Arama


woltka1001 - avatarı
woltka1001
Ziyaretçi
20 Şubat 2012       Mesaj #9
woltka1001 - avatarı
Ziyaretçi
MUCİT NEDİR?: 1793'te Convention Meclisi, Claude Chappe'inkini resmen tanıdı diye öteki mucitlerin kabuklarına çekildiklerini ve kendilerini yenilmiş saydıklarını sanmamalıyız. Mucit her şeyden önce inançlı kişidir. Dehasına çılgın bir güven vardır ve hatta bir rakibin başarısı bile kendisinin yanlış yolda olduğuna inanması için yeterli değildir. Öyle ki, Chappe şebekesi kurulup işletilmeye başlandığı halde, optik telgrafın en iyi yol olmadığına, ses ve elektriğe dayanılarak daha verimli sonuçlar alınabileceğine inananlar, kanılarına uygun araştırmalarını sürdürmeye devam ettiler.

Özellikle elektrikli telgraf birçok muciti meşgul etmekteydi. Çünkü gece ve sisten etkilenmeyişi, düzenli kullanılmasını ve güvenilir bir araç olmasını sağlayacak bulunmaz bir nitelikti. Böyle düşünenlerin başında Georges Lesage (1724-1803) gelmekteydi. Meydana getirdiği her biri alfabenin bir harfini yollayan 24 tellik makineyi 1774'te denemeye koydu. Ucuna bağlanan bir elektrostatik makineyle elektriklenmiş olup öbür uçta bulunan ufak bir topu itmekteydi. Bu sistem değişik şekiller altında Fransa'da Lomond, Almanya'da Reiser, İspanya'da Bettancourt, sonra da Salva tarafından denendi.

Bunların iki ortak kusuru vardı: Önce, elektriklenmiş maddelerin itilmesi makinenin alıcı kısmında karışıklıklar çıkarmaktaydı, sonra daha da önemlisi, elektrostatik deşarj, pratik olmayan bir araçtı. Bu, 1800'de Volta pillerinin icadından sonra daha belirli olarak meydana çıktı. Bu pil, araştırmacıların emrine sürekli bir akım vermekteydi.

Bundan ilk yararlanmasını bilen Bavyeralı bilgin Soemmering oldu. Onun da makinesinde Lesage'inki gibi 24 hat vardı ve bunların her birinin karşı ucu bir voltametreye bağlı duruyordu. Gönderilen harfler, o harflere karşılık olan voltametrenin içinde meydana getirdiği baloncuklardan anlaşılıyordu. Makine henüz işe yarayamayacak ilkellikteydi ve kullanılır hale gelmesi için daha birçok icatların yapılmasını beklemek gerekti.

Bu buluşlar 1819 -1833 yılları arasında yapılan elektrodinamik konusundaki icatlardır. Bu alanda Oersted. Ampere ve Faraday gibi büyüklerin adları duyuldu. Bu kişilerin araştırma ve icatları sayesinde telgrafçılar elektro-mıknatıs gibi kımıldayan toplarla ya da pilde oynaşan baloncuklarla kıyaslanmayacak duyarlıkta bir araç elde ettiler. Mıknatıs konusunda araştırmalar da yapmakta olan büyük Matematikçi Gauss, Fizikçi Weber'le birlikte 1833'te Goetingen'de bu ilkeyle işleyen bir elektrikli telgraf istasyonu kurdu. Bu alıcı aynalı bir galvanometre olup mesajları yansıyan ışıklar şeklinde alıyordu. Bu ilkeyi Gauss ve Weber'le aynı zamanda başkaları da kullanmaktaydılar: Rusya'da Schilling, (1786-1837), İskoçya’da Ritchie ve Alexander...

Aynı ilkeye dayanan bu çalışmaların ayrı yerlerde ve aynı zamanda sürdürülmesi elektrikli telgrafın verilerinin birleştirilmiş ve kafalarda imgelenmiş olduğunu ispatlamaktadır. Bilim adamları gerekli öğeleri getirmişlerdi, iş teknisyenlerin hüner ve yaratıcılığına kalmıştı.