Arama


_kelebek_ - avatarı
_kelebek_
Ziyaretçi
7 Mart 2012       Mesaj #2
_kelebek_ - avatarı
Ziyaretçi
Yerkürenin merkezinde bulunan ve ater küreden sonra gelen kısımdır. 2900 km derinlikten başlar, yerin merkezine kadar uzanır. Kalınlığı yaklaşık 3400 km’dir. Burada demir, nikel gibi yoğunluğu büyük olan maddeler yer alır. Çekirdeğin sıcaklığının 4000 – 4500 0C’nin üstünde olduğu sanılmaktadır. Bu sıcaklıktaki bütün maddelerin buhar halinde bulunması gerekir. Fakat büyük basınç altındaki çekirdeğin sıvı kalamayacağı, katı durumda olduğu sanılmaktadır.

Üzerinde yaşadığımız yer yuvarlağı. Güneş sisteminin gezegenlerdendir. Güneşten uzaklık bakımından üçüncü (Güneşten ortalama uzaklığı 149.481.000 km.), bu sistemdeki büyüklüğü bakımından beşinci (yüzölçümü 509.200.000 kilometrekare) dir. Dünyanın ağırlığı 5.977 trilyon ton, hacmi 1.082.841.310.000 kilometreküp, ekvatordaki çemberi 40.076. 423 metre, ekvatordaki çapı 12.726 kilometredir. Dünyada yaşayan insanların sayısı 2.995.000.000 dur.

Dünyanın oluşu : Dünyanın oluşu hakkında birçok teoriler vardır. Bunların en önemlilerinden! biri olan KantLaplace teorisine göre, Dünyanın güneşten kopmuş, yuvarlak ve kızgın ateş; halinde bulunan bir parça olduğu sanılmaktadır. İlkin dünyanın, güneş ve öbür gezegenlerle birlikte bir kütle halinde bulunan bir parça olduğu sanılmaktadır.İlkin dünya, güneş ve öbür gezegenlerle birlikte bir bütün kütle halinde bulunuyordu. Merkezi parlak olan bu kütlenin çevresi gaz ve buhar moleküllerinden yapılmıştı. Bu büyük kütle, çok soğuk olan uzayda dönerken, sahip olduğu ısının bir kısmını çevresine dağıtarak soğumağa başlıyordu.

Bu soğumanın etkisi ile, bu kütlenin bazı cisimleri yoğunlaşmağa başlamış, gaz tabakası da, merkez kısmına yaklaşmış ve hacmi küçülmüştür. Böylece merkezin etrafında bir halka meydana gelmiş, yoğunlaşma sebebiyle kütlenin dönme hareketinin hızı artmıştır. Dönme hızı artan bu kütlenin dış yüzeyinin bütün kısımları aynı zamanda soğuyup yoğunlaşmamış, bazı kısımları gaz kitleler halinde konarak çok uzaklara gitmiştir Bu gaz kütleler, esas kütlenin çekim kuvvetinden kurtulamadıkları için bunun çevresinde dönmeğe başlamışlardır. Halkalar koptukça bu kütle (yani güneşin) nin hacmi küçülmesine başlamışlardır. Halkalar koptukça bu azalmıştır. Hızın azalması ile sonradan kopan halkalar, öncekiler kadar büyük olmadıkları gibi, çok uzaklara da gidememişlerdir.

İlk kopan ve kütlenin çevresinde yer alan parça Plüton olmuş, sırasıyla Neptün, Uranüs, Satürn, Jüpiter, Merih (Mars), Dünya, Venüs, Merkür, birbirini takip etmişler. Böylece dünya, gezici yıldızlar arasında, güneş kütlesinden kopup ayrılan yedinci dereceden bir gezegen olmuştur.

Zamanla ,soğuma sonucu her gezegende çeşitli cisimlerin bir noktada toplanmalarıyla bir çekirdek meydana gelmiş ,bu çekirdek, çevredeki gaz halkanın yoğunlaşmasıyla büyümüş, böylece, gezegenler bazı noktalarda, yoğunluk sıralarına göre, güneş çevresinde dizilerek, aynı yön ve dönme hızı ile hem eksenleri etrafında, hem de bir elips olan yörüngeleri üzerinde dolanmaya başlamışlardır. Sonradan, bu gezegenler de, aynı mekanik olayların, etkisiyle bir ya da birçok uydular (peyk) meydana getirmişlerdir.
Son düzenleyen Safi; 1 Mart 2016 21:41