parti genel sekreteri Bülent Ecevit’le anlaşmazlığa düştü. Ecevit’e göre, müdahalenin amacı, CHP içinde egemen olan “ortanın solu” politikasına son vermek ve partinin iktidar olmasını önlemekti. İnönü ise, müdahaleye açıkça karşı çıkılmasını onaylamıyordu. Yeni kurulacak hükümete partinin üye verip vermeyeceği konusunda beliren anlaşmazlık sonucunda Ecevit istifa etti. Ecevit’le yoğun bir mücadeleye giren İnönü, Mayıs 1972’de toplanan V. Olağanüstü Kurultay’da, politikasının partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultayda parti meclisi Ecevit’in yanında yer alınca da 8 Mayıs 1972’de CHP genel başkanlığından ayrıldı. Türk siyasal yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk genel başkan olan İnönü 4 Kasım 1972’de CHP üyeliğinden, 14 Kasım 1972’de de milletvekilliğinden istifa etti. Başvurusu üzerine tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosu’nda görev aldı.

25 Aralık 1973’te ölen İnönü 27 Aralık’ta devlet töreni ile Anıtkabir’de toprağa verildi. Anılarının bir bölümü Hatıralarım, Genç Subaylık Yılları, 1884-1918 (1968), Hatıralar-I (1985) ve Hatıralar-2’de (1987) toplanmıştır. Ayrıca çeşitli tarihlerdeki söylev ve demeçlerini içeren İsmet Paşa’nın Siyasi ve İçtimai Nutukları, 1920-1933 (1933), İnönü Diyor ki (1944), İnönü’nün Söylev ve
Demeçleri I, 1920-1946 (1946), İsmet İnönü’ nün TBMM’deki Konuşmaları, 1920-1973: Birinci Cilt (1920-1938) (1992) gibi kitapları yayımlanmıştır.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 24 Temmuz 2016 20:22