Arama


bloom22 - avatarı
bloom22
Kayıtlı Üye
4 Ocak 2012       Mesaj #5
bloom22 - avatarı
Kayıtlı Üye
18 Nisan 1951 tarihinde Paris'te imzalanan ve 23 Temmuz 1952 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması, 25 Mart 1957'de Roma'da imzalanan Roma Antlaşması ve 7 Şubat 1992'de Maastricht'te imzalanan Avrupa Birliği Antlaşması, Avrupa Birliği'ni kuran antlaşmalar arasında en önemlileridir.

Öncelikli hedefleri arasında yer alan ticareti geliştirme fikrini ilk defa Roma Antlaşması ile ortaya koyan AB, daha sonra imzalanan Tek Avrupa Senedi ile birlikte "ortak pazar" fikrini geliştirmiştir. Amsterdam ve Nice Antlaşmaları ile birlikte günümüzdeki halini alan AB'nin kurulduğunda ilk amacı ticaret, ortak pazar, yaşam düzeyinin hızla yükseltilmesi idi. Özellikle Maastricht Antlaşması'yla birlikte Topluluk kavramı değişmiş, hedefler ve amaçlar çeşitlenmiştir.

Aslına bakacak olursak AB'yi kuran antlaşmaların temel fikri, Birliğe üye olan ülkelerin aynı müreffeh bir yaşam düzeyine sahip olmak için ekonomik, politik ve sosyal alanlarda gelişmeler ve iyileştirmeler sağlamaktır. Bu hedefle yola çıkan AB, günümüzde AB vatandaşlarının, refah ve varlık içinde hayatlarına devam etmelerini, Birliğe üye ülkeler arası gelişmişlik seviyesinin birbirinden çok farklı olmamasını amaçlar.

Avrupalılık kavramında da açıklandığı gibi her ülkenin, muhtelif dillere, gelenek ve göreneklere, renklere sahip olması Avrupa'nın çeşitliliğini yansıtmaktadır. Bu anlamda çeşitliliği savunan AB, ekonomik gelişmeler ve iktisadi kalkınma gibi kavramlarda müşterek bir hedef benimser. Buna en çarpıcı örnek Tek Avrupa Senedi, ortak pazar kavramı, ortak para kullanımı gösterilebilir.

Kuruluş nedenleri arasında, belki de, geçmişte yaşanan Dünya Savaşları da eklenebilir. İki yıkıcı büyük savaşın merkezinde yer almış bir Avrupa, tarihinden bir ders çıkararak ortak bir zeminde buluşmanın ve barışı, refahı, güvenliği sağlamanın yolunu Avrupa Birliği'ni kurarak tesis etmeye çalışmaktadır. 1789 Fransız İhtilali ile başlayan "ulusalcılık" kavramı, sömürgecilikteki rekabetler gibi olgular Dünya Savaşları'nın da asıl nedenleri arasında yer alır. İşte, AB, hem her ülkenin ulusalcılık kavramını koruma altına almasını sağlamakta hem de uluslararası ticarette ortak harekat ile rekabetin önüne geçebilmektedir.

Her türlü ayrımcılığa, temel hak ve özgürlükler ile insan hakları ihlallerine karşı kurulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, geçmişte yaşanan talihsiz olayların bir daha asla yaşanmaması için çalışan Avrupa Kurumları'ndan sadece biridir. AB içinde her türlü iç mevzuatı, kararları ve yönergeleri inceleyen kurumlar da, üye ülkelerin AB'nin temel hedefinden uzaklaşmaması için denetleme yapmaktadır.
Son düzenleyen nötrino; 20 Temmuz 2014 13:05 Sebep: Mesaj düzeni!