Arama


Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
2 Şubat 2012       Mesaj #6
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Tekerleğin İcadı ve Sanayi Gelişimi

Günümüzde bir çok teknolojik cihazın keşfine sebep olan bir diğer önemli gelişme olan tekerlek, muhtemelen insanların ağaç kütüklerini bir noktadan diğer bir noktaya ulaştırmak için yuvarlayarak götürdükleri dönemde bulundu. MÖ 3500 yıllarında keşfedildiği ileri sürülen tekerlekler, büyük bir iş verimi oluştururken, ticaretin ve ulaşımın keşfedilmesine de zemin sağladı.

Üzerinde çarklar bulunan eğirme makine­leri Sanayi Devrimi sıralarında bulundu ve dokuma sanayisinde çok büyük bir değişime yol açtı. Tarak makineleri de aynı dönemde bulundu; bunların da ana parçalarını çarklar oluşturuyordu. Daha son­ra aldığı biçimiyle buhar makinesi de çarkla­rın yardımıyla çalışıyordu. Tren, gemi ve fabrikalardaki makineler için gerekli güç, Hep bu tur buhar makinelerinden sağlanırdı.

Tekerlek yapım zanaatının en üst noktaya ulaştığı 17. yüzyılda her köyün bir tekerlek yapım ustası vardı; tekerlek göbeğine yük­sükler geçirir ve bu yüksüklere de tekerlek parmakları oturtulurdu. Sonra bu parmakla­rın üzerine yan vana getirildiğinde tam bir çember oluşturacak biçimde kesilmiş eğri parçalardan oluşan tekerlek çemberi ya da kasnağı çepeçevre geçirilirdi, Son işlem olarak da tekerlek yapım ustası ile demirci, tekerlek kasnağıyla aynı çapta olan bir demir çemberi ateşle kızdırırlardı. Demir çember ısınınca genleşir (çapı biraz büyür) ve böylece tekerlek kasnağının üzerine geçirilebilirdi. Sonra üzerine su dökülerek demir soğutulur, soğuyan demir büzülürken bütün tekerlek parçalarının sıkıca birbirine geçmesini sağlar ve bu sırada patlamayı andıran şiddetli sesler çıkardı.

Yolların büyük ölçüde geliştirildiği 18. yüzyılda tekerlekli taşıtlar iyice yaygınlaştı. Daha önceleri yollar oldukça kötü durumdaydı. Yüzeyleri düz ve sert değildi; o kadar çamurlu ve delik deşiktiler ki üzerlerinde tekerlekli araç­ların yol alabilmesi olanaksızdı. Mallar bir yerden bu yere çoğu kez at sırtında ya da suyoluyla taşınırdı. Sanayi Devrimi ilerledik­çe, çok sayıda fabrikanın ürettiği büyük miktarlardaki ürünün taşınabilmesi için bu yöntemlerin uygun olmadığı anlaşıldı. Thomas Telford (1757–1834) ve John McAdam ( 1756–1836) gibi yol mühendisleri, tekerlekli taşıt trafiğinin hızla akmasına elverişli yol yüzeyleri yaptılar. Yüzyılın sonuna yaklaşırken yeni, sert yüzeyli yollar üzerinde atlı yolcu arabaları gibi çok sayıda tekerlekli taşıt kullanılır oldu.

Bu taşıtların tekerlekleri ağaçlan yapılırdı ve çevrelerine demir bir cember şerit geçirilirdi. Demiryolu taşıtlarının tekerlekleri, bugün ol­duğu gibi çelikten yapılır ve tekerleğin üzeri­ne bir kenarı çıkıntılı bir çember geçirilirdi (Flanş olarak bilinen bu kenar çıkınlısı teker­leğin kayıp raydan çıkmasını önler.) Kenarı çıkıntılı, yani flanşlı tekerleği 1900'de William Jessop buldu.
19. yüzyılda karayolu taşıtlarının tekerlekleri de metalden yapılmaya ve tekerleği korumak için çevresine, havayla şişirilmiş lastik takılmaya baskındı. Bu lastikler daha önce bulunmuştu, ama ancak 1887'den sonra kullanıma girdi. Bu tur tekerlekleri olan otomobiller 19. yüzyılın atlı yol arabalarının verini aldı. 19. yüzyılda ortaya tekerlek büyüklükleri birbirinden farklı ilk bisiklet türleri çıkmaya başladı. Günümüzdeki bisikletin iki tekerleği de aynı büyüklüktedir.

Bugün, önceki zamanlara göre birbirinden çok farklı taşıtlarda da tekerleklerden yararlanır. Ayın pü­rüzlü yüzeyinde gitmek için bile tekerlekli taşıtlar tasarlanmıştır. Günümüzde bir mühendis, dişli çarklardan yararlanarak Taş Devri’nin bütün insanlarınca uygulanabilecek olandan çok daha büyük gücü tek bir makineyle üretebilmektedir.

Derleme
theMira